Soru-Cevap

fizik tedavi doktorları fizyoterapistin amiri değildir, teşhis koyar ve fzt. ye gönderir(diğer branş doktorları gibi)fizyoterapist ise tedaviye ilişkin kararlar alır ve uygulamaya koyar,gerektiğinde doktor ile işbirliği yapar mantığıyla hastanede çalışmaya başladım ama pratikteki uygulamaların çok farklı olduğunu görüyorum.hakediş beklentisiyle teşhisi konsun konmasın her hastayı görmek isteyen doktorlar ve ve daha niceler...hastanelerde çalışan arkadaşlardan bilgi ve deneyimlerini paylaşmalarını bekliyorum,şimdiden teşekkür ediyor ve kolaylıklar diliyorum...

eger fizyoterapist pasifse ve saf sa fizik tedavi doktoru fizyoterapistin amiri.ama dişli ise inanın ne onlar size diş geçirebilir nede biz onlara.yeter ki haklarımızı iyi bilip davranışlarımızı ona göre ayarlayalım.

Arkadaşlar aslında, fizik tedavi doktorlarının amir olduklarını sorgulamaktan öte, devlet hastanelerinde fizyoterapistlerin konumunu tartışmalıyız, hatice bence haklı, ve sorusunun cevabı çok daha başka şekilde fizik tedavi uzmanına bağlı, bizler devlet hastanelerinde yardımcı sağlık elemanı olarak bulunuyoruz yani baş hekimden önce 1.sicil amirine bağlıyız, bu da tabi baş hekim yardımcısı ve o da doktor, ama bu yardımcı sağlık elemanlarının hepsi için geçerli, yani fzt-fizik tedavi doktoru ilişkisi değil, ama en son sicil amiri başhekim, hastanede çalışan herkeste olduğu gibi yani,, örneğin sağlık bakanlığının yapmış olduğu atamada ben fizik tedavi doktoru olmayan bir hastanede çalıştım, şu anda çalıştığım hastanede ise fzt ler tamamen özgür iradeleriyle karar verebilmekteler,fzt lerin bir başı var çünkü, yani hakını arayıp, kıymetini gözlere sokmak gerekiyo, stratejik olarak, bizim hastanede uzun süre çalışmakta olan fzt ler bunu başarmışlar, herkese örnek olması dileğiyle...

bu arada calloni08, sizi tanıyor muyum?

özellikle sunguralp beysagolun ilginize teşekkür ederim ama ben gerçekten çok sakinim ve dpü lü olduğumu da özellikle belirttim çünkü hakikaten hem okulumla hemde hocalarımla ne kadar gurur duysam azdır.bu arada yanlış anlasılmak ta istemem ben yok o okul, yok bu okul diye ayırmıyorum, kişiler okullardan daha önemli benim için çünki üniversiteler bilgi değil, bilgiye nasıl ulasacağımızı bize gösterirler. kişi eğer gönüllüyse herhangi bir üniversite de kendini yetiştirip geliştirebilir diye düşünüyorum... her neyse ;8 eylülde iş bırakır mıyız siz ondan haber verin?

aslında kullanmak istemiyorum desem daha iyi.mail de ve buraya yazdıgımız msj larda sozumuzu tartma imkanımız var yanlıs anlasılabilecek sozleri silip duzeltme imkanımız var.msn de daha seri olmak gerektiginden kalite dusmekte sohbetlerde o sebeple tercih etmiyorum. saygilar.

msn kullanıyor musunsunuz,sakıncası yoksa alabiliri miyim?

ftr bolumunun sınıfları harika anfi tarzında,kolcaklı sandalye,ses sistemi,projektor. 3 ameliyathaneli universite hastanesi,ftr uygulama merkezi,dpu baya guzel egitim veren bir okul. ayrica bolum baskani doc.dr.ali cimbiz bey dunya capinda bir fzt yurt disinda yayinlanmis birsuru makalesi var.ayrica bilgisi goz kamastırıyo.hocanızla ve okulunuzla ne kadar gurur duysanız az.tabi mesleginizlede gurur duymayı unutmayın.

yurtdisinda ingiltere,almanya,belcika gibi ulkelerdeki fzt lerin meslek haklarına ulasabilirsiniz.ve o haklarla kendi haklrınızı karsılastırıp ne halde oldugumuzu anlatan bir dilekce saglık bakanlıgına verebilirsiniz. kendinize adet edinip her hafta bir dilekce bir s.b. mustesarına yollaya bilirsiniz. oturup dizimizi dovmenin anlamı ve faydası yok. sesiimizi duyurmanın her yolu mubahdır bize en cok hakkı yenen meslek emin olun biziz.

ftr hekimleri bizim amirimiz olamaz bu bilgi ve beceriye sahip degiller.ama ne yazıkki yıllarca onların emirlerine asagılamalrına boyun egen sesini cıkarmayan fzt ler yuzunden bugun bu kanıksanmıs durumda.herkes okadar halinden memnunki insanlar artık emir almayınca sasiriyo.kendilerine yorum hakkı verilince dilleri dolasıyo.bezginlik,usanmıslık,ne derseniz artık..

