Tekelleşen Spor ve Türk Sporu
Bir spor aktivitesinde en önemli unsur vücut kültürüdür. Bu binlerce yıl öncede aynıydı günümüzde de aynıdır. Sporun genel tanımında da aynı durum söz konusudur.
Günümüz dünyasında özellikle ülkemizde bu tanıma uygun olarak ne yazık ki spor yapılmamaktadır. Spor ekonomisinin çok büyük rakamlara ulaşması ve sporun en önemli reklam araçlarından biri haline gelmesi sporu tekelleştirmiştir. Her alanda bir yada birkaç sporcu üzerine yoğunlaşan spor camiası; bilerek spora zarar vermektedir. Sporun tabana yayılması için gerekli olan maddi külfet sadece bir oyuncu üzerine yoğunlaştırılmaktadır.
Ülkemizi örnek alırsak: Nüfusunun %60 ı genç olan bir ülke ne yazık ki uluslara arası spor müsabakalarına katılmak için oyuncu bulamamakta. Oysa ülke nüfusunun büyük bir bölümü orta yaş üstü olan birçok ülke uluslar arası olimpiyatlarda kendi insanları ile çok büyük başarı sağlamaktadır. Ülkemizde ise bırakın bir Türk sporcu üzerine yoğunlaşmayı, bütün spor dallarımız devşirmelerle doldurulmakta. Önüne gelen adı Milli olan fakat oyuncuları devşirme olan takımımıza girmekte.
Bu durumu yukarda belirtmiş olduğum kriterler ile çeliştiğini düşünebilirsiniz. Fakat ülkemiz için bu durum söz konusu değildir. Dünya genelinde spor politikaları taban üzerine inşa edilir. Tabanda başarılı sporcular seçilir ve yetiştirilir. Diğer öğrenciler ise vücut kültürü çerçevesinde spor aktivitelerine amatör bir şekilde devam eder. Tabandan yetişen sporcular ülkelerini dışarıda temsil eder. Bizde ise tabandan sporcu yetişmediği için devşirme oyuncu getiriyoruz. Bu ülkemiz için çok büyük bir utanç kaynağıdır.
Özellikle "Türkler güreş, boks, halter gibi ağır sporlara daha yatkın" gibi talihsiz bir açıklamayı Ermeniler bile yapmadı. Fakat içimizdeki bazı prof düzeyinde insanlar nemalandıkları yerlerden aldıkları emirle bu tür açıklama yapıyorlar. Türk spor tarihi üzerine tek bir araştırması olmayan, bırakın Türk Spor tarihini "Türk" kelimesine bile alerjisi olan proflar bu ülkede eğitim verdikçe biz bol bol oyuncu transfer ederiz. Gençlerimizde uyuşturucu bataklığından kurtulamazlar. Milli bir spor politikası şart olmuştur.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=6687
[ Üyelere Özel ] 20-01-2009 20:16:49
fizyoterapistlerin beden eğitimi öğretmenlerini rakip ya da mutedil görmeleri gibi bişey yok söz konusu bile olamazda.bu sitenin forumlarına bile bakarsanız beden eğitimcilerin ilk sorusu "fizyoterapistlik kursu nezaman açılacak olmus".eğer amaçları beden eğitimi öğretmeni olup spor yaptırmaksa bende dahıl hıc bır meslekdasım kati surette bişey söylemez.biz hep diyoruz rehabilitasyon multidisipliner bir iştir diye.ama kalkıpta kendilerini fizyoterapist diye tanıtır bizim yaptıgımız işi yaparlarsa orda hem engelli yakınları hem fizyoterapistler "dur" der.oyuzden neyi nasıl yaptıgımız ne oldugu önemli.
[ Üyelere Özel ] 15-01-2009 17:59:08
rehabilitasyon merkezlerinde hareki koordinasyonun artrılması iletişimin ve sözel gelişimin artması için beden eğitimine gereksinim çok fazla.Fizyoterapistlerin beden eğitimi öğretmenlerini rakip ya da kendilerine muadil görmeleri ise ne yazık büyük engel.Rehabilitasyon merkezlerinde daha çok beden eğitimi öğretmeni görebileceğimiz kurucuların müdürlerin ve öğretmenlerin artması dileği ile teşekkürler