ÖZEL EĞİTİM İÇİN BİR YARGI KARARI
Anayasanın Genel Esaslarında;
. Türkiye Cumhuriyetinin, adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, sosyal bir hukuk devleti olduğu ifade edildikten sonra, 5. maddesinde; devletin temel amaç ve görevlerinden birinin, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak olduğu, 42. maddesinde de; kimsenin eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağı ve bu hakkın kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. 573 sayılı Özel Eğitim hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinde; özel eğitim gerektiren bireylerin, Türk Milli Eğitiminin genel amaçları ve genel ilkeleri doğrultusunda, genel ve mesleki eğitim görme haklarını kullanabilmelerini sağlamaya yönelik esasların bu kanun hükmünde kararnamenin amacı olduğu, tanımlar başlıklı 3. maddesinde; özel eğitim gerektiren bireylerin diğer bireylerle karşılıklı etkileşim içinde bulunmalarını sağlamak ve eğitim amaçlarını en üst düzeyde gerçekleştirmek için geliştirilmiş eğitim ortamlarını,kaynaştırmanın, özel eğitim gerektiren bireylerin diğer bireylerle karşılıklı etkileşim içinde bulunmalarını sağlamak ve eğitim amaçlarını en üst düzeyde gerçekleştirmek için geliştirilmiş eğitim ortamlarını, tanılamanın da; eğitsel amaçla, bireyin tüm gelişim alanlarındaki özelliklerinin belirlenerek değerlendirilmesi sürecini ifade edeceği 5. maddesinde; Her aşamadaki tanılamada, bireyin eğitsel performans düzeyi belirlenir, gelişim alanlarındaki özellikleri değerlendirilir ve bu değerlendirme sonuçları dikkate alınarak eğitim amaçları ve hizmetleri plânlanır, en uygun eğitim ortamına yerleştirilmesine karar verileceği, Tanılama, değerlendirme ve yerleştirme sürecinin her aşamasında ailenin de görüşü alınarak katılımı sağlanacağı, 12. maddesinde; Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitimleri, hazırlanan bireysel eğitim planları doğrultusunda akranları ile birlikte her tür ve kademedeki okul ve kurumlarda uygun yöntem ve teknikler kullanılarak sürdürüleceği, 14.maddesinde Özel eğitim gerektiren bireylere, her tür ve kademedeki eğitim ortamlarında devam ettiği eğitim programlarının amaçlarını gerçekleştirmek üzere özel eğitim desteği verileceği, 15. maddesinde; Özel eğitimde, eğitim programları bireylerin eğitsel performansları dikkate alınarak ve programın amaçları bireye uyarlanarak uygulanacağı, Özel eğitim okul ve sınıflarında normal okul programları uygulanır, ancak; öğrencilerin özellikleri ve öğrenme yeterlilikleri dikkate alınarak, söz konusu programlarda denkliği bozmayacak şekilde düzenlemeler yapılır. Özel eğitim okul ve sınıf programları, öğrencileri, eğitimlerini normal okullarda akranlarıyla birlikte sürdürecek yeterliliklere ulaştırmayı amaçlayan bir yaklaşımla hazırlanacağı, 16. maddesinde; Normal akranları ile birlikte eğitim gören özel eğitim gerektiren öğrencilerin hazırlanan eğitim planındaki amaçları gerçekleştirme düzeyleri, devam ettikleri okulun sınıf geçme ve sınav yönetmeliğine göre değerlendirilir. Ancak, özür ve özellikleri dikkate alınarak sınavlarda gerekli önlemler alınacağı ve düzenlemeler yapılacağı, 20. maddesinde; Durumları normal akranlarıyla birlikte eğitim görmeye uygun olan özel eğitim gerektiren bireyler, eğitim ve öğretimlerini resmi ve özel okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim okullarında sürdürürler. Bu okullarda özel eğitim gerektiren bireylere özel eğitim desteği sağlamak üzere yardımcı derslikler oluşturulur, özel araç-gereç ile eğitim materyalleri sağlanacağı ve diğer özel tedbirler alınacağı, 22. maddesinde; Örgün ve yaygın eğitim kurumlarına devam eden bireylere rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri götürmek üzere eğitim-öğretim kurumlarında kurulan rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri servisleri, kurumlarındaki özel eğitim gerektiren bireylere de eğitim ihtiyaçları ve özelliklerine göre bu hizmetleri sunulacağı, bu servislerin, rehberlik ve danışma hizmetlerini yürütürken bölgelerindeki rehberlik ve araştırma merkezi ile diğer ilgili kurumlarla iş birliği yapacağı, 24. maddesinde de Resmi ve özel okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim okulları ile yaygın eğitim kurumları; kendi çevrelerindeki özel eğitim gerektiren bireylere özel eğitim hizmetleri sağlamakla yükümlü oldukları, Söz konusu okul ve kurumlarda, özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim-öğretim görmelerini sağlamak üzere gerekli tedbirleri alacakları hükmü öngörülmüştür. Adı geçen Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak hazırlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 8/2 maddesinde; Kaydı yapılan öğrencinin durumu, özel eğitim gereksinimleri ve alınacak önlemler; rehber öğretmen-psikolojik danışman, sınıf öğretmeni veya özel eğitim öğretmeni, öğrenci velisi ve okul yönetimince belirlenir. Öğrencinin kaydettiği gelişmeler izlenir ve gerektiğinde okul dışından özel eğitim desteği sağlanır. Tüm önlemlere rağmen okulun programından yeterince yararlanamayan öğrenci için, okul yönetimi, öğrencinin durumunu belirtir ayrıntılı bir rapor düzenleyerek millî eğitim müdürlüğüne göndereceği, 11/2. maddesinde; Bireyin eğitsel tanılaması rehberlik ve araştırma merkezinde oluşturulan eğitsel tanılama, izleme ve değerlendirme ekibi tarafından yapılacağı; bu tanılamada bireyin eğitim performansının dikkate alınacağı, 73/8. maddesinin son cümlesinde ise; . Hiperaktivite ve dikkat yetersizliği olan öğrencilerin bu özellikleri göz önüne alınarak, kısa yanıtlı ve az sorulu yazılı sınavlar, ödevler ve projelerle değerlendirileceği, hükmü bağlanmıştır. Yukarıda açıklanan maddelerin birlikte değerlendirilmesinden bireyin eğitim ve öğretiminin sağlanmasında devletin görevi olduğu, yine eğitim öğretim aşamasında bireyin durumunun özel ve ayrık bir eğitim gerektirip gerektirmediğini saptama, öğrencinin ailesini bilgilendirme ve yönlendirme görevinin de devletin olduğu, öğrenci ailesine bir görev yüklenmediği anlaşılmaktadır. Her ailenin çocuk gelişimi ve sağlığı konusunda uzman sayılacağı, velisi olduğu öğrencinin ne tür bir eğitim-öğretim görmesi gerektiğini bilmek zorunda olduğu kabul edilemeyeceğine göre, öğrencinin eğitim-öğretim şeklini belirlemek üzere özel durumunu belgeleyen bir sağlık raporunu sunma görevi olduğunun da kabulü mümkün değildir. Bu sebepledir ki, okula kayıt yaptırılırken herhangi bir sağlık raporu istenmemektedir. Davaya konu olaya gelince; devletin temel görevlerinden biri olan eğitim-öğretim görevini yerine getirmek üzere okul açan Özel
Lisesinin; davacının çocuğunun kreş döneminden başlamak üzere eğitim-öğretim görevini üstlendiği, ancak bünyesinde görev yapan rehber öğretmen-psikolojik danışman aracılığı ile çocuğun özel durumunu belirleyip ilköğretim aşamasında veliyi yönlendirmediği gibi, ilkokula başlaması için kaydını da yaptırdığı, diğer yandan, ilköğretim aşamasında öğrencinin emsallerinden farklı ve aşırı hareketli davranışları sebebiyle veliye şikayette bulunurken velinin yönlendirilmediği, bu şikayet üzerine çocuğunu
.. Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümüne götüren veliye çocuğunun Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısı konularak ilaç tedavisi verildiği, davacının bu tedaviyi öğrenim saatleri içersinde okulu haberdar ederek işbirliği ile sağlandığı ve doktorun önerisi üzerine okul tarafından Dikkat Noksanlığı Davranış değerlendirme Skalası düzenlendiği, bu skala da öğrencinin günlük davranışlarının da rapor edildiği görülmüş olup, buna göre eğitim-öğretim kurumunun adı geçen öğrencinin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu durumunu bilmediğinin kabule imkan olmadığı gibi, olayın akışı karşısında bu durumu belgeleyen bir raporun okula sunulması zorunluluğunun kabulü mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, anılan K.H.K.nin 7. maddesinde; özel eğitim gerektiren bireylerin başvuracakları kurumlar belirlendiğinden davacının da bu drumu belgeleyen raporu okula sunması gerektiği ileri sürülmekte ise de; söz konusu maddenin, bir önceki maddelerle birlikte değerlendirilmesinde bu madde hükmünün davacının çocuğunun durumuyla ilgili olmadığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre,
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.