umarım hatice hanım okur bu yazdıklarımı.arkadaslar sizi kırmak istememistir yalniz malumunuz bu sıra hepimizde bir gerginlik var.yıllardan beri; biz bir numarayız, biz en iyiyiz diyip duran guya coook tecrubeli ama bir okadar tembel ve pısırık eski mezun fzt lerin bize devretigi sorunlarla bogusuyoruz. kendi okullarını ovup duranlara bir sorun ne yapmıs kendileri veya hocaları meslek icin hiic.yapmıs olsalardı bugun bunları konusuyor olmazdık.

nedense (fzt arkadaşların gücü sadece birbirine yettiği için olsa gerek) bu veya başka sitelerde boş yere birbirlerine yükleniyorlar,sanki tek sorun sizin dernek kurmanızda başka hiçbir konunun tartışılmasını istemiyor gibisiniz,tamam kurun şu derneği(hatta lütfen kurun destek de verelim), akıtın içinizdeki zehiri, siz de kurtulun bizde.yok mezun musun, yok onu bilmiyor musun, yok bunu bilmen gerekir,ayıp ediyorsunuz! kimin ne bildiğini sorgulama yeri burası değildir ve sorgulayacak kişi de sizler değilsiniz arkadaşlar! kolay gelsin, saygılar...

evet 2002 dpü mezunuyum ve gurur duyuyorum.bilmemek degil, öğrenmemek ayıp,ben medeni cesaret gösterip bir soru sordum ama nedense bazı arkadaşlara çok garip geldi.stajlarda sadece tanıyla gelen hastayı degerlendirip tedaviye aldığımı cok iyi hatırlıyorum(özellikle hemiplejide). ancak mezuniyetten sonra rehabilitasyon merkezlerinde çalıştığım için hastane sorunlarına biraz uzak kaldım ve şu an tekrar hastanedeyim,yeterince açık mı?

ulaşacagınız kaynak fizyoterapi eğitimi veren üniversitelerdeki hocalara sorarsanız kaynaga gerek yok.siz mezunmusunuz?eger mezunsanız bunu bilmeniz gerekiyor.staj yaparken karşınıza tanı ve tedavi programı yazılmış hastalar geliyor.ve tanılarda özelliklede hemipleji gibi nörolojik hastalıklarda sadece bobaht yöntemi yazıyor.yazan hekime sorsan bobath yöntemi ne nasıl uygulanıyor diye hiç bir fikri yok sadece kitaplar arasından gözüne çarpmış ve ögrendigi bir isim o kadar.bu zihniyet içerisinde olan durumda kaynaklarda fizyoterapistin hakkını ögrenmek biraz saçma.çünkü fizyoterapist ney kim devlet bilmiyor.

bu konuyla ilgili yani fiziktedavi drlarının yetkileri ve fizyoterapistlerin yetkileri konusunda ulaşılabilir bir kaynak var mıdır.hasan beyin dikkatine..

şu şartlar ve yasalar geregi doktorlar fizyoterapistlerin amiri ve fizyoterapistler bu durumdan kurtulmak için ne yapıyor.adamlar dernek kuralım diyor ama kimseden ses seda çıkmıyor.sonra buraya çıkıp hippo terapi bilmem ney,doktor fizyoterapistin amirimi.diye sorular soruyor.fizik tedavi doktorları bütün haklarımızı aldılar siz artık hippo terapi diye ata biner başka yere gidersiniz.siz jokeymisiniz fizyoterapistmi.

hatice hanım yasalardan haberiniz yok galiba.bize ögretilen fzt tanımı ;uzman hekim yarafından tanısı konmuş hastalıgın fizyoterapi ve rehabilitasyon programını planlayan ve uygulayan.... olan tanım maalesef 2001 yılında fizik tedavi doktorlarının üstün siyasi olayları ve başarılarıyla değişti.hem tanıyı koyma hemde tedavi programını yazma hakkını aldılar.üstüne üslük nöroloji hekiminin,ortopedistin ve diger hekimlerin direk olarak fizik tedaviye sevk etme hakkınıda bitirdi.adam hemipleji veya başka rahatsızlıkta bile olsa fizik tedavi doktorunun degerlendirmesi ve tedavi programını yazması gerekiyor.bundan diger hekimler rahatsız degil çünkü hasta kendinden çıkmış oluyor.bu sadece bizi etkiledi.olayların bu seviyeye gelmeside bizim ne iş yaptıgı belli olmayan fizyoterapistler derneginin pasif kalarak herşeyi sinesine çekmesi ve yanlış politika izlemesi.artık dernegimizin ne kadar aktif bir rol aldıgının kararını siz verin.

kimseden ses çıkmadığına göre? kabul edemiyorum arkadaşlar ya bir konuda bilginiz yoksa o birimin amiri olamazsınız.öğrenimlerine çok saygım var,çok ta zor ve zahmetli tecrübelerden geçiyorlar ama bu benim mesleğimse eğer başımdaki de bilgisi ve deneyimi benimkiyle aynı tür fakat daha fazla olan biri yani daha deneyimli bir başka fizyoterapist olmalı diye düşünüyorum. böyle olan yerler varsa bana yazar mısınız,teşekkürler...

neyazıkki arkadasım meslekte herkes kendi başının çaresine baksın rahat olayım vb olaylar yüzünden bugünlere geldik