24-03-2010 |

Sosyal Otizm Ve Dikkat Eksikliği Üstüne

Bu kez  gaziantepten bir velimizin; sayın N . Taşçı nın  mektubunu irdeleyerek çocuğumuzu tanımlamaya ve eğitimine rehberlik etmeye çalışacağız.Her zaman olduğu gibi önce mektubu tamamen verip daha sonra mektuptan bir parça alarak bölüm bölüm sonuca gitmeye çalışacağız

Sarp Bey merhaba,

Öncelikle sitenizi tesadüfen öğrendim.Ama yazılarınızdan şu kadarını söyleyebilirim ;konuya hakimsiniz ve ailelere yanlarında olduğunuzu hissettirebiliyorsunuz.

Bu da aileler için çok önemli.Bu yüzden bende oğlumla yaşadığım sorunları sizinle paylaşmak istedim.

Oğlum 24.12.2002 yılında sezaryen ile doğdu.Doğum sırasında herhangi bir problem yaşamadık.

1,5 yaşında yürümeye başladı.2 yaşındayken bir kızım oldu.

O zamana kadar sessiz-sakin bir çocuk olan oğlum,hırçınlaşmaya başladı.7-8 kadar kelime söylüyordu.Konuşamadığından dolayı (kardeş kıskançlığı olabilir düşüncesiyle )psikolağa gittik.Her şey normal gibi takip edelim dedi;bu arada da işitme testi ve diğer EEG tetkiklerini yaptırdık.Kontroller sırasında orta kulak iltihabı geçirdiğini öğrenerek tedavisini yaptırdık.Bu arada da oğlumda hırçınlık,seslendiğimizde duymazlıktan gelme,sürekli TV düğmesini açıp-kapatmak, açık kapıları kapatmak,kolunu ısırarak kafasına vurmak,parmağını emmek ve sevdiği müziği sürekli dinlemek istemesi gibi tesbitlerimiz oldu.Tekrar psikoloğa gittiğimizde SOSYAL OTİSTİK tanısı kondu.Bunun üzerine oğlumu konuşma terapisi (otizm üzerine merkez olmaması ve teşhisden emin olunamaması) için rehabilitasyon merkezine kayıt ettirdim.YAPA da çocuklarla iletişim kurabilmesi için kaydını yaptırdım (haftanın 2 günü 2 saat ).3,5 yaşında bademcik ameliyatı oldu.Bu arada cocuğumda düzelmeler oldu,konuşmaya başladı (tabii kendimizi de eğittik).4-4,5 yaşında Kısa cümleler kurmaya başladı.Şu anda ise susturamıyoruz.Şarkılar söylüyor.Konuşuyor.Bu yıl neden-nasıl-niçini merak edip sorular sormaya başladı.Eskiden TV izlemezdi,şimdi çizgi film izlemeye başladı.Özellikle Nıckoledeon kanalındaki  DORA veBlunun Pati izleri ve Diego çizgi filmlerini çok severek izliyor ve oradaki sorulara cevap veriyor.Gerçekten bu çizgi filmlerin faydasını çok gördüm.TV izlemeyen çocuğum çizgi film izlemeye başladı.Dikkat süremiz biraz arttı.Bunlar tabii ki bizim için olumlu gelişmeler.

Şimdi diyeceksiniz ki sorun nedir?

Sorunum şu;oğlumda dikkat eksikliği devam etmekte.Bununla birlikte kalem tutmayı tam olarak bilmiyor.Geçen yıl özel eğitimlerle ve ana sınıfına göndererek kalem tutuşunu düzeltmeye çalıştık.Ama yeterli olmuyor.Sınırlı boyama yapamıyor.Çizgi çalışması yapamıyor.Arkadaşlarıyla sınıfta oyun oynamıyor ve konuşmuyor.Ama sayıları ezberliyor.İngilizce kelime ,renk ve sayıları öğreniyor.Haftanın günleri,ayları sayabiliyor.Şarkıları öğreniyor.Ama bunları sınıfta arkadaşları ve öğretmenleriyle paylaşmıyor.Kaba motor ve ince motor kasları tam olarak gelişmemiş.Yeterli gıda almadığı için sağlıksız besleniyor.Çünkü yemek yedirmek bizim için büyük işkence.Kabızlık sorunumuz bulunmakta.Bu arada takıntılarımız şekil değiştirdi.Okuldaki bilgisayar,müzik seti,DVD ve TV ile sürekli oynamak  istiyor.Özellikle CD çıkarıp-takmaktan büyük zevk alıyor.CD ile dolaşıyor.Eve geldiğinde de aynı şekilde DVD,bilgisayar,TV açıp -kapama ,CD takıp -çıkartmakla uğraşıyor.Kaldırmak istediğimizde de hırçınlaşıyor.Hatta bir ara doyuma ulaşabilsin diye serbest bıraktık.Ama 1 saatin içinde kaç defa CD takıp çıkardı hatırlamıyorum.Dikkat eksikliğimiz devam etmekte.Parmak emiyoruz.Kolunu ısırıp kafasına vurma işlemi sık olmasa da devam ediyor.Tanıştığı insanlarla ve arkadaşları kendine seslendiğinde gözünü eli ile kapatmakta.(Bir ara azalmıştı,yine tekrarladı.ce..oyunu oynar gibi).Hala 3 tekerlekli bisiklete binip pedal çeviremiyor.Kısaca,okul hayatına adaptasyonda ve öğrenmesinde (kalem tutma-yazma-boyama) problem yaşamaktayız.

Bu sorunlarımız hakkında bize nasıl yardımcı olabilirsiniz?Yardımlarınızı ve önerilerinizi bekliyor

 Sayın Taşçı’nın mektubunu irdelemeden önce gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür ederim,oğlunun durunda iyi bir gözlemci olduğu da belirtmek isterim

Sayın taşçı şöyle diyor;

Oğlum 24.12.2002 yılında sezaryen ile doğdu.Doğum sırasında herhangi bir problem yaşamadık.

Yani oğlumuz şimdi tam yedi yaşında doğum öncesi büyük olasılıkla her şey yolunda gitmiştir ya bu konuda bize bilgi verilmiyor doğum sırası sorun olmadığını biliyoruz ama her pedagojik incelemede oldu gibi önce sırasında ve sonrasında bölümünden  bildiğimiz sadece doğum anı.Yani sezaryen olduğu için forceps ya da vakum yok.Doğum sonrası morarma sararma olup olmadığını  küvöze gerek duyulup duyulmadığını  bilmiyoruz.Zihin engellerine yol açan morarma sararma ve kordon dolanmaları sorunun oluşma zamanı ve sorun hakkında bilgi vericidir.

1,5 yaşında yürümeye başladı.

Yürüme için çok geç bir dönem olmamakla birlikte hafif bir gecikmeden sözedebiliriz bu arada merak ettiklerimiz ilk üç ay içinde yüksek ateş veya  havale olup olmadığı, üç aylıkken göz teması kurup kuramadığı üç aylıkken agucuk yapıp yapmadığıdır.Yatakta dönme zamanı da bize tanılamada yardım edecektir Bu bilgiler bize ne zaman ne olduğunu belirtecek bilgiler olması bakımından önemlidir  Ama sonuçta her zaman elimizdeki bilgiyle sonuca ulaşmak mümkündür,

2 yaşındayken bir kızım oldu.

O zamana kadar sessiz-sakin bir çocuk olan oğlum,hırçınlaşmaya başladı.7-8 kadar kelime söylüyordu.Konuşamadığından dolayı (kardeş kıskançlığı olabilir düşüncesiyle )psikolağa gittik.

Şimdi burada şunu söyleyebiliriz ;birincisi ele aldığımız durum bir gelişim gecikmesi durumudur şüphelenilen durum ise yaygın adı ile otizm dir.Yani PDD yani yaygın gelişim gecikmesidirYGG.Olguya yaklaşırken kullandığımız ölçütlerden en önemlisi  Denver gelişim tarama envanteri ve  Türkiye çocuklarının gelişim standartıdır Duruma böyle bakınca iki buçuk yaş civarında çocukların zaten  asosyal olduklarını ,artificialist çağ denilen gerçekle hayal dünyasının tam ortasında  olduklarını  ve olumsuz bir dönemde olduklarını göz önününe almalıyız.İki buçuk yaşına  kadar gelişiminde şüphe uyanan çocuklardan önemli bir kısmında uykusuzlar takıntılar artar zaten normal çocuklar da bu dönemde sinirli ve huysuz olurlar ancak  YGG tanısı alan çocuklarda olumsuzluklar daha belirgin olur takıntılar gece uykusuzlukları değişikliklere karşı tepkiler daha yüksek şidette ortaya çıkar.Kardeş kıskançlıklarının bu dönemde daha az etkileyici olduğu düşünülebilir çünkü sosyal olunmayan bir çağdır .kısaca hiperativite ve nörolojik sorunların belirmeye başladığı bir dönem olmuş ve şüphelenmişsiniz

Her şey normal gibi takip edelim dedi;bu arada da işitme testi ve diğer EEG tetkiklerini yaptırdık.Kontroller sırasında orta kulak iltihabı geçirdiğini öğrenerek tedavisini yaptırdık.

Tabii konuşma olmadığı için genelde şüphelenilen konu işitme keskinliği olur .Doğal olarak siz de böyle yapmışsınız anacak EEG ye neden gereksinim duyulmuş demek ki daha önce böylesi bir sorun yaşanmış ya da göz teması sorunları artığı için petit mal nöbetlerden şüphelenilmiş

Bu arada da oğlumda hırçınlık,seslendiğimizde duymazlıktan gelme,sürekli TV düğmesini açıp-kapatmak, açık kapıları kapatmak,kolunu ısırarak kafasına vurmak,parmağını emmek ve sevdiği müziği sürekli dinlemek istemesi gibi tesbitlerimiz oldu.Tekrar psikoloğa gittiğimizde SOSYAL OTİSTİK tanısı kondu.

DSM 4 olarak adlandırılan Amerikan Psikiyatri Derneği ölçeğinde 6  ygg tanısının belirleyici olduğu düşünülür.Gelişim ;

1 kişişel –sosyal

2) dil

3) ince

4) kaba motor gelişim

Gibi dört alanda ele alındığında dört alandaki geri kalma yı otizmin gelişimi geciktiren alanları olarak sıralayabiliriz .Bu anlamda sosyal otistik sosyal gelişimdeki geri kalma mı  bilemiyoruz.Sosyal otistik bazı otistiklerin sosyal sorunlarının olmadığını mı belirtiyor! .Evet halk arasında böylesi tanımlar var .Otizmi norolojik ve  fizik engeller dolayısıyla gelişimin her alanındaki gerileme ve davranış bozuklukları olarak ele aldığımızda bir de atipik(nos) PDD tanımını görürüz.PDD nos  da duyu engelleri zihin engelleri ya da devinsel engellerden ve DEHB  dikkat eksikliği ve hiperaktivite  herhangi biri tanımlamadığında sözedilir .Motor sorunlardan ilerde de söz ettiğinize göre kalem tutuş bisiklet gibi oğlunuzun tanısı a tipik (nos) gibi gözlemleniyor.

Bunun üzerine oğlumu konuşma terapisi (otizm üzerine merkez olmaması ve teşhisden emin olunamaması) için rehabilitasyon merkezine kayıt ettirdim.YAPA da çocuklarla iletişim kurabilmesi için kaydını yaptırdım (haftanın 2 günü 2 saat ).3,5 yaşında bademcik ameliyatı oldu.Bu arada cocuğumda düzelmeler oldu,konuşmaya başladı (tabii kendimizi de eğittik).4-4,5 yaşında Kısa cümleler kurmaya başladı.

Evet  anne duyarlığı ile elinizden gelebilecek en iyi yola başvurmuşsunuz .Konuşma terapisi dediğinizde  YGG içinde yapılması bir çeşit ritim çalışması ,ayrımlaşma çalışması mimik çalışmalarının bir kısmı yapılmış olur .

Ekolali çalışılmasa da bir çok velimiz otizm tanısı aldığında yine duyular akademik ve motor eğtimi kapsayan bütünsel bir eğitim yerine konuşma terapisi yönüne gider sizin durumunuzda görüldüğü gibi hiç yoktan iyidir.Üstelik yine devinsel  çalışmaları görsel algıyı ve eğitsel olgunluk kriterlerini yakalamak için benim de bir zamanlar yayın hazırlık ve danışmanlıkta emeğimin geçtiği  ya- pa dan  yararlanmanız iyi olmuş.Yoktan eğitim varetmişsiniz bu anlamda sizi tebrik etmek gerekli.

Kısa cümlelerle başmaış ve televizyon izleyebilecek denli muhakemeyi geliştirmişsiniz 

Konuşuyor.Bu yıl neden-nasıl-niçini merak edip sorular sormaya başladı.Eskiden TV izlemezdi,şimdi çizgi film izlemeye başladı.Özellikle Nıckoledeon kanalındaki  DORA veBlunun Pati izleri ve Diego çizgi filmlerini çok severek izliyor ve oradaki sorulara cevap veriyor.Gerçekten bu çizgi filmlerin faydasını çok gördüm.TV izlemeyen çocuğum çizgi film izlemeye başladı.Dikkat süremiz biraz arttı.Bunlar tabii ki bizim için olumlu gelişmeler.

Şimdi diyeceksiniz ki sorun nedir?

Sorunum şu;oğlumda dikkat eksikliği devam etmekte.Bununla birlikte kalem tutmayı tam olarak bilmiyor.Geçen yıl özel eğitimlerle ve ana sınıfına göndererek kalem tutuşunu düzeltmeye çalıştık.Ama yeterli olmuyor.Sınırlı boyama yapamıyor.Çizgi çalışması yapamıyor.

E vet yine doğru bir yöndesiniz çalışmaların bir kısmını elinizden geldiği keder yapmıtığınız halde nos  u tanımlayan özelliklerden Dehb nin getirdiği disleksi ve disgrafi ile karşı karşıya kalmışsınız. Çizgi konusunda yaşadığnız sorunların bir kısmı disgrafiden kaynaklanıyor gibi

Çok kez ağır dehb li öğrencilerimizi bize otistik diye getirirler disleksili bir çocuğu otistik tanısıyla önümüze getirdikleri olur hatta daha acısı DEHB nin hiperlali yani konuşma sorunlarınını yaşayan çocukların gördükleri “eğitim”le tamamen normal yaşantıdan uzak kaldıklarına sosyal gelişimlerinin gittikçe daha azaldığına tanık olunmuştur.

Bu noktada  şunu söylemek gerekir hiperaktivitenin konuşma bozuklukları bölümünde ritim sorunlarını ve işitsel ayrımlaşmayı aşıp bir yol almışsınız ancakLaterelleşme konusunda çalışmalardan söz etmediğinize göre  disleksinin ağır engeliyle karşılaşmışsınız.Birçok hiperaktif çocuğumuzda sağ ve sol kullanımı pek oturmamıştır aslında bu birçok zihin engelinde de böyledir ve karıştırmamak gerekir.Yani kullanımlardan birini oturtmak gerekir .Sağ ya da sol kullanımı oturtmanın dışında göz akışlarını soldan sağa yukarıdan aşağı alacak çalışmaları yapmak gerekir .Koordinasyon bozukluğu olan çocuklar k harfini yaparken çizgileri  aşağıdan yukarı yapar ve yaptıkları direkten kolları çıkarır daire yönleri saat yönündedir oysa el yazısı çalışmalarında da  diğer çalışmalarda da  çizgiler hep yukarıdan aşağı ve soldan sağa gider .Bu alışkanlıkları kazanmak için çeşitli cd ler çizim çalışmaları ve özellikle resim çalışmaları yapmak gerekir .Bu konıda henüz vakit kaybetmiş değilsiniz. Sayılar arasında altı ve dokuz da karıştırılır bu konuda kullanacağız çeşitli programlar var .Yani disleksi konusunda çalışmanız gerekiyor..

Arkadaşlarıyla sınıfta oyun oynamıyor ve konuşmuyor.. Bu konuda öğrenciyi gözlemleyerek öğretmenleri ile ilişkide olmak gerekli .Birazdan söz edeceğim devinsel gelişim çalışmaları sosyalliği de geliştirecektir.Tabii bu arada şunu da söyleyelim geneldi çocuklarımız engelli sayıldıkları normalden daha fazla ihtimam görürler Sözgelimi yemek eğitimi sosyal eğitimler arasındadır  yemekte ona yemek yedirmemeniz yeme saatlerini düzenlemeniz gerekiyor

Ama sayıları ezberliyor

Bu görülebilen bir şey, kullanalabilecek bir özellik Montessori insanın kendi kendi kendini tedavi özellğinden sözeder .Sayılardaki akışkanlık ve yapı onun sevecği etkinliklerle düzenlenebilir

İngilizce kelime ,renk ve sayıları öğreniyor.Haftanın günleri,ayları sayabiliyor.Şarkıları öğreniyor.Ama bunları sınıfta arkadaşları ve öğretmenleriyle paylaşmıyor

.Tüm bu özellikler hatta ekolalisi yani son söyleneni tekrar (söz etmemişsiniz ama oluduğunu tahmin ederim)sen ben çoğul tekil ,olumlu olumsuz kullanım (su olmayan elin hangisi gibi) nasılsın denildiğinde iyisin demesi gibi,kendinden üçünü tekil sahıs olarak söz etmesi gibi evet hayır kullanımına alışması gibi  yapılacak bir çok çalışma var.Bu çalışmaların ailenin izin verdiği kadarını yapabiliriz çoğu kez .

Kaba motor ve ince motor kasları tam olarak gelişmemiş.

Motor gelişim kasla bağlantılı değildir.Çok kez sizin kullandığınız gibi kas olarak okullanılır anacak hareket organizasyonları ve norolojik dağılımla ilgilidir .Elleri şıklatmak eliyle bir iki üç dört  yapabilmek elle kolla konuşabilmek ince devinsele bağlı hareketlerdir.Konuşma da ince devinsel bağlı bir eylemdir . Büyük motor dediğimizde tek ayak üstünde durmak geri yürüyebilmek top atıp tutmak gibi bedensel büyük hareketlerden söz edilir uzun ve performanslı yürüyüşler  konuşmadaki kelime sayısını artırır  daha uzun cümleler kullanılabilir Özel eğtim okullarında ve rehabilitasyon merkezlerinde beden eğitimi öğretmeni açığı gerçekten çok büyüktür .Uzun yürüyüşler yaptığınızda çocuğunuzun konuşmasındaki gelişimi göreceksziniz istersiniz yürüyüş sırasında sporcuların kullandıkları ağırlıkları bileklerine takabilirsiniz.Yürüyüş sırasındaki püflemelerle dudak pisiko motorlarına kadar varan gelişmeler yanı sıra  aşırı hareketi düzernleme konuşma ritmini düzenleme de devreye girecektir

Yeterli gıda almadığı için sağlıksız besleniyor.Çünkü yemek yedirmek bizim için büyük işkence.

Yemek düzenini normal bir çocukta nasıl gerçekleştiriyorsanız sizin koşulunuzda da aynıdır.Porsiyonları onun gözünü doyurmayacak boyutlarla başlatın, yemek saatlerine dikkat edin çocuk gelişimci öğretmenler size bu desteği verecektir.

Kabızlık sorunumuz bulunmakta.

Çocuklarımızın çoğunlukla yemek düzenleri bozuk olduğu için kabızlıkları da vardır .Kabızlık neredeyse otistik bir özelliktir Freud kabızlık ve malına düşkün olmakla ilgili anal teorisinde öğrencilerimize baktığımızda hep haklı çıkmıştır.Hareket organizasyonlarının ters dönmesi anal bir yapıya dönüşür kimi öğrencilerimiz oyuncakları bile ters kullanır .Kabızlığı yeme düzeni ve zeytinyağlı yiyeceklerle aşabilirsiniz sanırım koku konusundaki aşırı hassasiyeti nedeniyle zeytinyağı ile arası iyi değil.Bir çok öğrencimiz de kıtırtılı yiyecekleri ve kolayı sevdiği için zaten kabızlığa uygun olan yapısını daha çok kabizlıkla pekiştirir.

