20-06-2006 |

TATİLİNİZİ KARNEYE GÖRE YAPMAYIN

Başarı  her ailenin çocuğundan beklediği bir olgu.  Ne var ki dünya imtihan dünyası başaranlar kadar başaramayanlarda mevcut. Burada önemli olan ailelerin başarı tanımlamalarıdır.  Başarının mutlak ölçütü karne değildir.  Çocuğun yaşama sevinci ve hayatı yorumlayışı, güvenilirliliği, saygılı olması,  sosyal ilişkilerinde ki  başarıları  ve sağlığı karne başarısından çok daha önce gelmektedir. 

Karne sendromuna dikkat!!!

Karne döneminde öğrenciler değerlendirilecek olmanın vermiş olduğu kaygıyı yaşar. Kötü karneyle ailesinden “kötü evlat”, “beceriksiz, işe yaramaz çocuk” gibi  geribildirim alacağını düşünen çocuklarda  evden kaçma, karne notlarında değişiklik yapma veya intihar teşebbüsünde bulunma gibi  davranışlar görülebilir. Bu nedenle aileler ;

  • Çocuğun karnesini görmeden önce yorumda bulunmamalılar. Örnek olarak, “karnede zayıfın olursa eve gelme ha!”, “zayıfın olursa sana tatil yok!” … gibi ifadelerden sakınmalıdır. Bunun yerine “karneni al gel ailecek bir değerlendirmede bulunuruz yavrum” şeklinde ne olursa olsun, ailenin çocuğunu sevdiği ve yanında olduğu mesajını veren ifadeler kullanılmalıdır.
  • Kötü karneye sert tepki göstermek ve diğer insanların yanında alay edip aşağılamak çocuğu okuldan soğutabilir. Çocuk eğitim öğretimine devam etmek istemeyebilir.
  • Özellikle ilköğretim 1. kademedeki çocuklar için ailenin ve çevrenin onayını almak özgüven gelişimi için çok önemlidir. Bu nedenle karneler değerlendirilirken çocuğu teşvik edici ifadeler kullanılmalıdır. Örnek olarak “matematiğin 3 düşmüş aferin ama ben senin daha iyisini yapacağına inanıyorum” şeklinde ifadeler kullanılabilir.

İyi  bir karne için ailelere düşen görevler nelerdir?  Çocuklara nasıl davranmalı ?

  • Öncelikle aileler çocuğunun ilgi ve yeteneklerinin farkına vararak ona göre bir beklenti içine girmeliler.  Genellikle ilgi ve yetenekler ilköğretim 7 den itibaren ayrımlaşmaya başlar. Gerçekçi bir beklenti başarının ilk adımlarından biridir. Çocuğun edebiyat, sanat, müzik,  yabancı dil, ticaret, fen ve sosyal bilim … gibi hangi ilgi ve yetenekleri  ön plandaysa ona göre bir yönlendirme olmalıdır. Örnek olarak  ilgi ve yetenekleri sosyal bilimlere yatkın olan bir çocuğu fen bilimleri alanında başarıya zorlamak istenmeyen sonuçlar doğurur. Bu nedenle aileler sınıf öğretmeni ve okul psikolojik danışmanıyla oturup çocuğun ilgi ve yeteneklerini de dikkate alarak gerçekçi hedefler belirlenmeli, varsa başarısızlığın nedenlerini değerlendirilmelidir.
  • Çocuk kendini gerçekleştirebilmek için başarıya  ihtiyaç duyar. Çocukta bu  başarı isteğinin oluşabilmesi için ailenin çocuğu psikolojik olarak beslemesi gerekmektedir.

1- Güven ihtiyacı: Bir gurubun parçası olmak, birlik beraberlik, aidiyet gibi ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaçlar karşılanmadığı müddetçe çocuklar kendini yalnız ve terkedilmiş hissedeceklerdir. Çocuklar genellikle kıyaslama, aşağılama, alay etme gibi durumlar söz konusu olduğunda kendini güvende hissetmezler.

2- Sevgi ve saygı ihtiyacı: Değerli olma, kabul görme, onay ihtiyacı ile ilgilidir. Burada iki temel sorun vardır. Birincisi ailelerin aşırı otoriter ve baskıcı bir tutumla yaklaşıp, aşırı sınırlamalarla çocuğuna yeterli sevgi ve saygıyı göstermemeleridir. Sonuçta dikkatli olmasına karşın çekingen, başkalarının etkisinde kolay kalabilen, aşırı hassas ve bunun uzantısı olarak da girişimcilik, atılganlık düzeyi düşük, varlığı ve yokluğu bulunduğu ortamda hissedilmeyen bir özellik geliştirebilir. İkincisi ise aşırı sevgi ve hoşgörülü tutumdur.  Bunun sonucunda ise iç disiplinden uzak, kontrolü zor, güç eğitilebilir çocuklar olmaktadır.  Sonuç olarak aileler  çocuklarının yaşamış olduğu duygularını ve özel ihtiyaçlarını anlayabilirlerse ve aile kurallarını değişen durumlara göre uyarlayabilirlerse çocuk ailesinin beklediği akademik başarıyı gerçekleştirmek için çaba harcar.

  • Başarısızlık nedenleri araştırılmalı. Okuldan mı aileden mi öğretmenden mi yada çocuğun ruh dünyasın da sıkıntı oluşturan bir takım psikolojik sebepler mi veya dikkat eksikliği gibi yapısal bir takım bozukluklar mı?  Bunların masaya yatırılması gerekiyor. Ayrıca çocukların ilköğretim, 1. kademeden 2. kademeye, 8. sınıftan lise 1. sınıfa  geçişte, çocukluktan ilk ergenlik dönemine geçişte  uyum süreci yaşadığı için başarılarında geçici düşmeler  olabilir. Bu durum çocuğun onurunu zedelemeden iyi tahlil edilmeli .

Yüce rabbim anne babalara kolaylıklar, evlatlarımıza da başarılar ihsan eylesin

Yorumlar (1)

[ Üyelere Özel ] 21-06-2006 13:22:06

Makaleyi okudum. Gerçekten çok doğru ve güzel yazılmış sözler.Tüm içtenliğimle katılarak bu konuda anne baba ve velilerin büyük dikkat,özen ve sabırlı olması gerektiğine inanıyorum.Tebrikler

Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen