Sağlıklı Kişilik Gelişimi İçin Anne Baba Tutumları
Kişilik bir bireyin var olmasında temel yapıtaşlarından en önemlisidir. Kişiliğin temelleri ilk altı yıl içerisinde atılmaktadır. Daha sonraki dönemlerde yaşantılarla şekillenen kişilik ergenlik döneminde son şeklini alır. Kişilik oluşumunda genetik geçişlerin yanında çevresel etkenlerde önemli etkiye sahiptir. Burada çocuğun dengeli ve uyumlu bir kişilik geliştirebilmesi için en önemli yapı taşları kalıtsal özelliklerin dışında anne baba tutumlarıdır. Çocuk büyürken kimi davranış ve tepkileri anne baba tarafından onay bulurken, kimisi de engellenir. Böylece çocuk kendi yararına olan ve karşı çıkılmayan tepkileri tekrarlama eğilimi gösterir. Ancak değişik tepkilerden hangisinin daha iyi sonuç verdiğini çocuk deneme yanılmalar öğrenecektir. Çocuk davranışlarının çelişkilerle dolu olması ve değişkenliği bu arayış ve denemeden ileri gelir. Tekrarlanan onay gören ve çocuğun amaçlarına ulaşmasını sağlayan tepkiler zamanla kalıplaşır ve kişilik çizgilerini oluşturur. “Can çıkmayınca huy çıkmaz” gibi sözlerde bahsedilen de zamanla anne babaların ve yakın çevrenin verdiği tepkilerle oluşan bu çizgilerdir.
Çocuk yetiştirmek her şeyden önce temek psikolojik gereksinimlerin karşılanmasına bağlıdır. Bunlar: Sevgi, Disiplin ve Özgürlüktür. Bu üç ana başlık birbiriyle sıkı bir ilişki içerisindedir. Ancak bu üç ana gereksinimde gelişim basamaklarına göre sıralı ve ölçülü olması yararlı olacaktır. Örneğin bebeklik döneminde bebek anneye muhtaçtır. Ve sevgi gereksinimi vardır. Bu dönemde sevgi vermek anne-çocuk arasındaki temellerin güçlü atılmasını sağlayacaktır. Bu gelişim basamağında bebeğin özgürlüğünden ya da disiplininden söz edilemez. Oysa bebek büyüdükçe dünyayı algılaması ve istekleri farklılaştıkça sevginin yanında çocuğa dünyayı tanıyabilme fırsatı yani özgürlük vermek ve buna bağlı olarak bu özgürlüğün sınırlarını çizebilmek adına disiplin vermek ihtiyacı ortaya çıkacaktır. Ancak bunlar sevgi gereksinimin azalması demek değildir. Sevgi her gelişim evresinde insanın ihtiyaç duyduğu bir gereksinimdir. Ancak seviyorum diyerek çocuğun hakkı olan özgürlüğü ona vermemek anne babaların çocuklarına yaptıkları en büyük kötülük olacaktır.
Disiplin deyince aklımıza baskıcı, davranışı belli kalıplara sokmak için katı kuralları ve yöntemleri kullanma gelebilir. Oysa disiplinin doğru anlamı “Öğretici, düzenli davranış ve olgunluk kazandırıcı yetiştirme” demektir. Bu tanıma en güzel örnek bir ustanın çırağına sanatını öğretirken kullandığı ilkelerden geçer. “Usta çırağına işi, işin kolayından başlayarak öğretir. Öğretimini de çırağının gelişme hızına bağlı olarak ayarlar. Yavaş yavaş sorumluluk verir. Başarılarını destekler ve yanlışlarını düzeltir. Nerede çırağına güveneceğini, nerede başında durup denetleyeceğini bilir. Ona yanılma payı bırakır. Yaptığı hatalar olursa onu toyluğuna vererek bağışlar. Beğenildiğini, desteklendiğini gören çırak işine dört elle sarılır. Ustasına benzemek ve yetişmek için tüm yeteneğini ve çabasını ortaya koyar.” Tıpkı bebeğin doğduğu andan itibaren anne babası tarafından küçük adımlarla hayata hazırlanması gibi.
Anne- baba olmakta çocuğunuza model olma, örnek olmak demektir. Bebeklikten başlayarak aslında çocukların örnek aldıkları kişiler anne-babalarıdır. Hayata hazırlanma yolunda anne-babalarının davranışlarını görüp taklit ederek hayat yolunda adım atmaya başlarlar. Bu yolda kendilerini güvende hissetmeleri anne ve babaların onlara karşı sabırla ve yapabilecekleri sorumluluklar verip desteklemeleri ile gerçekleşecektir. Zamanla çocuk bu şekilde kendini ve çevresini öğrenip kendine özgü ahlak değerleri, erdemler ve görgü kuralları ile kişiliğini geliştirecektir.
Kişiliğinin gelişmesi, doğru yanlış davranışları ayırt ederek çocuğun kendi değerlerini oluşturabilmesi için çocuklarımızın ihtiyacı olan en önemli besin kaynağı “Güven Verici ve Destekleyici” aile tutumlarıdır. Bu aile ortamında çocuklara karşı hoşgörü ve desteklenme vardır. Anne baba çocuğunu olduğu gibi kabul ederek çocuğa destekte bulunurlar. Çocuklarına karşı sevgi doludurlar. Ancak bu şımartılmak, koruyucu olmak anlamına gelmemelidir. Burada sevgi çocuğu sürekli öpüp okşamak değil, dengeli onun sınırlarının da olduğunu kabul edip onun düşüncelerine de saygı gösterilen sevildiğini de çocuğun hissettiği tutumdur. Bu anne babalar çocuklarının ilgi ve yeteneklerinin farkındadırlar, onlara yeteneklerini geliştirebilecekleri ortamlar yaratmaya çalışırlar. Aile içinde güven çok önemlidir. Önce anne-baba arasında güven daha sonra anne-babanın çocuklarına karşı duyduğu güven vardır. Şeffaflıkta çok önemlidir. Aileler birbirlerine karşı duygularını şeffaf bir şekilde paylaşarak birbirlerine karşı güven duymalıdırlar. Ailede bir problemle karşılaşıldığında herkesin fikrini söylediği, nasıl baş edilebileceğinin araştırıldığı, huzurlu bir aile ortamı söz konusudur. Çocuk susmaya değil konuşmaya teşvik edilir.
Mantıksız şeylerde söylese de aile bireyleri bunu dinleyerek, düşüncesine saygı gösterir
Toplumsal kurallarla ilgili sınırlar bellidir. Çocuk neyi nerede nasıl yapacağını aile ortamı içinde öğrendiği için toplum içerisinde de uygun olmayan davranışlar sergilemekten kaçınacaktır. En önemlisi çocuğun kendi sınırlarını çizebilmesi için belli sınırlar içerisinde özgür olabilmesidir. Böylece çocuk kendi sınırlarının ve görevlerinin nerede başlayıp nerede bittiğini öğrenecektir. Anne ve baba çocuklarına uygun modeller olmalıdır. Onlardan yapmasını istemediğiniz şeyleri sizlerin yapması onlara güvensizlik verecektir.
Şiddet yerine konuşmanın ve iknanın olduğu, sevgi ve saygı ilişkilerine dayalı ailelerde yetişen çocuklar sağlıklı dengeli bir olgunlaşma sağlayacaktır.
Geleceğe umutla bakan nesiller yetiştirmek dileğiyle…
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.