28-09-2009 |

Sspe ve Ozon Tedavisi

      SSPE (subakut sklerozan panansefalit), kızamık infeksiyonunun oldukça nadir görülen yan etkilerinden olup,  genelde ölümle sonuçlanan,   santral sinir sisteminin yavaş virus infeksiyonlarındandır.         

Erkek çocuklarda kızlara göre yaklaşık 3 kat fazla izlenir.  Kızamık enfeksiyonu geçirildikten  yaklaşık 2-21 yıl sonra ortaya çıkan    SSPE, genç erişkinlerde de görülebilmesine rağmen , çoğunlukla çocukluk döneminde ortaya çıkar.        SSPE çoğunlukla ölümcül hastalık olmasına rağmen %5-10 vakada hiçbir tedavi olmasa bile kendiliğinden durakladığı vakalar mevcut.     Son yıllarda destek tedavileri ile  bu oranın %20-30 civarında olduğu belirtilmektedir.      Kızamık enfeksiyonu  geçiren çocukta santral sinir sistemine yerleşen virusun uzun süren bir dönemden  sonra yapısında bulunan M protein (M), glikoprotein (F) ve hemaglutinin (H) olarak adlandırılan yapılarında değişikliler meydana geliyor.  Virusun yapısındaki bu değişiklikler sonucu beyin dokusunda protein sentezleyerek çoğalmaya başlıyor. Öncelikle nöron olarak adlandırılan sinir sistemi hücrelerinin çekirdeklerinde (nukleusda) ,daha sonra da akson ve dendrit denilen uzantılarının içinde  çoğalıyor. Çoğalan virus nöronları harap ederek klinik belirtiler ortaya çıkmaya başlıyor. Harap olan nöronların sayısı arttıkça hastalık ilerliyor.     SSPE’nin tedavisinde ortaya çıkan belirtilerin azaltılmasına yönelik  destek (semptomatik) tedaviler  yanında virusun çoğalmasını azaltan  interferon ve bağışıklık sistemini düzenleyen isoprinosin kullanılıyor. interferon ve isoprinosinin ne kadar etkili olduğu konusunda kesin veriler mevcut değil. Ancak bazı hastalarda ilerlemeyi durdurucu etkisi olduğu  söyleniyor.    Kızamık virusu(rubeola),  Paramyxoviridae ailesinden zarflı bir RNA virusudur. Yani içinde RNA olarak adlandırılan geni ve dışında lipit tabakadan oluşan zarfı mevcuttur. Zarfın  yüzeyinde hemaglütinin (H) ve füzyon (F) glikoproteinlerinin oluşturduğu çıkıntılar vardır. Yüzeydeki H proteini hastanın hücrelerine tutunmayı, F proteini ise hücre içine girmeyi sağlıyor.         

OZON TEDAVİSİ Ozon viruslara çok değişik yollardan  etkileyerek yok eder. Virus partiküllerine direkt etkiler. Virusun oksidasyona en hassas kısmı çoğalmayı sağlayan yapılarıdır. Hücre içinde virion denilen bu yapılar inaktive edilirse virüs öldürülmüş olur. Ayrıca virus ile enfekte hücreler ,enfeksiyonun metabolik olarak getirdiği yük sonucu enzim oluşturamadıklarından ,bu hücreler doğal olarak ozona hassastırlar. Ozon ile parçalanan hücrelerden açığa çıkan virionlar direkt ozon etkisi ile harap olurlar.   Tüm Viruslar ozonla  tahrip edilebilir. Ancak her virusun yapısından kaynaklanan farktan dolayı ozona hassasiyetleri farklı farklıdır. Özellikle  dış kısmında zarf denilen lipit tabakası olanlar daha hassastır. Kızamık virusununda zarf yapısında sahip olduğundan ozona en hassas virus grubundandır.  Ozon, hem virusu  kendisine direct etki ile, hem de vücutta virusu harap edecek bileşikler oluşturarak virus sayısını azaltır veya yok edebilir. Ozonun virus üzerine olan etki mekanizmaları şöyle sıralanabilir;-Zarflı virusların, zarflarının üzerindeki lipit,lipoprotein ve glikoprotein gibi çıkıntıları ile reaksiyona girer, yapılarını bozar. Kızamık virusunun, yukarıda tarif edildiği gibi zarfın yüzeydeki hücrelere tutunmayı sağlayan H proteini  ve hücre içine girmeyi sağlayan F proteini  ozon ile bozulacaktır. Ozon ile hastanın hücrelerine tutunması ve hücre içine girme yeteneği kaybolmuş olur. Yapısı bozularak hastalık yapıcı özelliği kaybolmuş virusu vücudun bağışıklık sistemi hücreleri tanıyacağından , bu viruslara karşı vücuda kendi kendine aşılama (otovaksinasyon)  gelişebilir. Ozon lipit tabakasının yapısını bozarak vücut hücrelerine tutunmayı engellediği gibi lipit tabakası bozulan virus parçalanacağı için virus harap edilmiş ve sayısı azaltılmış olur. -Ozonlanmış hasta kanında yükselen peroksidazların seyesinde,  antiviral etki göstererek vücuttaki  virus sayısı azalacaktır. -İmmün (bağışıklık) sistemini aktive ederek , bağışıklık sistemi hücrelerinden citokin salınımını arttırır. Citokin virus yapısını bozarak dolaşan kanda virus sayısını önemli ölçüde azaltır. Ayrıca virus çoğalmasını önleyen, kızamıkta olduğu gibi birçok viral hastalıklarda, bazı kanser türlerinde de kullanılan interferonu ozon vücutta %400-900 kez arttırabilir.   -Ozon tüm virütik hastalıklarda kullanılmasına karşın özellikle zarflı yapıya sahip viruların oluşturduğu enfeksiyonlarda (kızamık virusu da zarflı virustur) tek başına veya diğer tedavilerle birlikte başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Ozon zarfın yapısındaki lipidi parçaladığından  virusun yapısı bozularak parçalanmakta ve hastalık yapıcı özelliği kaybolmaktadır.

SONUÇTA;*Virus yapısının bozulması (denatüre olması)*Virusu çevreleyen zarfın üzerindeki lipoprotein ve glikoprotein  yapısındaki çıkıntıların bozulması,*Antiviral etki gösteren lipit ve protein peroksidlerin oluşması, *Vücutta bol miktarda citokin üretimini,interferon üretimini arttırması,*Hastanın tüm bağışıklık sistemini güçlendirmesi  kızamık gibi viral hastalıklarda ozon tedavisini etkili kılmaktadır. Ayrıca ozon, tüm dokuları oksijenlendirmesi, antioksidan sistemi güçlendirmesi ile hastanın ortaya çıkan belirtilerinin hafifletilmesini sağlar, sonradan ortaya çıkan sekonder enfeksiyonların seyrini hafifletir veya engeller.                              

www.ozonland.com,www.ozonclinic.com

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.