16-08-2008 |

Kendi Bedenini Koruma Refleksi İle Büyüyen Çocuklar Cinsel Tacizlere Karşı Otomatik Savunmaya Geçebilirler

Kendi bedenini koruma refleksi ile büyüyen çocuklar Cinsel Tacizlere karşı  otomatik savunmaya geçebilirler 

   

Çocuklara yönelik cinsel taciz, anne babaların en büyük korkularından biridir. Çünkü, taciz, insan yaşantısını değiştirmesi açısından cinayetten sonraki en ağır suç olarak kabul edilir.  

Ailelerin, çocukları böyle bir mağduriyetten koruma ve eğer tacize uğramışsa bunun nasıl anlaşılacağı konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Bir çocuğun tacize maruz kalmayacağından hiçbir zaman emin olamayız, bundan dolayı aileler çocuklarını tacize karşı eğitmeleri gerekiyor.

Tacize uğrama noktasında kız ve erkek çocukların aynı oranda risk altındadır. Tacizi şöyle tanımlayabiliriz: Cinsellik içeren her türlü söz, fiil ve materyallerle bir çocuğa yakınlık kurmaya çalışmak çocuklara yönelik cinsel taciz kapsamına girer. Çocuğun duygularının cinselliğe alet edilerek taciz edilmesine duygusal taciz denir. Fiziksel taciz ise cinsel içerik taşıyan dokunmalar da dahil olmak üzere, sonucu tecavüzle biten saldırganlık arasındaki bütün davranışları içerir.

Çocuklara taciz ve tacizci yetişkinler tehlikesinden açıkça bahsetmek çocuğun tacizden korunabilmesi için yeterli değildir. Ayrıca, çocuğa tehlikeli kişilerden korunmasını tembih etmek, onun sosyal gelişimini ve güven duygusunu zedeleme riski taşır. O yüzden çocuk, kendisine yönelmiş bir taciz tehlikesine belki farkında bile olmadan refleks halinde karşı koymasını öğrenmelidir. Çocukların en çok 4-11 yaş arasında tacize uğradığı belirlenmiştir. Çocuğa 'temel davranış refleksi' kazandırmanın en başarılı olduğu yaş grubu ise 4-7 yaş dönemidir.

Çocuklara nasıl bir bilinç kazandırılmalı?

'Bedenim bana aittir' bilinci

Kendi bedeninin kendisine ait olduğu hissini kazanamayan ve kendi bedeni üzerinde başkalarının bir şeyler yapabileceğini düşünen çocuk rahatlıkla taciz tuzağına düşebilir. 4 yaşından itibaren çocuğa bu bilinç verilmeli. Örneğin, terlemiş bir çocuğun atleti izin alınmadan aniden çıkartılmamalı. Çocuk zamanla kendisinden izin alınmadan bedenine yapılacak müdahaleleri hisseder ve rahatsız olur.

'İzin verirsem dokunabilirsin' bilinci

Çocuk, kendi bedenine olan hakimiyetini öğrenmekle birlikte, hakim olduğu bu beden üzerinde kendisinin söz hakkı olduğunu bilmeli. Ebeveynlerin 4-5 yaşından sonra çocuklarını öperken bazen 'Seni öpebilir miyim?' diye müsaade istemesi bu bilincin oluşmasında etkilidir.

'Dokunulması yasak olan yerlerim' refleksi

Çocuklar 4 yaşından itibaren vücutlarının belli bölgelerine dokunulmasından rahatsız olmaya başlamalı. Çocuk eş, dost ve akrabalar tarafından cinsel organlarına dokunularak, öperek, vurarak sevilmemeli.

'Fiziksel baskıya direnme' refleksi

Taciz yaşamış çocukların birçoğu çırpınmanın ve kaçmanın çözüm olmadığını düşünüp kaçmayı denememişlerdir. Çocuklara olan sevgi gösterileri sırasında kendi güçsüzlüğünü hissettirecek kadar orantısız güç gösterisinden sakınmalı.

'Vücudum görünmemeli' hissi

Çocuk, çıplak olarak ortada bırakılmamalı. Kendisini başkalarının yanında çıplak görmeye alışkın olmazsa elbisesinin birileri tarafından çıkartılmasından ciddi rahatsızlık duyar.

'Banyoda çıplak olunmaması' bilinci

4 yaşından sonra anne baba çıplak olarak çocukla aynı banyoda bulunmamalı. 7 yaşından sonra çocuğun genital bölgelerinin başkasınca görünmesine izin verilmemeli.

