25-01-2010 |

N1.Küçücüktü, Çekik Simsiyah Gözleri, Fındık Gibi Bir Burnu ve Sevgisi

             Bir gün kararlaştırıldı ve tanışma toplantısı yapıldı, tüm aileler oradaydı. İçeri bir aile girdi sevimli ufak bir çocukta kucaklarında. Göz ucuyla şöyle bir baktım, bu ufak çocuk çok konuşkandı. Bıcır bıcır konuşuyordu, dakikalar geçti ve bu ufak çocuğun benim öğrencim olduğunu öğrendim. Kısa bir konuşmadan sonra çalışma günlerini kararlaştırdık ve başladık çalışmalara.

            İlk geldiğim gün beni hiç umursamadı. Bu beni biraz üzmüştü.  Kendimi tanıttım, birlikte oyun oynamaya çalıştık. Her geçen gün çalışmaları arttırdık ve birlikte zaman geçirmeye başladık. Her şey güzel olmuyordu, çok yavaş ilerliyor hatta hiç ilerleyemediğimiz zamanlar oluyordu. Çalışmalar sırasında bir şeyler fırlatıyor ve isabet de ettiriyordu. Saçımı çekip, maden suyu şişesini isabet ettirdiğini hatırlıyorum. O anda öyle bir duygu hissediyorsunuz ki inanın acımıyor canınız, biraz kızgınlık olsa da önemli olan öğrenmesi diyorsunuz. Saçma diye düşünmeyin öğretme isteği sizi itiyor buna.  Bir de zamanla refleks kazanıyor, isabet şansını azaltıyordum.

Aradan zaman geçiyordu. Yavaş yavaş bana alıştığını hissediyordum. Nasıl mı?

Önceleri ben gittiğimde, o oyuncaklarıyla oynuyor, sanki ben yokmuşum gibi davranıyordu. Aradan birkaç gün geçti. O beni koridorda karşıladı. Zamanla bu sevgi kapıya kadar geldi. Artık kapıda karşılıyor. Önceleri ifadesiz olan bakışları yerini gülümsemeye bırakıyordu. En çok sevdiği ellerimdi. Kucağıma oturuyor. Ellerimi bir oyana bir bu yana çeviriyor, mırıldanıyordu. Ona parmak oyunları, bilişsel düzeyde çalışmalar ve bir takımda psiko-motor hareketler öğretiyordum. Zamanla her alandan çalışmaya başladık.

Bir korkuya kapılmıştım, öğretiyordum ama öğrenemiyordu. Uğraşıyordum, çabalıyordum. Acaba istemiyor muydu? Karamsarlığa kapılmıştım. Acaba sorun ben de miydi? Ya da yetersiz miydim? Sorun nerde ve kimdeydi? Uzun uzun düşündüm. Böyle duygular içinde çalışma günü geldi ve cesaretimi topladım, tekrar çalışmak üzere gittim. O gün öle bir şey oldu ki; elleriyle hareketler yaptığını gördüm, ne olduğunu anlayamadım. Ne yapıyor diye sordum, cevap bulamadım. Öğrencim hiç konuşmuyordu. Mırıldanıyordu, kelime duydum gibi geldi. Söylemiş olabilir miydi? Yoksa sevdiğim için mi öyle sanıyordum? Anlayamadım sonra fark ettim ki benim öğrettiğim parmak oyununu öğrenmiş ve onu söylemeye çalışıyordu. İşte o anda beni sevdiğini, çabaladığını ve kendimi gerçekten bir işe yaramış hissettim. Artık ben söylerken oda mırıldanıyor ve hareketlerini yapıyordu. Öyle sevimliydi ki, bu durumdan çok mutlu oluyor, sonrada kucağıma geliyor öpüyor ve kendini de öptürüyordu. Parmak oyununu söylemek istediğinde karşıma geçiyor ellerini sallıyordu, ben duymazlıktan geliyordum o yüzüme dokunuyor, tam karşıma geçiyor ya da kolumdan tutarak beni sallıyor kendini dinletmek istiyordu. Göz göze geldiğimizde “haydi tekrar söyleyelim” der gibi bir yüz ifadesi takınıyor ellerini sallıyor, mırıldanıyordu. O günden sonra o parmak oyununu pekiştireç olarak kullandım. Öğretimde çok yardımcı oldu. Bu sayede önemli ilerlemeler kat ettik.  Onu asla başka bir çocukla kıyaslamadım o özeldi, iyisiyle kötüsüyle, yetenekleriyle başarısızlıklarıyla… O, vardı ve gelişmek için çabalıyordu.

 

Önemli olan sonuç değil, süreçtir. Var olan ışığı keşfetmektir. Önemli olan diğer çocukların düzeyi de değildir. Ya da onların ne kadar bildiği, onun neden onlar gibi olmadığı da değildir. Önemli olan küçücükte olsa yol kat etmektir. Vazgeçmemektir.

Dilerim sizde vazgeçmezsiniz.

Her çocuk farklıdır ve bireysel farklılıklar mutlaka vardır. Nasıl olmasın ki? Aileler farklı, yaşam şartları farklı, yaşanılan çevre farklı, görsel uyarıcılar farklı, bir de önemli olan bireyler farklı.

 

Sevgili Öğretmenler, unutmayalım onlar bizim çocuklarımız, hepsinin eğitim alma, öğrenme hakkı var ve hepsinin özel olma hakkı var.

Özel olduğunuzu hissetmeniz dileğiyle…

                                                                                                                                                                                                                                 N:Ö.

Yorumlar (2)

[ Üyelere Özel ] 04-02-2010 19:44:04

Teşekkür ediyorum.

[ Üyelere Özel ] 04-02-2010 12:01:29

BU ÖĞRETMEN SİZSENİZ SİZİ TEBRİK EDİYORUM

Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Okul Öncesi Öğretmeni