PDR Hababam Sınıfı'nda
Şu hepimizin bildiği meşhur Hababam Sınıfı .Binlerce kez bir kuşağa tüm kanallardan izlettirilen, olmadı bir de yenisi yapılan hababam sınıfı...PDR si var mıydı?
Rıfat Ilgazın Hababam Sınıfını yazarken esinlendiği söylenen bir zamanların Hayriye Lisesi , 1945 lerde resmi okullarda eğitimin niteliği yüksek olduğu için okuyamayan zengin çocuklarının gittiği palas bir okuldu .
Lise mezunları kötü bir lise de olsa mezuniyetten sonra er olmaz, yedeksubay olurlar, aileleri de oğullarından mutluluk duyardı.
Hayriye Lisesi'ni anlattığı bilinen Hababam Sınıfı'nda Münir Özkul un eşsiz oyun gücüyle canlandırdığı Mahmut Hoca ,resmi okullarda çalışmış yaşama ve bakış biçimi ile genç cumhuriyet anlayışının eğitimcisi....
Ama .Hababam sınıfında PDR yoktu.
Şimdi PDR icat oldu mertlik bozuldu mu?
Liselerde öğretmenlik yapanlar bilirler, rehberlik servisine sık gidenlere arkadaşları pek iyi gözle bakmaz .
Rehber öğretmenin yaptırım gücü gizlidir
Matematik öğretmeni gibi insanın kafasında not defteri sallamaz .
Öğretmen olduğunda da yani verebileceği herhangi bir ders var ve derse giriyorsa rehberliğine halel gelir, artık kendisi de eğitim dünyasında tarafsız değildir ve öğrenciden yana tavır alması giderek zorlaşır.
Onun görevi okul aile ve öğrenci arasındaki dengeyi sağlamaktır.
Ama en iyi öğretmen olma öğretisi ondadır.
Evet böyledir, ama yazılı ya da görsel edebiyatımıza, ya da sinemamıza PDR girmiş midir.?
Yoksa eski öğretmenlerin hepsi Jan Jack Rousseau'yu içmiş John Devey'i yutmuş adamlar mıdır?Eğitimde ihtisaslaşma olmadığından mı eskiden PDR yoktur, evet eski anlayışta öyledir.İhtisaslaşma eğitimin yaygın olmaması dolayısıyla azdır.
Eski öğretmenler hem marangoz, hem badanacı, hem kütüphaneci hem sağlık memuru hem de psikolog olma durumunda kalmışlardır.Hepsini saygıyla anmak gerekli.
Hababamın PDR 'si Mahmut Hoca değil miydi?
Şimdiki PDR'nin gelişi tüm eğitim tarihimizce tepeden başlamış ve yeni yeni köklere inen bir yapıda gözükmektedir.
İyi ama, üç yaşında bir çocuğun bile bıkacağı kadar çok izlenen Hababam Sınıfı'nda PDR'nin olmaması ile acaba geçtiğimiz hafta Haydarpaşa Lisesi'nde yaşanan öğrenci terörü arasında hiçbir ilişki yok mu? O okulda da PDR yok muydu? .
O PDR ci de aybaşında sıcak sıcak eurocuklara ya da cinsi neyse, paracıkları cebe indirip evinde TV karşısında çekirdek mi çitliyordu.?
Çocuklar suçlu muydu?
PDR okul polisi miydi?
Ne olmuştu ?
Gazetelere bir bakalım;
nasıl yapmalı?
Tüm bu ciddi havayı kırmak için h hepsi aslında son derece sağlıklı .Onlar bu bileşim içinde çamur haline geliyorlar ama atomların konumu birazcık değişsin,bambaşka bir oluşum karşımıza çıkar.Oluşan şey ne olursa olsun,sağlıklı olacaktır,çünkü temel ögeler sağlıklıdır.Peki bu çamurun sağlıklılık niteliği nereden geliyor?
/
[ Üyelere Özel ] 13-12-2006 21:35:33
sanırım bu yazıyı yazan bir sosyolog...Çünkü işini yapmadığı çok belli..Çünkü asıl sizin hiç bir iş alanınız olmadığı için kendinize bu tür eleştirilerde bulunacağınıza başkalarına bunu atarak yansıtma yapıyor ve kendinizi rahatlatıyorsunuz..sizi kınıyorum..Lütfen sosyologsanız kendi alanınızla bildiğiniz konularda yazı yazında alanınızdaki insanlara katkınız olsun...
[ Üyelere Özel ] 14-11-2006 10:25:59
Evet arkadaşımız çok güzel eleştirmiş kabul ediyorum ama yazıyı okurken aklıma hep lisans dönemindeki hocalarımızın konuşmaları geldi. tıpkı onlar gibi pratikten oldukça uzaktı!! Kaldı H.K. olarak yazdıklarımı da arkadaşım anlamak istediği gibi okumuş.. Kağıt üzerinde olması gerektiği için çalıştırıyoruz cümlesini ben kullanmadım bu alanda 10 yıl yöneticilik yapmış bir uzman söyledi.. Artı ben mesleğimizin ruhuna halel getirecek bir şey söylediğimi düşünmüyorum. Ben sadece pratiğin zorluğundan bahsediyorum. O yazıyı yazdığımda 1 aydır çalışıyordum şimdi 5 ay oldu ve pişmeye başladım. Diğer bir konu da belli başlı öğrencileri bireysele aldığımı ifaede etmem konusu: Soruyorum bizim ilk önceliğimiz nedir? "ÖNCE ZARAR VERME" değil midir? Ben faydalı olamayacağım öğrencinin neden zamanını boşa harcayayım??? Sizi yeryüzüne davet ediyorum.. Bu konuyu daha detaylı tartışabiliriz ben açığım...
[ Üyelere Özel ] 25-10-2006 02:32:29
bunu size kızdığım için yazmadım sarp by/bayan bolgcu.com da da dediğim gibi sizin gibi önüne gelen yazı yazma ihtiyacı hissediyor ya ben de öylesine başlık atayım dedim...bu işin çözümü için milli eğitim bakanlığına güzel bir proje sunduk kabul edilirse çok güzel sonuçlar doğuracak..
[ Üyelere Özel ] 20-10-2006 18:12:17
LÜTFEN HERHANGİ BİR KONUDA GÖRÜŞÜNÜZÜ BELİRTMEDEN ÖNCE ,UYGULAMADA NELER OLUP BİTİYOR DOĞRU BİLGİLENİN VE KAVRAMLARI TAM OLARAK ÖĞRENDİKTEN SONRA YORUMUNUZU YAPIN.YOKSA BÖYLE SOKAK AĞZIYLA ATIP TUTMAK ÇOK KOLAY...
[ Üyelere Özel ] 19-10-2006 00:42:19
merhaba ben yazar arkadaşın örnek verdiği psikoloijk danışman E.Ö.galiba bizim yazar arkadaşımız benim ona yönelttiğim soruyu çok yanlış algılamış.ben yeni yetme bir elemanım ve rehabilitasyonda daha ilk terlerimi dküyorum.ben bir pdr ci olarak kurumda görevimi yapamamaktan şikayet edip hem etik olanı hem de standartı armaya çalışıyordum.ben çocuklarımı seviyorum ve onlar için elimden geleni de yapıyorum ancak benim bu yönelttiğim soru benim anlayışımla başka fikirlerin çatışmasından doğan bir asıl olanı arama sorusuydu.tamamen çarpıtılmış şekilde yansıtıldığını görüyorum.ben çocuklarıma daha verimli olmayı arıyordum o soruda bir özel eğitimci değilim ve o çocuğun psikolojik,sosyal ve duygusal yönden desteklenmesinin yanında akademik olarak da desteklenmesi gerekiyor ve bu konuda oldukça yetersiz hissettim kendimi ve onlara yanlış bir şey söyleyerek,yanlış yoldan giderek zarar vermekten korktum çünkü çocuklarım gayet küçük yaştalardı.anlayışla karşılamak gerekir ki benim için yepyeni bir dünyaydı.kurumumuzda az öğretmen olduğu için etik olmayarak ufaklıklara da girdim ve aslında yazarın bilmediği sadece sorudan anlamak istediği gibi onları aşağılayarak değil sevgiyle elimden geleni yapmaya çalıştım.onlara sosyal becerilerin yanında kendi alanımlada ilgili şeyler vermeye çalıştım.onlar benim için çok özel ve güzeller.sadece çatışmalı düşünceleri ve standizasyonu öğrenmek için sorulmuş bir soruydu ben ağır bir çocukla da derse girdm ve özel eğitim dersi almadığım için ona zarar vermekten korkarak böyle bir soru sordum çünkü ilginç şekilde her öğretmen bu çocukları alıyor siz de alacaksınız dendi...bilmem yazar arkadaşa ve okuyanlara derdimi anlatabiliyor muyum..ben mesleğimş seviyor ve aslında mesleğinizi yaparsanız o kişiye nasılda yararlı olunabileceğini biliyorum...öncelikle insanı sevmeli ne olursa olsun ve onun için emek vermeli...şuan bu soruyu sormuyorum çünkü neler yapabileceğimi biliyorum artık potansiyelimi biliyorum sayın yazar...büyük çocuklarla da çalışarak verimli de olabiliyorum...yardım edebileceğinizi umarak size sorumu yöneltmiştim,yeni yetmeliğimi anlayarak yol gösterirsiniz sanmıştım..ama insan yaşayarak öğreniyormuş zaten:)yine de teşekkür ederim en azından dikkate almışsınız beni,tepki vermişsiniz bana ama anlatmak istediğimi anlayarak değil...
[ Üyelere Özel ] 13-10-2006 11:06:43
yazının kaitesine diyeceğim hiç birşey yok ama oruçlu olduğumdan mıdır bilemeyeceğim tam olarak algılayamadım? konuya hakim olamadım daha sonra tekrar okumak üzere kes/kopyala/yapıştır yapıyorum. selamlar, kolaygelsin.
[ Üyelere Özel ] 11-10-2006 08:29:19
Mesleki anlamda bir hoşnutsuzluk başlarsa verimsizleşirsiniz, sanırım bir çok arkadaşımız aynı durumda bırakılıyor. Bir şeyin önemli olabilmesi için bilinç düzeyinin yüksek olması ve ihtiyacın hissedilir olması gerekir Türkiye şartlarına baktığımızda bu iki koşulun sağlanmadığını görmek için medyum olmaya gerek yok. Pdr için bakıldığında önceleri felsefe derslerine giren bir geçmişten geliyoruz. Felsefe bilim alanlarını çoktan ayırmış iken danışman olarak bizler okullarda ceza veren birer merkezler olarak algılanmaktan öteye gidemiyoruz. Okul yönetimleri nerde yaramazlık yapan bir çocuk var hadi rehberlik servisine dedikçe bu işin düzelmesini beklemek ne kadar gerçekçi olur tartışılır. Gönüllülük şartını unutup bütün aileleri servise almak zorunda olduğunu belirten daldan dala atlayıp,mesleği haricinde ne var ne yok bilen eğitimci arkadaşların beynine psikolojik danışmanlığı kazımak yerine sindirilmişliği özünde barındıran meslektaşlarımıza daha çok iş düşüyor sanırım. Bunun yanında gönüllülüğü artıran etmende yine PDRcinin elinde değil midir. Uyku ilacı almış gibi merkezinde uyuyan uyudukça düşlerinde her yanı günlük güneşlik gören arkadaşlarımızın da var olduğunu unutmamak gerekmez mi?
Mevzubahis sayın sosyolok arkadaşta sanırım hocaları kendisine her şeye burnunuzu sokmayın dediklerinde kendi gibi düşünen arkadaşlarla sos oynuyorlardı. Sos oynarkende birgün sert bir kayaya toslayacağını aklından geçirmiyordu.
[ Üyelere Özel ] 10-10-2006 10:28:47
tebrikler çok orjinal bir üslup ve kendine has bir değerlendirme. yazılarınızın devamı ile tanışmak beni çok memnun eder.
sızıyı dindiren su
suyun sızladığını kimseler bilmez