Pavlovun Köpeği
Az çok eğitim psikolojisi dersi alan hemen herkes Pavlov Amcanın köpeğini duymuştur. Bu köpek o kadar meşhurdur ki öss sınavlarında da defalarca soru olarak çıkmıştır. Operant şartlanma, klasik koşullanma, zil sesi ve salya… Şimdi herkes niçin bu konuyu ele aldığımı merak ediyor olabilir. Haklısınız farklı bir yolla giriş yaptım ancak köpek mi akıllı, yoksa fırsat tanınan her canlı öğrenebilir mi? Temlinde bu yazıyı kaleme almama sebep olan konu bu idi. Yani canlıların öğrenmesi. Zil – et – salya, zil – et – salya döngüsü zil – salya haline nasıl dönüşüyor bu sistemi burada anlatmayacağım. Ama görülüyor ki şartlanma olarak adlandırılan bu durum aslında bir öğrenmenin de ürününü ortaya koyuyor. Zil canlının yani Pavlov Amcamızın köpeğinin salya akıtmasına sebebiyet veren bir araç konumundayken ona bu duyargaları verdiren de Pavlov Amcamızdır. Yani hedefe ulaşmak için çaba harcayan bir öğretici. Pavlov amcamızın bu döngü ile canlılara bir “şey” öğretmekte kullanabilir miyiz? Cevap belli “EVET”
Pavlov Amca köpeğine zil sesi ile sayla arasındaki ilişkiyi kurabildiğine göre burada bir soru kendini gösteriveriyor. Pavlov amca bunu nasıl başarmıştır? Sabır ve fırsat tanıma. Bu ikisi emek ya da çaba ile birleştirilebilir.
Çocuklarımızın geleceğini düşünerek özel eğitim merkezlerini açtırmaya önem veren devlet şimdi bunları işlevsiz görmeye başladı. Elbette ki bir çok rehabilitasyon merkezinde yetersizlikler olabilir ama bu tüm rehabilitasyon merkezinin işlevsiz olduğunu ispatlamaz. Şimdilerde devletin bu sektöre akıttığı parada gözü kaldı deniliyor. Yani devletimize artık bu paraları özel sektöre kaydırmak zor geliyor deniliyor. Hâlbuki kurum açma izni verdiğiniz kuruluşlara neden şimdi para vermek zor geliyor diye kolayca sorulabilir. Bir şeye sahip olma olanağı tanınırsa sonra o kişinin mal varlığından şikayetçi olmak yada kazancından şikayetçi olmak ne kadar doğru. 10 senedir rehabilitasyon merkezleri ile iç içe çalışıyorum. İşini dört dörtlük yapana da rastladım işini savsaklayana da. Ama hepsine bu işi yapmalarına izin veren devletin kendisi. Biraz konu dışına kaydım aslında şimdi. Fakat şimdi toparlayacağım.
Pavlov Amca olayına geri dönmem gerekiyor şimdi çünkü esas anlatmak istediğim yada bağlamak istediğim onunla ilişkili idi. Malumunuzca ram öğrencilerimize eğitim alma yada almamaları konusunda rapor düzenlemeye çalışıyor. Fakat şu sıralarda ramlarda bir moda başladı. Otistik çocuğa ben rapor vermem, aynı ramdaki diğer görevli diyor ki; - sen nasıl otistiğe rapor vermezsin, down sendromlu çocuklara, frajil x sendromlu çocuklara, daha sayabileceğim bir çok çocuğa rapor vermeme hastalığı başladı. Sebep ne imiş biliyor musunuz? Çocuk öğrenemez miş. Bak bak bak bak diyesi geliyor insanın. Pavlov amcamızın köpeği bir şeyler öğrenebilmişken bizim çocuklarımıza bir şey öğrenemez diyen yada onların öğretmenleri bir şey öğretemez diyen zihniyet acaba taksici, sekreter, mühendis oldukları için eleştirilen rehabilitasyon merkezi sahiplerinden çok mu farklı davranmış oluyorlar. Onlar hadi diyelim alan dışından, alan içinde olduğunu iddia eden ram personelinin bu davranışı göstermesi ciddi olarak düşündürücü bir durumdur. Özel eğitim dersinde ilk başlayanlar özel eğitim tanımından sonra şunu öğrenirler çocuklar ne kadar ağır olursa olsun her öğrenci mutlaka bir takım şeyleri öğrenebilir. Acaba bu zihniyetteki ram personeli özel eğitimle ilgili hiç ders almadı mı ki acaba. Bu ağaçtan mobilya olmaz, bu demirden araba olmaz demekten ne farkı var bu durumun. Bu çocuktan adam olmaz. İyi de kardeşim çocuklarımız adam olmaz adam olmayı öğrenir. Eğer bu zihniyette ki kişiler bu işi bilmiyorlarsa demek ki onların bir takım reelleri öğrenmesi gerekiyor.
Bir önceki paragrafta devletin bu işe bakış açısında ufak bir gönderme yapmıştım. Şimdi soruyorum devletin o bakış açısı ile ramların bu zihniyeti arasında ilişki var mı diye. Ya da tek bir soru sormak en iyisi hey ram çalışanları öğrencilerimizin Pavlov’un köpeği kadar kıymeti yok mu da eğitim olanakları ellerinden hiç inandırıcı olmayan nedenlerle alınıyor….
Pavlov'un, üzerinde şartlı refleks deneyleri yaptığı köpeklerden biri, Pavlov Müzesi, 2005
ABDULLAH DEMİR
[ Üyelere Özel ] 18-02-2011 12:10:27
Ramda çalışan işitme engelliler öğretmeniyim Ram konusuna vakıf olmadan fikir sahibi olduğunuz yazınızdan çıkarılıyor.Hangi ram öğrencilere eğitim vermiyormnuş çok merak ettim bence asıl yanlışlık 5 -10 yıl özeleğitim kurumlarında eğitim alıp hiç bir ilerleme kaydedemeyen öğrencilere ısrarla eğitim önerilmesidir.
[ Üyelere Özel ] 20-03-2011 21:47:30
demek ki sorun yaşadığımız noktalar ve bunla ilgili olan durumlarda ramlarla bir iletişimimiz olmuş ki yazımızı yazma gereği hissettik sayın Fadime hanım. demek ki sizin çalıştığınız ramda da bazı sorunlar var, ki bunu ( 5 -10 yıl özeleğitim kurumlarında eğitim alıp hiç bir ilerleme kaydedemeyen öğrencilere ısrarla eğitim önerilmesidir.) cümlenizle ifade etmişsiniz. insanların eğitim süreleri beş on sene ile sınırlı olacak bir yaşantısı mı vardır allah aşkına. hanig mantıkla bunu söyleyebiliyorsunuz bir eğitimci o0larak. örğenmenin yaşı mı var da öğretim sürecinin senesi olsun. elbette ki beş on sene de öğrendiği şeyler az olan çcouklarımız olacak ama öğrenebileceklerdir, buraa sorgulamanız gereken beş on sene eğitim alan çocuklar için nasıl bir eğitim süreci sunuluyor. bunu konuşacağıız yerde çocukları uzaklaştırıyorsunuz. öğretmenlerin kalitesinin artırılmasını ifade edeceğiniz yerde çocuklar eğitim ortamından uzaklaştırıyorsunuz ve ben bu duruma sadece yazık diyorum. asıl işi öğretmek olanlar sorgulanmalı. ama bir çocuğu öğrenemiyor diye nasıl öğretim ortamından uzaklaştırıyorsunuzş. zaten o yüzden bu çocuklar engelli, o yüzden rama geliyro o yüzden özel eğitim alıyorlar. ilerletecek öğretmenler ve işlevsele ğitim ortamı nasıl olacağı tartışacak yerde siz öğrencileri yok ediyorsunuz. bende bu tür ramları yani sizin bahsettiğiniz ve hatta sizin de içinizde olduğunuz ramları çok gördüm ve diyorum ki acaba pavlov amca yanlış yerde mi çalıştı ?? diye de şimdi soruyorum kendime[ Üyelere Özel ] 03-07-2008 12:52:21
Ellerine sağlık hocam, ne yazık ki sapla samanın karıştırıldığı günümüzde düşüncelerimize tercüman oldunuz. Teşekkür ediyorum.