Bu arada takıntılarımız şekil değiştirdi.Okuldaki bilgisayar,müzik seti,DVD ve TV ile sürekli oynamak  istiyor.Özellikle CD çıkarıp-takmaktan büyük zevk alıyor.CD ile dolaşıyor.Eve geldiğinde de aynı şekilde DVD,bilgisayar,TV açıp -kapama ,CD takıp -çıkartmakla uğraşıyor.Kaldırmak istediğimizde de hırçınlaşıyor.Hatta bir ara doyuma ulaşabilsin diye serbest bıraktık.Ama 1 saatin içinde kaç defa CD takıp çıkardı hatırlamıyorum.

Demek bu konuya ilgisi var eğitimi sırasında bilgisayar kullan mıyor mu? Öğrencilerimiz bilgisayara düşkün olduğu halde bir çok yerde bilgisayarların çocuklardan kıymetli olması böylesi davranışlara yol açıyor .Bu sorun eğitimsel olarak giderilebilir .

Dikkat eksikliğimiz devam etmekte.

DEHB için özel olarak çalışmanız ve hekim kontrolüne girmeniz gerekli

Parmak emiyoruz.Kolunu ısırıp kafasına vurma işlemi sık olmasa da devam ediyor.

Bu davranışların bir kısmı eğitimsel olarak çözümlenebilir( yalnız son zamanlarda köpeklerde bile kullanılmayan şartlanma teknikleri karşınıza çıkarsa dikkatli olmanızı öneririz )Bir doktor kontrolünde olmanız ve öğrencimizin uykusu dahil kontrole girmesi gerekir.duygusal toleransını da biraz artırmak Gerekli daha önce belirtildiği gibi özel durumları gereği bu tarz çocuklara yapılan aşırı korumalar onların öz disipline de zarar verebiliyor.

Tanıştığı insanlarla ve arkadaşları kendine seslendiğinde gözünü eli ile kapatmakta.(Bir ara azalmıştı,yine tekrarladı.ce..oyunu oynar gibi).

Bu da dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna bağlı bir davranış.Çalışmalar sırasında zamanla geçecektir(konuşması sırasında çığlıklar varsa onlarla birlikte azalır Büyük motor çalışmalar bu davranış için çok önemlidir.Göz teması için özel çalışmalar var bunları yaptırabilirsiniz

Hala 3 tekerlekli bisiklete binip pedal çeviremiyor.

Bu konuda yıllardır yazmama karşın pek ilerleyebilmiş değlim .Üç tekerlekli bisikletlerin vitesli olanları var .Çark boyunu ayarlayıp öyle çalıştıracaksınız .Plastik bisikletlerin hele ki ön tekerlekten pedallıları bu eğitim için en kötü olanlarıdır .İyi bir bisiklet(göbekten zincirli vitesli) almanız gerekiyor.Kaba ve ince devinsel çalışmalar aslında gördüğünüz gibi tüm şikayetlerinizin odağına toplandı

Kısaca,okul hayatına adaptasyonda ve öğrenmesinde (kalem tutma-yazma-boyama) problem yaşamaktayız.

Gördüğünüz gibi tekrara dönmeye başladık konuyu toplarsak eğitim olarak

 DEHB eğitiminde disleksi için özel eğitim almanız gerekiyor bu eğitim sırasında ince devinsel çalışmalar vardır.Kaba motor için yüzme eğitimi ya da  uzun ya da performanslı yürüyüşler yapmanız gerekiyor yemek eğitiminde psiko sosyal kriterlere uymanız gerekiyor (kendi yemeğini yemesi  yemek saatlerinde yemesi ,sofranın kuruluşuna yardım etmesi gibi).Tüm bunların yanı sıra hekim kontrolünde de olmanız gerekiyor Sonuçta atipik tanılamasında  sizin durumunzda DEHB ağırlıklı sorunlar oluşmuş ve bunların giderilmesi gerekiyor

Çoğunlukla başarılı olduğunuzu siz de biliyorsunuz özellikle yemek eğitimi konusunda sıkça rastlanan bir durumdasınız(tüm türk anneleri ile birlikte aynı yanlışı paylaşıyorsunuz:)  ) emin olun en kolay aşacağınız bir konu

Çalışmalarınızda başarılar dilerim

Saygılarımla

sarp bengü

www.blogcu.com/otism

Fotoğraflar

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen