18-09-2008 |

Otizm

Otizmden söz ederken aynı zamanda bir iletişim probleminden de söz etmiş oluyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. Otizm dendiğinde, iletişimin olmamasından değil, farklı bir iletişimin varlığından söz edilmelidir. Otistik çocuklarımızın bizim iletişim yolarımızı bilmediklerini, çoğunlukla da öğrenmek için çaba sarf etmediklerini düşünebiliriz. Ancak onlara ön yargılı yaklaşmak yerine onları anlamaya çalışmalı ve onlar için öğrenmelerini kolaylaştıracak uygun eğitim metotlarıyla eğitimleri daha olanaklı hale getirilmelidir.

 

Otizm ve başlıca özellikleri:

v Otizm “yaşamın erken dönemlerinde başlayan ve yaşam boyu süren, sosyal ilişkiler, iletişim, davranış ve bilişsel gelişmede gecikme ve sapmayla belirli, nöropsikiyatritik bir bozukluk” olarak kabul edilmiştir.

v Otizm yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan sözel ve sözel olmayan iletişim, sembolik etkinlik, oyun ve sosyal ilişki alanlarında bozukluk ile karakterize olan bir bozukluktur.

v Otizm, özellikle erken çocuklukta gözlemlenen bozuk davranışlar, olgunlaşmamış bir dil kullanımı ve kendine zarar verebilecek davranışları sergileyen çocukların sahip oldukları bir yetersizliktir.

v Otizm erkeklerde kızlara oranla 4 kat daha fazla gözlenir.

v Otistik çocuklarda ciddi öğrenme güçlüklerinin yanında normal veya normalaltı IQ su olan bireyler de vardır.v Birçok vaka büyük olasılıkla genetik bağıntılıdır.

v Ergenlerde 1/3 üne epilepsi ya da konvulzif bozukluklar eşlik eder.

v Çoğu vakada yaşam boyu destek gereklidir.

Otizm:

v Duygusal yorgunluk ve emosyonel stres sonucu değildir.

v Sosyal temastan kaçınmak için inatçı bir arzu değildir.v Anne-baba’nın reddinden veya soğuk ebeveynlikten kaynaklanmaz.

v Bir ruhsal bozukluk (akıl hastalığı) değildir.

v Tedavi edilemez ama iyileşmeler gözlenir

Otistik çocukların özellikleri:

Otizm, Yaygın Gelişimsel Bozukluklar gurubuna girmektedir. Bu yüzden otizm tanısını, gözleme dayanarak ve aileden alınan bilgiler ışığında Psikiyatrist Psikolog ve Özel Eğitim Uzmanları gibi Yaygın Gelişimsel Bozukluklar alanında eğitim görmüş kişiler tarafından konur. Otizmin kesin tanısı için kullanılan belli bir yöntem yoktur. Otistik çocuklar aşağıda belirtilen özellikleri gösterebilirler. Bu davranışların tamamının çocukta görülmesi şart değildir. Ancak kesin olarak otizm tanısı konulabilmesi için belirtilen üç temel alanın üçünde de sorun olması gerekir. Çocuğun belirtilen alanlardan sadece birinde otistik özellikler göstermesi otizm tanısını koymak için yeterli değildir. Belirtilen alanlardan sadece birine ait gözlenen özellikler Yaygın Gelişimsel Bozukluklar adı altındaki diğer gelişim sorunlarından biri olabilir. Bu yüzden çocuklara belirtilen uzmanlar tarafından incelendikten sonra bu tanının konulması daha uygun olur.

Otistik belirtileri:

a-) Sosyal İlişkilerde Güçlük

 b-) İletişimde Zorluklar

c-) Sınırlı İlgi, Yineleyici ve Rutin Davranışlar

olmak üzere üç alanda toplayabiliriz.

A- Sosyal İlişkilerde Güçlük

 v Göz temasından (göz göze gelmekten) kaçınırlar.v İşitmiyormuş gibi ve huzursuz görünürler.

v Tehlike ve korku duygusu hissetmezler. Bazıları ses, koku, ışık ve dokunuşa bazıları ise sıcak, soğuk ya da herhangi bir acıya karşı duyarsızdır.

v Bazıları cam, oyuncak gibi yenmez şeyleri yemekten hoşlanabilirler.

v Sosyal ve duygusal açıdan kendilerini yalıtmış durumdadırlar. Başkalarının farkında değillermiş gibi davranırlar. Kışkırtılmaksızın fiziksel tepkide bulunabilirler. Genellikle kendi kabuklarında yaşıyorlardır ve girmek zordur.

v Gereksinimlerini bir yetişkinin elini tutarak ifade ederler.

v Oyunlara bir yetişkinin ısrarı ile katılırlar ve genellikle başka çocuklarla oynamazlar.

v Hayal gücüne dayalı yaratıcı oyunlar oynayamazlar.

B- İletişimde Zorluklar

v Bebeklerde dil gelişimi başlar ve aniden konuşma duraklar. Konuşmada gecikme ve güçlük görülebilir. Normal bebeklerde kelime sayısı gittikçe artar ve gramere uygun konuşma başlar.

v Yaşlarına göre konuşma becerileri olması gereken seviyede değildir ve monoton bir ses tonu ile konuşurlar.

v Tehlikeyi algılayamazlar ve soyut kavramları algılamakta çok güçlük çekerler.

v Sözel ya da yüz ifadesi gibi sözel olmayan birtakım ifadelere tepki vermeyebilirler.

v İletişim şekli olarak konuşmayı kullanmazlar. Kullandıkları kelimeler etraflarında sık duydukları kelimelerden ibarettir.

v Çoğunlukla iletişim için insanları değil de objeleri ve cansız varlıkları tercih etmektedirler.

C- Sınırlı İlgi, Yineleyici ve Rutin Davranışlar

v Otizmin en önemli belirtilerindendir. v İlgi alanlarına giren tek bir şey ve uğraş üzerine takılıp kalırlar.

v Genellikle sallanma, el çırpma, zıplama, anlamsız sesler çıkarma gibi yineleyici eylemlerde bulunurlar. Bu eylemleri boş kaldıklarında ve gergin olduklarında daha çok yaparlar. Ayrıca kendilerine söylenen şeyleri papağan gibi tekrarlarlar ve uygunsuz gülme ya da kıkırdamaları da vardır.

v Rutin davranışlar ise günlük sıradan yapılan davranışlardır. Otistik çocukların da kendilerine özgü rutin bir yaşayış şekilleri vardır. Otistik bireyler bu rutinlerde oluşacak değişikliği kesinlikle kabul etmezler. Etraftaki birtakım değişikliklere stresli bir tepki gösterirler. Bazı çocuklar ev veya oda düzenlerinin bozulmasına karşı aşırı tepki gösterirler. Örneğin; evdeki eşyaların yerleri değiştirilmişse eşyalar eski yerlerine konana kadar ağlayabilirler. Sürekli olarak görmeye ve yapmaya alıştıkları şeyleri severler. Zihinlerinde yaşadıkları ortamın bir haritasını gezdirirler. Yapılan küçük bir değişiklik bile çocuğun daha fazla stres yaşamasına neden olur.·

Otizmin tedavisi

Bu özellikler 3 yaşın altında ve hala konuşmaya başlamamış çocuklarda gözleniyorsa ailelerin mutlaka otizm şüphesi ile belirtilen uzmanlardan birine danışması gerekir. Otizmin tanısının 3 yaşından önce konması ve eğitime başlanması; çocuğun öz bakım becerilerini geliştirmesi, toplum içinde yer alması ve eğitimine örgün eğitim sistemi içinde devam etmesinin sağlanması bakımından çok büyük önem taşır.

Otizmin kesin bir tedavi şekli yoktur. Hastalık hayat boyu sürebilecek kalıcı bir rahatsızlıktır. Günümüz için en temel tedavi şekli özel eğitimdir. Özel eğitimde otistik çocuklar için hazırlanmış özel eğitim programları mevcuttur. Bu programların temelini davranış ve konuşma terapileri oluşturur. Bu tedavilerde asıl amaçlanan çocuğun öz bakımını kendi kendine gerçekleştirmesini ve öğrendiklerini genelleyip sosyal yaşama katarak toplumla uyumlu bir bütün olmasını sağlamaktır.

Otizmde ilaç tedavisi eğer hastalığa eşlik eden epilepsi nöbetleri, hiperaktivite, depresyon, saldırganlık gibi durumlarda söz konusu olabilir. İlaçlar otizmi tedavi etmez ancak eğitimin önündeki zorlu engellerin ortadan kaldırılmasında yardımcı olur. Otizmde kullanılacak ilaçların bu alanda uzmanlaşmış hekimler tarafından önerildiği takdirde kullanılması daha uygundur.

KAYNAKÇA

Aydan Aydın – Otizmde İlk Adım

Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) - Bakış Bülten. Todev Broşür Prof. Dr. Barış Korkmaz

Genetik Etkiler Ve Otizm, M. Rutter

Yorumlar (1)

[ Üyelere Özel ] 19-09-2008 22:00:28

\t \t\tOtizm tanısı konulması veya ; tanısı konulmuş otistik bireyler için aydınlatıcı bilgiler içerior teşekkür ederiz... Müzik öğretmeni.. Beste Siahcı
\t \t

Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Psikolog

Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinizde bir otomasyon programına ihtiyacınız mı var?
Engelli Çocuklar Otomasyon Programı (EÇOP) yenilendi, Demo indirip anında, MEBBİS'den bilgilerinizi yükleyerek hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.
  • SINIRSIZ Kullanıcı ve Öğrenci
  • Veritabanı sunucu hizmeti
  • Uzak sunucuya otomatik yedekleme
  • Web tabanlı veya Masaüstü kullanımı
  • MEBBİS otomatik veri aktarımı
  • PKT, KDF ve diğer formların kolayca üretimi
  • Bir yıl ücretsiz teknik destek