04-11-2009 |

Farkındalıklar Diyarı...

İnsanoğlu` nun ihtiyaçları saymakla tükenmez.  Bu ihtiyaçlardan en önemlisi, yalnızlığa son vermek, iyi bir eş, dost ve arkadaş kazanmak, hemen hemen her gün beynin bir kösesinde seslenmektedir. Bu ihtiyaçları elde edebilmek yaşla orantılı bir düzenek olmakla birlikte(biyolojik gelişim, psikolojik ihtiyaç ve olgunlaşma ) bu süreç zarfında, birçok kişilerle irtibata geçilmiş, iletişim kurulmuş, özümsenmiş veya reddedilmiştir.

Kabullenenler,  ihtiyaçlara cevap vermişse, aranılan tutum ve davranışlar bulunmuşsa, uzun müddet boyunca birliktelik sürdürülmüştür, sürdürülmeye de devam ediniliyordur.

Yani sıra, insan ihtiyacı denilen arkadaş ve dost kazanımına çıkarı karışmışsa olayların daha farklı yönde gelişmesi içten bile değildir. Günümüzdeki, imkânlar ve yaşam standartların eksikliği, arkadaş seciciliği yönünde, farklı emenlerin peşinde olmasına ve yön vermesine malzeme olabilmektedir.

Candan ciğerden dost ve arkadaşlar vardır. Bu dostlar ve arkadaşlar vasıtasıyla farklı kişilerle tanışılmış ve iletişeme geçilmesi mümkün oluyor ya da farklı konumlardan (iş, okul, üniversite, hastane, mahalle, dükkân vb.) dolayı yeni arkadaşlıklar kurulanabilmektedir. Peki, öncelikle bu kişilerle ilk gördüğünüzde nasıl bir atıf da bulunuluyor, nelere dikkat ediniliyordur? Bu soruya çok basit bir şekilde cevap verilebilinir. “ilk izlenim giyim, kuşam, temizlik, yüz mimikleri, kullanılan kelimeler, vücut dili v.b. Bir karara varılır, tutum ve davranışları için yol yoldan yapar ya da ikinci plana geçer daha ayrıntılı düşünebilinir.

Memleketi, eğitim durumu, ünvanı, aile yapısı, inancı, fikirleri, zenginliği, hedefleri, v.b gibi durumlara başvurulur, derinlemesine analiz yapılabilmektedir. Bir de şu yön var ki insan beyninin anatomisinde döner durur. Bu kişinin zenginliği, sağlayacağı fayda ve zarar, yeni tanıştığın kişinin vasıtasıyla ne kazanç elde edinebilir, kısacası benim için yârin biri gün işe yarar mı? Diyerek yola koyulanlar olabilir mi?  Birde, bunun denge yönünü de göz önünde bulundurulursa, ne benim çıkarlarımı zedeleyecek ne de ben onun çıkarlarını zedelemeyecek bir sistemle yaklaşmak birilerin arzusu desem yeri var.

Aranılan ölçütlerde birileri olmasını hep hayal edinilmiştir. “Olsun artik beni tarif eden, açıklarımı kapatan, yargılamadan, eleştirmeden, pozitif, sorunlara çözücü bir yaklaşımla yaklaşan bir dost” diye isyan edinilen zamanlar olmuştur muhakkak. Malisef, sıfıra sıfır elde var sıfır denilerek yola koyulmuş, olanlarla yetinip ya da kendinin bir yönünü kapatmak, toplumdan saf dişi bırakılmamak için kendi çapında mücadeleni sürdürmek için adımlar atılmıştır.

Niçin kendi olanaklara daha yakin, senin gibi düşünen, konuşan, giyinen, davranan, tutum sergileyen v.b gibi bir dost, yoldaş, kan ki aramak da yırtınılıp durulunu yor? Ayrıca, davul dengi dengine diyerek bir strateji havasında takılan, bencil, ukala, sıhhî kurallarından aşırıca takılarak insanları küçümseyen. “ıslak mendil kimde var, ayyy sen kimsin?”  sorularıyla hayata adımlarını, ideallerini, süsleyen insanlardan geçilemiyor desem bununla birlik de, vatanına, toprağına, cumhuriyetine ve ondan sonraki gelecek nesillere hiç bir katkısı olmayan bu kişileri seslenmek, her kişinin vatandaşlık borcu şu beş on cümleyle yerine getirilemez mi?

Her bir bireyin, doğumdan ölümüne kadar geçirdiği süreç de;

Ailevi bakim,

Eğitim koşuları,

Sunulan imkânlar,

Topluma uyum,

İnançlar,

Değer ve yargılar,

Atalar,

Biyolojik etken,

Kalıtımsal nedenler,

Sunulan ekonomik imkânlar,

Devletin olanaklıları,

Köy ve şehir hayati arasındaki bağlantı,

Teknolojik faydalardan yararlanma imkânı,

Medya kesimiyle içli dişli olma

V,b

Gibi durumların vasıtasıyla;

Koşullamalar,

Pekiştirenler,

Özümsemeler,

Modeller,

Cezalandırmalar,

Ödüllendirmeler,

Tabular,

Basmakalıp cümleler,

Zorlamalar,

İtaat etme,

Boyun eğme,

Psikolojik ve biyolojik rahatsızlıklar,

Maddeyi kötüye kullanımı,

Cinsel istismar,

V.b

İçeriklerle hayatımızda farklı durumlarda, konumlarda kimileri yaşar, yaşamaz ya da azını yaşar gibi ifadeyle yola koyulursak.

İnsanların;

Huy,

Karakter,

Kişilik,

Davranış,

Tutum

Artik Türkçemizde bu durumlar nasıl ifade ediliyorsa, değişmesi her bir bireyin elinde olmakla kalmaz onun birçok yerlerde farklı iğrenç bir göğ gösterisi yapması;

Hırsızlık,

Cinayet,

Kötü ilişki,

Boşanma,

Çaresizlik,

İntihar,

Küfürbaz,

Ayyaş,

Üfürükçü,

Dengesiz

V.b

Gibi tutumlar sergilemesine sebep olmakla birlikte bulunduğun ülkenin toprağına, toplumuna ihanet etmiş ve karışıklık sürecine sokması gözle görülebilecek durumdur.

Bu şekilde ki tutumların olumlu veya olumsuz olmasında birçok etken olduğu ve bu etkenlerin insan üzerinde nelere mağ ol olduğunu farkında mısınız? Yetişkinleri gözlemleyen, onları model alan sizden sonraki nesiler, nasıl arkadaş ilişkisi üzerinde düşünecek? Onlara doğru modeli nasıl özümsetilecek? Sorular, sorular, bitmek tükenmek bilmeyen sorular cevaplanması beklenen birçok soru işaretleri diyerek cevaplardan kaçmak, bu ülkenin sorunlarına ben mi çare bulacağım diyerek sığışmak,” ben karnimi zor doyuruyorum bir de başkasını mı doyuracağım?

Evde elinde kumanda çocuğun karşısında “ayyyy ne güzel artist, yazık sevgilinden ayrılmış, Allah kahretsin bugün günlerden Pazartesi benim dizi günüm, haberin yok mu? Su bizim mağazaya yeni modaya uygun giysi, ayakkabı gelmiş, kız kahve yapmadın mı? Yap da bir falına bakim aşka yelken açıyor musun öğrenelim kızzz” gibi model olma çocukların önünde ve ardından ; “ne yapayım çocuk okumadı, takıldı zibidilerin peşine konsey kurup mafyacılık oynayıp racon kesiyorlarmış. Ne halleri varsa görsün kendi düsen ağlamaz” gibi düşüncelerle kendilerini telkin eden.

Akşamları, “Hey hanim yeter artik kalk şu TV başından ben kahveye giderken bari izleme. Neyse ben gidiyorum oğlana söyle evden dışarıya adımını atmasın, ders çalışsın kerata. Hanim az kalsın unutuyordum oğlana söyle de unuttuğum sigarayı versin masanın üzerinden. Al baba sigaran. Heee aferin işe yara biraz. Baba hiç dışarı çıkarmıyım, internet var araştırma yapacağım. Ben sana güveniyorum oğlum hadi ben kahveye gidiyorum. Tamam baba. Yaşasın babam evde yok, msn`ye muhabbete, yok yok olmaz yeni Chat sitelerinden yeni hatunlar düşürmek. Chat diye girdiğim site porno sitesi bu ne? Gibi durumlarda çocuklar karsılaşması ve ebeveynin çocuk ilişkisi yerlerde sürünmesi olduğu müddetçe;

Biz ne soruları cevaplar nede topluma örnek olacak,

Kişileri  anlayışla karşılayacak,

Sorumlulukların farkına varacak,

Gençlerin yapması gereken hedefleri başdan  hesaba katmaları,

Eğitimin öncelikle aileden başlanacağı,

Büyüklere saygı küçüklere sevgi yaklaşımı,

Kendini ifade edebilme yeterliliği,

Bilişsel kabiliyette gelişim,

Problemlerin neden kaynaklandığından çok nasıl çözümlenebileceği,

İyi bir ölçütlere eğitimle ulaşabileceğini,

Milletin için mücadele verileceğini,

Ulu Önder Atatürk, Türkiye Cumhuriyetinin geleceğini gençlere armağan ettiğini,

Problemlerimizin içki, sigara gibi bağımlılık yapıcı maddelerden azalmayacağını, Doğru yerde doğru zamanda doğru kararı alacak gençler yetiştirmek

Çok uzak gözükmüyor da  ne gözüküyor?

Ahmet Taslı

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Psikolog