Soru-Cevap

Soru-Cevap Formu

İşitme engelli ögretmenleri ve ögrencileri bi yardımcı olur musunuz ?

İyi günler arkadaşlar.Malum öss sınavına girdim aldıgım puan işitme engelliler ögretmenligine gidebiliyor.Bu meslegi seviyorum daha önce çeşitli rehabilitasyon merkezlerine gönüllü olarak çalıştım.İş imkanları nasıl ? Kamusal alanda iş bulunabiliyor mu.devlet atamalarıyeterli mi Hangi üniversiteyi önerirsiniz ? yardım edenlere şimdiden çok teşekkür ederim.

20-06-2011
Cemil YAŞAR
Öğrenci
Hocam zaten arkadaş bir cümle yazmış kötü niyetle dahi ne kadar ayıklanabilir. Bahsettiği ihtimal aralığındaki işitme engelli sayısı işitme engellilerin yüzde 3 ünü geçmez zannediyorum. Bu ihtiyacı da karşılayacak olan eğitimci fazlasıyla var...Her neyse bu tür tartışmalarında pek bir önemi kalmayacak. Devlet işaret diline yöneliyor görülen o ki. Hakkımızda ve öğrencilerin haklarında hayırlısı. 3-4 arkadaş mezuniyet sonrası sadece işitme üzerine bir kurum açıp sadece yuva sınıfı öğrencileriyle çalışmaya başlayarak ilerlemeyi düşünüyorduk. Planlar vardı, çevredeki tanılanmış çocukları 4-5 yaşına kadar bir şekilde cihazlandırmak vs. Ama devlet ve özel kurumlarda işaret dili zorunlu hale gelirse böyle bir çaba anlamsız kalacak.
02-03-2012
Özel Eğt ÖĞRT
İşitme Engelliler Öğretmeni

arkadaşın cümlesini tamamen okursan ne demek istediğini, ne demek istediğimi daha iyi anlayacağını umuyorum, magazin gazetecileri gibi cımbızla bir kaç sözcük alıp buna göre yorum yapmak, doğruyu yansıtmaz. Ayrıca total kayıp mutlak kayıp anlamını taşır genelde beyindeki işitme sinirleriyle ilgilidir tek ve garantisiz çözüm yolu ise biyonik kulaktır, hayatında hiç heyet raporu görmediğin için, bu fikirlerini doğal karşılıyorum, hazır içem.de staj yapıyorken bunları daha iyi öğrenebilirsin ama orayla yetinmeyip uzman bir odyolog ve kbb uzmanı ile görüşmeni de tavsiye ederim, ne de olsa türkiyenin her yerinde içem ve türevleri yok.
02-03-2012
Seyfettin ÇAM
İşitme Engelliler Öğretmeni

Arkadaş doğuştan işitme engelinden bahsetmiş. Doğuştan işitme kaybı, Total ya da sensorineural işitme kaybı ile aynı kategoride bile değil. Total kayıp işitme kaybının derecesi, sensorineural kayıp ise işitme kaybının meydana geldiği yer(iç kulak) ile ilgili kavramlardır...Kulakta hiç işitme kalıntısı kalmadıysa elbette diğer yöntemlere yönelinir ama dediğim gibi çok nadirdir.Hele ki kök hücre çalışmaları ile daha da az karşılaşabimeceğiz seviyeye gelmiştir. Az da olsa var olan işitme kalıntısı cihazlandırılarak duyma becerisi kazandırılabilir. Bence öğrencilik yaşamınıza dönüp notlarınıza bir göz atmalısınız... Öğrenmenin yaşı yoktur sonuçta.
02-03-2012
Özel Eğt ÖĞRT
İşitme Engelliler Öğretmeni

total kayıp ve çözümleri nelerdir, Sensorineural tip kayıp ile farkları nelerdir ?? bunları öğrenip öyle yorum yaparsan sevinirim sayın mehmet ayrancı, işitme engelli "çoğu" bireyde işitme kalıntısı elbetteki vardır ( her işitme engellide yoktur ) ancak çalışabilir bir eğitim metodu takip edilmezse bu kalıntı, sözel dile geçişi sağlamaz ve birey işaret diline yönelebilir.
02-03-2012
Seyfettin ÇAM
İşitme Engelliler Öğretmeni

Uygar Hocam sanırım hükümet yetkilileri bazı ekonomik yükümlülüklerden kaçıyor ve açıklamada bir iki yıl sonra işaret dili ile eğitim yapılacağı ve işaret dili bilen öğretmenler yetiştirileceği yazıyor. Sözel- işitsel yöntemi bilen/uygulayabilen son dönemler olabiliriz kim bilir!...Ama belli olmaz ortak bir işaret dili oluşturmaları 5-6 yıl sürdü hatta yarıda kaldı onu dahi yapamadılar. Ortak bir alfabe oluşturmaları ve bunu öğretmenlere öğretmeleri ve okullarda yaygınlaştırmaları ne kadar sürer bilinmez.
02-03-2012
Özel Eğt ÖĞRT
İşitme Engelliler Öğretmeni

Muazzez Bal Çocuğun doğuştan işitme engelli olması konuşamayacağı anlamına gelmez, Hiç bir yöntemle duyamamaktan kastını da tam anlamadım. İşitme kaybı ne derecede olursa olsun her insanda az da olsa işitme kalıntısı vardır. Hiç olmaması oldukça ve oldukça nadir görülen bir durumdur. Umarım son sınıflarda değilsinizdir. Seyfettin Hocam sizinde bu yorumun altına imza atabilmiş olmanızı hiç anlayamadım. Doğuştan işitme engelli ile dünyaya gelmiş . İşitme kaybı her iki kulakta konjenital ve ileri düzeyde. Bilgiler videonun altından alınmıştır izlemenizi tavsiye ederim Sayın Muazzez: http://www.youtube.com/watch?v=9ZMwliBtORM
02-03-2012
Özel Eğt ÖĞRT
İşitme Engelliler Öğretmeni

Sayın Behzat Er, haklısınız peki bu alfabenin nasıl tasarlandığı konusunda bir fikriniz var mı?
01-03-2012
Özel Eğt ÖĞRT
İşitme Engelliler Öğretmeni

milli eğitim bakanı gittiği bi İşitme Engellilerle ilgili bir kursun açılışında işitme engellilere yönelik bir alfabe oluşturulması için çalışıldığını ve seneye alfabenin tamamlanabileceğini söylemiş.Bana bu durum bakanlığın işitme engelliler için özellikle işaret diline dayalı bir eğitim verilmesi gerektiğini düşündüğünü göstermektedir.
01-03-2012
Behzat ER
İşitme Engelliler Öğretmeni

umuyorumki anadolu öğrencisi değilsin işaret dili kursu aldığın duyulursa, başına iş açılabilir ...
01-03-2012
Seyfettin ÇAM
İşitme Engelliler Öğretmeni

biz de o sorunsal için, işaret dilinin öğretilmesi ve öğrenilmesi için çaba harcıyoruz değerli meslektaşım ama kimi duyarlı insanlar bizi anlıyor, kimisi ise anlamakta zorluk çekiyor ...
29-02-2012
Seyfettin ÇAM
İşitme Engelliler Öğretmeni

Uygar hocam mehmet kardeşimiz daha son sınıf öğrencisi, abileri olarak onun heyecanını anlamalıyız. mezun olup mesleği icra etmeye başlayınca söylediklerimizi daha iyi anlayacaktır, hoş görmek lazım böyle çocuksu hareketleri.
22-02-2012
Seyfettin ÇAM
İşitme Engelliler Öğretmeni

Son iki attığım mesaja rağmen hala aynı cümlelerle cevaplar yazılıyor. Şimdiye dek sizin kurduğunuz cümleleri daha önce kuran kişilerle bu iş bu hale gelmiş aynı cümleler yine yazılıyor. Böyle gelmiş böyle gidecek anlaşıldı. Burada yorumlara devam etmenin herhangi bir yarar sağlayacağını artık düşünmüyor vakit kaybı olduğuna inanıyorum. Herkes bir şeyleri eleştirebilir. Bu ülkenin idealist insanlara ihtiyacı var. Herkese saygılar.
22-02-2012
Özel Eğt ÖĞRT
İşitme Engelliler Öğretmeni

