Kürtaj Cinayet mi?
Özel bir kokusu vardır bebeğin, kendiliğinden ve doğal bir koku… Kimilerine göre bu cennetten gelen bir kokudur. Kendisini sevenlere ve ilgi duyanlara bir ikramı olsa gerek. Ne kadar kirlenirse kirlensin o güzelim koku hiç kaybolmaz. Günlerce yıkanmasa bile durum değişmez, hatta daha da keskinleşir ve etrafa güzel bir koku yayar, yeter ki üzerine yabancı maddeler dökülmesin. Bebek kolonyaları, parfümleri, esanslı sabunlar, şampuanlar ne yazık ki, bu kokuyu çoğu kez bastırmakta ve bebeğin o cennet kokusu, yapay kokuların etkisiyle farklılaşmakta. Bebeğin o güzelim kokusunu hissetmek varken, kimyasal kokularla bunu değiştirmeye gerek var mı?
İnsanda bağımlılık yapar bebek, yeter ki birkaç kez sevilmiş olsun. Onu özlemek, ona bağlanmak için herhangi bir kan bağınızın olması da gerekmez. Birçok insan, aralarında akrabalık ilişkisi olmamasına rağmen arkadaşlarının veya komşularının bebeğini göremeden, sevemeden duramaz. Öyle bağlanırlar ki, her gün ziyaret etme ihtiyacı duyarlar. Bebeğinden kısa bir süre de olsa ayrı düşen bir anne, ayrı kaldığı her saniye bebeğini düşünür, onu hayal eder ve onunla bir arada olacağı zamanı sabırsızlıkla düşleyerek bekler. Ailedeki kısa ve uzun süreli ayrılıklarda en çok özlenen ve hasreti çekilen bebek olur. En pahalı hediyeler, en cici elbiseler, en hoş oyuncaklar hep bebek için alınır. Yeryüzünün en savunmasız canlısıdır bebek, dolayısıyla korunmaya ve bakıma büyük bir gereksinimi vardır. İnsanın en güçsüz olduğu dönemi bebeklik dönemidir; fakat annesinin şefkat dolu kollarında dünyanın en güvenli varlığı oluverir. Diğer bütün canlılar çok kısa süre ebeveynlerine ihtiyaç duyarlar. Kaldı ki bazıları dünyaya gelir gelmez ebeveyniyle olan bağlantısı kopar. Sosyal bir varlık olması nedeni ile insan korunma ve bakılma gereksinimini en yoğun hisseden canlıdır. Bebeğin korunmasını ve bakımını ise anneler seve seve yaparlar. Bebeği sırtlarında bir yük veya kendilerine verilmiş bir ceza olarak görmezler.Toplumun en günahsız ve en masum bireyidir bebek, içinde hiçbir kötülük barındırmaz. Cennetteki meleklerin yeryüzündeki yansıması olduğu düşünülür.Yüreğinde ve aklında art niyet bulunmaz, kötü fikirler yer edinmez. Bakışlarında sevgiden ve iyilikten başka bir şey bulunmaz; kazaen tırmalamaktan başka zararı yok.Dünyanın en değerli varlığıdır bebek, ona sahip olmak için bütün servetini ortaya koyan insanlar var. Bazı kadınlar ve erkekler çeşitli nedenlerden dolayı bebek sahibi olma yetilerinden yoksun olur. Geçen yıllara inat umutlarını yitirmez ve bebek sahibi olmak için denenmedik çare bırakmazlar. Doktordan doktora koşar, her çıkan yeni yöntemi uygularlar. En inançsızı bile duaya sarılır ve duanın başına da bebeği koyar; “Ne olur, bana da bir bebek ver, ben de anne olayım”, “Ben de baba olayım.”Ailenin neşe kaynağıdır bebek, herkesin sevdiği bir oyuncaktır adeta. Bütün aile onunla eğlenir, onunla neşelenir. Anne babanın mutluluk kaynağı ve yaşam sevinci olur. Anne, bütün yorgunluğunu bebeğiyle oynayarak giderir, en sıkıntılı anlarında bebeğine sarılarak teselli bulur. Bebeği için bir an bile düşünmeden ve tereddütsüz kendini ateşe atar; canını verme pahasına çocuğunu korur. Annenin en değerli zamanı bebeğiyle geçirdiği andır; en önemli işlerini bebeği için elinin tersiyle bir kenara iter. Kariyerinin doruklarındayken bebeği için işinden ayrılıp eve kapanan çok kadın bilinir. Böyle bir gerçeklik söz konusu iken anneler, hangi düşünceyle çocuğunun katili olabiliyorlar. Anneleri bu acımasızlığa iten, gözlerini bu kadar karartan yani kürtaja iten sebep nedir acaba? Maddi sıkıntı mı? Koca baskısı mı? Enseste maruz kalınması veya tecavüz sonrası gebe kalınması olabilir mi?Annenin kariyerindeki yükselişe engel olacağından mı?Veya hiç biri değil de sadece ayak bağı olarak annenin rahatını kaçıracağından mı?Hayır, hayır, hayır… Hiçbir neden bir anneyi böyle korkunç bir cinayete sürükleyemez. Bu öyle bir cinayettir ki, bütün bir dünyayı öldürmüş olmak kadar büyük bir sorumluluğa eş değerdir. Gebeliğin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra onu kürtajla aldırmak, neredeyse bütün dinlerde cinayet olarak kabul edilmektedir.Doğmuş bebeğini öldürmek bir yana, onun yaşaması için canlarını verebilecek anneleri, kürtaj konusunda rahat davranmaya iten başlıca neden o ana dek bebeği görmemiş olmalarıdır.Kürtaj için doktor masasına yatmadan evvel eğer varsa diğer çocuklarını veya bir başkasının çocuğunu düşünmesi, bir annenin kararından vazgeçmesini mümkün kılacaktır belki de. Şöyle düşünmesi yeterli olabilir: “Eğer bu çocuğumu kürtajla öldürtseydim bugün burada olmayabilirdi, bu karnımdaki çocuğu öldürtmesem yarın o da bunun gibi olabilir.” Yapılan bir araştırmada alınmış olan sonuçlar bu fikri destekleyici doğrultudadır. Kürtaj olmak üzere hastaneye başvuran kadınlara, operasyondan evvel bebeklerinin kalp atışları dinletilmiş. Bebeğinin kalp atışlarını dinleyen annelerin yarısına yakın bir bölümü kürtaj fikrinden vazgeçmiştir. Bu arada yasal süreyi aşmış gebelikleri sonlandıran doktorlara ne denmeli? 4–5 aylık ceninleri merdiven altlarında, sağlık bakımından hiç de uygun olmayacak yerlerde üç-beş kuruş uğruna parçalayarak öldüren doktorların sayısı da azımsanmayacak denli yüksektir. Bu nasıl bir vicdandır ki, hiçbir şeyden haberi olmayan o masum bebeği parçalayıp öldürebiliyor. Aslında bu tür insanları birer cani olarak kabul edip cezalandırmak gerekir; 5–6 aylık masum, savunmasız bir canlıyı, yasalara rağmen parçalayarak öldürmekte tereddüt etmemektedir.Kürtaj ülkemizde kadının isteğiyle gebeliğin 10. haftasına kadar yasal olarak uygulanabilmektedir. 10 haftalık bir bebeğin gelişimini Dr. Havva Sula şu şekilde açıklamaktadır: Hücrelerinin sürekli bölünmesiyle büyüyen bebek, bir haftalıkken annesinin rahmi içinde kendisine besleneceği uygun bir yer bulup yerleşir ve dış dünyaya uyum sağlayabilecek hâle gelmek için doğuma kadar birçok aşama geçirir. 22. günde kalp atmaya başlar. 24.-25. günde (boyu 2.5-4.5 mm) göz ve kulakla ilgili ilk oluşumlar, kol ve bacak tomurcukları oluşmaya başlar. 30. günde (4 hafta) gözdeki lens gelişmiştir. 36.-42. günde (boyu 9-11 mm) el ve ayak parmaklarını ayıran dokular ve dış kulak taslağı oluşur. 43.-49. günde (6–7 hafta) (boyu 13-18 mm) meme uçları, göz kapakları, üst dudak oluşmuştur. Anne hissetmese de bebek hareket etmeye başlamıştır. Anneler bebeğin hareket ettiğini, yani canlı olduğunu 4–4,5 aylıkken anlayabilirler. Çünkü bebeğin tekmeleri ancak bu aylarda annenin hissedeceği kadar güçlü olmaya başlamıştır. Yine bu dönemde EEG ile beyin dalgaları tespit edilebilir. Bilindiği gibi artık bir insanın öldüğüne kalbinin ve solunumunun durmasıyla değil, beyin dalgalarının alınamamasıyla karar veriliyor. Peki neden bir insanın yaşıyor olduğuna karar verirken aynı kriter esas alınmıyor. 50.-60. günde (8 hafta) sinir sistemi oluşmuş olduğundan, bebek ağrıyı ve acıyı hisseder. Kol ve bacakları uzamış, yüzü artık belirginleşmiştir. Kalp elektrosu kaydedilebilir. 