06-06-2008 |

Pecs

OTİSTİK BOZUKLUKTA RESİM DEĞİŞ-TOKUŞUNA DAYALI İLETİŞİM

SİSTEMİNİN KULLANILMASI: BİR OLGU SUNUMU

ÖZET

Amaç:

Resim değiş-tokuşuna dayalı iletişim sistemi (PECS) otistik bozukluğu olan çocuklarda sıklıkla

kullanılan alternatif iletişim sistemlerinden biridir. Yaygın klinik kullanımına karşın, PECS’in etkinliğine

yönelik kontrollü görgül araştırmalar yapılmamıştır. Bu yazıda otizmi olan bir olgunun PECS uygulama

aşamalarının ve sonuçlarının sunulması amaçlanmıştır.

Yöntem:

11 yaşındaki otizmi olan erkek çocuğunda

insanlarla ilişki kurmama, konuşmama, göz temasının kısa olması ve tekrarlayıcı davranış belirtileri

vardı. Sosyal iletişim ve davranış sorunları belirlendi. Haftalık bir seans PECS eğitimi verildi ve hafta

süresince ailesi eğitimine devam etti.

Sonuçlar:

PECS eğitimi için ölçütleri karşılayan olgumuzda sözel

konuşmada artış gözlendi. PECS eğitimindeki ilerleme ile birlikte sosyal iletişim davranışlarda artış ve

sorun davranışlarda azalma saptandı.

Tartışma:

Otizmde uygulanan PECS uygulamaları ile ilişkili

araştırmalar yazından tarandı. Sonuçlar, bilimsel yayınlar ışığında tartışıldı.

Anahtar Sözcükler:

Otistik bozukluk, resim değiş-tokuşuna dayalı iletişim sistemi.

SUMMARY: PICTURE EXCHANGE COMMUNICATION SYSTEM USE IN AUTISTIC DISORDER: CASE

REPORT

Objective:

The picture exchange communication system (PECS) is an alternative communication system

frequently used with children with autism. Despite its common clinical use, no well-controlled empirical

investigations have been conducted to test the effectiveness of PECS. In this paper, the sessions of PECS

training and its results of a case with autistic disorder were presented.

Method:

The case was a boy

with autism, an eleven year-old, who had limited communication, mutism, poor eye contact, and stereotyped

behaviors. Ancillary measures of his social-communicative behaviors and problem behaviors were recorded.

The PECS training was done a session every week, and his family has continued this training along

week.

Results:

Our case, who met the learning criterion for PECS, showed concomitant increases in

verbal speech. Ancillary gains were associated with increases in social-communicative behaviors and

decreases in problem behaviors.

Discussion:

The related articles about PECS training on autistics were

detected in Medline. The results are discussed in terms of the provision of empirical support for PECS.

Key Words:

Autistic disorder, picture exchange communication system.

*Doç. Dr., Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Çocuk Ruh

Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara.

** Araş. Gör. Dr., Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Çocuk

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara.

*** Konuşma-Dil Terapisti, Gülhane Askeri Tıp Akademisi,

K.B.B. Anabilim Dalı, Ankara. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi : 12 (1) 2005

Tümer Türkbay*, Dursun Karaman**, Müzeyyen Çiyiltepe***

GİRİŞ

Otistik bozukluğu olan çocuk ve ergenlerin 1/3-

1/2’si konuşma dilini işlevsel olarak

kullanamamaktadır (National Research Council

2001). Bu nedenle otizmi olan çocukların çoğu

alternatif iletişim sistemlerine adaydırlar. Bu

sistemler var olan konuşmaya ek veya konuşmayı

artırıcı ya da ifade edici iletişimde başka bir

seçenek yöntem olarak iş görürler (Bondy ve Frost

1994, Siegel 2000, Yamall 2000).

Alternatif iletişim sistemleri ek-araçsız ve ek-araçlı

iletişim biçimleri olarak iki grupta toplanmaktadır.

Ek-araçsız iletişim biçimleri, bireyin kendi vücudu

dışında araç kullanmasını gerektirmeyen jestler,

beden dili ve işaretle iletişimdir. Konuşma ve

işaretle iletişimin birlikte kullanımının birçok

otizmi olan çocukta alıcı ve ifade edici sözcük

dağarcığı gelişimini, yalnızca konuşma

kullanımına oranla daha fazla geliştirdiğine

yönelik veriler vardır (Yoder ve Layton 1988).

Ayrıca, işaretle iletişimin kullanımının, konuşma

gelişimini olumsuz etkilediğine ilişkin bulgu

yoktur (National Research Council 2001).

Ek-araçlı iletişim biçimleri, ses çıkaran cihazların

(örneğin VOCA) kullanıldığı karmaşık (elektronik)

ek-araçlı ve iletişim amacıyla sembollerin

kullanıldığı basit (elektronik olmayan) ek-araçlı

tekniklerdir. Basit ek-araçlı tekniklerde, bireylere

arzuladıkları nesneleri veya etkinlikleri istemeyi

öğretmek için genellikle gerçek nesneler,

fotoğraşar, çizgi resimler veya graŞkler

kullanılmaktadır. İletişime yönelik elektronik

olmayan yardımcı simgelerin kullanılmasının

otizmi olan bireylerin eğitilmesinde başarı

sağladığı gösterilmiştir (Mirenda 2001). Bazı otistik

bireylerde bu tekniklerin kullanımının aşırı sorun

davranışların azaltılmasında (Frea ve ark. 2001)

ve sosyal etkileşimi artırmakta etkili olduğu

gözlenmiştir (Garrison ve ark. 1997). Basit

25

tekniklerin en önemli üstünlükleri ucuz, kolay

üretilir ve kolay güncellenir olmalarıdır.

Basit ek-araçlı tekniklerden biri görsel iletişim

sisteminin kullanıldığı “resim değiş-tokuşuna

dayalı iletişim sistemi” olan PECS (Picture

Exchange Communication System)dir. PECS,

uygulamalı davranış analizi ilkeleri ve normal

dil / iletişim gelişim aşamalarını temel alarak

hazırlanmış olan bir alternatif iletişim sistemidir.

PECS öğretim sürecinde, öncelikle temel iletişim

ilkelerinin kazandırılması, daha sonra ise belirli

mesajların iletimi öğretilir. Mesaj iletiminde,

iletişim klasöründe yer alan resimli kartlar

kullanılır (Frost ve Bondy 1994).

PECS eğitimine başlamadan önce pekiştireçlerin

belirlenmesi ve iletişim klasörünün hazırlanması

gerekmektedir. PECS altı evreden oluşmaktadır:

Evre I; “Şziksel değiş-tokuş” evresidir; iletişim

girişiminde bulunma öğretilir. Bu evrede çocuğa,

en çok yeğlediği bir nesneyi (pekiştireci)

gördüğünde, nesneyi temsil eden resimli kartı

alıp, iletişim ortağının eline bırakması öğretilir.

Evre II; “spontanlığın geliştirilmesi” evresidir. Bu

evrede iletişim girişimini farklı ortamlarda, farklı

kişilerle ve farklı pekiştireçlerle gerçekleştirmesi

öğretilir. Bu evrede iletişim klasörünü kullanmayı

da öğrenir. Resimli kartı iletişim klasöründen

çıkartma, iletişim ortağı ve iletişim klasörü ile

çocuk arasındaki uzaklığın artırılması ve

ipuçlarının ortadan kaldırılması uygulamaları

yaptırılır. Evre III; “resim ayırt etme” evresidir.

Bu evrede çocuğa resimli kartlar arasından seçim

yapması öğretilir. İletişim klasöründen yeğlediği

nesneyi ayırt etmesi ve iletişim ortağına vermesi

sağlanır. Bu evrede pekiştireç sayısı gittikçe

artırılır. Evre IV; “cümle kurma” evresidir. Bu

evrede basit cümleler kurması ve isteğini, nesnenin

niteliklerini belirterek iletmesi öğretilir. Çocuk,

istediği nesnenin resimli kartını “istiyorum”

resminin sol yanına yapıştırıp, birlikte çıkararak

iletişim ortağına vermesini öğrenir. Evre V; “ne

istiyorsun? sorusuna yanıt oluşturma” evresidir.

Bu evrede çocuk kendiliğinden çeşitli nesneleri

ister ve çocuğa “ne istiyorsun?” sorusuna yanıt

vermesi öğretilir. Evre VI ise “görüş bildirme”

evresidir. Bu evrede çocuğa kendiliğinden nesne

ve etkinliklerle ilgili görüş bildirmesi öğretilir

(Kırcaali-İftar 2003).

Bu yazıda, otizmi olan bir olgunun Evre IV’ün

ilk aşamalarına kadar yapılan PECS uygulamaları

ve sonuçlarının sunulması amaçlanmıştır.

Otistik bozuklukta resim değiş-tokuşu

OLGU

E, 11 yaşında erkek, özel eğitim alıyor ve

kaynaştırma öğrencisi, büyük kentte yaşıyor.

Ailenin tek çocuğudur. Anne lise mezunu, memur,

ancak çocuğun rahatsızlığı nedeniyle işinden

ayrılmıştır. Baba lise mezunu, astsubaydır.

Gelişim Öyküsü:

Anne E’ye gebe iken, gebeliğin

beşinci ayında anneye diabetes mellitus tanısı

konulmuş ve insülin enjeksiyon tedavisi

başlanmıştır. Doğuma kadar anne insülin tedavisi

almıştır. Doğum 36’ncı haftada normal yolla

olmuş, doğumda olumsuzluk yaşanmamıştır. E

dördüncü ayda başını dik tutmaya başlamış, 7’nci

ayda desteksiz oturmuş, bir yaşına doğru

yürümeye başlamıştır. Anne sütü almamıştır. 11-

12 ay civarlarında ‘anne-baba’ sözcüklerini

söylemeye başlamış, 5-6 ay çok az sayıda sözcük

konuşmuş, ancak sonrasında bu sözcükleri de

konuşmamaya başlamıştır. 7-8 yaşlarına kadar

hiçbir sözcüğü olmamış, bu yaşlarda 4-5 sözcük

söylemeye başlamıştır. Halen 15’e yakın sözcük

konuşabilmesine karşın, cümle kuramamaktadır,

karşılıklı konuşma yoktur ve genellikle mutistiktir.

5 yaşına doğru tuvalet eğitimini kazanmıştır.

Öyküsü:

Ailesi E’nin gelişimi sırasında akranları

ile karşılaştırdıklarında bir şeylerin olumsuz gittiği

kaygılarını yaşamalarına karşın, ilk olarak iki

yaşında “konuşmanın olmaması, ismiyle

çağrıldığında bakmaması, insanlarla ilişki

kurmaması, etrafında dönme ve elleriyle üçgen

yapma tarzında yineleyici davranışlarının olması,

göz göze gelmenin kısa olması, sevilmeyi

reddetmesi ve yönergelere uymaması”

yakınmaları ile Hacettepe Çocuk Ruh Sağlığı ve

Hastalıkları polikliniğine başvurmuştur. Yapılan

psikiyatrik görüşmeler ve gözlemler sonrasında

“otistik bozukluk” tanısı konulmuş ve özel eğitim

alması için rapor düzenlenmiştir.

GATA Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları

polikliniğine ilk başvuru 5 yaşında (1998 yılı)

olmuştur. Yapılan görüşmede aileden alınan

bilgilerde; “hiç konuşmadığı, insanlarla ilişki

kurmadığı, çevresinde kimse yokmuş gibi

davrandığı, isteklerini yetişkinlerin ellerinden

tutup götürerek yaptırdığı, göz teması kurmadığı

ve bakışlarının hep yan taraşara olduğu, hiçbir

şey ile ilgili olmamasına karşın televizyondaki

reklam ve müziğe aşırı ilgili olduğu, oyuncaklar

ile amacına uygun oynamadığı, oyuncakları veya

herhangi bir nesneyi yere atarak çıkan sesi

dinlemekten hoşlandığı, renkli nesnelerle aşırı

ilgili olduğu, alışık olmadığı ortamlarda

26

huzursuzluk yaşadığı, çoraplarını çıkarıp parmak

aralarını kokladığı ve katı yiyecekleri yemediği,

annesinin gıdaları püre haline getirdikten sonra

yedirdiği” öğrenilmiştir. Yapılan gözlemde; göz

temasının kısa olduğu, sosyal iletişim ve etkileşime

girmediği, konuşmayı iletişim amaçlı

kullanmadığı, basmakalıp davranışlarının olduğu,

oyuncaklarla yaratıcı oyun oluşturamadığı,

yönergelere uymadığı, el baskınlığı olmadığı ve

her iki elini de kullandığı saptanmıştır. Yapılan

tetkiklerde biyokimyasal sonuçların,

elektroensefalograŞnin (12.3.1996) normal olduğu

görülmüştür. Manyetik rezonans beyin

görüntüleme raporu (04-96) “her iki pariyetal

beyaz cevherde, periventriküler yerleşimli en

büyüğü 1 cm çapında çok sayıda T2 serilerinde

hipointens olarak izlenen iskemik-gliotik lezyonlar

izlenmektedir. Bilateral ventrikül posterior

hornları genişlemiştir. Korpus kollozum

normalden ince olarak izlenmiştir. Perinatal

hipoglisemiye bağlı sekeller olabileceği

düşünülmüştür” şeklindedir. Görüşme ve

gözlemler sonrasında özel eğitim raporu

yenilenmiş ve özel eğitime devamı sağlanmıştır.

1999 ve 2000 yıllarında yapılan psikiyatrik

görüşmelerinde; sözcüğünün olmadığı,

konuşmanın gelişmediği, göz temasının kısmen

artış gösterdiği, etrafında dönme tarzında

yineleyici davranışlarının devam ettiği

öğrenilmiştir. 2001 yılındaki görüşmesinde ise,

4-5 sözcük konuşabilmesine karşın genellikle

suskun, dönem dönem mırıldama (murmuring)

yaptığı ve kanat çırpma tarzında stereotipileri

gözlenmiştir. 2002 yılındaki görüşmesinde sözcük

dağarcığında çok az gelişme olmuş, 6-7 sözcük

konuştuğu belirtilmiştir.

2003 yılında yapılan psikiyatrik görüşme ve

gözlemlerde; yaklaşık 10 sözcük konuşmasına

karşın, çoğunlukla sessiz kalmıştır. Anne bu

dönemlerde altında üzerindeki şeklin isimleri

yazılı olan 64’lük resimli kartlar almış, bir süre

sonra E’nin gösterilen şeklin ismini deftere yazdığı

annenin dikkatini çekmiştir. Aynı dönemde özel

eğitim destekli olarak kaynaştırma eğitimine

başlanmıştır. E sınıfta sessiz durur, ders bitimine

kadar sadece tahtada gördüklerini defterine yazar,

arkadaşlık ilişkisi kurmaz ve aşırı gürültüde

huzursuzluk gösterirmiş. E’nin konuşmasının

olmaması ancak gördüklerini yazması, simgelerle

aşırı ilgili olması ve görsel belleğinin iyi olması

nedeniyle PECS eğitimine uygunluğunun

değerlendirilmesi amacıyla dil-konuşma

terapistinden konsültasyon istendi. Yapılan

TÜRKBAY VE ARK.

değerlendirmede E’nin oromotor kaslarının zayıf

olduğu ve çalıştırılması gerektiği, konuşma

terapisinden ziyade uygun iletişim becerileri

geliştirmesi için PECS eğitiminin daha uygun

olacağı görüşü belirtildi.

Mart 2004’de yapılan görüşmesinde E’nin 100’e

yakın şeklin ismini yazdığı, bazılarını

söylendiğinde de yazdığı dikkati çekti. Ayrıca,

annesi, E’nin isteklerini ifade edemediği zaman

huzursuz ve saldırgan olduğu, ancak istediği

anlaşılıp yerine getirildiğinde sakinleştiğini belirtti.

E’nin diğer bir özelliği de aşırı düzenli oluşu ve

aldığı eşyaları mutlaka yerine koymasıydı. Yapılan

değerlendirme sonucunda PECS eğitimi hakkında

aileye bilgi verilerek eğitime başlanmasına karar

verildi.

PECS UYGULAMALARI

PECS uygulamalarının haftada bir kez, 30 dakika

olarak polikliniğimizdeki aynalı odada yapılması

planlandı. Her seansın video kamera ile

görüntüleri kayıt edildi. Olgumuzun PECS’in

dördüncü evresinin ilk aşamalarını da içeren

eğitim süreci aşağıda sunulmuştur:

PECS Hazırlık Çalışmaları:

Birinci seansta PECS

hakkında aileye eğitim verildi. PECS ile ulaşmak

istediğimiz hedef davranışlar hakkında

konuşuldu. PECS ile olgunun insanlarla iletişimini

artırması, isteme davranışlarını yapması ve

bunlara bağlı sorun davranışlarının azaltılması

başlangıç hedef davranışlar olarak belirlendi.

Pekiştirecin tanımı ve iletişimde nasıl kullanılacağı

aileye anlatıldıktan sonra, gelecek seansa kadar

aileden E’nin en çok yeğlediği pekiştireçleri

belirlemeleri istendi. İkinci seansta; birincil

pekiştireçler olarak yiyecekler (tatlı çeşitleri, gofret,

cips, çikolata, şeker), sosyal pekiştireçler olarak

“aferin”, “el ile çak eylemi”nin yapılması, etkinlik

pekiştireçleri olarak “skutura binmek, anneyle

birbirlerine top fırlatma” en çok tercih ettiği

pekiştireçler olarak belirtildi. Bu seansta ayrıca

en çok yeğlediği pekiştireçleri temsil eden 5 cm

X 5 cm boyutunda resimli kartları nasıl

hazırlayacağı ve nerelerden bulabileceği gösterildi.

Resimli kartların yerleştirileceği örnek iletişim

klasörü gösterilerek, anneden bu klasörü temin

etmesi istendi. Anneden üçüncü seansa E’nin en

çok yeğlediği beş pekiştireci, bunları temsil eden

resimli kartları ve iletişim klasörü getirmesi

istendi. Gelecek seansta evrelere geçildi. Bir

evreden diğer evreye geçişte, %80 ipuçsuz doğru

tepki veya yanıt oluşturma ölçüt olarak kabul

edildi.

27

Evre I; “Şziksel Değiş-Tokuş” Evresi:

Üçüncü

seansta iletişimci öğretmen olarak anne, E’nin

karşısına oturdu, yardımcı öğretmen olarak

terapist E’nin arkasında görünmeyecek tarzda

durdu. Tercih edilen bir pekiştireç olarak çikolata

anneye yakın olarak, Bu pekiştireci temsil eden

resimli kart ise E’ye yakın olarak masaya konuldu.

Başlangıç olarak terapist E’nin arkasında

görünmeksizin, E’nin elini tutarak kartı aldırıp

annesinin eline bırakmasını (Şziksel ipucu)

gösterdi. Anne de resimli kartı almasını takiben

pekiştireci E’ye vererek “aferin” söylemini (sosyal

pekiştireç) kullandı. Beş provadan sonra terapist

Şziksel ipucunu gittikçe silikleştirdi. 10 deneme

sonrasında E ipucu olmaksızın resimli kartı

anneye vererek pekiştireci almayı öğrendi.

Anneden gelecek seansa kadar; beş değişik

pekiştireç ve resimli kart kullanarak, üç farklı

iletişimci öğretmen ile (baba, özel eğitim

öğretmeni, abla vs. olabilir) bu uygulamaları kısa

mesafede günde an az 30 kez yaptırması istendi.

Bu tür yaklaşım E’nin öğrendiklerini başka

ortamlara aktarmasını ve genelleştirmesini

kolaylaştıracaktı. Resimli kartları sözel olarak

istememesi yönünde anne uyarıldı. Çünkü,

uyararak isteme sözel ipucu olarak, olgunun

kendiliğinden iletişim girişimi davranışlarını

ketleyebilirdi.

Evre II; “Spontanlığın Geliştirilmesi” Evresi:

Dördüncü seansta, birinci evrenin başarısı test

edildi. E on ardışık başarıyı gösterince ikinci

evreye geçildi. İkinci evrenin birinci aşamasında

E’ye iletişim klasörü içinden resimli kartı çıkarması

ve anneye vermesi öğretildi. Annenin E’den 1.5

metre, 3 metre uzakta ve başka odada durması

sağlanarak provalar yapıldı. Annenin bunu bir

hafta boyunca beş farklı kişiyle ve beş farklı

pekiştireç ile günde en az 30 kez yapması istendi.

Beklentili yüz ifadesi gibi ipuçlarından kaçınması

yönünde anne uyarıldı. Bir hafta sonraki beşinci

seansta olgunun geçen seanstaki ödevleri

yapabilirliği test edildi. E’nin 10 ardışık başarı

sağladığı görülünce, ikinci evrenin ikinci

aşamasının eğitimine geçildi. Bu aşamada E ile

iletişim klasörü arasındaki uzaklık artırılarak (1.5

metre, 3 metre, başka oda) benzer bir eğitim

verildi.

Evre III; “Resim Ayırt Etme” Evresi: Altıncı

seansta

bir önceki evreyi başarabilirliği test edildi.

E’nin 10 ardışık başarı sağlamasıyla üçüncü evre

eğitimine başlandı. Üçüncü evrenin ilk dersine

iki resimli kart ile başlandı. E’nin en çok yeğlediği

nesne için çikolata resimli kart, yeğlemediği nesne

için muz resimli kart kullanıldı. E’den beklenen

yeğlediği resimli kartı vermesiydi, ancak

karıştırması olunca muz resmi olan karttaki muz

resmi daha silik hale getirildi. Başarı sağlayınca

muz şekli yeniden belirginleştirildi. Üçüncü

evrenin ikinci aşamasında tercih edilen iki

pekiştirecin resimli kartları kullanılarak eğitim

verildi. Anneden gelecek haftaki seansa kadar

prova yaptırması istendi. Yedinci seans

başlangıcında geçen haftaki eğitim kontrol edildi,

10 denemeden dokuzunda E başarı sağlayınca

üçüncü evrenin üçüncü aşamasına geçildi. Üçüncü

aşamada pekiştireç sayısı, dördüncü aşamada E

ile pekiştireçler arasındaki uzaklık artırılarak aynı

eğitim yapıldı ve bunu gelecek seansa kadar

günde en az 30 kez prova etmesi istendi. Ayrıca

gelecek seansa gelirken, gösterilen yapışkanlı

iletişim klasörü modelini hazırlayıp getirmesi

istendi.

Evre IV; “Cümle Kurma” Evresi:

Sekizinci seans

başlangıcında önceki evrenin başarısı test edildi.

E on ardışık denemeden 9’unu başardı. Bu seansta

halen de devam etmekte olan dördüncü evrenin

birinci aşamasının eğitimi verildi. E’ye, yeğlediği

pekiştirecin resimli kartını “istiyorum” resminin

yanına yapıştırıp cümle şeridi oluşturarak, anneye

vermesi öğretildi. Anne resimli kartı aldığında

E’nin parmakla işaret etmesi sağlanarak kendisi

de söyleyerek okumaya çalıştı.

E ile yapılan PECS uygulamaların program akış

şeması Tablo-1’de gözlenmektedir.

TARTIŞMA

Otizmi olan çocukların eğitiminde, alternatif

iletişim sistemi olarak PECS, yaygın olarak

kullanılmasına karşın, bu konuda kontrollü

çalışma sayısı sınırlıdır (Bondy ve Frost 1994,

Siegel 2000, Yamall 2000). Charlop-Christy ve

arkadaşları (2002) kısmen ses taklidi yapan 3

otizmi olan çocuğa PECS uygulaması

yapmışlardır. Eğitim sonrasında spontan ve taklidi

ses üretiminde belirgin bir artış olduğunu

belirtmişlerdir. Bondy ve Frost (1994) yaptıkları

başka bir çalışmada beş yaş ve altındaki 67 çocuğa

bir yıldan daha fazla süre ile PECS kullanarak,

bu çocukların %59’unda bağımsız konuşma

geliştirmişlerdir. Bu olguların %30’u PECS ile

birlikte konuşmayı sağlamış, %11’i ise konuşma

olmaksızın PECS kullanmaya devam etmişlerdir.

Bu araştırıcılar, çocukların 30-100 kadar sembolü

kullanabilme becerisini elde eder etmez

konuşmanın gelişmeye eğilim gösterdiğine işaret

Otistik bozuklukta resim değiş-tokuşu

28

Amaç

I. Bir nesneyi gördüğünde

ve istediğinde, nesnenin

resmini alıp, iletişim

ortağının eline vermesi

IIa. Bir nesneyi

gördüğünde ve

istediğinde, resmi iletişim

klasoründen alıp iletişim

ortağına vermesi

IIb. Bir nesneyi

gördüğünde ve

istediğinde, iletişim

klasörünü bulup resmi

iletişim klasoründen alıp

iletişim ortağına vermesi

IIIa. İletişim klasöründeki

2 nesneden (biri pekiştireç

biri şaşırtıcı) birinin

resmini seçip, iletişim

ortağına vermesi

IIIb. İletişim klasöründeki

iki pekiştireçten birinin

birinin resmini seçip,

iletişim ortağına vermesi

IIIc. Pekiştireç sayısının

artırılması

IIId. Göz önünde olmayan

pekiştireç için resmi

iletişim klasöründen alıp

iletişim ortağına götürüp

vermesi.

IVa. İstediği nesnenin

resmini “istiyorum”

resminin sol yanına

yapıştırıp, çıkarıp iletişim

ortağına vermesi

Bağımsız olarak, eğitici ile 5

farklı pekiştireç ile 10 ardışık

başarı, 3 ayrı eğitici yakın

mesafede

İletişim ortağına bağımsız vermesi

10 ardışık başarı. İletişim ortağı

a. 1.5 metre uzaklıkta

b. 3 metre uzaklıkta

c. Başka odada

5 farklı pekiştireç ve 5 farklı eğitici ile

İletişim ortağına bağımsız vermesi

10 ardışık başarı. İletişim klasörü:

a.1.5 metre uzaklıkta

b.3 metre uzaklıkta

c.Başka odada

5 farklı pekiştireç ve 5 farklı eğitici ile

a.10 denemede 9 başarılı

doğru resim verme

b.İletişim klasörü yarım metreden

daha fazla uzağında iken bunu

yapması

a.10 denemede 9 başarılı doğru

resim verme

b.İletişim klasörü yarım metreden

daha fazla uzağında iken bunu

yapması

10 denemeden 9’unda ardışık bunu

bağımsız olarak başarması

10 denemeden 9’unda ardışık bunu

bağımsız olarak başarması, farklı partner

ve farklı ortamlarda

10 denemeden 9’unda ardışık bunu

bağımsız olarak başarması, farklı partner

ve farklı ortamlarda

Ölçüt

Şimdiki

düzey

Yapabiliyor

Yapabiliyor

Yapabiliyor

Yapabiliyor

Yapabiliyor

Yapabiliyor

Yapabiliyor

Kısmen

Yapabiliyor

Başlama

tarihi

22.03.04

29.03.04

05.04.04

12.04.04

19.04.04

26.04.04

03.05.04

20.09.04

Amaca

ulaşılan

tarih

29.03.04

05.04.04

12.04.04

19.04.04

26.04.04

03.05.04

10.05.04

Devam

ediyor

TÜRKBAY VE ARK.

Tablo 1:

Resim değiş-tokuşuna dayalı iletişim sistemi planı

29

etmişlerdir. Benzer olarak, Schwartz ve arkadaşları

(1998) otizmi olan 11 çocuğun 6’sında (%55) bir

yıllık PECS kullanımı sonrasında bağımsız

konuşma geliştirdiklerini bildirmişlerdir. Aynı

şekilde; 6 yaşındaki otizmi olan bir kızda PECS

kullanılarak yapılan olgu bildiriminde; Kravits

ve arkadaşları (2002) spontan konuşma ve sembol

kullanım sıklığında anlamlı artış olduğunu

bildirmişlerdir. Yukarıdaki çalışmaların olumlu

sonuçları bizim olgumuzda da belirlenmiştir.

PECS uygulamaları ile E’nin sosyal iletişiminde

artış, sözcük dağarcığında artış ve sorun

davranışlarında azalma gözlenmiştir.

Uzmanlar ve aileler alternatif iletişim sistemlerinin

(PECS gibi) kullanımının çocuğun konuşmasının

gelişimini ketleyebileceği kaygısını duyarlar (Diehl

2003). Ancak alternatif iletişim sistemlerinin

kullanımının sözel iletişimi baskıladığını ileri

süren görgül çalışma yoktur (National Research

Council 2001). Aksine, işaret dili kullanımı ve

yardımlı alternatif iletişim sistemlerinin (PECS

gibi), sembol kullanımı ve sözel iletişimi

başlatabildiği ve artırdığı vurgulanmaktadır (Frost

ve Bondy 1994, Romski ve Sevcik 1996, Ganz ve

Simpson 2004). Bizim olgumuzda da PECS

uygulamaları sonrasında, sözcük dağarcığında

ve konuşmayı iletişim amaçlı kullanma

davranışlarında artış gözlenmiştir.

Otizmi olan çocuklarda PECS ile iletişim

becerilerinde artış gözlendiği belirtilmektedir

(Magiati ve Howlin 2003). Bizim olgumuzda da

en olumlu davranış ilerlemeleri iletişim

becerilerinde artış idi. Örneğin, önceleri E

süpermarkete ailesiyle gittiğinde, isteklerini

anlatamadığı için öfke nöbeti gösteriyordu. PECS

uygulamaları sonrasında süpermarkette istediği

yiyecek veya nesnenin resimli kartını iletişim

klasöründen çıkarıp annesine vererek ve belirtilen

sorun davranışlar yaşamamaya başladı. Başka bir

örnek verecek olursak, önceleri kahvaltıda istediği

yiyeceği belirtemediği için sorunlu davranışlar

gösteren E’nin, resimli kartı istek amaçlı kullandığı

ve uyum davranışlarında artış olduğu gözlendi.

PECS, hızlı öğretilebilir bir iletişim sistemidir.

Ancak düşük işlevli otistik çocuklarda PECS

uygulamalarında bir evreden diğer evreye başarı

ile geçiş, çok zaman alabilmektedir. E ise PECS’e

iyi uyum sağladı. Verilen ödevleri bir hafta içinde

öğrenebiliyor ve evreleri kolaylıkla başarabiliyordu.

Olgumuzdaki PECS uygulamalarının etkinliği

klinik görüşme ve gözlemlerle değerlendirilmiştir.

Uygulama öncesi ve sonrası psikometrik bir ölçüm

yapılmaması çalışmanın kısıtlılığı olarak

düşünülmüştür.

PECS uygulamalarının otizmi olan çocuklarda,

klinik ortamında da öğretilebilecek alternatif bir

iletişim sistemi olarak kullanılması bu çocuklarda

iletişim becerilerini artıracaktır.

KAYNAKLAR

Bondy A, Frost L (1994) The Delaware Autistic Program. Preschool

Education for Children with Autism içinde, S Haris ve J Handleman

(ed) Austin, TX: Pro-Ed, s:37-54.

Charlop-Christy M, Carpenter M, Le L ve ark. (2002) Using the

Picture Exchange Communication System (PECS) with children

with autism: assessment of PECS acquisition, speech, socialcommunicative

behavior, and problem behavior. J Appl Behav

Anal 35:213-231.

Diehl SF (2003) The SLP’s role in collaborative assessment and

intervention for children with ASD. Top Lang Disorders 23:95-

115.

Frea W, Arnold C, Vittimberga G (2001) A demonstration of the

effects of augmentative communication on the extreme aggressive

behavior of a child with autism within an integrated preschool

setting. Journal of Positive Behavior Interventions 4:194-198.

Frost LA, Bondy AS (1994) The Picture Exchange Communication

System Training Manual. Cherry Hill, NJ, Pyramid Educational

Products.

Ganz JB, Simpson RL (2004) Effects on communicative requesting

and speech development of the Picture Exchange Communication

System in children with characteristics of autism. J Autism Dev

Disord 34:395-409.

Garrison-Harrell L, Kamps D, Kravits T (1997) The effects of peer

networks on social-communicative behaviors for students with

autism. Focus on Autism and Other Developmental Disabilities

12:241-254.

Kırcaali-İftar G (2003) Otistik Özellik Gösteren Çocuklara İletişim

Becerilerinin Kazandırılması. YA-PA Yayın Pazarlama Sanayi ve

Tic.A.Ş., İstanbul.

Kravits TR, Kamps DM, Kemmerer K ve ark. (2002) Brief report:

Increasing communication skills for an elementary-aged student

with autism using the Picture Exchange Communication System.

J Autism Dev Disord 32:225-230.

Magiati I, Howlin P (2003) A pilot evaluation study of the Picture

Exchange Communication System (PECS) for children with autistic

spectrum disorders. Autism 7:297-320.

Mirenda P (2001) Autism, augmentative communication, and

assistive technology: what do we really know? Focus on Autism

and Other Developmental Disabilities 16:141-151.

National Research Council (2001) Educating Children with Autism.

National Academy Pres, Washington D.C.

Romski MS, Sevcik RA (1996) Breaking the Speech Barrier:

Language Development Through Augmented Means. Brookes

Publishing Co., Baltimore.

Schwartz I, GarŞnkle A, Bauer J (1998). The Picture Exchange

Communication System: Communicative outcomes for young

children with disabilities. Topics in Early Childhood Special

Education 18:144-159.

Siegel B (2000) Behavioral and educational treatments for autism

spectrum disorders. The Advocate 33:22-25.

Yamall P (2000) Current interventions in autism-a brief analysis.

The Advocate 33:25-27.

Yoder PJ, Layton TL (1988) Speech following sign language

training in autistic children with minimal verbal language. J

Autism Dev Disord 18:217-230.

Otistik bozuklukta resim değiş-tokuşu

http://www.rehabilitasyon.com/makale_doc/121_24.pdf (Pdf Döküman adresi)
Yoder PJ, Layton TL (1988) Speech following sign language

training in autistic children with minimal verbal language. J

Autism Dev Disord 18:217-230.
National Academy Pres, Washington D.C.

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Zihinsel Engelliler Öğretmeni