Maaş Köleliği

Bu haftaki yazımda çalışanların sorunlarına değinmek istiyorum.Hem işveren hem de işçi olarak her iki tarafın sıkıntılarını çok net olarak görebiliyorum.Yazdıklarım bazı işveren arkadaşlarımı rahatsız etse de ben bir öğretmenim, doğru olanları yapmakla yada anlatmakla mükellefim.Kapitalist beyaz erkek egemen, şirket merkezli sistemde yaşamı tamamen kazandığı maaşa bağlı olan ücretli kişilerin yaşadığı durum. çocukluktan itibaren çalışmanın kutsallığına, boş vaktin felaket olduğuna inandırılmış, sürekli başkalarının önüne geçme hırsı ile 9-5+ (burada + çalışan arkadaşların bildiği gibi zorunlu fazla mesaidir) çalıştırılan, kendinden bir önceki köle neslinden fazlası akşam evine salınmak olan kişi. 3 kişinin işini tek başına yapmak üzere işe alınır, bu arada dışarıda işsiz kalan 2 kölenin perişan hali ile korkutularak az maaşa çok çalıştırılır.
Maaş(ücret) köleliği terimi, bir insanın ödenen ücreti kazanmak için çalışmaya ve kendisine dayatılan çalışma koşullarına mecbur olduğu durumu kınamak için kullanılır. Konuşma dilinde bu terim, işe/çalışmaya taparcasına bağlı olan kişileri ya da sosyal olarak kabul görmek için işe ve kariyere mecbur olan kişileri belirtir. Kapitalizm eleştirilerinde kullanıldığı haliyle, anglosakson erkek egemen, hiyerarşik işletme merkezli kapitalist sistemde, hayatta kalabilmek için insanların bir işverene iş güçlerini satmak zorundalıklarını dile getirir.
Bu eleştirmenlere göre nüfusun çok küçük bir kısmı (kapitalistler) üretimin insani olmayan girdilerini (sermaye ve toprak) ellerinde tuttukları için maaş köleliği bulunmaktadır.
Maaş köleliğinin kendinden önceki kölelikten farkı, maaş köleliğinin bireysel değil sınıfsal bir olgu olmasıdır. Eski kölelikte "kişi" köle sahibinin malıdır ve "onun" için çalışmak zorundadır. Kişinin mekânı ve zamanı sahibin ihtiyaçlarına göre düzenlenmiştir. Belli zamanda belli mekânda verilen işi yapmak zorundadır. Kişi sahip tarafından şiddetli fiziksel cezaya çarptırılabilir. Maaş kölesi ise bireysel olarak belli bir "sahip" için çalışmak zorunda değildir ama illa ki bir "sahip" için çalışmak zorundadır. kişinin tüm zaman ve mekanı değil saat 9–5 (tabii ki bu beş asla aşağı doğru olmamakla beraber yukarı doğru oldukça esnektir) arasındaki zamanı ve mekanı sahibin emrindedir. Kişi bu saatlerde sahibin malıdır. Kişi sahip tarafından şiddetli cezaya çarptırılmasa bile oldukça iyi örgütlü sahip sınıfı tarafından toplu olarak ruhsal cezalara (işsiz kalma, statü kaybetme) cezasına çarptırılabilir.
Yani kısaca maaş köleliği üç olgunun üzerinde yükselir:
1) Mal sahipliğinin bir avuç insanın elinde toplanmış olması
2) Çalışanların üretim araçlarına dolaysız olarak ulaşamamaları
3) Dışarıda hazır bekleyen büyük işsiz ordusu
http://www.engellihaberleri.com/kose-yazisi-maas-koleligi-t148.html
[ Üyelere Özel ] 20-08-2010 18:00:00
Doğrusunu söylemek gerekirse cümleler hoş gibi görünsede bana pek inandırıcı gelmedi.Fazlaca demogoji kokan bir havada
Ayrıca Fatih kardeşim işveren(Kapitalist) olarak ne tür bir ortam sağlamış acaba?Anlatırsa seviniriz.
Not:Ben sadece KÖLE!!! sınıfındayım.
[ Üyelere Özel ] 14-08-2010 07:47:18
herşey çok güzel anlatılmış zaten.
[ Üyelere Özel ] 12-08-2010 02:19:29
çok doğru peki ya çözüm ?
[ Üyelere Özel ] 06-08-2010 15:15:43
kesinlikle
[ Üyelere Özel ] 04-08-2010 00:48:56
çok iyi bir tespit