10. haftada bebek babasının küçük parmağının tırnağı üzerinde ayakta durabilecek kadar küçücük, ama parmak izlerine varana kadar tüm vücudu tamamen gelişmiş durumdadır.Bu kadar gelişmiş bir bebeği öldürmek cinayet değil de nedir? Kimileri tecavüze uğramış veya sevgilisi/eşi tarafından terkedilmiş kadın için kürtajın gerekliliğini savunur. Babasının suçunu, savunmasız bir bebek neden canıyla ödesin? Hiçbir gerekçe kürtajı haklı gösteremez. Nitekim kürtaj dinsel yasakların içinde yer almakta, büyük bir cinayet ve günah olarak kabul edilmektedir. Kürtaj, çoğu kez annenin de sonu olabilmektedir. Bugün dünyada kürtajdan nedeni ile yaşamını yitiren kadın sayısı az değildir. Dünya Sağlık Örgütü´nün 2005 verilerine göre dünyada yaklaşık 50 milyon gebelik tıbbî yöntemlerle sonlandırılıyor. Bunların 20 milyonu yasadışı ve uygunsuz şartlarda gerçekleştiriliyor. Her gün 200´ün üzerinde kadın ise, uygunsuz şartlarda kürtaj yaptırdığı için hayatını kaybediyor. Üçüncü dünya ülkelerinde ise her beş dakikada bir kadın kürtajdan dolayı yaşamından oluyor.Kürtajın yol açtığı diğer bazı problemler şöyle sıralanabilir:Anestezik maddeye aşırı duyarlılığı olanlar bayılabilirlerKanama, rahim delinmesi kürtajdan hemen sonra olabilir. Kürtajdan birkaç saat sonra rahim içinde kan birikebilir. Kürtajdan 6–7 gün sonra enfeksiyon görülebilir.Rahim içerisinde ceninin parçaları kalabilir.Kürtajdan beli bir süre sonra işlem esnasında rahim iç tabakasının aşırı hasar görmesi sonucunda yapışıklıklar oluşabilir.Kalıcı kısır olma ihtimali yüzde 10 civarındadır.Kürtajdan sonraki gebeliklerde düşük ve erken doğum riski ortalama 3 kat artar.Asherman sendromu görülebilir, yani kürtajdan 4–5 hafta geçmesine rağmen adet görülmemesidir. Âdet bozuklukları, dış gebelik gibi sorunlar görülebilir.Gebeliğinin ilk 3 ayında kendiliğinden ya da kürtajla düşük yapan kadınlarda meme kanseri oluşma riski yaklaşık iki kat artar. Rahim içi kanseri ve myom oluşma olasılığı artar. Fiziksel problemlerin yanında görülebilen ruhsal sorunlar da şunlardır:Vicdan azabıRuhsal çöküntüİntihar Alkol, uyuşturucu, sigara bağımlılığıCinsel problemler…Kürtaj yapan kadınların yaklaşık yarısı büyük bir pişmanlık duyar ve hemen hepsi ağır veya hafif psikolojik travma yaşar.
Son olarak Tûba Kabacaoğlu’nun aktardığı bir kürtaj öyküsünü verelim: Ayşe Kilimci aslında emekli bir sosyal hizmet uzmanı. 13 yıldır çocuk ve yetişkinler için öyküler yazıyor. Üç çocuk annesi Kilimci, yazarlığının da ötesinde başından kürtaj geçmiş milyonlarca kadından biri ve kaybettiği bebeği adına iki yüzün üzerinde şiir yazmış. Kendi sızlanışını bu şekilde ifade ettiğini belirterek, “Çok yoğun yaşadım, kimse bunun farkına varmadı. Sanki annelik üzüntüsüyle bebeğin sitemi karışıp tahammül sınırımı aşıyordu. Kürtajla kadın ölümü yaşıyor. Beden acısı geçiyor. Önemli olan içteki acıyı dindirebilmek. İnsanın kalbine kürtaj kara bir nokta gibi oturup yaşananları unutturmuyor.” diyor. Kilimci’ye göre kürtaja karar vermek, gitmek ve kürtajdan dönmek çok zor. Kadınlar bunu tek başına yapmayı tercih ediyor. Yani, kendi başına bir şeyi dağıtmaya, yıkmaya gidiyor.
[ Üyelere Özel ] 01-04-2008 22:26:46
Kader varsa ve kaderde bir insanın doğup dünnyaya gelmesi söz konusuysa zaten gelecektir. Yoksa kullar olarak insanlar Allah'ın işine engel olabilir mi? Eğer olabilirse Allah'ın kudretini mi tartışmak gerek?
[ Üyelere Özel ] 28-01-2008 22:24:20
sorumlulugunu alabilecegiz cocugun dogumuna vesile olun bence....
8 - 10 çocuklu yerine 1 -2 çocuklu aileler maddi ve manevi daha iyi oluyorlar...
peygamber efendimiz(s.a.v.) ''çogalınız'' buyurmuş.
bence bu çogalma ''düşünce'' anlamında cogalmadır.islamiyetin kalplerde ve zihinde daha cok insanda olması..
ayrıca kur' an-ı kerim de:'' biz sizi bir kan pıhtısından canlardırdık'' der
o kan pıhtısının 2 ay dan önce canlanmadıgını biliyorum...
yanılıyor muyum?
[ Üyelere Özel ] 17-01-2008 11:14:32
Yazı çok güzel ve anlamlı ;ama bazende kürtajı tek kurtuluş olarak görüldügünü düşünüyorum.....
[ Üyelere Özel ] 17-01-2008 10:49:13
Çok güzel olmuş elinize sağlık
[ Üyelere Özel ] 17-01-2008 09:27:46
çok güzel
[ Üyelere Özel ] 14-01-2008 21:05:17
duyguların ve gerçeklerin yansıdığı makele
amaçlı adım
[ Üyelere Özel ] 14-01-2008 15:43:13
duyguların satırlara yansıdığı bir makale...
tebrikler!