Oyun Terapisi

* ailenin sorumluluğunu almayı
* dil bilgisini
* paylaşmayı
* başkalarına saygı duymayı
* işbirliğini
* yaşlılara saygı duymayı
* çocukları sevmeyi
* çalışmayı
* aile ağacını
* çatışmadan kaçınmayı
* doğaya saygı duymayı
* maneviyatı
* mizahı
* aileyi
* ev işleri ile ilgili becerileri
* çeşitli rolleri
* alçak gönüllülüğü öğrenirler.
Nörobilim araştırmalarında, beyindeki pek çok merkezin metaforlara, insanlar arasındaki diğer iletişim biçimlerinden daha çok yanıt verdiği ve metaforların yeni nöral yollar oluşturduğu saptanmıştır. Sembolik/hayali oyun beyni geliştiren yeni deneyimler sağlar. Yaratıcı sanat terapileri de benzer şekilde aynı etkiyi yaratmaktadır.
Tüm çocuklar sık sık, spontan olarak, sadece eğlence amaçlı, başka hiçbir amaç olmaksızın oynamak için cesaretlendirilmelidir.
Terapötik oyunun amacı ise çocuğun duygusal olarak kendini iyi hissetmesidir. Çocuğun normal fonksiyonlarını yerine getirmesini engelleyen duygusal, davranışsal ve psikolojik problemleri ortada kaldırır. Büyümekte olan küçük bir problemi önleyebilir.
Oyun terapisi, çeşitli psikolojik teorilere dayanır. Hedef, çocuğa, yeteri kadar sınırın olduğu güvenli bir çevre yaratmaktır. Bu da iyileşmeyi sağlayan önemli bir faktördür. Oyun ve yaratıcılık, dışarıdan gelen uyaranlara farkındalığımızı arttırmaktadır.
Oyun terapisi, oyunun çocuğun kendisini doğal bir şekilde ifade etmesi olduğu düşüncesine dayanmaktadır. Yönlendirici ve yönlendirici olmayan şeklinde iki ayrı formu vardır. Yönlendirici formunda terapist, rehberlik ve yorumlama sorumluluğunu üstlenir. Bu tarz, yapılandırılmış, yönlendirici ve hedefe yöneliktir. Terapist, sorun olan davranışın yerine, daha olumlu düşünce ve davranışların geliştirilmesini sağlar. Terapinin temel unsurlarından biri ödüllendirmedir. Ödüllendirme çocuğa hangi davranışlarının uygun, hangilerinin de uygun olmadığı yolunda doğrudan mesaj verir. Yönlendirici olmayan formunda ise terapist, yönlendirmeyi ve sorumluluğu çocuğa bırakır. Bu tarz, duygusal zorluklar yaşayan, uyum ve davranış sorunları gösteren veya psikosomatik sorunları olan çocukların doğal oyun ortamında kendilerini ifade etmesi gerçeğine dayanır. Amaç, sorunları olan çocuğun kendi psikolojik dengesinde gerekli değişiklikleri yapabilmesini sağlamaktır. Terapinin, çocuğun kişilik yapısında, dışavurum, içgörü ve gerçeklik değerlendirmesi sağlaması; çocuğun enerjisini olumlu alanlara yönlendirmesi beklenir. Yönlendirici olmayan terapötik çalışmalarda terapistin takip etmesi gereken 8 temel prensip vardır:
* Terapist, çocukla sıcak, dostane bir ilişki kurmalıdır.
* Terapist çocuğu olduğu gibi kabul etmelidir.
* Terapist, çocuğun duygularını ifade edebileceği rahat bir ortam yaratmalıdır.
* Terapist, çocuğun dışa vurduğu duyguları fark etmeye açık olmalı ve bu duyguları çocuğa davranışları hakkında içgörü kazandıracak şekilde geri yansıtmalıdır.
* Terapist, çocuğa kendi problemlerini çözebilmesi için fırsat vermeli ve onun bu yeteneğine saygı duymalıdır. Seçimler yapma ve değişme sorumluluğu çocuğa aittir.
* Terapist, çocuğun eylemlerini ve konuşmalarını herhangi bir şekilde yönlendirmemelidir. Çocuk yolu çizmeli, terapist takip etmelidir.
* Terapist, terapi sürecini aceleye getirmemelidir. Bu zamanla gelişecek bir süreçtir.
* Terapist, terapiyi sürdürmek için sadece gerekli olan sınırlamaları koymalı ve çocuğun ilişkideki sorumluluğunun farkına varmasına fırsat tanımalıdır.
Oyun terapisi, kişilik yapısı teorilerine dayanarak ve her bireyin potansiyelini göz önünde bulundurularak çok iyi bir şekilde formüle edilmelidir. Oyun, çocuk için doğal bir kendini ifade biçimidir ve çocuğa bu yolla gerginlik, hayalkırıklığı, güvensizlik, korku, saldırganlık, çatışma gibi duygularını dışa vurma fırsatı verir. Çocuk, bu duyguları oynayarak onların yüzeye çıkmasını sağlar, onlarla yüzleşir. Onları kontrol etmeyi veya terk etmeyi öğrenir. Duygusal olarak rahatlamayı başardığı zaman, bir birey olarak içindeki gücü gerçekleştirmeye, kendisi için düşünmeye, kendi kararlarını verip psikolojik olarak olgunlaşmaya ve kendini gerçekleştirmeye başlar.
Terapi odası büyümek, olgunlaşmak için en iyi mekândır. Bu odanın güvenliğinde çocuk en önemli kişidir ve durumun veya kendisinin emrindedir. Kimse ona ne yapması gerektiğini söylemez, kimse onu eleştirmez ve öneride bulunmaz. Çocuk bu odada, kendi özel dünyasında yaşar, kendi kanatlarıyla uçar, kendine bakar, düşüncelerini test eder, kendini tamamen ifade eder ve bu odada her şeyiyle kabul edilir.
Terapistin kabul edici, anlayışlı ve dostça tutumu çocuğa güven hissi verir. Terapist ise çocuğun hislerine ve oyun sırasındaki sözlü veya sözsüz ifadelerine karşı duyarlı olmalıdır. Çocuğun kendini daha iyi anlayabilmesi için, ifade ettiği duyguları tıpkı bir ayna gibi ona geri yansıtması gerekmektedir. Çocuğa ve yeteneklerine saygı duymalı ve bağımsız bir birey olması için ona fırsat tanımalıdır.
Problemlerle yüzleşemeyen çocuklar onları çözemezler. Genel olarak oyun terapisi, çocuğun problemlerini anlamak, onun duygularını ve tutumlarını keşfetmek ve çocuğu bunlarla yüzleştirerek çözüm getirmesini sağlamak için geliştirilmiş bir tekniktir. Davranış problemleri, ders çalışma problemleri, konuşma problemleri (kekemelik, bebek konuşması, tekrarlayıcı dil gibi), okuma problemleri gibi birçok alanda çocuklara yardımcı olmaktadır. Ayrıca akademik ve sosyal olarak potansiyellerini gerçekleştiremeyen, uyku bozukluğu ve kabusları olan, okuldan atılma riski olan, travma yaşamış, duygusal, fiziksel veya cinsel tacize uğramış, evlatlık edinilmiş veya terkedilmiş, boşanmış ebeveynlerinden dolayı acı çeken, kaygı, stres veya fobilerden yakınan, herhangi bir kayıp veya yas yaşayan, içe çekilmiş veya sürekli mutsuz olan, hasta, engelli veya otistik, arkadaş edinmede güçlük çeken, yaşıtlarıyla veya kardeşleriyle sıkça kavga eden, başkalarına zorbalık eden veya başkaları tarafından zorbalık edilen, uygunsuz davranışlar sergileyen, oyun oynayamayan çocuklar için kullanılan ideal bir yöntemdir.
Bireysel terapide uygulanan oyun terapisi, grup terapilerinde de uygulanabilmektedir. Terapiye dahil olan grup deneyimi, gerçekçi ve önemli bir gelişim fırsatıdır. Çünkü çocuk dünyada diğer çocuklarla birlikte yaşamaktadır ve diğerlerinin tepkilerini ölçmek, onların duygularını anlamak zorundadır.
Oyun terapisini sadece, bu konuda eğitim almış sertifikalı uzmanlar uygulayabilir. Terapist seans boyunca olanları çocuğa uygun bir şekilde yansıtmalıdır. Seanslar bireysel veya grup olarak 30-45 dakika civarında olmalıdır.
Oyun Odası İçin Gerekli Materyaller
Oyun terapisi odaları, şartlardan dolayı daima özel olarak düzenlenmiş odalar olmayabilirler. Bazı sınıflar veya kullanılmayan odalar bunun için kullanılabilir. Eğer mekân uygunsa ve gereken finansal kaynak mevcutsa özel bir oyun terapisi odası için şunlar önerilebilir: oda mümkünse ses geçirmez olmalıdır; odada sıcak ve soğuk su musluğu bulunan bir lavabo olmalıdır; pencereler kartonlarla kapatılmalıdır; duvarlar ve yerler kolay temizlenebilir bir materyalle kaplanmış olmalıdır; odada ses kaydı yapılabilmesi için bir teçhizat ve çocuğun dikkatini çekmeyecek şekilde düzenlenmiş tek yönlü bir gözlem camı olmalıdır. Bu cam daha çok araştırma amaçlı ve öğrenci terapistler için kullanılmalıdır.
Oyun materyali olarak bulunması gerekenler şunlardır: biberon, oyuncak aile, eşyalı oyuncak ev, oyuncak askerler ve ordu ekipmanları, oyuncak hayvanlar, oyuncak ev materyalleri, oyuncak masa, sandalye, yatak, tabak, çatal, kaşık, bardak, giysiler, giysi askısı ve giysi sepeti, mum boyalar, parmak boyası, kum, su, oyuncak tabancalar, kağıt bebekler, küçük arabalar, uçaklar, yumruklama askısı, bir masa, bir tahta, kil çalışması ve parmak boyası için emaye masa, oyuncak telefon, raflar, leğen, küçük saplı süpürge, saplı tahta bezi, paçavralar, çizim kağıdı, eski gazeteler, parmak boyası kağıdı, kesme kağıdı, insan, ev, hayvan ve çeşitli obje resimleri ve boş çöp kutuları. Mekanik oyuncaklar yaratıcı oyunu engellediği için pek önerilmemektedir.
Önerilen tüm materyalleri almak mümkün değilse, başlangıçta oyuncak aile, oyuncak ev eşyaları, şişeler ve boya kutuları da yeterlidir.
Bütün oyuncakların kullanımı basit olmalıdır ki, çocuk oyuncağı kullanamamaktan dolayı hayal kırıklığı yaşamasın. Ayrıca tüm oyuncaklar kolay taşınabilir olmalıdır. Raflar çocuğun ulaşabileceği yükseklikte olmalıdır.
Çocuğu Oyun Terapisine Götürürken Nasıl Bir Açıklama Yapılmalıdır?
“Sen resim yaparken, hikâye anlatırken, topla veya herhangi bir şeyle oynarken senin duygularını anlamana yardımcı olacak bir oyun terapistine gidiyorsun. Bu senin duyguların hakkında konuşmana yardımcı olacak, çünkü eğer onları içinde tutarsan ve ne hissettiğini fark etmezsen her an patlayacakmış gibi veya mutsuz hissedebilirsin. Korkmamalısın, oyun terapisti sana senin istemediğin hiçbir şeyi yaptırmayacak. Ayrıca test de yapılmayacak. Yapmak ve söylemek istediklerini kendin seçeceksin.” Bu açıklama çocuğun kendisini güvende hissetmesi açısından önemlidir.
Bir Vaka
Oyun terapisinin önde gelen isimlerinden Virginia M. Axline’nın oyun terapisi seanslarından bir örnek verilmiştir:
Shiela Rakibinin Saçını Düzeltir
Shiela oyun odasına gelir, hızlıca biberonu alır ve emmediği zamanlarda iki eliyle emmeden tutar veya kolaylıkla ulaşabileceği şekilde masanın üzerine koyar. Gelir ve terapistin karşısındaki masaya oturur. Mum boyaları ve kağıtları önüne çeker ve çizmeye başlar.
Shiela: Bak, bu bir saat. Bunlar sayılar ve bunlar eller ve bunlar da saatin içi. Yıkanmayı sevmiyor... Şimdi sadece bunu izle. (Kağıdın üzerine eğilir ve çok fazla uzun ve kıvırcık saçları olan bir kafa çizer.) Benim için Bayan B. (bakıcı bayan) dedi ki‘onun iğrenç saçını yıkamak istemiyorum,’ yazar mısın?
Terapist: Bakıcı anne onun saçını sevmiyor. Onun saçını yıkamak zorunda olmayı sevmiyor.
Shiela: (Siyah mum boyayı alır ve kızıl saçlara sürer.) Bak ne kadar kirli? Bayan B. “Ben bu iğrenç, kirli, eski kızıl saçları yıkamak istemiyorum!” dedi. Böyle çalı gibi saçlar kırmızı olmalı. Gözleri mavi ha? Shirley’nin kızıl saçları ve mavi gözleri var. O da şirin. Ve mutlu. Ama ben onu ağlatacağım. Onu üç kere ağlatacağım.
Terapist: Shirley’nin çok güzel kızıl saçları ve mavi gözleri var ve o mutlu, ama sen onu üç kere ağlatacaksın.
Shiela: Evet. Beni izle. (İki kafa daha çizer.) Bu gözyaşlarına bak. Büyükler değil mi? Şıp şıp şıp.
Terapist: Onu gerçekten ağlattın. Şimdi mutlu değil.
Shiela: Söylemicem. Ve şimdi saçlarının kıvırcıklığını alacağım. Gördün mü? (Kıvırcık saçların üzerine dümdüz saçlar çizer.)
Terapist: Onun düz saçlı olmasını istiyorsun.
Shiela: Evet. Şimdi düz oldu. Gördün mü? (Kırmızı boyayı alır ve yüzüne uzun, kırmızı çizgiler çizer) Yüzünü tırmaladım. Annesi geldiğinde onu tanıyamayacak.
Terapist: Shirley’nin annesinin onu görmeye gelmesini istemiyorsun. Onun yüzünü tırmaladın ve annesi onu tanımasın diye saçlarının kıvırcıklığını aldın.
Shiela (üzgünce): Geçen gece annesi onu görmeye geldi ve ona bir torba şeker getirdi ve Shirley bana hiç vermedi.
Terapist: Shirley şekerlerinden sana hiç vermedi ve sen bundan hoşlanmadın.
Shiela (gülerek): Buraya bak. (Shirley’nin saçlarının içine kahverengi bir top çizer) Saçında sakız var. (Shiela bundan mutlu olur)
Terapist: Onun saçına sakız koydun. Bu kızıl kıvrımları bozdun.
Shiela: Şimdi güzel değiller, değil mi?
Terapist: Güzel değiller.
Shiela (mutluca gülerek): “Ağla, bebek, ağla, yaşlı gözlerini sil, doğuyu göster, batıyı göster, en sevdiğin kişiyi göster,” yaz ve sonra buraya Shirley’nin söylediği gibi yaz: “En çok Shiela’yı seviyorum.” (Terapist, dediğini yapar.)
Terapist: Shirley’nin seni sevmesini istiyorsun.
Shiela (iç çekerek): Evet. (Biberonu alır ve halinden memnun bir şekilde emer.)
Yorumlar
Shiela her öneriye saldırgan, kıskanç, rekabetçi, huysuz ve karşı çıkan bir tavırla yaklaştığı için oyun terapisine yönlendirilmiştir. Dört yaşında Çocuk Bakımevi’ne verilmiştir. Annesi yeniden evlenip, başka bir şehre taşınmıştır ve Shiela’yı nadiren görmeye gelmektedir. Babası askerdedir ve Shiela’yı görmeye gelemeyecek denli uzaktadır. Kurumdaki görevli bayan her ne kadar babasının ona para gönderdiğini ve bu parayla ihtiyaçlarını gidereceğini söylese de, bunu babasından direkt olarak duymamıştır.
Bu, çocukların duygularını oyun süreci içinde nasıl ifade ettiklerini gösteren basit bir örnektir. Shirley güzel, uzun ve kızıl saçları olan şirin bir kızdır. Annesi onu her akşam ziyarete gelmektedir. Shirley’nin babasının ölümünden sonra annesi onu Çocuk Bakımevi’ne yerleştirmek zorunda kalmıştır ve iyi bir anne-kız ilişkisi kurmaya çalışmaktadır. Herkes Shirley’i sevmektedir. “Sessiz”, “tatlı”, “iyi huylu” bir kızdır. Shiela ise “sevimsiz”, “fare-renkli saçları” ve “ela gözleri” olan bir kızdır. Ortalamanın üstünde bir zekâsı vardır ama olumsuz davranışlarından dolayı okulda problem yaşamaktadır. Oyun odasında en sevdiği oyuncak biberondur. Her gelişinde biberonu alır ve tüm seans boyunca emer.
Yukarıdaki patolojik vakada çocuk, bakım evindeki rakibine karşı olan öfkesini çizmiştir. Mum boyalarla da ifade ettiği gibi kıskançlığı yüzeye çok yakındır, derinlere gömülmüş değildir. Şirin ve kıvırcık saçlara yönelik kıskançlık Shiela için çok önemlidir. Bu konudaki duygusunu dışarı vurması onun için oldukça olumlu olmuştur, çünkü seans saatinin sonunda Shirley ile ilgili olumlu duygusunu da ifade edebilir hale gelmiştir. Shirley’nin onu sevmesini istediğini belirtmiştir. Böylece olumsuz sosyal davranışları, olumlu davranışlara dönüşmüştür.
Sonuç
Örnekte de görüldüğü gibi oyun terapisi, çocuğun başa çıkamadığı duygularıyla ve çevre tarafından sosyal olarak kabul görmeyen davranışlarıyla başa çıkabilmesi, olumsuz olanları kabul edip uygun bir şekilde ifade edebilmesi için kullanılan bir yöntemdir. Sağlıklı ve güvenli bir ortam, duyguların dışavurumunu kolaylaştırmakta ve ayna etkisi yaparak kabul görmeyen davranışların düzeltilmesi için fırsat tanımaktadır. Zorlayıcı olmaması ve etkin bir şekilde tedavi sağlaması açısından önemli bir yöntemdir.
Senem Yıldız
http://www.ruzgarterapi.com/sayfalar/METINLER/yontem_oyun.html
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.