17-08-2005 |

karagöz'ün sünnet düğünü(sünnet üstüne eğitimsel yaklaşımlar)

 

Yaz dönemi biterken kırsal kesimde hasatların toplanması ile  beyaz eşya satışları artışı yanısıra sosyal yaşamızdaki hareketlenme de evlilikler yanı sıra ailelerin görmesi gereken bir başka "mürüvvet "te çocuklarının sünnetinde olur .Sünnet bizler için aslında üstünde konuşulmaması gereken tabulardandır.Bu kültürde yaşadığımıza göre yaptırma durumunda olduğumuz bir eylemdir ama üstüne düşünümemiz gereği de açıktır.

 

 Sünnet, penisin uç kısmını saran, tıp dilinde prepisyum adı verilen sünnet derisinin belirli şekil ve uzunlukta cerrahi yolla kesilerek alınması ve penis uç kısmın açığa çıkarılması işlemidir ama geleneklerimize göre çok doğal saydığımız bu işlemde gerçekten dikkat edilmesi gereken noktalar çoktur.

Ülkemizde yalnızca erkeklerde yapılan bir uygulama olmasına karşın .Bizim gibi Müslüman olan Mısır'da kadınların yüzde 97 sinin aynı dini gerekçelerle sünnet edildiği  belirtilir.Ülkemizde kadın sünneti olmasa da erkek sünnetinin ana nedenlerinden beri dinseldir.Sünnetin tarihine bir bakarsak  üstüne düşünmemiz gereken noktalar da daha açık belirecektir.Fikir edinirken sünnetin çeşitli toplumlarda farklı kültürel gerekçelerle yapıldığını görmemizde mümkün olacaktır.

 

Cevat Şakir, Sünnetin anaerkil dönemde Anadolu’da yaşayanlar tarafından tanrıça Kibele’nin törenlerinde görüldüğünü ve Eylül Ekim aylarında bereket amacıyla toprağa atıldığından söz eder.Anaerkil yapının ataerkil yapıya dönme süreci arasında önemli bir geçiş noktasının İsis ve Osiris öyküsü olduğunu görebiliriz.İsis Horus ve Osiris üç veliaht  kardeştir O dönemlerde ölen bir erkekten de döl alındığı için imparatorluk savaşında iddialı olan Horus  İsis in aşık olduğu kardeşi Osiris’i öldürür ve organını onüç parçaya bölerek denize atar Böylece artık anaerkil dönem bitmiştir

Bildiğimiz anlamda  şu anki kültürel değerlerimize en yakın anlamıyla sünnetin gerekçeleri Tanrının Hazreti ibrahimle yaptığı birsözleşmeye dayalıdır ve Tevratta şöyle belirtilir;

        " Seninle bir anlaşma yapacağız; şöyle ki,  senden sonra, nesiller boyunca, senin soyun ve Tanrı arasında geçerli olacak. Sana ve soyuna, şu anda yabancı olduğun toprakları vereceğim: Kenan ülkesini, ve onların Tanrısı olacağım. Bu benimle senin, ve soyun arasındaki anlaşmadır ki, siz buna uyacaksınız. İçinizdeki her erkek sünnet olacaktır. Üst derini sünnet edeceksin ki, bu seninle benim aramdaki anlaşmanın bir delili olacak. Nesiller boyunca 8 günlük her erkek çocuk sünnet olacak, ki bunlara evindeki köle de dahildir. Böylece anlaşmanın delilini, etinde taşıyacaksın. Sünnetli olmayan herhangi bir erkek, toplumundan uzaklaştırılacak! "

.Müslümanlığın yayıldığı arap yarımadasında eskiden beri sünnet geleneğinin uygulandığı belirtilir.Konuya ilişkin şöyle bir bilgiye rastlayabiliriz;

“Cahiliye devrinde de var olan sünnet eğlenme için bir vesile sayılmıştır. Araplar sünnet yemeğine "azira" diyorlardı (es-Seâlîbî, Fıkhul-Luşa, 266).

Ashabı kiram sünnette ziyafet verir eğlenirlerdi. Abdullah İbn Abbas, Mekke'de oğlunun sünnetinde oyuncular çağırmış ve kendilerine dört dirhem kadar ücret ödemiştir

Abdürezzak'ın bir rivayetine göre, Hz. Ömer hilafetinde ne zaman bir def sesi duysa "evlenme mi var yoksa hitan mı?" diye sorar, bunlar için düzenlenen eğlencelere ses çıkarmazdı.

