Mutluluk 'Engellenemez'

Hepimiz her şey olabilirdik. Herhangi bir şehirde, herhangi bir cinsiyette, herhangi bir şekil ve bedende, herhangi bir ailede, herhangi bir soydan. Hepimiz kendine özel sinir sistemi ve duyusal özellikleriyle her an etkileşen canlı organizmalarız.
İlerliyoruz, değişiyor ve yeniden yapılanabiliyoruz. Kendi duyusal ve sosyal tercihlerimizle çevreye adapte olarak canlılığımızı sürdürmeye çalışıyoruz.
Yaşamayı kabul ettiğimiz sosyal çevrenin algısı dünyayı değerlendirirken bakış açımıza etki ediyor. Kendimiz gibi olanı seviyoruz. Başarılıyı takdir ediyor, güzele daha fazla zaman ayırıyoruz. Herkes en az bizim yapabildiğimiz kadarını yapsın istiyoruz, böylece aslında her arayışımızda kendimizi onaylıyoruz. Farklılık istemiyoruz, herkesi birbirine benzeterek çoğalıyoruz, böylece güvende hissedebiliyoruz.
Biz rahat olalım da... Yaklaşık 10 yıldır özel eğitim alanında çalışıyorum. Bu süre zarfında çok sayıda engelli çocuk, yetişkin, aileleri ve hikayelerini dinleme fırsatım oldu. Yaşadıkları bu bir başka gerçeklik sürecine dışarıdan biri olarak eşlik ettim ve etmeye devam ediyorum. Yolda yürüyorsunuz, yanınızda konuşamayan, dürtülerine göre hareket eden, ya da görülebilir bir engeli olan bir çocuğunuz var. Herkes size bakıyor, korkar, soru sorar ya da şaşkın bir ifadeyle, en iyi niyetlisi acıyarak. hep sahnedesiniz, çünkü çocuğunuz diğer çocuklardan farklı. Yıllarca, her gün, herkes her yerde neden böyle olduğunu, şunu bunu soruyor, durum hayatınıza damgayı vuruyor. Okula gidebilecek mi? Konuşabilecek mi? ya askerlik, ileride ne olacak , uykusuz her gece... buna çoğu zaman ekonomik problemler, aile içi çatışmalar ve sosyal bir geri çekilme de eşlik ediyor. Bu insanlar zor ve farklı deneyimler yaşıyorlar.Herkes içinde bulunduğu sosyal alana adapte olmaya çalışıyor, böylesi bir yükle bir yola çıkıyorlar, çocukları yükleri oluyor. zamanla çocukla vakit geçirdikçe, ortak bir yepyeni dil ve deneyim edindikçe, çocuklarını kabulleniyor, bu haliyle onunla yaşamaya başlıyorlar ve ilişkileri tamamen kendilerine özgü bir frekansta devam ediyor.
Avrupa ve Amerika’da engelli kelimesi yerini farklılaşmış (differentiated) kelimesine bırakıyor. Farklılaşmış kelimesi benim ruhuma da daha iyi geliyor. Hepimiz farklı donanımlarla hayata geliyor ve yapımızı çeşitlendiriyoruz. Dolayısıyla engellilik de bu anlamda özgünlüğün bir bölümünü oluşturuyor. Tanımaya, bir arada bulunmanın koşullarını yaratmaya çalışalım. İyilik yapmak adına değil, insanı ve kendimizi daha iyi anlamak, yaşama katkıda bulunmak adına. Hayatta başarının ölçüsü ne kadar mutlu olduğunuzdur. Hayatta başarı, güzellik, akıl, iş, sosyal statü ile ilgili değildir. Daha yeterli olmanız mutluluğu kolaylaştırabilir ama getirmez. Mutluysanız, bir canlı olarak iyi gidiyorsunuz demektir. Kendimizi kabul ederek, özelliklerimiz çerçevesinde yaşam içinde pozisyonumuzu alırız. Her canlı olasılıkları dahilinde mutlu ya da mutsuz olmayı seçebilir. Bunu çalıştığım pek çok çocuğun gözlerinde gördüm. Mutluydular.
Demem o ki bazı duyular, duygular, yaşayışlar farklılaşıyor olabilir ama mutluluk engellenemiyor.
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.