Ezilenlerin Tiyatrosu

Augusto Boal'in ünlü tiyatro eseri olan Ezilenlerin Tiyatrosu ile sosyal siyasetin ortak paydası olan sosyal sorunların ele alınması
Bir çoğunuz Agusto Boal'in ünlü eserini okumuşsunuzdur. Okumayanlarında muhtemelen göz ve kulak aşinalığının olduğuna eminim.
1956 da Brezilya da geliştirdiği bir tiyatro biçimidir. Bu tiyatro türünde amaçlanan seyirciyi oyna dahil ederek ve seyircinin oyuncu haline getirilerek toplumsal ve siyasal baskılara karşı tavrını ortaya koymasını sağlamaktır. Bu yöntemle kişiler kendi üzerlerindeki muhtelif sosyoekonomik , politik problemlere karşı tepkilerini geliştirebileceklerdir. Aynı zamanda eylemseliğe vurgu yapan Boal zihinde geçenlerin eyleme dönüştürülmesinin önünü açmaktadır. Bu açıdan da engellerin birlikte aşılmasının gerekliliğine işaret eder. Ezilenlerin tiyatrosunda sahnelenen ve çözüm arayışına girilen konular ; yoksulluk , işsizlik , kadına şiddet , istismar , ırkçılık , göç ...gibi kitlesel sorunlardır. Buraya kadarki kısımda Boal'in hakıni Boal'a teslim edip konumuza geçelim.
"Siyeset' kelimesi etimolojik olarak dilimize başka bir dilden ( Arapça) geçiş yapmış olsada günlük yaşamımızda hemen her yerde karşımıza çıkan ve baştan sona hayatımızı etkileyen güçlü bir yapıya sahiptir. Bu kelimenin zihnimizde ilk çağrıştırdığı şeyin devletle ilişkili olması ise kişide ayrı bir ürperti yaratıyor. Özelikle siyasetin uzak durulması gereken bir şey olduğunun bizlere hemen her yaşta tembihlenmiş olmasının bunda büyük bir payının olduğu kanısındayım. Siyaset olgusunun algıladığımızın ötesinde daha geniş bir sistemsel alana sahip olduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Bu geniş alan içerisinde her birimizin oyuncusu olduğu mikro alan ise sosyal siyaset sahnesidir. Bu sahnedeki katılım gönululuge değil zorunluluğa tabidir.
Arkeoloji öğrencisiyken hocalarim " en iyi arkeolog en iyi atandir' önermesini sık sık hatırlatılatırlardı. Buradaki en iyi 'atandir' da kasıt kazıdan çıkan materyali en mantıklı yorumlayandır düşüncesiydi. Şimdi ben de diyebilirim ki en iyi vatandaş en muhalif olandır. Muhaliflikte araştırmak , okumak , sorgulamak esastır. Her ne kadar eleştiri ve siyaset kavramlarinin olumsuz yönleri bazalinsada aslında siyaset biliminin temel unsuru ve geliştiricisi muhalefet yani eleştiridir. Eleştiri çabasının altında daha iyisini , mukeli yakalama gayesi vardır.
Sosyal kelimesinin etimolojisi insan , toplum yani toplumla ilgili olanın tamamıdır. Sosyal siyesetin karsiligi ise insan siyaseti , insan sorunlarıdır . Bu sorunların her bireyi etkileme gücünü ön görürsek hepimiz sosyal siyasetin etki alanı içerisindeyiz. Buna bağlı olarak sosyal sorunlara seyirci kalmak tam manasıyla öğrenilmiş çaresizlik olsa gerek. Agusto Boal'in tamda değinmek istediği bu noktadır. Sosyal siyaset alanına tiyatral , sanatsal bir giriş yaparak bireyi kendisi için bir şeyler yapmaya davet etmektedir. Bu durum pasif seyircilikten bizleri aktif oyunculuğa teşvik etmektir.
Gelinen noktada sosyal sorunların toplumun gelişimini ve devamliligini sekteye uğratmış olması acimdan bir karamsarlık değil bir realitenin disa vurumudur. Bu doğrultuda gerek zihin pratiğinde gerekse uygulamada eylemseliğe vurgu yaparak kendimiz için daha iyisini yakalama arzusu ile vücut agirligimizi aşan sosyoekonomik, politik sistemleri bizler için tiyatro sahnesi durumundaki sosyal siyaset düzleminde çözüme kavuşturmak tercih değil sosyal bir zorunluluktur. Sorgulanmayan yaşam yok hükmündedir desede er kişi Sokrat ; sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez" der .
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.