Soru-Cevap

Soru-Cevap Formu

Özel Rehabilitasyon Ve Eğitim Merkezleri Yönetmeliği ve Psikologlar

13.03.2005 tarihli Özel Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezleri Yönetmeliğinin 3.Bölüm 34 ve 35. maddelerinin alanda çalışmakta olan Psikologlar üzerinde kısa ve uzun vadede nasıl bir etkisi olacaktır?

Merkezde çalıştırılması zorunlu meslek elemanları
Madde 34-
Merkezde, aşağıda belirtilmiş meslek elemanlarından en az ikisinin tam zamanlı olarak bulundurması zorunludur.

a) Bedensel özürlülere hizmet verilen rehabilitasyon ve eğitim merkezinde; fizyoterapist, çocuk gelişimi ve eğitimcisi, özel eğitim öğretmeni veya zihinsel engelliler öğretmeni.

b) Zihinsel özürlülere hizmet verilen rehabilitasyon ve eğitim merkezinde; çocuk gelişimi ve eğitimcisi, zihinsel engelliler öğretmeni veya özel eğitim öğretmeni, sınıf öğretmeni (sınıf öğretmenliği bölümünden mezun olup en az üç yıllık özel eğitim deneyimi olması) veya rehber öğretmen.

c) İşitme ve konuşma özürlülere hizmet verilen rehabilitasyon ve eğitim merkezinde; odyolog, çocuk gelişimi ve eğitimcisi, işitme engelliler öğretmeni veya özel eğitim öğretmeni.

d) Görme özürlülere hizmet verilen rehabilitasyon ve eğitim merkezinde; görme engelliler öğretmeni, çocuk gelişimi ve eğitimcisi, sınıf öğretmeni veya rehber öğretmen.

e) Otistik bireylere hizmet verilen rehabilitasyon ve eğitim merkezlerinde; çocuk gelişimi ve eğitimcisi, özel eğitim öğretmeni, psikolog veya rehber öğretmen.

f) Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, yaygın gelişimsel bozukluk, özgül öğrenme güçlüğü, okul uyum problemleri olan bireylere hizmet verilen rehabilitasyon ve eğitim merkezlerinde; özel eğitim öğretmeni veya zihinsel engelliler öğretmeni, çocuk gelişimi ve eğitimcisi, sınıf öğretmeni, psikolog veya rehber öğretmen.

g) 21 yaş üzeri özürlülere mesleki rehabilitasyon alanında hizmet veren rehabilitasyon merkezlerinde; mesleki eğitim fakültesi mezunları, ev ekonomisi yüksek okulu mezunları, fizyoterapist, rehber öğretmen veya psikolog.

Zorunlu eleman çalıştırılması
Madde 35-
Merkezde 34 üncü maddede belirtilen zorunlu meslek elemanlarının haricinde rehabilitasyon ve eğitim programları çerçevesinde sosyal hizmet uzmanı, psikolog, fizyoterapist, okul öncesi öğretmeni, branş öğretmenleri, dil ve konuşma terapisti, çocuk eğiticisi, diyetisyen, tabip, hemşire, usta öğretici part-time veya tam zamanlı istihdam edilebilir. İki zorunlu ve iki part-time olmak üzere en az dört meslek elemanı çalıştırılması zorunludur.

24-03-2005
Oktay TURKMEN
Psikolog
35 Yanıt
sizin okuduğunuz temel teorik bilgilerinizi yarattık daha ne olsun?
08-04-2006
Doğan YILMAZ
Psikolog

Vrgi muafiyeti çok canınızı sıkıyorsa en son çıkan genelgeyle meb e geçebilirsiniz arkadaşlar biz geçtik bayada kolay oldu.Ama biz shçek in kokuşmuşluğuna ve kontenjan olayına alışmışız kimse bize karışmıyor istediğimiz kadar öğrenci alıyoruz diyorsanız haklısınız shçek te kalın biraz daha cebinizi doldurun.Her kes artık bu işi doğru dürüst yapamaya baksın meb shçeke benzemez.Vergi acıtasyonu yaparak kimse hiçbir yere varamaz.
01-04-2006
Salih AY
Özel Eğitim Öğretmeni

ne demessiniz biri bana bu psikologların özel eğitimde ne yaptıklarını söylesin.bu burada yapılan resmen psikolog ukalalığı .Pdr ciler bence çok efendilermiş ki kimse çıkıpda muhattap olmadı.Unutmayın formasyon çok önemli bu alanda pdrciler formasyonlu psikologlar gidip terapi yapsınlar okuma yazma ,yada kavram öğretimi onlara göre değil.Her ne kadar psikologların işssiz kalma korkuları depreşsede işini yapamayana alanı boşalttırıyorlar son örnek:psikologlar ve sosyal hizmet uzmanları.
01-04-2006
Salih AY
Özel Eğitim Öğretmeni

Serdar bey kavram öğretiminin öğrendiğiniz, başucunuzda bulunan kitapların içindeki teorisyenlerin ve muhtemelen kitabı yazanların en azından lisans derecelerinin hangi disipline ait olduğunu biliyor musunuz?
01-04-2006
Doğan YILMAZ
Psikolog

Psikolagların alanda yeterli olamadıklarına dair söz söyleyen özel eğitimci arkadaşım:

Doğrudur biz psikologlar bu alanda yeterli değiliz. ama hepimiz özel sektörde çalışıyoruz ve burada en azından yaptığı işe değer veren kurumlar diplomaya bakmıyor. Diğer yandan arkadaş iğneyi biraz da kendine batırsın: Aile eğitimi yaparken kıt kanat psikoöloji bilgileri ile psikoterapi yaptığını idda eden arkadaşları yok mu acaba. Ben yedi senedir bu alanın içindeyim. öğrendiklerim, araştırdıklarım , çabalarım ve başarılarım yetmedi özel eğitim alanında yüksek lisans yapıyorum.

Hayattan kazandığım tecrübelerle şunu emin olarak söyleyebilirim ki hayatı boyunca yediği çürük bir elma yüzünden bütün elmalara çürük muamelesi yapan sadece elma yememekle kalmaz. Çünkü bu bir genelleme davranışıdır ve olumsuz her tecrübesini diğer örneklerede yayar. Sanırım bu söyleme diğer arkadaşlarımda katılacaktır.

Arkadaşlar burası türkiye: yönetmelikler gelir, uygulanır, değişir. bu hep olacak. ama asolan biz kurum yönetimlerine işini iyiyapan ile işini yapmayan arasındaki farkı nasıl gösterceğiz. Bu hem piyasadaki değerimizi düşürüyor hemde bizim pazarlık güçümüzü kırıyor. İnsanlar bu piyasada geçici olarak çalışıyor ve bu nedenle 750 ytl maaş ile çalışıyor. Ama ben sürekli bu işi yapıyorum ve kağıt üzerinde aynı hakka, imza hakkına, sahip olduğum için aynı parayı alıyorum daha doğrusu vermeye çalışıyorlar. Bence bu alana gönül vermiş, bu alanda çalışan insanların temel problemi bu ve hep bu olacak gibi görünüyor.

Saygılarımla...

07-03-2006
Avşar ARDIÇ
Psikolog

KPSS DE ATAMASI YAPILAN TÜM ARKADAŞLARA HAYIRLI OLSUN.REHABİLİTASYON MERKEZLERİ PSİKOLOGLARIN ATANMASIYLA BÜYÜK EKSİKLİK YAŞAYACAKLAR.HERKESE YENİ İŞLERİNDE BAŞARILAR. 

14-08-2005
Doğan BÜYÜKTAŞ
Psikolog

iki önemli derneğin basiretsizliği ve umursamazlığı yüzünden shu ve pskologlar alanın dışına atıldı ee tabi özürlüler daire başkanıda cgu   olduğu için   iyi lobi  çalışmasıyla bizleri alanın dışına ittiler ne güzel. cocuk gelişim uzmanlarının 0-6 yaş  arası gelişim programından başka ne  bildiklerini merak ediyorum 3 yıldır onlarla çalışıyorum ama bireysel eğitimde ne kadar maharetli olduklarını gördüm. :))) yeni yasa başta kurumlara ve cgu larına  hayırlı olsun artık shu lar ve psikolog kendi alanlarına yönele bilirler. ben soyal hizmetlere geçtim,  darısı başınıza  sevgiyle kalın.

14-08-2005
Hüsnü Sidar ÇİFTÇİ
Psikolog

Değerli Meslektaşlarım...

Bizlerin burda birlik içerisinde olması tabi ki önemli ama asıl önemli olan Türk Psikologlar Derneği'ni hareke geçirmek. Kendi adıma konuyla ilgili bir yazıyla durumu Derneğe bildirdim.Eğer bu rahatsızlıklar bireysel olarak derneğe bildirilirse ve sonrasında bilrilke hareket edilirse dernek kendi güçlerini harekete geçirecektir diye düşünüyorum.

Sevgiyle...

13-08-2005
Mine AKTAŞ
Psikolog

BİR ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ OLARAK 4 SENELİK MESLEK HAYATIMDA FİKİR ALIŞVERİŞİNDE BULUNDUĞUM TEK MESLEK GRUBU PSİKOLOGLAR OLDU.HANİ DERLER YA HER EVE BİR TANE LAZIM.PDR.S.H.U LARININ BU ALANDA ÇALIŞMALARI BENİ RAHATSIZ EDİYOR.TÜM PSİKOLOG ARKADAŞLARA SAYGILAR.ATAMASI YAPILANLARA DA HAYIRLI OLSUN DİLEKLERİMİ İLETİYORUM.ÇALIŞTIĞIM OKULDA UZMAN İHTİYACI VAR BANA TERCİHİMİ SORDUKLARINDA PSİKOLOG DİYORUM.
12-08-2005
Kadir PARLAK
Özel Eğitim Öğretmeni

ARKADAŞLAR,

SADECE ŞUNU SÖYLEYEYİM;YENİ ÖZÜRLÜLER KANUNUNA GÖRE YÖNETMELİK HAZIRLANIYORMUŞ VE 3 AY İÇERİSİNDE BİTECEKMİŞ.

BUNU BAŞBAKANLIK ÖZÜRLÜLER İDARESİ BAŞKANLIĞI BİLGİ EDİNME MERKEZİNDEN ÖĞRENDİM.

SEVGİ VE SAYGILAR

08-08-2005
Süleyman Cem SAKA
Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen

  Merhabalar,

Bir süredir yazışmalarınızı takip ediyorum arkadaşlar.Yazmadan edemeyeceğim:Psikolog pdr farkını tartışmayı bile lüzumsuz buluyorum.Bundan yaklaşık 1 yıl önce pdr  diploması bulunan kurumlara bu personeli çıkaracaksınız denmişti shçek tarafından.Bu sistemin çelişkisidir diye düşünüyorum.Bizleri tartışma noktasına getirmesi üzücü.Akademik sıralamada kimin nerede olduğu ve ne yetkinlikte olduğu bellidir.Normal dediğimiz sınırlar içinde yer alan bireylerin daha doğrusu öğrencilerin problematikleriyle meşgul olmakta bile başarılı olamayan pdr mezunu arkadaşların özel gelişen çocuklar ve aileleriyle ne yapacağını tartışmam bile.

Sizlere ukalaca gelebilir tutumlarım ama beni anlayın lütfen çok fazla çekiştirldi bu konu.Pdr mezunlarını aşağıladığım falan yok ancak herkes yerini bilmeli.İnsanlar öyle veye böyle emek veriyorlar bir yerlere gelebilmek için.Bu kadar kolay değil.Her şey bu kadar net ortadayken bizi bu noktaya getirenlerde ne yaptıklarını bilmiyorlar düşüncesindeyim.Devlet verdiği ünvan ve görev tanımlarının bile arkasında duramaz olmuş.Aynı sıkıntı shu ve sosyoloji içinde geçerli bildiğiniz gibi.Bu ülkede hakiminin verdiği kararı olur olmaz zamanlarda af çıkararak hiçe sayan bir mantalite mevcut.Evet,sistem böyle işliyor diye oturmak da olmaz.Mesleğimize yönelik girişimler dernek kanalıyla olmalı bence.Nereye kadar buralarda tartışacağız.Bireysel mücadele yeterli gelmiyor ki biz hala kendimizi tanıtmaya,ifade etmeye mecbur bırakılıyoruz.

Adem Bey 'in önerisine katılıyorum.Daha organize olabilmeliyiz.

Sevgiler

04-08-2005
Kezban KARINCALI
Psikolog

YÖNETMELİK GEREĞİ BU ALANDA HİÇBİR TECRÜBESİ OLMAYAN PDR MEZUNLARI ZORUNLU OLARAK ÇALIŞTIRILMALARI GEREKİRKEN KURUMLAR PSİKOLOGLARI TERCİH ETMEKTEDİRLER.BU DA YÖNETMELİĞİN NASIL YANLIŞ OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR ÇÜNKÜ PDR MEZUNLARI YETERLİLİK OLARAK ALANLARI GEREĞİ PSİKOLOGLARLA AYNI KEFEYE BİLE KONULAMAZ.

30-07-2005
Doğan BÜYÜKTAŞ
Psikolog

Ne kadarını yansıtacağımı bilemediğim,kendi derinliğimce bir hissedişi ifade edebilmek adına attım bu başlığı.

Şu anki duygu ve düşüncelerimi ifade edebileceğimi hissetmeme neden olan paylaştığınız duygularınız için size teşekkür ederim Semra Hanım.Amir Bey size de kattığınız değer ve destekleyici tavrınız için teşekkür ediyorum.

İnsanı düşünüyorum...Mesleğim bu diye böyle olduğumu söylüyorlar.Ben de böyle olduğum için mesleğimin bu olduğunu.Öyle ya da böyle insanı düşünüyorum.Herkes yapıyor bunu biliyorum.Ben düşününce şunları görüyorum:

Hani ilk çağlarında doğa karşısında çaresiz,tabiatı gereği zayıf..Ama özellikle akla ve ellere sahip..(Bu sabah hazırlanırken kulak kabarttığım bir haber var kaynağını bilmiyorum.Bugüne kadar doğadaki kaynakların dörtte üçünü tüketmişiz.)Özellikle akıl ve ellerle elbette..Ama bunları kullanamadığı sürece doğa karşısında bir engelli.(engel olan bir doğa mı?engel olan kendi doğası mı?her ikisi mi..?)Hele tek başınayken neye sahip olursa olsun yine de güçsüz doğa karşısında..Aidiyet ihtiyacı için bir ilk sebep işte.Çok ta tartışılır değil sanki..

Bin yıllardan sonra günümüze vardığımızda kendisini iyice kanıtlayan birşey var.Hayatı yaşamak,nüfus etmek ve hatta kimi zaman yönetmek anlamında güçlü potansiyellere sahip bir varlık bu insan.Gereğinde korktuğu,sığındığı ay'a birgün ayak basacak kadar tutkulu,cesur,meraklı,aç..bir sürü şey insan..Engellerini aşmak için savaşıp duran azimli varlıklarız.Ulaşım,iletişim,enerji,konfor,güvenlik...sayısız engel var aştığımız ve sonra daha iyisi için çabaladığımız..

Bu satırları aslında herbirimiz engelliyiz demeye getiriyorum.Bazen hayat karşısında,bazen birbirimiz bazen de kendimize karşı..Ve bunu herkesin bir yerlerinde çok derin bir şekilde duyumsadığını biliyorum.

Yetersizliklerimizi birşeylere ait olmak yoluyla ödünlüyoruz.Aile,toplum,ideoloji,aşk,sanat...sayısız şey var.Ama hepimiz herşeye de ait değiliz.Seçiyoruz.Tabi sırf biz seçtik diye bize kucak açmıyor seçilen.O da aynı mekanizmalarla seçimler yapıyor.Aidiyetin kuralları var bu yüzden,olmazsa olmazları..Neye ve kime olursa olsun..

Bu noktada ben herbirimizi kendi seçtiğimiz tutsaklıklarda özgürlüğü yakalamak,yaşamak zorunda görüyorum.Evlilik,iş,çocuk sahibi olmak,yetki,imaj...yine sayısız şey..Tutsaklığımızı ne kadar özgür yaşadığımızaysa potansiyelimiz diyorum.Bu özgürlüğüyse ancak seçmek ve sonra seçtiğimiz tarafından seçilmekle elde edebiliriz.Bazen de bizi seçeni seçmekle..Ama hep aidiyetin hakkını vererek ve alarak.

Çok uzak derin şeyler değil anlattığım.Harcadığı emeğin maddi ve manevi karşılığını kazanma hakkı olduğunu düşünmek kadar basit,ortak birşey.

İnandığım birşey var ki;bizimki ya da başka bir alan olsun herhangi biri çıkıp bulunduğu alana ait olduğunu ve orada potansiyellerini yaşayabildiğini söylüyorsa bunun bir anlamı olmalı."Bu kadar alıyorsa kaçınılmaz olarak veriyordur da." diye düşünülebilmeli şüphe etmeksizin..

Çalışmak ve sevgiyle..

Saygılar.. 

31-03-2005
Oktay TURKMEN
Psikolog

sevgili oktay bey, serdar bey ve tabi ki saygı duyduğum AMİR AKDAĞ!!bu alanda olmanız ve yürüttüğünüz yapıcı tartışmaları izlemek bir parça da olsa ferahlatıyor içimi.nereye gittiği belirsiz bir yol izliyoruz hepimiz.yarın ne olacak bilmeden uyanıyoruz.belki de bu gerginlikdir bizi böyle birbirimize küstüren.emekler bir gece de hiçe sayılıyor diyedir içimizin öfkesi.birileri öyle istedi, iki dudağı arasından o çıktı diye değişmesinedir hayatımızın.ben çocuklarımı seviyorum.onlarla derse girmeyi,onların yanında olmayı,onların hayatında bişeyleri değiştirebildiğimi görmeyi,onlara dokunabilmeyi seviyorum.işte bu lüksümü yitirnek istemiyorum ben. günde 7 saat derse giriyorum ama yorulmuyorum hiç.işimi seviyorum çünkü..çok hem de...yani düşünsenize..psikolojinin alanı böylesine genişken.yüzlerce başka iş yapılabilecekken sevmeyen biri girermi bu alana.ben okulda sadece uyumsuz çocuklar dersi aldım doğru. yani mezun olduğumda haberim yoktu eğitimden.işin içine girip de ilk çocuğumla ilk dersime girince ilk tokadımı da yiyince tekin'den anladım ki bişey yapmalı.ya bırakmalı bu işi ya da öğrenmeli. öyle değil mi ki zaten ne yapacaksak en iyisini yapmalı ya da bırakmalı iyisini bilenlere meydanı.

diyeceğim o ki: ne yönetmeliğe dir öfkem, ne meslektaşlarıma. öfkem işime aşkımdan, sevdamdan çocuklarıma! selamlar!

30-03-2005
Semra AKSUYEK
Psikolog

      İnanın bu konu ile ilgili yorumları okuduğum zaman çok duygulandım. "Asgari müşterekte buluşma " deyimi burada maksimum müşterekte buluşulduğunun göstergesi.

   "Biraz yer açar mısınız" yazısını erken yazdığımı düşünmeye başladım Sevgili Oktay beyin yazısını bu konu ile ilgili  makale olarak yayınlamak çok daha doğru olurdu kanısındayım.

    Burada tekrar etmek istiyorum kısır çekişmelerden uzak ortak yolların bulunduğunu görmek yaşadığımız ülkede zor da olsa gelecekle ilgili olumlu düşünme yanımı güçlendiriyor. Hepinize teşekkür ederim.

30-03-2005
Amir AKDAĞ
Eğitim Programcısı

Teşekkür ederim Serdar Bey bu düşüncenize ben de katılıyorum..

Bugüne kadarki gözlemleriniz sonucunda özellikle kavram ve beceri eğitimi konusunda saptadığınız hatalı bir takım yaklaşımlar var sanıyorum.Bunun yanısıra herhangi bir gözleme gerek olmaksızın,mesleki birikiminizden yola çıkarak,bu konuda ehliyet sahibi olmayan kişilerin yapması muhtemel olan hatalar konusunda da düşünceleriniz vardır diye düşünüyorum-yazdıklarınızdan yola çıkarak-.Eğer bu düşüncelerim doğruysa bu konudaki düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?

Saygılarımla..

30-03-2005
Oktay TURKMEN
Psikolog

ne demek oktay bey dediğim gibi bu bir ekip işi madem hepimiz bu çocuklara hizmet için gönül verdik birlikte el ele çalışmamız daha doğru

29-03-2005
Serdar ÜN
Özel Eğitim Öğretmeni

Serdar Bey;

Bana kalırsa birgün haklı olacağınız şeyler söylüyorsunuz ama o gün bugün değil..

İdeallere giden yolda gerçeklerden geçilir..

Sizin yazdıklarınızı okuduktan sonra Psikologlar seanslara girmekten vazgeçmeyeceğine göre : klavyenizi ;kavram ve beceri öğretiminin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili olarak bizleri bilinçlendirmek için kullanarak bizler aracılığıyla çocuklarımıza elinizi uzatmanızı,ideallere giden yolda bizimle birlikte yürümenizi tercih ederim..

Saygılarımla..

29-03-2005
Oktay TURKMEN
Psikolog

psikologların rehabilitasyon merkezinde çalışmlarına karşı değilim sonuçta bu bir ekip işi benim kızdığım nokta derslere girip kavram beceri öğretmeye kalkışmaları yoksa mutlaka psikoloğunda ekip te bulunması gerekiyor herkesin uzmanlık alanı sonuçta farklı.

29-03-2005
Serdar ÜN
Özel Eğitim Öğretmeni

Gülay Hanım,Semra Hanım paylaştıklarımı sahiplenmeniz ve aktardıklarınız bana gerçekten tarif edemeyeceğim hoş anlar yaşattı.Teşekkür ediyorum..

Beğeni ve takdirlerinizle yaşattığınız bu hoş anların ışığında paylaşmak istediğim birşey daha var.

Hangi uzmanlık alanından olursak olalım ve ne gerekçelerle olursa olsun hepimiz bu alandayız ve ortak amaçlar için çaba harcıyoruz.Çalıştığınız kurumların personel odalarını,çalışma arkadaşlarınızı düşünün.Belki kendi meslektaşlarım bile bu söylediğimde tartışacak çok şey bulacaklar ama ben şahsen hepimizin farklı uzmanlık alanları olduğu duygusunu gün geçtikçe yitiriyorum.Orada hepimiz aynı sorunlarla mücadele ederek varız.Hergünü böyle tamamlıyoruz.

Uzmanlıklarımız;geldiğimiz farklı memleketler ve oradan taşıdığımız kültürümüz,bakış açımız gibi geliyor bana.Diplomalarımızdaki ibareler sanki bu kültürü,bakış açısını yansıtan kafa kağıdındaki şehir ibareleri gibi gözümde..Aaa A hanım çocuk gelişimliymiş B bey de özel eğitimli aman aman..Biraz şu var evet..hani "kayserili ticaretten anlar" der gibi ;o özel eğitimliymiş "oralılar bunlara nasıl satılır iyi bilir" der gibi hani.Ama Kayserililerin hepsinin ticaretten anlayacağı ve bu konuda tartışılmaz biçimde yetkin olacağı fikri bence büyük bir yanılsama olur.

uzun lafın kısası;herbirimiz farklı birikimler,bakış açılarıyla bir araya toplanmış askerler gibiyiz gözümde.Hani birlik ve beraberlik olmaksızın bir araya geldiğinde tam bir keşmekeş olacak bir birim işte.

Gerçekten içten olarak baktığımda burası ve buna benzer ortamlarda gerek çeşitli kurum sahipleri gerekse çeşitli meslek elemanlarının birebir ismi ve mesleği ile teşhir edilmesinin (olumlu ve olumsuz) -ilk etapta kulağa hoş gelmese de-şu an yapılandan çok daha manalı ve yapıcı olacağını düşünüyorum.Genellemeler yapılarak gerçekte özel olan ve özel olmayı hakeden kimi insanların bol keseden duyarsızca incitilmesini hoş bulmuyorum.

Psikolog şöyle çocuk gelişimci böyle..gibi genellemeler alanın yaşadığı şu süreçte bir yere varmayacak gereksiz saçmalıklar.Diplomalarımızı aldığımız gün birileri burada da çalışabileceğimizi söyledi hepimize ve hala da söylüyor.Bu savaşın muhatabı o birileri bence.Hani yarın öbür gün rahatça artık çalışamaz diyebilecek noktada olan birileri.Şurda bunca beyhude ses içersinde benim bu alanda çalışmamı engelleyecek güçte tek bir insan yok oysa orada var..

Bana yaşattığınız hoş anların ışığında,diyerek başlamamın nedeni şu:Bana kalırsa halihazırda alanda bizimle aynı savaşı veren ve (benim bakışımla) bir boyutuyla herbiri meslektaşımız olan insanlara sahip çıkmak,emeklerini takdir etmek,daha fazlasını yapmaları için yüreklendirmek varken...?

Herhangi bir konuyu buraya kadar anlattığımda gerisini seanslarımda bile vurgulamıyorum..

Saygılarımla..

 

29-03-2005
Oktay TURKMEN
Psikolog

Sorunun yanıtını biliyor musunuz?
Sorunun yanıtını biliyorsanız, lütfen aşağıdaki alanı kullanarak soruyu yanıtlayınız.

 

Soruyu yanıtlarken:

  • Doğrudan soruyu yanıtlayınız, veya soruya verilen diğer yanıtları geliştirecek şekilde yanıt veriniz
  • Yanıtınızda hakaret, küfür veya kanunlara uygun olmayan paylaşımlar bulunmamalıdır. Buna uygun hareket etmeyen üyelerimizin üyelikleri durdurulacaktır