|

Engelli Çocuklar İçin Dev Hizmet (Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ile yapılan röportaj)

Yetiştirme yurtlarındaki 20 bin çocuğun önemli bölümünü 550 ytl maaş ve sigorta desteğiyle profesyonel koruyucu ailelerin yayına yerleştirmeyi hedefleyen hükümet, özürlüler için de düğmeye bastı. Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, özürlü çocuğu olan ailelerin bakım sorunlarını çözmek üzere 2007 yılı başından itibaren maddi yardımda bulunacaklarını açıkladı. Özel eğitim merkezinde bakılacak çocuklara 750 YTL, evde bakılacak özürlü çocuklar içinse 345 YTL aylık destek vereceklerini anlatan Çubukçu, bu yöntemle toplumdaki özürlü sorununun kökten çözümleneceğine inanıyor.
Evlilik dışı çocuk edinmenin magazin programları tarafından iyi bir davranış gibi sunulmasına karşı çıkan Çubukçu, "Evlilik dışı çocuk edinme ve diğer olumsuz örnekler Türk aile yapısını bozuyor. (ZAMAN)

Ben hiç bakan anne olmadım

- Çocuklarla ilişkilerinizi nasıl sürdürüyorsunuz. Size nasıl hitap ediyorlar?

Ben hiç bakan anne olmadım. Bu tabiri sevmediğim için söylüyorum. 'Müdür baba, bakan anne' Çocukların, herkesin baba ve anne olduğu bir kavram kargaşası yaşadığını düşünüyorum. Ben bana 'abla' deyin de demedim. En başından beri bana hep 'Nimet Abla' dediler. Bazen arkadaşlarım "çok fazla yakın temasta bulunuyorsun biraz uzak dur" diyorlar ama ben çocuklarla temas ettiğim anda içimden geldiği gibi davranıyorum. Ben yaşadığım sürece bir çoğuyla ilişkim sürsün isterim. Bu görevde olayım ya da olmayayım benim varlığımın onlar için bir güç olmasını isterim. Her şeyden daha fazla karşılığını aldığımız tek şey sevgi. Çocuklarda bunun doğrudan yansıması var, çocuklar sevgiyi çok katkısız ve kusursuz alıp karşılık veriyorlar.

Bakan evinde pijamalı iftar
- Çocukları evinizde ağırlıyor musunuz?

Bayramda bir mektup almıştım. 'Bizi çok bakan ziyaret etti ama biz hiçbir bakanı evinde ziyaret etmedik' diye. Bana ilginç geldi hemen kabul ettim. Bu yıl Ramazan ayında benim evimde kızlarla iftar yaptık. Ben onları dışarı götürmek istedim, onlar eve gelmek istediler. Hatta ne alayım ne yaptırmamı istersiniz dedim. 'Nimet abla sen yap' dediler. Bana farklı geldi. Uzun zamandır yemek yapmıyorum. İstanbul'dan geldim zeytinyağlı fasulye, çorba falan yaptım. İyi bir yerde yaptırıp ben yaptım da diyebilirdim ama onları kırmak istemedim. Onlarda 'bunu sen mi yaptın' diyerek benim yemeklerimi tercih ettiler.
İstedikleri daha yakın temas. Ben onların yanında çok rahat davranıyorum. Benim evimde eşofmanla üçlü koltuklarda yayıldık televizyon izledik.

Nimet Abla dolma yaptık gel
- Yurtları hangi sıklıkla ziyaret ediyorsunuz? Çocukların size yaklaşımı nasıl?

İstanbul'da giderken yol üzerindeki yurtlara uğruyorum. İstanbul'dakiler benim programımı takip edip çağırıyorlar. Telefon açıyorlar 'Nimet abla dolma yaptık gel ya da çaya gelir misin' diye davet ediyorlar. Ankara'dakiler ise Pazar günü beni kahvaltıya çağırıyorlar, kurumun haberi yok. Yurtlarda gece geç saatlere kadar kaldım ama uyumadım onlarla. Uyuyana kadar kaldım saat 02.00'ye kadar. Uyumak isterim ama hepsi çağırır sonra gidemem diye çekiniyorum.