İslâm dünyasında yörelere göre bu kutlamalar çeşitlilik arzetmiştir. Mekkede "tahar" adı verilen şenlikler düzenlenirdi. Genellikle çocuklar 3-7 yaşlarında sünnet edilir, sünnetin yapılacağı günde güzel elbiseler giydirilir ve at üzerinde dolaştırılır. İki yanında, attan düşmesini engelleyecek ve mendillerle kendini yelpazeleyecek adamlar dolaşır. Önde davulcu ve defçiler gider, zenci bir hizmetçi içinde kömürde reçine ve tuz yanan bir mangalı başında taşır. Çocuğun arkadaşları alayın ikinci kısmını teşkil eder. İkindi vaktine kadar şehrin sokaklarında dua okuyarak, eğlenerek dolaşan çocuklar, gece de bunu sürdürürler. Ertesi gün arka üstü yatırılarak çocuğun dikkati tatlılarla başka tarafa çekilerek operasyon gerçekleştirilir. Evliya Çelebi'ye göre, Mısır'da erkek çocuklar 5-6 yaşlarında sünnet edilirler. Genellikle masrafı azaltmak için sünnet gruplar halinde yapılır: Kız gibi giydirilen çocukların, yüzlerinin bir kısmı mendille örtülür. Böylece nazardan korunacağına inanılır. Atlara bindirilerek, çalgıcılar, yaşlılar yardımcılarıyla peştemal kuşanmış sünnetçi ellerinde kandiller, büyük bir alayla sokaklarda dolaşırlar. Üç gün üç gece ziyafet verilir, eğlenilir ve son gün çocuk sünnet edilir (Evliya Çelebi, Seyahatname, İstanbul 1971, XV, 25).”

Yine Osmanlı döneminde sünnetin eğlence gelenegi Karagöz ve Hacivat oyunlarına dek yansır. Karagöz'ün sünnet düğünü,Karagöz ve Hhacivatın doktor ,banyo konusunda neredeyse okullarımızda uygulanan üniteler halinde eğitimsel amaçlarla oynatıldığını ve bu konular arasında sünnetin de yer aldığnı gösteren önemli bir örnektir.

Sünnet korkusunu aşmak için çocuklara sünnet düğünü öncesinde oynatılan oyunun konusu şöyledir;

    Mahallenin zengin hayırseverlerinden Abida bey, Hacıvat’a gelerek mahalledeki fakir çocukları sünnet ettirmek istediğini, güzel bir sünnet düğünü yaptırmak istediğini, sünnetçi, hokkabaz, curcunabaz ve hayalî bulmasını söyler. Hacıvat, Karagöz’ün de bir çocuğu olduğunu, onu da hayrına sünnet ettirmesini rica eder. Sünnetçi gelir, tam Karagöz’ün oğlunu sünnet edecekken çocuk kaçar. Karagöz’ün karısı Karagöz’ün de sünnet olmadığını hayrına onu da sünnet ettirmelerini rica eder. Karagöz yakalanıp zorla sünnet edilir. Güzel bir sünnet düğünü yapılır. Köçekler oynar, Hokkabaz ve Curcunabazlar gösteri yapar, Hayalî Karagöz oynatır. Sünnet çocuklarını ziyarete gelen zenneler Karagöz ile alay ederler


Sünnetin tıbbı gerekçeleri ile ilgili tartışmalar

Sünnetin tıbbı gerekçelerine olumlu  ve olumsuz bakanlar vardır

Penis kanseri sadece sünnet olmayan erkeklerde gözlenir.

  • Bulaşıcı hastalıklar sünnet olmayan erkeklerde daha sıktır.
  • Kadınlarda rahim kanseri riskini azaltır.
  • Bu gerekçeler yanı sıra özellikle ABD de tamamen bizim kültürel nedenlerimiz dışında mastürbasyonu engelleme amacıyla da sünnet yapıldığını belirtmemiz gerekir.ABD de yüzde onluk bir kesimin sünneti tercih ettiği belirtilmektedir onların gerekçeleri ise şöyledir;

    “"Mastürbasyon konusunda  yapmamız gereken bence şu : ilgili vücut organlarını öyle bir hale getirmeliyiz ki, alışkanlığa devam etmek ağrı verici olsun,  bu durum da vazgeçirici olsun. Bu amaçla, eğer penis üst derisi uzun ise, erkeği bugün için  ve belki de gelecek için mahrum bırakacak şekilde sünnet etmeliyiz. Operasyon ayrıca, kloroform altında yapılmamalı, öyle ki  hissedilen acı çocuğun zihninde, yok etmeye çalıştığımız alışkanlık ile hatırlansın ."
    Athol A. W. Johnson, "Çocuklarda karşılaştığımız hastalıklı bir alışkanlık hakkında", The Lancet, vol. 1 (7 April 1860)
    ve bir diğer kaynak ta da yine benzeri bir yaklaşım vardır

    “"Mastürbasyonun yaralayıcı etkileri hakkında şüphe olamaz, gelişmemiş beyinleri olan çocukların da buna yatkın olduğu konusunda şüphe yoktur. Sünnet her zaman yapılmalıdır. Cinsel organları o kadar yaralamalayız ki, onlara dokunmaktan dolayı acı hissedilsin."
    Angel Money, "Çocuklarda Hastalıkların Tedavisi".