Tuvalette benden başkası olmamalı

4 yaşına girmiş bir çocuğa tuvaletin özel bir mekan olduğu ve tuvalet ihtiyacını gideren birinin başkaları tarafından görülmesinin doğru olmayacağı öğretilmeli.

'Soyunma ve giyinmede yalnızlık' ilkesi

Çocuğun bedenine yönelmiş bakışlardan rahatsız olacak refleksi kazanması için 4 yaşından itibaren ortalık yerde çıplak dolaşmamayı öğrenmesi gerekir.

'İzin verirsem kabul edilirsin' ilkesi

7 yaşından sonra çocuğun odasına girerken anne baba bile izin almalı. Giyinip soyunurken izin alarak yardım edilmeli. 

www.ekremculfa.com www.ozeldanisman.net www.ozelpedagog.com www.zaman.com.tr

Yorumlar (3)

[ Üyelere Özel ] 14-06-2019 16:21:52

Kıymetli Hocam Yazınız Çok Faydalı. Bende Bir Konuya Açıklık Getirmek İstiyorum.
Psikolojik Sorunlarımızı Bir Arkadaşımızla Paylaşmak İle Bir Psikolog' tan Profesyonel Yardım Almak Arasında Ne Gibi Farklar Var?

Hemen her insan gibi; hayat yolculuğumuz sırasında zaman zaman zor günler geçirebiliriz ve bu zor dönemlerde bütün ihtiyacımız iyi bir arkadaşın bizi dinlemesi, anlaması ve yanımızda olup destek vermesi olabilir. Fakat sorunlarımız daha ciddi bir problemden kaynaklandığında arkadaşımızın bizi yargısızca dinleyebilmesi imkansız hale gelir. En iyi arkadaşımız bile başlarda sorunlar karşısında bizi neşelendirmeye çalışabilir ama belli bir süre sonra aynı sorunu tekrar tekrar konuşmamızdan rahatsızlık duymaya başlayabilir. Halbuki yaşanılan sorunları sümen altı etmek yerine, içinde bulunduğumuz ruh halinde kalmamız, ve konuyu yeterince anlayana kadar tekrar tekrar konuşmamız son derece çok önemlidir.

Arkadaşlarla yapılan görüşme ve konuşmaların aksine, bir psikolog ile profesyonel ortamda profesyonel bir şekilde görüşmeniz size; duygu ve düşüncelerinizden dolayı yargılanmadan güvenli bir şekilde problemlerinizi incelemenize imkan verir. Bir Psikolog; sizin bilinç altında yatan sorunlara inebilir ve yaşadığınız bu problemleri neden yaşadığınızı, nasıl değiştirebileceğinizi söyleyebilir ve aşmanız gereken süreçleri geçirmenize profesyonel bir şekilde destek olabilir. Oysa arkadaşlar bir probleminiz olduğunu unutmanızı ve geçici olarak kendinizi iyi hissetmenize yardım edebilir. Sonuç olarak arkadaşlarla yapılan görüşmelerde ancak bataklıktaki sinekler öldürülürken, psikolog ile yapılan görüşmelerde hem bataklık kurutulur hem de olası benzer problemler karşısında alınacak yol ve yöntemler öğrenilir.sorunlar



Hep aklınızda olsun sorunsuz bir hayat yok ama sorunlar karşısında sergilenecek tavır ve yol haritaları pek çok. Kafanız ve ruhunuz güzel kalsın.

Uzman Psikolog Pedagoglar ımızdan Profesyonel Yardım Almak İçin İlgili Uzmanları Arayınız

[ Üyelere Özel ] 28-10-2008 13:53:29

Malesef toplumumuzda çocuklarımız kendi bedeni koruma konusunda bilinçsizce yetiştirilmektedir.Verdiğiniz bilgiler gayet açık ve anlaşılır,kesinlikle faydalı olacağını düşünüyorum,daha çok ebeveyne ulaşabilmeniz dileğiyle.saygılar...

[ Üyelere Özel ] 30-08-2008 20:29:14

\t \t\tMakale güzel yazılmış ve ileten arkadaşın eline sağlık.Çocuk 3 yaşından öncekilerini çoğunlukla hatırlayamamaktadır.Bu nedenle 4. yaştan itibaren çocuğun bilişsel(zihinsel)şemalarında bedenini ne zaman nasıl kimlere karşı koruyabileceğini anlayacağı dilde verilmelidir.Kime karşı hayır ve ne kadar mesafeli olması gerektiği belirtilmelidir.Tabi bunu çocuğa verirken korkutarak anlatılmamalıdır.Zihinsel gelişimine uygun somutlaştırarak vermek en doğrusudur.Uz.Psik.Dan.Hülya TOPAL
\t \t

Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık