Farklılık ,iyileşme ve eğitim üstüne yaz gecesi rüyaları
Normal eğrisi denilen eğriyi gördünüz mü ?Büyük olasılıkla görmüşünüzdür .Bir artı işaretinin üst tarafında bulunan x ve y lerin arasında şişkin göbeğin ta kendisidir.Yanlara doğru bir dağ eteği gibi azalır gider.Herkesin ortak özelliklerinin toplandığı o göbek,içinde bulunduğumuz yaz aylarında mayolarla pek makbul olmasa da bir çok aile için marul göbeği kadar mutluluk vericidir.Normal eğrisinin o şişkin göbeği içinde herkes birbirine yakındır, herkesin pek çok özelliği vardır.Solda ve sağda tepenin eteklerinde ise anormaller rüzgarı eser. Eteklerde yaşayanlar diğerlerinden farklıdır.Onları da kendi aralarında toplarsanız onların da yine toplu bir göbeği ve anormalleri olacaktır.
Göbekli ya da göbeksiz
Dikkat çekici giyinmek ister misiniz?
Herkesin arasında farklı olmak ister misiniz?
Farklı düşünmek iyi midir?
Tabiatda bir çok canlı farklılığı görünmesin diye insanların taklit edeceği kadar kamuflajlıdır.Uzaktan bakarak kaplumbağayı görmek için ancak iyi bir renk körü olmak gerekir.
Hele o bukalemun denilen yaratık kimin arabasına binerse onun düdüğünü çalarmışcasına renk değiştirir hiç sevmez farklı görünmeyi...
Ama ne kadar kamuflaj yapsa da bir çok hayvan ayrımlaştıran bir gözle görülür
Çünkü ne denli benzer aynı ve farkedilmez olsa da farklılık yaşamın kendisidir
Farklılığın olmadığı yerde hiçbir şey yoktur.
Testlerde benzerlik ve farklılık maddelerinde farkı görmek için kimi kez eğitim gerekir.
Çok çocuklu aileler gerçekten çok sevimlidir.Her anne baba çocuklarının farklılıklarının ayırdındadır.Her çocuk birbirindeki farklılığın ayırdındadır.Ama farklılıklarla baş etmek zordur.Çok çocuklu bir ailede her çocuğa ayrı giysi almak zor iştir.Her birini bir örnek giydirseniz kolaydır.Her birine aynı işi yaptırırsanız her biri ayrı yapacaktır.Her yiğit yoğurdu ayrı yiyecektir.
Eğitim insanın farklılıklarını değerlendirebilme, onun farkını gösterebilme sanatıdır
Belki bu yüzden eğitime "tanrı zenaati" denmiştir
Hastalıklar benzerdir
Sağlık ise farklı olabilme ve farkları kabul edebilme durumudur.
Zihinsel bedensel farklılıklara karşın yaşam güzeldir.
Yaşam bizlerin değrlendirmelerine bakmaksızın çeşitli renklerde önümüzdedir
Özellikle otizmde net olarak görebildiğimiz eğitim süresinin farklılığına karşın her öğrencinin yeteneğinin farklı oluşu kimi zaman aileleri tarafından bile görülmeyebiliyor .
Tüm bunların üstüne aklın yolu birdir desek de bazen aklımız her şeyi karşılaştırma yolu ile kendi kapılarını kendisi de kapayabilir.Kendinin olmadığı yerde çocuğunun da mutsuz olduğunu düşünen bağımlılık yapısı gelişmiş bir ailede çocuk hangi yetkinliğe erişirse erişsin düzeyi ne olursa olsun çok kere bağımlılık cadısının süpürgesine binmeden de edilemez.
Uzaklara bakmak
Yaz günlerinde deniz kenarında olmak güzel ama okulda olmak hüzün vericidir.Yazın,bomboş sessiz koridorlarda mezun olmuş öğrencilerin sesleri yok olup, okul betona siz de hayalet avcısına dönüşürsünüz.Öğrenciler olmaksızın o binaların hiçbir anlamı yoktur.Ve okulların bu sessizliğinde her yaz yeni bir eğitim yılının başlayamayacağından anlamsız bir korku duyarım.Oysa yeniden öğretim yılı her zamanki başlayacak aynı hay huy devam edecektir.David Hume güneşin hergün doğacağından emin olmamıza da aynı septik bakışı atar zaten.Yine de boş sıralı sınıfların önünden geçerken yaz aylarında eski öğrencilerim gözümde tüter.Hele ailesi tarafından eğitimden çekilenler burnumun direğini sızlatır.
Bugünlerde çok özlediğim sevgili İkalius Derilius; doktor raporlarına otistik kaydıyla geçmiş sevgili E, okuma yazmayı öğrendikten sonra bir öykü yazmaya başlamıştı .Utanç Mağarası isimli öyküsünde İkalius Derilius isimli bir Romalı harita subayı ile Ertentiz isimli yaverini anlatıyordu .
Derilius ve Ertentiz Romalılardan aldıkları gümüş haritaları ile adil bir dünyada yaşamak için yola çıkmışlardı.Ancak, Ertentiz yılanlı kuyuya sakladığı haritaları ay olmayan bir akşam alır. İkisi de Romalılar tarafından izlenmektedir .Ama tek bir at vardır.Önce Derilius gider limana , haritalar eğerin altına saklanmıştır ancak limana vardıklarında binecekleri gemide atlar için yer kalmadığını portakal yüklendiğini öğrenirler .Yolculuk, Ertentiz ve arkadaşlarının bir Ceneviz gemisini ele geçirmesiyle iyice aksiyon bir macera havasına dönüşür.Ne ki Ertentiz arkadaşlarını da kandıracak ve Deriliusla birlikte gemiyi bir mağaraya saklayacak ,dava mava bir yana herkese kazık atacaklardır.O mağara "utanç mağarasıdır".Gemiyi mağaraya saklayıp otururlar karınları acıkmıştır o zamanın popüler yemeği zeytin ekmek yer şarap içerler.
E,Terleye terleye sıkıntıdan bilgisayar faresini ata ata yazdığı öyküyü okuduğumda çok severek dinliyordu öyküsünü ve annesi soruyordu
Nasıl hocam iyileşecek mi?
Ben onu tedavi etmiyorum ki onun öğretmeniyim kendi farklılığını göstermeye yardımcı oluyorum
-Hayır biz ona Amerika'dan ilaç getireceğiz
-Magnezyumu nasıl?
-Bakırı yüzde kaç.?
-Bu çocuk bunları nereden bilebilir ki,elifi mertek sanıyor ...
diyordu annesi.
Sevgili E artık öykü yazmıyor .Bilgisayardaki öyküsünü silmişler .Herkesin okumasını isterdim kullandığı sözcükler ve romana verdiği hareket bana örnek oldu.Şimdi Amerikan diyeti yapıyor,ilaçları ABD den geliyor, iyileşecekmiş
Bu diyeti alanlar " iyileşmiş hatta gizli bir kulüp bile varmış Gizli Otistikler Kulubü
Neden gizliymiş, çünkü aileler çocuklarının bir zamanlar otistik olduğunun bilinmesini istemiyorlarmış
Ama küçük E,yaşamından hoşnut, utangaçlık güvensizlik kavramlarının bile ayırdındaydı.Benden önceki öğretmenine okuma yazma öğrendiğini çaktırmamış tak bom" dediği her şeyi atma direnişiyle kadıncağızı canından bezdirmişti.Üstelik aile nitelikli uzmanın masrafını karşılamakta zorlandığı ve zaten "yararı olmadığı"," iyileşmediği" için için eğitimden onu çekmişlerdi.Kalemden nefret eder bilgisayarla yazmayı severdi
Kalemi sevmedikçe de ailesi onu iyileşmiş saymıyordu
Ailesi onun normal bir çocuk olmasını,ders çalışmamasını biraz da haytalık yapmasını istiyordu, herkesde geç alınan eğitim meyvelerini ondan daha da çabuk bekliyorlardı.Yüzme öğrenen sevgili" Derilius "annesinin sudan korkması nedeniyle ve iyileşmesine yararı olmaz gerekçesiyle artık yüzmüyor.Diğer yandan ailesi ömrü dersde geçen oğulları çok çalıştığı için üzülüyorlardı.Hala düşünürüm normal olmak tembel olmak mıdır?
++++++
Sevgili Hiçkontantis kardeşim ise bir başka öğrencimdi
mızıkçılık yapmak onun dilinde "Hiçkontantis" tir.Derilius un "tak bom"'u gibi bir şey yani..
Yazı yazarken kalemi atmak,
Bir programı kapatıp sevdiğim programları "delete" etmek Hiçkontantistir
Annesinin yumağını hiçkontantiiis deyip camdan atmak ta böyle.
Bir zamanlar bilgisayar başına oturmayan sevgili küçük hiçkontantisNette gazete okumayı özellikle spor ve otomobil konusunda arama motorları kullanmayı sevmeye başlamıştı.Normal bir okula gidiyor ama annesi sınıftan çıktıktan sonra arka sıraya yatıp bacak bacak üstüne atıp tahtayı izliyor ,ancak öğretmen tahtaya kaldırırsa okuma becerilerini gösteriyordu. Butün sınıfın çocukları ona hayret ediyor.Anneler normal çocuklarını şu deli kadar olamadın diye sumsukluyorlardı.Hiçkontantis çi H ise badem irisi gözlerini uzağa dikip bacak bacak üstüne atıp onları dinliyordu.Annesi onun iyileşmesini bekliyordu ama H iyiydi, ne ki farklıydı.Annesi onun durumuna üzülüyor ve İyileşmesse ne yapar , onu denize atıp kendimi vurmayı düşünüyorum diyordu.Oysa yaşam kendi yolunu çizer kimsenin yaşamında aile merkez olamaz yaşam her haliyle herkes için güzel ve kutsaldır.
Normal çocukların da ailelerine tepki vermeyenleri daha çok seviliyor ama belki o çocuklar bunun acısını daha sonra çekiyorlar
E ders aralarında hala ipini sallıyordur, eline sağlık
Böylesi bir istemsiz hareketini tedavi etsinlerAma artık öykü yazamıyor iyileşti
Hiçkontantis evinde nete giremiyor iyileşti
Oysa eğitim insanın kendini tanımasına yardım etme sanatıdır.
Her yaz eski öğrencilerimi daha bir özlerim
Yeni bir uzağa bakan çocuk iyileşmek için gelecektir belki, ama benim gözlerim uzakta onurlu öğrencilerimde kalır.
Herkese iyi tatiller
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.