senin birinciye göre daha yararsız dediğin yöntem doğal olarak ortaya çıkıyor, çocuklar erken tanılamadığı, erken cihazlandırılmadığı, aile eğitimi alamadığı, psikolojik destek göremediği için işaret dili doğal dilleri oluyor, biz bundan bahsediyoruz. bu sorunlar çözülememediği ve gelecekte de çözülecek gibi durmadığı için, sadece işitsel yönteme göre eğitim almanın mantıklı bir açıklaması yok. Omü ve Ktü' de senin deyiminle bir zenginlik söz konusu, bizimle aynı eğitimi alıyorlar fakat alternatif iletişim yöntemleri adlı derste işaret dili hakkında bilgi edinip, işaret dili ile hayatını sürdüren işitme engellilere de yararlı olmak için adım atmış oluyorlar.
21-02-2012
Seyfettin ÇAM
İşitme Engelliler Öğretmeni

Konuyu bağdaştırmak demeyelim buna sadece Harf Devrimi'nde izlenen stratejiden ve bizim alanımızda izlenmesi gereken stratejiden bahsettim. Bu konularda yapılan bahisleri inceliyorum ve sürekli bir çift başlılık var bunu anlayabilirim fakat hak veremem. Eğer bir mesajda ''üstte yazdığın uygulamalar yerleşmeden işaret dili her daim varolacaktır'' derseniz bu çift başılılıktır fikrimce. Çünkü birinciye göre daha yararsız bir ikinci seçeneğin bulunması,birinci yani daha doğru olan seçeneğin gerçekleşmesini engellemektedir. OMÜ ve KTÜ de ki yöntem ve uygulamaların Anadolu ve iÇEM le ne kadar örtüştüğünü tam olarak bilmiyorum. Temel yöntemler ortak fakat uygulamalar konusunda eğitim sistemlerinin nasıl olduğunu araştırmaya çalıştım fakat bir bilgi kirliliği ile karşılaştım. Eminim farklılıklar vardır ve bu bir zenginliktir bunu bu şekilde değerlendiriyorum.
20-02-2012
Özel Eğt ÖĞRT
İşitme Engelliler Öğretmeni

harf devrimi ile bu konuyu bağdaştırmanı anlayamadım, bizim karşımızda işitme engelli bir birey var, harf devriminde muhatap alınan kesmi sanırım yazmaya gerek yok. " Eğer İçem uygulamaları hükümetin en üst kademesinden milli eğitimin en alt kademesine kadar kesin bir kararlılıkla kabul edilmiş olsaydı yeni doğan taramaları, cihaz desteği ve erken eğitim hizmetlerinin önemi üzerinde durulsaydı (ki asıl İçem uygulamaları bunlardır) 6 yıl içinde bu sorun hallolur ve şu anda 6 yaşında konuşamayan duyamayan bir işitme engelli öğrencimiz olmazdı. Kritik döneminde dil deneyimi olmayan geç yaşta cihazlanmamış kısaca sözel işitsel yöntemin uygulanamayacağı öğrenciler ise yine işaret diliyle bu altı yılda işaret dili ile eğitimlerini alır ve yaşamlarına devam ederlerdi. " diye yazmışsın, Bizde uzun zamandır bundan bahsediyoruz, anlayabilmene çok sevindim, üstte yazdığın olgular yerleşmeden işaret dili her daim var olacaktır. Ayrıca anadolunun vizyonu deyip, omü ve ktü.den bahsetmemek biraz ayıp kaçar, sanki onlar farklı bir yöntem uyguluyor gibi bir anlam çıkar, bu da yanlış olur.
19-02-2012
Seyfettin ÇAM
İşitme Engelliler Öğretmeni

İçemin ve Anadolu Üniversitesinin doğal işitsel sözel yöntemdeki bu kararlılığını ben kesinlikle doğru buluyorum. Ve hala işaret diline olan karşıtlığımı dile getirmekten çekinmiyorum. Ve İçemin Uygulamalarının sonuna kadar destekçisiyim. Bunun sebebi İçemin ve Anadolu Üniversitesinin vizyonunu anlayabilmiş olmamdır. İşaret dili eğitimi alan arkadaşlarımında yaptığını çok doğru bulmuyorum. Bu şekilde düşünmemin şahsi sebebi şudur ki işaret dilinden sözel işitsel-yönteme geçiş Harf Devrimimiz gibi bir sürece yansıtılmaya çalışılmış. Harf Devrimimizin başarılı olmasının en önemli nedeni kararlı davranışımız olmuştur. Bir anda yazılı yayın yapan organlar Türkçeye geçmiş. Halk evleri açılmış vesaire Eğitim kendini çok hızlı sıfırlamıştır. Elbette bu biraz sıkıntılı olmuştur lakin başka çaresi de yoktur. Atatürk Harf Devrimi için "bu ya üç ayda olur, ya da hiç olmaz" diyerek kararlılığın ve çok çabuk bir yenileşmenin olması gerektiği üzerinde durmuştur. Benim şahsi görüşümde işaret dilinden sözel işitsel yönteme geçiş aşamasının bu şekilde olması gerektiğidir. Hepimiz biliyoruz ki sözel işitsel yöntem bir işitme engelli için en yararlı yöntemdir bu da İçemin uygulamaları ile sağlanabilir. Eğer İçem uygulamaları hükümetin en üst kademesinden milli eğitimin en alt kademesine kadar kesin bir kararlılıkla kabul edilmiş olsaydı yeni doğan taramaları, cihaz desteği ve erken eğitim hizmetlerinin önemi üzerinde durulsaydı (ki asıl İçem uygulamaları bunlardır) 6 yıl içinde bu sorun hallolur ve şu anda 6 yaşında konuşamayan duyamayan bir işitme engelli öğrencimiz olmazdı. Kritik döneminde dil deneyimi olmayan geç yaşta cihazlanmamış kısaca sözel işitsel yöntemin uygulanamayacağı öğrenciler ise yine işaret diliyle bu altı yılda işaret dili ile eğitimlerini alır ve yaşamlarına devam ederlerdi. Fakat hükümetimiz ve toplumumuzdaki çift başlılık kararsızlık eğitimimizdeki özentisizlik bizi şuan hala hangi yöntem tartışmalarına sokmaktadır.
18-02-2012
Özel Eğt ÖĞRT
İşitme Engelliler Öğretmeni

konuya farklı yerlerden bakıyoruz ve bu açıdan değerlendirildiğinde anlaşmamız mümkün değil, iş tecrüben yok bu yüzden seni suçlayamayız. Çeşitli dernek, vakıf ve belediyelerin işaret dili kursu ve sertfikası verdiği doğrudur ancak biz lisans eğitimimizi alırken, bizi bu konuda bilgilendiren-yönlendiren olmadı dahası topluma hizmet uygulamaları dersinde engelliler entegre yüksekokulundaki kimi öğrencilerle çalışma yapan arkadaşlarım, buradaki çoğu öğrencinin işaret dili kullandığını raporlarında belirtince düşük not aldılar ki, konu bu yönden değerlendirildiğinde, bizi işaret dili kursuna yönlendirmek hak getire ... Bu sene ya da gelecek seneler bu yönlendirme yapıldıysa ve yapılacaksa ne mutlu o insanlara ancak o zaman bizim suçumuz, günahımız neydi ?? demek oluyorki dönemden döneme tavırları değişiyor, onları bu yanar döner halleriyle baş başa bırakıyorum. Kaldıki işitme engelliler öğretmenliği okurken işaret dili sertfikası almak için ayrı bir çaba sarfetmek bana çok saçma geliyor, örneğin ingilizce işletme okuyan bir lisans öğrencisi, mesleğinin ve lisans eğitiminin gerekliliği olan ingilizceyi öğrenmek için herhangi bir kursu ya da sertfikayı gerekli görmezken. biz neden zaten öğrenmemiz gereken işaret dili için ekstra bir çaba harcayalım ?? ( üniversitenin vermesi gereken ama vermediği bu eğitimi, açığımı kapatmak için alırım orası ayrı ) Samsun 19 mayıs ve Trabzon Ktü.de alternatif iletişim yöntemleri adlı derste eğer işaret dili öğretiliyorsa, anadoluda bu eğitimi verecek kardeşim bu işin başka yolu yok. iş hayatımızda zaten cihazlı-implantlı ve hazırbulunuşluk düzeyi yüksek öğrencilerle sözel yöntemle ders yapıyoruz, aksini iddia ederek o çocuklarla işaret diliyle ders yapmak, bir ugandalıya sanskritçe öğretmeye benzer, bunu da kimse yapmaz ...
18-02-2012
Seyfettin ÇAM
İşitme Engelliler Öğretmeni

Saygıdeğer öğretmenlerim Sizlerin anlatmaya çalıştığınız şeyi anlıyorum. Evet 16-17 yaşına gelmiş hiç cihaz kullanmamamış ve konuşmayı edinememiş bir öğrencinin sözel yöntemlerle eğitilemeyeceği açık. Böyle bir durumda çocuğun sahip olduğu iletişim yöntemi yani işaret dili kullanılmalı benim buna da bir itirazım yok. Anadolu Üniversitesinde işaret dili eğitimi de verilmemektedir evet bu da doğru. Sadece üniversitede aldığı eğitimle yetinip meslek hayatına atılan bir öğretmenin yukarıda bahsettiğim özelliklere sahip bir öğrenci ile karşılastıgında yasayacağı sorunların farkındayım. Devlet okullarında bu tür durumlarda öğretmenin konusma dilini edinmiş bir öğrenciye dersi anlatıp o öğrencinin de işaret dili ile sınıftaki diğer arkadaslarına konuyu anlattığına sahıt olmus birisiyim. Buraya kadar olan kısım da söylediklerinize katılıyorum. Fakat Anadolu Üniversitesinde okuyan bir işitme engelliler öğretmenliği öğrencisi istediği takdir de Eskişehir de belediyenin verdiği kurslara katılarak işaret dilini öğrenmektedir...Yani yukarıda ki özelliklere sahip bir öğrenciyi de eğitim kapsamına alacak olan işaret dilini bilerek mezun olmaktadır. Bu sebeple bir Anadolu Üniversitesi mezunu iki yöntemi de başarıyla uygulayabilir, gerekli gördüğü öğrenciye işaret diliyle eğitim verebilir gerekli gördüğü öğrenciye doğal işitsel sözel yöntemi uygulayarak konuşmayı edindirebilir ve eğitimi sözel yöntemle devam ettirebilir.. Sizlere Katılmadığım esas nokta; İçemin uygulamalarının dışarıda uygulanabilir olmadığı yönündeki fikirleriniz. Forum mesajlarınızı bir başkasının gözünden okursanız bu söylediğim şeyi yazılarınızda görebilirsiniz hatta şimdi örnek verebilirim '' başka söze gerek yok hocam ... burda bas bas bağırıyoruz içem.de öğretilenler güncel ve uygulanabilir değil diye ancak sürekli saçma sapan savunmalarlar karşılaşıyoruz''. Bakın İçemi bilmeyen bir büyük öğretmenimizde İŞTE GERÇEK başlığı altında ne yazmıs ''"......içemde ki çocukalarda öğretmen arkasını döner dönmez işaret dii kullanıoyr zaten. Emine Kurnaz adlı meslektaşımız dobra dobra ve dosdoğru bir tespitini paylaşmış.'' diyor ki İçemi hiç görmemiş bir öğretmenimizin başkasından duydugu bir bilgiyi bu şekilde değerlendirmesi de ilginçtir. Neyse konumuz bu değil...Örnekleri çoğaltabiliriz. Hepimiz biliyoruz ki işitme engelli bir çocuğa konuşmanın edindirilmesinin günümüz Türkiye sartlarında tek yolu aynı zamanda bir İçem uygulaması olan işitsel-sözel yöntemdir. Hepimiz biliyoruz ki konuşma, işaret dilinden çok daha önemli ve her alanda daha gerekli ve yaralıdır. 18 20 30 yaşlarında ki öğrencilere ise işaret dili ile eğitim verilmesi gerektiği de bir gerçek. Üniversite de bu durumdaki öğrencilerle iletişim kurabilmemiz için işaret dili öğretilmesi gerekliliği de bir gerçek fakat biraz önce de söylediğim gibi isteyen öğretmen adayları belediye de verilen kurslarla işaret dilini öğrenebilmektedir. Son kursa, sınıf arkadaşlarımın yarısından cogu katıldı ve sertifikalarını aldı.( Sayın Emine Kurnaz bu sizin sorunuza bir cevap olabilmiştir umarım. Biz farklı taraflarda değiliz. Sizin uygulamalarınıza katılıyorum.) İçem deki uygulamaları geçersiz kabul edip konuşmayı edinebilecek bir öğrenciyi işitsel sözel yöntemden mahrum bırakmak ona yapılabilecek en büyük kötülüktür. Ve İçem uygulamaları biraz özveriyle her yerde uygulanabilir. Ayrıca burada yazılan yazıların konuya hakim olmayan insanlar tarafından da okunduğunu bu sebeple cümlelerinizin farklı anlaşılabileceğini düşünerek daha dikkatli yazılması gerektiği görüşündeyim. Herkese iyi çalışmalar.
14-02-2012
Özel Eğt ÖĞRT
İşitme Engelliler Öğretmeni

ülkemizin gerçeklerini göz önüne alarak, işitme engellilerin sessiz dünyasını aydınlatmak için fikirlerimizi ortaya koyuyoruz ve ideal işitme engelliler öğretmeninin nasıl yetiştirilmesi konusunu tartışıyoruz, kişisel sapmalar olduysa konuya dönmek ümidiyle, herkese saygılar ...
16-12-2011
Seyfettin ÇAM
İşitme Engelliler Öğretmeni

Değerler Meslektaşlarım, Burada anlatılanların, daha doğrusu anlattıklarımızın hepsi bizim gerçeklerimizdir. Ben, ne İÇEM'de uygulanan doğal,sözel-işitsel yöntemi dışlıyorum, ne de işaret dilini dışlıyorum. Her ikisi de bizim gerçeğimizdir. Gönlüm ister ki doğuştan işitme engelli olan bireyler en erken implant imkânından yararlansın ve eğitiminde doğal yöntemler ile normal akranları gibi konuşmayı ve kendini ifade edebilmeyi becersin. Ne yazık ki bu bizim ülkemiz gerçeklerinden oldukça uzak bir durum. O sebeple diyorum ki : Her işitme engelli öğretmeni işaret dilini olabildiğince kısa sürede ve olabildiğince ayrıntılı öğrenmeye çalışsın. İşaret dili ile iletişim yeterli midir? diye bir soru sorulacak olursa, akademik olarak yeterli değildtir, ancak işitme engelli bireylerin kendi aralarındaki iletişimde tercihleri maalesef işaret dili olmaktadır. Bu da bir gerçektir. İşitme Engelliler Derneklerinden ibaret değil sosyal yaşam ve biz bu insanlarımızı; "toplumun her kademesinde ihtiyaçlarını dile getirebilen, kendini ifade edebilen, işinde verimli olabilen" bireyler olarak yetiştirmek ve onlardan üretime katkıda bulunmalarını sağlamak durumundayız. Öğretmenler olarak bizlere ağır bir görev düşmektedir. Ben burada, İÇEM'in kritiğini yapabilecek konumda değilim. Çünkü girip tanıma imkânım olmadı. Ama biliyorum ki orada imkânlar ülkemizin en üst düzey imkânlarıdır. Dilerim ki bu imkânlar ülkemin her köşesinde aynı yeterlilikle insanlarımıza sunulabilsin. Daha fazla sözü uzatmak istemiyorum. Meslektaşlarımın birbirlerine ağır sözler sarfetmeleri beni yaralıyor. Gerçekten üzülüyorum. Bizler, yani öğretmenler, toplumun en uyumlu olması gereken zümresiyiz ama maalesef birbirimize bile ağır sözler sarf edebiliyoruz. Buna üzülüyorum. Lütfen, tartıştığımız konularda hemfikir olmadığımız zamanlarda bile birbirimize saygı sınırlarını aşmayalım. Burada Namık Kemal'in bir sözünü hatırlatmak isterim: "Müsademe-i efkârdan hakikat doğar.=Fikirlerin çatışmasından gerçekler ortaya çıkar." Fikirlerimizi karşılaştıralım, kişiliklerimize zarar vermeyelim. Onur kırıcı olmayalım. Tüm meslektaşlarıma saygılar sunuyorum.
16-12-2011
Mustafa KÜTÜKCÜ
Sınıf Öğretmeni

Sorunun yanıtını biliyor musunuz?
Sorunun yanıtını biliyorsanız, lütfen aşağıdaki alanı kullanarak soruyu yanıtlayınız.

 

Soruyu yanıtlarken:

  • Doğrudan soruyu yanıtlayınız, veya soruya verilen diğer yanıtları geliştirecek şekilde yanıt veriniz
  • Yanıtınızda hakaret, küfür veya kanunlara uygun olmayan paylaşımlar bulunmamalıdır. Buna uygun hareket etmeyen üyelerimizin üyelikleri durdurulacaktır