Giysiye değil sevgiye ihtiyaç var
- Kurumda yaşanan olumsuz hadiseler basında uzun süre yer aldı. Toplumun çocuklara ya da kuruma karşı yaklaşımında değişiklik oldu mu?

Diyelim ki, maddi olarak yüklü miktarda yardım yapan bir insan çocukların toplumsal yaşama katkı sağlaması için aynı katkıyı vermeyebiliyor. Çocukların yaşadıkları sorunlara destek olma ve çözümü konusunda istekli olmuyorlar. Eğer o çocukları başka yerde görse başını bile okşamayabilir. Bu milletin irfanına vicdanına çok güveniyorum yanlış giden bir şey varsa milleti suçlamak doğru değil. Çocukların gıda ve giysi anlamında hiçbir sorunu yok. Hatta depolarımızdaki giysileri sosyal yardımlaşma fonuna fakir ailelere dağıtmak için gönderdik. Bu konuda hiçbir sorumuz yok. Sadece bayramda yapılan ziyaretler kötü sonuçlar doğuruyor. Çocuklar bir daha hayatı boyunca görmeyeceği insanla temas ediyor. Çocukların, belli periyotlarla gelen, verdiği sözü tutan, sorunlarını çözmek için yardımcı olabilecek gerçekten güvenebileceği insanlara ihtiyacı var.
 
- Çocukların toplumsal hayata katılması için çalışmanız var mı?

Sosyal devlet olmak mutlak olarak sosyal hizmetlerin tamamının devlet eliyle yürütülmesi olarak algılanmıyor artık. Ne kadar büyük bütçe koyarsanız koyun topluma kazandırmaya çalıştığınız insan faktörünün en fazla ihtiyaç duyduğu şey sevgi ve toplumsal ilişki. Bebekliğinden itibaren yurtlarda kalmış çocuğun toplumun diğer tabakalarını tanıma ve ilişki kurma şansı yok. Biz İstanbul'da Koç ve Bahçeşehir, Ankara'da Bilkent Üniversiteleri ile birçok özel liseyle bu çalışmaları yürütüyoruz. Öğrenci grupları haftanın belli günlerinde çocukları ziyaret ediyorlar. Kendilerinden güç koşullar içinde yaşayan çocuklarla bir araya geliyorlar. Toplumun sorunlarının paylaşarak azalacağını ve sorunların paylaşarak giderileceğinin öğrenilmesi için önemli. Ziyarete giden çocuklar açısından da büyük bir rehabilitasyon oluyor.  Çocuklara bazen ne olmak istiyorsunuz dediğimde o üniversitelerin ismini kullanıyorlar. Ben Bahçeşehir'e gideceğim gibi. Demekki güzel bir model oluşturabilmişiz. Çocuklara bir gelecek perspektifi veriyoruz.

- Başbakan rahatsızlanmadan bir gece önce kız yurdunu ziyaret etmişti.  Kızların Başbakan'dan talepleri oldu mu?

Çocuklarımız Başbakanımıza büyük bir sevgi besliyorlar. Hiç tanımayan görmeyen çocukların bir çoğu, "Tayyip abiye veya Tayyip amcaya selam söyleyin" diyor. Onun adı Başbakan değil 'Tayyip abi' diyorlar. Kendi ailelerinden bir bireyi savunur gibi Başbakanı savunduklarını biliyorum çocukların. Ben bazen seçmenler çocuk olsa sürekli birinci parti oluruz diyorum.
Kızlar Başbakan'a çok soru sordular o gece. Başbakan, seçilme yaşının 25'e indirildiğini duyururken 'Haydi kızlar Meclis'e' dedi. İnanılmaz bir alkış oldu. Hatta bir kımızı 10 sene sonra yanınızdayım. Çok soru sordular, soruları cevaplamadan oradan ayrılmak istemedi. Başbakan gençleri ciddiye alıyor. Ama gençlerin bütün soruları siyasetle ilgiliydi sorular çok politikti.

2007'de koruyucu aile ve özürlü yılı
- 2007 döneminde nasıl bir uygulama yapacaksınız. Çalışmalar sadece yurtlarda kalan çocuklara yönelik olarak mı devam edecek?

2007 yılında asıl üzerinde duracağımız konular koruyucu aile sisteminin yaygınlaştırılması ve özürlülere yönelik hizmetler. Bu yıl ki bütçemiz yüzde 50 oranında artırılarak yaklaşık 800 milyon YTL'ye ulaştı. Hizmet satın alma yoluyla yaşlılara yeni dönemde evinde hizmet götüreceğiz. Özürlülere yönelik olarak evde bakım ve özel bakım merkezlerinde hizmet satın alma yöntemlerini getiriyoruz.

Özürlü için 750 YTL ödenecek
- Özürlülere dönük hizmet satın alma sistemini biraz açar mısınız?

Kendimiz kuruluş yapmak yerine özürlü ailesine ya da özürlünün bireysel tercihlerine ağırlık vererek hangi kurumda kalmak istiyorsa onun tercihine göre ödeme yapacağız. Yatılı bakım merkezlerini tercih edenler için iki asgari ücret tutarında, gündüzlü bakım merkezlerinden ise bir asgari ücret tutarında hizmet satın alacağız. Hizmetin bedelini biz ödeyeceğiz. Yani aile isterse özel kurumlardan isterse kendi yanında hizmet satın alacağız.
Özürlülerle ilgili düzenleme Maliye'ye yaklaşık 1 milyar YTL ek yük getirdi. Bunun Milli Eğitim, Sağlık ve Çalışma bakanlıklarına yansıması var. Onların toplamı bir milyar YTL'yi geçiyor.
İstanbul'da yaklaşık 5 tane özel bakım ve rehabilitasyon merkezi hizmete girecek. Bağcılar ve Bakırköy belediyelerince yüzme havuzlu son derece modern tesisler  yapılıyor. Belediyelerin hızlı şekilde rehabilitasyon merkezleri yapacağına inanıyorum. Hatta bazı büyük hastanelerin bu işe gireceğini düşünüyorum.

- Özel sektörü bu alana yatırım yapmaya nasıl ikna edeceksiniz?

Bu projeyle sektörde ciddi bir hareket başlayacağını düşünüyorum. Biz bu yıl 200 bin çocuk için hizmet satın alacağız. Çok büyük bir rakam. Devletin vereceği kaynakla sektöre olan yatırımların artacağını düşünüyorum. Evde bakım da buna dahil. Aile evde bakım isterse bunu da bir asgari ücret tutarında destekleyeceğiz.
Özürlü ailelerin en büyük sıkıntısı yatılı bakım merkezlerinde çocuğuna yer bulamamak. Devlet şu anda 5 bin özürlü çocuğa yatılı bakım hizmeti veriyor. Bir o kadar daha çocuk ve ailesi sırada. Bu aileler bir taraftan da 'ben ölünce çocuğuma ne olacak kaygısı' taşıyor. Bu endişeyi ortadan kaldırıyoruz Artık sokakta üstü başı perişan engelli insanları görmeyeceğiz. Devlet artık bunların hepsini kuşatacak hizmeti verecek. Ben ölünce çocuğuma ne olacak sorusu ortadan kalkacak.

Evlilik dışı çocuk sahibi olmak Anayasa'ya aykırı
- Televizyonlarda evlilik dışı çocuk sahibi olmak  gibi Türk aile yapısına uymayan bazı olaylar sık yer alıyor. Bunlara karşı bir önlem almayı düşünüyor musunuz?

Türk aile yapısının korunmasında medyanın rolü çok önemli. Televizyon aileleri doğrudan etkiliyor. Televizyon bir eğlence aracı olabilir ama her konunun eğlence haline getirilmesinin aracı olamaz. Olumsuz yaşam örneklerinin toplum üzerinde olumsuz etki yaptığı muhakkak.
Aile anayasal bir kurum ve anayasanın güvencesi altında. İnsanlar bir şey olduğunda çok rahat çıkar ortaya ve Anayasa'ya aykırı der. Bunlar da Anayasa'ya aykırı. Biraz komik gelecek ama gerçekten Anayasa'ya aykırı. Ailenin korunması sadece benim görevim değil toplumdaki herkesin görevi. Bunların yer almaması gerekiyor Ahmet Mehmet bunu yapıyorsa gençlere kötü örnek oluyorlar ve bu iyi bir şey değil tabi.

Anadolu kadını kendini Gamze Özçelik yerine koyuyor

O kadar farklı yaşamlarla empati kuruyorlar ki. Bir sığınma evine gittik bir Anadolu ilinde. Bir kadın kendi hikayesini anlattı. Eşinin çok yakın bir arkadaşının tecavüzüne uğramış ve daha sonra eşi tarafından terk edildiğini söyledi. Sonra 'Sayın bankanım benim durumum tıpkı Gamze Özçelik gibi' dedi. Ben öylece donup kaldım. Danışmanım 'çekim mi yapmışlar' diye sordu. Aslında çekim falan yok ama kadın kendi vakasıyla Gamze Özçelik arasında bağlantı kurmuş. Kimlerin nasıl empati kurduğunu bilemeyiz ama çok zarar verdiğini biliyoruz.

Kaynak: http://www.engelliler.net/?sf=habar&bl=31&=albl=0&hb=1422

Yorumlar (6)

[ Üyelere Özel ] 30-11-2006 10:47:10

DEGERLİ ARKADAŞLAR,BEN BU İŞİN HARİKA BİR BAŞLANGIÇ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.TÜRKİYE ARTIK KENDİNE GELİYOR.BUGÜNE KADAR ÖZÜRLÜLERİ KİMSENİN HATIRLADIĞINI GÖRMEDİK.TABİ HEMEN UYGULAMAYA GEÇİLMELİ.

[ Üyelere Özel ] 29-11-2006 19:13:26

bunlar ne kadar yeterli ki tartışılır

[ Üyelere Özel ] 27-11-2006 03:23:12

evet yasayı beğeniyorum fakat hızlandırılmasını rica ediyorum ve özellikle spastik özürlü çocuklara devlet tarafından maaş bağlanması en azından zaruri ihtiyaçları giderilsin

[ Üyelere Özel ] 26-11-2006 16:21:05

abi abla hizmet edebiyatları sheçk tasfiye ediliyor. devletin görevi hizmetler özelleştiriliyor olan sosyal haklarımıza oluyor. ne kadar paran varsa okadar hizmet alırsın. sanki bu hizmetler ayni nakdi yardımlar bir lütufmuş gibi dayatılıyor hiç kimse çıkıp bunlar bizim zaten hakkımız demiyor hakklarımız verirken müjdeli haber hediye imajı yaratılıyor. devlet hizmet satın alacağına sağlam projelerle farkındalık yaratsın.

[ Üyelere Özel ] 16-11-2006 13:52:36

özürlü çocukların en iyi şartlarda eğitim görebilmeleri için daha fazla ödenek ayrılmalı

[ Üyelere Özel ] 09-11-2006 12:24:05

Bu şekilde içeriği netleşmeyen ve dayanağı olmayan haberler toplumda yanlış anlamalara yol aöıyor maalesef.Aileler ümitleniyor ve rehabilitasyon merkezlerinin kapılarını aşındırıyor.Siyasilerimizde bu tür populist söylemlere bayılıyorlar maalesf.Zira 2006 yılında rehabilitasyondan eğitim alan öğrenciye 388 ytl ödeniyor.2007 de 345 ytl olması sanki daha iyiye gitmiş gibimi anlaşılmalı!!anlamadım doğrusu.Zaten şu anda bu işin suyu çıkmak üzere.Maliye kesilen faturaları TAKIR TAKIR ödüyor sanıyorsunuz belkide ama yanılıyorsunuz.Tam bir muaamma olacak ileriki günler diye düşünüyorum.

Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.