    Sünnete olumsuz yaklaşımların başında  yine tıbbi nedenler gelir

    Sünnetsiz erkeklerin daha geç bosaldigini söyleyen Prof. Dr. Osman Inci, söyle diyor:

    "Sünnet derisi denilen ve penisin etrafini tamamen saran deri penisin sicak durmasini sagliyor. Bu deri sünnet yoluyla kesilince penis, artik deri olmadigi için sicak bir ortamda bulunmuyor. Ve dis ortama kendini alistiriyor. Daha sonra vajinal birlesme oldugunda, penis sicak ve kaygan bir ortama aliskin olmadigindan erken bosalma yasaniyor.

    Dğier yandan  müdahele sırasında dikkat edilecek noktalarda şöyle;

    • KANAMA= Normal veya kan hastalığı olan çocuklarda uygun olmayan tekniklerle yapılan sünnetlerde ya da sünnet sonrası travmayı takiben gözlenir. Normal çocuklarda ikinci bir cerrahi işlem  yeterli iken, kan hastalığı olan çocuklarda bazen çok geç kalınabilinir.
    • ŞEKİL BOZUKLUĞU= Uygun olmayan teknik ya da işin uzmanı olmayan kişilerin yaptığı sünnetlerde gözlenir. Şekil bozukluğu kabul edilebilir sınırlarda  ya da aile ve çocuğu rahatsız etmeyecek düzeylerde ise adolesan çağına kadar beklenir. Adolesan çağı sonrası şekil bozukluğu azalmamış yada kaybolmamışsa tekrar sünnet gerekir.
    • KALICI SAKATLIK= Aşırı doku kaybı yada koter ile aşırı yanık olmuş ise gözlenir. Çeşitli estetik ameliyatlarla kısmen düzeltilme yapılabilsede fonksiyon kayıpları düzelmez.
    • KÖTÜ NEDBE DOKUSU= Yara uçları dikilmeyip kendi kendine iyleşmeye bırakılmış çocuklarda gözlenir.
    • ENFEKSİYON, BULAŞICI SARILIK= Özellikle toplu sünnetlerde, asepsi, antisepsi kurallarını bilmeyen kişilerin yaptığı sünnetlerden sonra gözlenir.
    • PEYGAMBER SÜNNETİ= İdrar deliğinin daha aşağıda olduğu çocukların sünnet yapılması ile bu çocukların ameliyat şansını kaybetmesi ya da çok daha ciddi bir kaç ameliyat olması gerekebilir.
    • TAM PENİS KAYBI

     

    "Güya sünnetin temizlik bakımından faydası varmış; sünnetsizlik yüzünden hastalıklar oluyormuş. Pekâla, bunu kabul edelim. Lakin binde bir kişide tesadüf olunan bu hastalıklar için bütün Müslüman çocukların mühim bir uzuvlarını hayatları bahasına ve din uğruna kestirmekte mana nedir? Bence ileride vukua gelmesi muhtemel hastalıklar için [çocuğu] sünnet ettirmek, ileride apandisiti patlar diye bütün çocuklarımızın apandisitlerini çıkartmayı tavsiye etmekten farklı değildir. "

    Prof. Dr. Cemil Topuzlu, 1934

    Prof. Dr. Cemil Topuzlu yukarıdaki satırları yazdığında, Douglas Gairdner prepus hakkındaki çığır açan raporunu (1949) henüz yazmadığı, uygulamanın ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerdeki yaygınlığından  birşey kaybetmediği belirtilir

    . Prof. Dr. Cemil Topuzlu düşüncelerini ifade etmekle kalmamış, sünnetin yasaklanmasını gerekli görmüş ve bunun için yasal girişimlerde bulunmuştur. Bunlar eski çağlar hariç tutulacak olursa sünnet konusunda bilinen ilk yasal girişimlerdir, ve bugünün bile ilerisindedir. Nitekim erkek sünneti gibi dini ve politik çekincelerin olmadığı ya da daha az olduğu, ve uygulamanın tıp içine sızmadığı kadın sünneti söz konusu olduğunda, Birleşmiş Milletler önderliğinde yapılan çalışmalar ile uygulama pek çok ülkede yasaklanmıştır.

    Dğer yandan bir eğitimci için en önemli sorun, çocuk hakları açısından gelmektedir.Amarikan Hemşireler Birliği sünnete çocuk hakları bakımından şöyle yaklaşır;

     



     

    Yorumlar (0)

    Henüz yorum yapılmadı
    Üyelik Gerekli

    Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

    Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen