Engellilerde Spor
Yazıma başlarken hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum..
Engelli denince akıllara her zaman için sadece hastane ve rehabilitasyon merkezlerinde tedavi gören,yaşamlarını birilerine bağlı olarak sürdüren bireylerin değil aynı zamanda
özür-bozukluk ve engel durumuna rağmen,çoğu engelsiz insanların bile yapamadıkları sporsal aktivitelerin,engelli diye tabir edilen insanlar tarafından bütün güzellik ve içindeki mükemmeliyetiyle ne kadar güzel yapıldığını anlatmak istedim.Dilerseniz Öncelikle Engellilerde Spor ile ilgili ana bilgileri beraber görelim.
Türkiye Özürlüler Spor Federasyonu;
Ülkemizde 8-11 Mayıs 1990 tarihinde Ankara’ da bir Spor Şurası toplanmıştı. Bu şurada alınan kararlar doğrultusunda 21 Kasım 1990 tarihinde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde Türkiye Özürlüler Spor Federasyonu (TÖSF) kuruldu.
Federasyonun Başkanlığı’na Prof. Dr. Hıfzı ÖZCAN getirildi.
Federasyonun Kuruluş Amacı;
Özürlü sporcuların gerçekleştirdikleri tüm sportif etkinlikleri bünyesinde toplayıp geliştirmek, bu çalışmaları yurt yüzeyinde yaygınlaştırıp, sporu rehabilitasyonun bir parçası haline getirmek ve uluslar arası etkinliklerde özürlü sporcuya çağdaş yarışma ortamının hazırlanması için gerekli çalışmaları planlamak ve uygulamak.
TÖSF bünyesinde kuruluşundan itibaren dört ana özürlü grubun faaliyetini bünyesine almıştı:
1-Bedensel Engelliler Spor Federasyonu,
2-Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu,
3-İşitme Engelliler Spor Federasyonu,
4-Görme Engelliler Spor Federasyonu,
10 Kasım 1992 tarihine kadar Prof. Dr. Hıfzı ÖZCAN’ ın başkanlığındaki federasyon görevine devam etti. Daha sonra başkanlığa Tarık BİTLİS geldi. Ardından Perihan SAVAŞ ve yeniden Tarık BİTLİS federasyon başkanlığı görevini yürüttüler.
1997 yılında Türkiye Özürlüler Federasyonu’ nun adı Türkiye Engelliler Spor
Federasyonu (TESF) olarak değiştirildi. 1998 – 1999 yılları arasında TESF Başkanlığı görevini Yavuz KOCAÖMER yürüttü.
2000 yılında ise Türkiye Engelliler Spor Federasyonu dağıldı ve dört ayrı federasyon oluştu.
Bu federasyonların isimlerini sayacak olursak;
1-Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu
2-Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu
3- Türkiye İşitme Engelliler Spor Federasyonu
4- Türkiye Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu olmak üzere çalışmalarına devam etmektedir.
Yani engelli diye tabir edilen insanların,en az biz sağlam insanlar kadar başarılı sporcular olduklarını unutmamak gerekir.(Türkiye’de ve dünya’da sağlam insanlardan daha başarılı engelli sporcular da mevcut durumdadır).
Futboldan tutun basketbola,hentbola,yüzmeye,bisiklete,atletizme,savunma sporlarına,tenise ve adını sayamadığımız ama sizlerin aklına gelebilecek hemen hemen bütün spor dallarında engelli vatandaşlarımızın ayak izleri bulunmaktadır.
Engelli olup olmamak her zaman şans,kader ve kısmet değildir.Engel-Özür-Bozukluk doğal olaylara ve batıl inançlara bağlanmamalıdır.
Özürlülük-Bozukluk-Engellilik,doğum öncesi-doğum anı-doğum sonrası nedenler olmak üzere 3 grupta oluşan bir durumdur. Şuan için kendisinde herhangi bir engellilik durumu söz konusu olmayanlardan hiç birisi engelli olmak istemez!
Ama önlem alınmazsa bir şekilde bu durumla maalesef karşılaşılabilir…...
Önlem almak yani insanlarda bilinçlilik ve farkındalık duygusunu aşılamak o kadar zor ama bir o kadar da gereklidir.Bizler şu an için engelli-Özürlü olmayabiliriz.
Fakat bundan sonrası için eğer önlem almazsak öncesinde kendimizin,sonrasında ise çocuklarımızın engelli doğup doğmayacağına karar verecek insanlar bizleriz..
Bebek adayı aile akraba evliliklerinden uzak durmalı,kan uyuşmazlıklarına dikkat etmeli,Anne adayı gebeliğinin ilk gününden itibaren bir sağlık Kuruluşuna-Ana çocuk sağlığı merkezine başvurmalı,uzman doktorlardan hamileliği ile ilgili bilgiler alarak doğum anına kadar ki geçen zaman zarfında doktor kontrolünde olmalıdır.
Anne adayı iyi beslenmeli,iyi dinlenmeli,iyi uyumalı,stresten uzak durmalı,doktorlarının vermiş olduğu bütün egzersizleri harfiyen uygulamaya çalışmalıdır.
Aile bilinçli ve eğitimli olmalı,doğacak olan çocuk ile ilgili bilgi donanımına sahip olmalıdır.
Doğum mutlak surette tam teşekküllü bir hastanede gerçekleştirilmedir.
Doğum sonrasında ise aile kurumu üzerine düşen en önemli görevi yerine getirmeli
çocuğuna engelli-engelsiz olsun herkesten çok sahip çıkmalıdır. Zira Farkındalık ve bilinçlilik bunu gerektirmektedir.
KAYNAKLAR:
1-Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu(TBSF)
2-Odabaş B.KOÜ. BESYO Engellilerde Spor Uygulamaları
3-Yalçıner B. Engel ve Yaşam Kursu Ders Notları
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.