31-07-2009 |

Sınır Yoksa Şiddet Başlar

Çocuklar gelişimleri karmaşık görünse de bilinçli yapıldığında o kadar da meşakkatli olmadığı görülmektedir. Her bireyde olduğu gibi çocuklarda gelişim evreleri sırasında hem maddi hem de manevi gereksinimleri bulunmaktadır. Bu gereksinimler fiziksel ihtiyaçlardan başlayarak basamaklar halinde ilerlemektedir. Gereksinimleri bir sınıra kadar doyurulma ihtiyacındadır. Doyurulması gereken ihtiyaçlar dışındaki kalan ihtiyaçlar bilinçli bir şekilde sınırlandırılmalıdır. Fakat insanın psikolojik yapısı doyum algısını geç idrak ettiği için isteklerin sınırlandırması çocukta içsel olarak yapılamamaktadır. İstek ile doyum aynı paralelde devam etmemektedir. Doyumun ne zaman gerçekleşeceği aile tarafından belirlenmediği sürece belli bir kanaat algısı oluşmayacaktır. Aile bu sınırı belirlemekte ve sınırı oluşturması gerekmektedir. İstek mekanizması çocuklarda kendiliğinden işleyemeyeceği gibi her defasında biraz daha artma gösterecek bir süre sonra bu sınırlar aşılamaz hale gelmektedir.

            Yaşadığımız toplumun 1990’lı yıllarda çocukluk çağını yaşayan bireylerde doyum problemleri günümüzde yeni yeni patlak vermeye başlamıştır. Gerek çocukların isteklerinin sınırlandırılmaması gerekse aile büyüklerinin çocukların dokunulmazlıklarının pekiştirmeleri mevcut problemin daha da katmerlenmesine neden olmaktadır.

            Çocuklar davranış yapılarını oluştururken davranışın nasıl başlaması gerektiği ve nerede sonlandırılması gerektiğini dışarıdan verilen yönergelerle ebeveynden öğrenmektedir. Bu öğrenme biçimi çocuğun ve dolayısıyla gelecekteki yetişkinin doyum sağlama çıtsını oluşturmasına yardımcı olacaktır. Bu doyum çocukluk çağında sınırlarını bilmez ise ilk 7 yıl sorun olmayacaktır. Keza ilk 7 yıl çocuğun istekleri karşılanabilecek düzeydedir. Ne zamanki çocuk ilköğretime son yıllarda okulöncesi eğitimin yaygınlaşmasıyla okul öncesi dönemde sorun yaşanmaktadır. Çocuğun sınır bilmemesi arkadaşlık ilişkilerini olumsuz etkilemektedir. Çocuk karşısındakiyle sadece isteklerini yaptırmak için yönelmekte fakat olmayınca da şiddete yönelmektedir. Bu da çocuklarda okul öncesinde davranım bozukluklarına neden olmaktadır. Çocuk ilk 7 yıl istekleri yapılan çocuk okul yıllarına başladığında sınırlandırılmaktadır. Bu sınırlandırılmalar çocukta engellenmişlik oluşturmakta bu engellenmişliğin sonucunda da çocuklarda şiddet ortaya çıkmaktadır. Aileler ise bu durumun nedenini okul ve arkadaşlarında aramaktadır. Görünürde okul ve arkadaşlarda problem gözlenmektedir fakat problemin yönü farklıdır. Kaynağı çocuğun sınır bilememesi nedeninden kaynaklanmaktadır.

            Sınır bilinci aile içerisinde otorite karmaşalarına da neden olmaktadır. Aile içerisinde otorite ebeveynde olması gerekirken bir süre sonra çocuk hakimiyeti eline alır. Ev içerisinde her ayrıntı çocuk merkezli çocuğa sorularak ve başka bir alternatifi olmadan yapılmak zorunda kalınmaktadır. Yapılmanın gerekçesi de çocuğun olay çıkarmamasıdır. Keza yaşamın ilk yıllarında çocuğun üzülmemesi gerekçesi ile gerçekleştirilen sınırsız istekler bir süre sonra çocuğun huzur bozmasını engellemek için yapılmaktadır. Durum tamamen değişmiş mevcut düzeni korumak amacıyla çocuğun istekleri karşılanmaktadır.

            Çocuk genel itibariyle haz duyacağı davranışları yaşamakta ve bunların süreklilik arz etmesini istemektedir. Çocuğun bu durumunda ihtiyacı olan kadarı verilmeli, gereğinden fazlasından kaçınılmaktadır. Keza sınır bilinci çocuğa öğretilmediğinde sosyal yaşamında sorun yaşacağı gibi aile içerisinde potansiyel problem olarak görülmektedir. Şiddete başvurmaları ise sınırlandırılmışlıktan kaynaklanan bir sonuçtur. Sınır bilinci çocukluk yaşında aşılanmazsa sosyal sorunların yanı sıra yaşamdan haz almaları da mümkün olmayacaktır.

Kaynak: PDR.Halil İbrahim Yıldız

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Muhasebe Meslek Elemanı