Soru-Cevap

Ankara ü SH bölümü öğrencisiyim.
Gelişmeleri yakından takip eden biri olarak şuan rehabilitasyon merkezlerinde SHUlarının çalıştırılma zorunluluğu var mı yok mu net bir cavaba ulaşamadım.Eğer varsa da neden acaba hala rehabilitasyon merkezlerinde SHUlarını göremiyoruz???

Bildiğiniz gibi sosyal hizmet mesleği toplumla iç içe bir meslektir.toplumun olduğu her yerde oluşan toplumsal sorunlara ve sorun odaklarına müdahale der.Bu nedenle tüm kahvehanelerde bir s.h.u olmasını olmazsa olmaz görüyorum.peki s.h.u kahvehanede ne yapar? SOSYAL KİŞİSEL ÇALIŞMA:s.h.u kahvehanedekilerle birebir yalnız bir masada yada çay ocağının köşesinde görüşür.neden kahvehanede olduğunu, onu bu izbe mekana çeken nedenleri araştırır.kahvehanedekilerin işsizlik sebeplerini araştırıp,çözüm yolları arar.maddi durumu çok kötü olanlar için toplumsal kaynakları devreye sokar.seçtiği bazı kişileri evlerinde ziyaret eder ve sosyal inceleme raporu düzenler.daha sonra bu raporları gerektiği zaman kullanmak üzere kahvehane çaycısına verir. SOSYAL GRUP ÇALIŞMASI:Kahvehanedeki bireyler sosyal grup çalışmasında biz neden burdayız?biz kimiz?sen kimsin?sorularına cevap ararlar.kendi sıkıntılarını paylaşıp,rahatlayıp,gevşerler.diğer arkadaşlarının sıkıntılarını dinleyip benim durumum daha iyi allaha şükür diye için için mutlu olurlar.grup liderinin yeter bu kadar yaw hadi bi el okey atalım demesi üzerine grup çalışması sona erer. TOPLUM ORGANİZASYONU:Toplumun kahvehanelerde yaşananlar konusunda bilgilendirilmesi,toplumsal kaynakların yeni kahvehaneler açılması için yönlendirilmesi hep s.h.u nun görevidir.yazılı ve görsel medya kullanılarak kahvehanelerden insan manzaları toplumla paylaşılır.Kahvehanelerde oynanan okey,pişbirik,koz maça oyunları bilmeyenlere anlatılır. TOPLUMSAL ARAŞTIRMA:Ülkemizdeki kaç kahvehane vardır?kahvehaneye gelenlerin profilleri nedir?örneklem alınarak bir araştırma yapılır.araştırmanın sonuçları kanarya sevenler derneğinin 'cici kuşum' dergisinde yayınlanır. anlayana....

s.h.u nun rehabilitasyon merkezlerinde ne iş yaptığını yazdım daha önceki yazılarımda..bunları yapmaması gerektiği konusunda hepimiz hemfikiriz.yani öğretmencilik oynamayacak.peki ne yapacak.lütfen somut ve gerçekçi bir cevap yazın.tutup bana kurumun reklamını yapar,özürlülük alanında toplumu bilgilendirir,personel arası iletişimi sağlar,aile görüşmeleri yapar.. vb.şeyleri yazmayın.HİÇBİR KURUM SAHİBİ BUNLAR İÇİN SİZE MAAŞ ÖDEMEZ.özel size ayda 2 bin ytl veriyorsa karşılığını alır..almıyorsa vermez.fizyoterapist çocuğu tedavi eder,özel eğitimci eğitir,okul öncesi-ç.g.u çocuğu eğitir.hepsi imza atar kuruma para kazandırır.s.h.u da kurumun reklamını yapar(profesyonel reklamcılar var)personel arası iletişimi sağlar(hadi canım)özürlü hakları konusunda aileleri bilinçlendirir(internet kullanabilen ortalama bir ortaöğretimlide bunu yapabilir)daha öncede yazdım ben ideal rehabilitasyon nedir?nasıl olmalıdır'ı tartışmıyorum..o uzun bir konu..halihazırdaki durumdan bahsediyorum.kurumların ticari yönünü görün diyorum.mevcut rehabilitasyon uygulamasında yer almaya çalışmak mesleki yabancılaşmadan,öz saygı yitiminden başka birşeye yol açmaz diyorum.zihniyet ne kadar ekmek o kadar köfte(malesef)diyorum.bana tutupta mesleki ders vermeye,laf kalabalığıyla cevap vermeye çalışmayın..bel altı yazılarla uyanıklık yapmaya çalışmayın.ama yapacaksınız biliyorum..bende acıyarak okurum napalım..kolay gelsin..

Kim olursa olsun;SHU ' nın Rehabilitasyonlarda olmayacağı gibi bir yargıda bulunmasını da komik buluyorum.

Adalet Bakanlığı Edirne Denetimli Serbestlik Şubesinde çalışıyorum.Yazılarınızdan sezinlediğim;sanki işinden edilmişliğin verdiği acıyla yazmışım gibi bir şey olmuş.işinize iyi tutunmanızı tavsiye ederim zira şuan ekonomik kriz kapıda.

ALi KALKANCI ismi bir yerden tanıdık sanki. Her neyse Ali bey benim kaleme aldığım sosyal hizmet mesleği ve sosyal rehabilitasyon isimli yazıyı okur mu acaba bilmiyorum ama okursanız şayet benimle tekrar iletişime geçip birlikte bir değerlendirme yapmak isterim. SAdece aile eğitimi değil bu alanda bir çok şey yapılabileceği bence ortadır. ilgili link: http://www.sosyalhizmetuzmani.org/sosyalrehabilitasyon.htm

Merhaba Arkadaşlar; Ben bir sosyal hizmet uzmanı olarak SHU'nun özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde ZORUNLU eleman olmasını savunuyorum. Hiç bir zaman eğitimci gibi derse girip sayı,şekil,renk, kavram öğretmesini savunmadığım gibi bunun her zaman karşısında oldum. Fakat Aile Eğitimi yapması taraftarıyım, sosyal hizmet uzmanları toplum merkezlerinde, aile danışma merkezlerinde, çok amaçlı sosyal hizmet kuruluşlarında -sosyal grup çalışması ve bireysel çalışma- yaparak sosyal hizmetin eğitici yönünü kullanarak AİLE EĞİTİMİ yapmaktadır zaten... Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde de bu çalışmaları yapmamız bizim mesleki sorumluluğumuzdur. Ayrıca sosyal hizmet uzmanının zihinsel engelli çocuklara gruplarda -sosyal beceri eğitimi- vermekte yeterli donanıma sahip olduğu görüşündeyim. Ayrıca bazı arkadaşların -aile görüşmeleri"ni hafife almalarını kınıyorum. Amacım hiç bir zaman polemik yaratıp ortalığı bulandırmak değildir. Bunun yanında aile danışmanlığı ve rehberliği de sosyal hizmet uzmanının görevleri arasında yer almaktadır. Sosyal hizmet uzmanı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde gereklidir. zorunlu olmalıdır diye düşünmekteyim. özürlülük bizim alanımızdır ama rehabilitasyon merkezleri bizim alanımız değildir diye bir düşünce kabul edilemez böylelikle özürlülük alanına BÜTÜNCÜL olmayan bir bakış açısıyla bakmış oluruz. özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerini ÖZÜRLÜLÜK alanından soyutlamak anlamsızdır. bunun yanında yazımda da aktardığım gibi SHU'nun yeni yönetmelikte ZORUNLU olacağını Özel Özel Eğitim Kurumları Derneği'nin Hatay toplantısında Dernek Başkanı Mustafa Metin Taş'ın ağzından aktardığımı da cevapta yazdım ve ardından burası Türkiye ne olacağı belli olmaz diye de yazdım. arkadaşlar son olarak söylüyorum biz mesleğimize HER ALANDA sahip çıkmazsak başkaları hiç sahip çıkmaz...

özürlülük değil,rehabilitasyonlar alanımız değil dedim düzeltirim.bununda sebebi şuanki rehabilitasyon uygulamaları ve bakış açısı,yazımdada belirttim genel müdürlüğün ve kurum sahiplerinin s.h.u lara nasıl baktığını..rehabilitasyonda çalışan hiçbir s.h.u mesleğini yapmıyor,yapamaz...seansa girip öğretmencilik oynuyor,renk öğretmeye,okuma yazma öğretmeye çalışıyor..başka alternatifi yok çünkü..rehabilitasyonlar özel sektörde olup temel mantığı para para para olduğu sürece,rehabilite etmek yerine eğitim temel alındığı sürece bu durum böyle devam eder...bu şartlarda hala rehabilitasyonda olalım diyorsanız..sosyal hizmet mesleğiyle hiç alakası olmayan işler yapan,mesleğin hiçbir temel uygulamasını yapmayan,seansa girip öğretmencilik oynayan,dışardan bakanlarında s.h.u nedir?ne yapar bir türlü anlayamadığı garip bir pozisyona düşersiniz..sorun bu.yoksa benim meslek düşmanlığı felan yaptığım yok..biraz rehabilitasyon deneyimi olan,biraz mesleki etiği ve gruru olan anlar beni...hariçten gazel okumak basit polemik yapmak kolay yoksa...

Sayın Ali Kalkancı; aslında yazacak çok şeyim var ama hani demişsiniz ya ''rehabilitasyonlar bizim alanımız değil'' inanın ne yazacağımı bilemiyorum,özürlülüğün bizim alanımız olmadığını ifade eden bir meslekdaşıma ne yazabilirim ki, Türkiye'de henüz mesleğimiz oturmadı, sayımız az vb.. cümleler kullanabilirsiniz sizi anlarım ama özürlülük nasıl alanımız olmaz allah aşkına,Avrupa dan bahsetmişsiniz bir araştırmanızı öneririm özürlülük alanınında ki yerimizi...kolay gelsin..

sosyal hizmet mesleği ülkemizde malesef hakettiği yerde değil bu tartışma götürmez bir konu.avrupanın çok gerisindeyiz.hala insanlar ve kurumlar sosyal hizmet mesleğinin ne olduğunun farkında değil.bunlara katılmamak mümkün mü?ama konu rehabilitasyonlara gelince durum çok farklı.7 yıldır bu alanın içindeyim ben.rehabilitasyonlar şu an zor durumda mali olarak kötü durumdalar grupların kesilmesi vs.artı milli eğitim artık açıktan bu kurumları zorluyor.(bence rehabilitasyonlar bunu haketti ayrı konu)bu kurumlar ticari zihniyetle yönetilir,çoğunun sahibi meslek elemanı bile değil.kamyon şoförü kurum sahibi bile var!mantık şudur ne kadar para o kadar maaş..o anlamda imza yetkisi olmayan,seansa girmeyen personele verilen maaş zorlarına gider..aile görüşmesiymiş,kurum tanıtımıymış umurlarında değil..seansa girmeyen zorunlu personel konumundaki psikologların çoğunun diploması kiralıktır.çalıştırmak yerine ucuza kirala... yeni yönetmelik çıkacak 01.01.2009 tarihli..psikologlar ve pdr muhtemelen seansa sokulmayacak..bu meslek elemanlarına aile görüşmeleri vs görevi verilecek..peki s.h.u ları ne yapacaklar..adı bile geçmeyecek yeni yönetmelikte.ben aile görüşmesini s.h.u yapamaz psikolog daha iyi yapar demedim.bu alana bakan yetkillilerin bakış açısı bu olacak dedim..demek istediğim buydu..ayrıca biz s.h.u ların itiş kakış rehabilitasyonlarda kendimize yer açmaktan daha önemli mesleki sorunlarımız var..öncelikle bunları halletmenin yolunu bulmalıyız..bölgemiz ve çevresinde 40'a yakın uzman var,mesleki tartışma ve sorunlarımızı paylaşma toplantısına 3 kişi katılıyor?bu temel mesleki sorunları-örgütlenme sorunlarını halletmek görevimiz..isteyen kırılsın isteyen kızsın..rehabilitasyonlar bizim alanımız değil,bundan sonrada olmayacak..inanmayanlar 15 gün sonra çıkacak yönetmeliğe bakar görür.(temenni değil bu var olan gerçek)rehabilitasyonler shçekteyken s.h.u lar vardı evet..bu birazda ahbap çavuş ilişkisinden dolayı idi..milli eğitimde emekli sınıf öğretmenlerini doldurdu..benim kurumumda benim elemanım mantığı.. (hamdi bey kendi yorumunu yazmış teşekkürler,osman kocaman kendine iş bak,rehabilitasyonda yoksun artık,seansa aldığın çocukların imzasını başka elemanlara attırma yolsuzluğundanda kurtulursun böylece,murat mangır boş bir vaktinde mesleki değer ve sorumlulukları dersi verirsen çok memnun olurum)

Rehabilitasyon merkezlerinde aile danışma hizmetleri belirttiğiniz meslek elemanları ilgilenebilirler ancak duruma biraz profesyonel gözle bakmak gerekirse aile danışma hizmetlerini yıllarca Türkiye'de SHÇEK bünyesinde sosyal hizmet uzmanları yürütmüştür ve yürütmektedir buna bu güne dek kimsenin itirazı olmadıda iş rehabilitasyon merkezlerine geldiğinde mi diğer meslek elemanları aile hizmetleirnin ehli oldular.Bu konuda ya bizler sizi yanlış anladık ya da siz mesleğimizin değer ve sorumluluklarını anımsayamadınız.

Mesleğimizi bu platformlarda ateşli bir şekilde savunamıyorsak,hamdi beyin dedığı gibi "FİLLER TEPİŞİR ÇİMENLER EZİLİR"

Benim 5 yıllık emeğimi kimse sahiplenemez hayır....Ben 5 yıl boyunca sırf laf olsun torba dolsun diye bu alana hizmet etmeüim,çok anlamlı bir iş yartığımı düşünüyorum ve inanıyorum,onlar da inanıyor (Engelli bireyler,ailelerı vs...) İnanmak başarmanın yarısıdır....

YILLAR BOYUNCA VERDİĞMİZ EMEKLERİN KARŞILIĞI BUMU OLMULI?? "adamlar resmen !!!!!şey Pardon bir yanlışlık olmuş kardeş aslında burası sizin alanınız değilmiş!!!! deyip ne olduğu belli olmayan işler çeviriyor herkeste seyirci kalıyor...Çok yazık çok çok çok üzgünüm ve kızgınım...

Bizlerin yıllar boyunca bu alana verdiği emekleri hiçe sayanları Essefle kınıyorum.Oradan böyle negatif yorumlar yaptığınıza göre bu alanın gelişmi için ya hiç emek harcamadınız yada öylesine atıp tutuyorsunuz sayın Ali KALKANCI bey....

Bence siz ilk önce bir aidiyet duyguzu geliştirin,,,,,

Olaya bu kadar negatif bakmanızın ve felaket tellallığı yapmanızın nedenini anlayamadım.....

Madem bu alanda zorunlu meslek elemanı dlmak desteksiz o zaman siz de bırakın da rahat bir nefes alsın Şu rehabilitasyon değilmi?????

Ali bey söyledikleriniz evet tartışılır fakat bunun aması var... madem siz bu işin içindesiniz Öz.reh.merkezlerinin içinda bulunduğu vahameti daha iyi görüyorsunuzdur. Bugün özel eğitim eyvallah, sosyal hiz. gen. müd ve bağlı yerlerde sosyolog, başka yerde başka meslek elemanları falan filan, son olarak dgs kılavuzundaki yapılan iğrençlikler ve ülkemizi idiotlaştırma politikaları, aile danışma merkezlerinde de olmayalım işimizi bizden daha iyi yapacak başka meslekler var bence Bölümlerimizin sayısı 8'e çıkmamalı tam tersine tamamen kapatılmalıdır belki birlerinin bir yerlerine kına yakmasına yarar sağlar!!! (sözüm meclisten dışarı) gerisi teferruat, avrupada çok saygın bir bölüm olan bölümümüz çok ileri ve gelişmiş olan ülkemizde!!! yok sayılıyor ve sosyal hizmetlerde dönen her pisliğin sorumlusu sosyal hizmet uzmanları oluyor, çünkü shu'yu suçlayanlar cesaret edip gerçek suçluğu pisliği yapanı eleştirmeye cesaret edemiyor... Bugün adalet bakanımız hukukçu, sağlık bakanımız doktar ve milli eğitim bakanımız öğretmen, ama sosyal hizmetlerle ilgili bakanlığımız avukat, sos.hiz.gen.müd. shu. değil il müdürleri ya imam ya ilahiyatçı ne idiği belirsiz bir yapılaşma biz de enayi gibi kalkıp haklarımızı savunuyoruz değil mi? İşin özü FİLLER TEPİŞİR ÇİMENLER EZİLİR bu shu'da, sosyolog da öğretmen de başka bir meslek elemanı da olabilir,,, hiç kimse unutmasın bu gün bana yapılan yarın sana yapılacaktır.... herkese sevgi ve saygılar....

Sosyal hizmet uzmanları eğitimci değildir ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitime girmeleri anlamsızdır.artık bunu tartışmak bile abes.geriye ne kalıyor aile görüşmeleri bu kadar.rehberlik danışmanlık gibi olayı renklendirmeye gerek yok..son çıkan genelgeye göre pdr ve psikologların bile seanslara girmesi tehlikeye düştü..yeni yönetmelikte pdr-psikoloğun seanslara girmeleri sınırlandırılacak yada tamamen kesilecek..yani pdr-psikoloğa aile görüşmeleri,sorunlu çocuklarla terapi gibi görevler verilecek..aile görüşmelerine görevlendirilecek pdr-psikolog varken s.h.u lar görevlendirilecek,zorunlu olacak demek aşırı zorlama ve desteksiz..ayrıca s.h.u ların zorunlu personel olması hem anlamsız hemde teknik olarak zor..toplam sayıları bile zorunlu personel olmaya yetmez..yani arkadaşlar biz s.h.u lar rehabilitasyonlar milli eğitime geçtikten sonra bu alanddan çıktık(doğrusuyda buydu)ve bir daha dönemeyeceğiz..herkes boşuna umutlanmasın ve kendi alanında iş arasın..rehabilitasyondaki tek iş şansı şu an benim yaptığım gibi müdürlük...başka seçenek yok..