26-10-2006 |

Eğitim Ve Uzmanlık

Hangi saha söz konusu olursa olsun, örgün eğitim ile edinilen bir 'diploma' ile söz konusu alanda 'uzmanlık' arasında direkt bir ilişkinin zorunlu olmadığının farkına varılması gerekiyor.

Uzmanlık, kişinin bir branşa gönül verip, o branşta uzmanlığı, getirileri nedeniyle değil, bizzat branşa duyduğu ilgi nedeniyle, bir parça bencil bir yaklaşımla, araç değil, amaç olarak benimsemesiyle gerçek anlamda mümkün olabilen bir şey. Diploma ise, kişinin kendisine değil, 'başkalarına' yönelik olan ve iş hayatında (özellikle ilk aşamada) bir tür kabul (recognition) işlevinden öte bir anlam ifade etmeyen bir belgeden ibaret. Diplomaya eskilerin 'şehadetname' demiş olmaları, bu yönüyle son derece isabetli sayılabilir.

Gerçek şu ki, ömründe okul görmemiş bir insan, gerekli yeteneğe (ve imkana) sahip olmak ve gerekli özveride bulunmak kaydıyla sahasında bir otorite olabilir. Günümüzde diploma daha çok 'işe girme adına bir öngereklilik' olarak görüldüğünden, mesleğine gerekli saygıyı göstermeyen ve dolayısıyla sahasına hakim olmayan pek çok diploma sahibiyle karşılaşmak artık gayet olağan. Eğitim, bu açıdan, hem 'günün şartları gereği', hem de 'günün şartları seviyesinde' sahip olunması gereken bir şey olup çıkıveriyor karşımıza.

Sabah gazetesi yazarı Mehmet Altan, geçtiğimiz günlerde yazdığı bir yazıda alınacak eğitimin seviyesi konusunu (eleştirel anlamda olmasa da) özetliyor:

Örneğin ABD'de üniversite meslek için artık yeterli sayılmıyor.

Üniversiteye gidenler, genel bilgi yanında, kendilerinin eğilimli olduğu disiplinleri görüyor. Eğer bir öğrenci İktisat Fakültesi'nden yüksek bir ortalamayla mezun oluyorsa "iktisatçı" sayılmıyor. İktisada eğilimli sayılıyor. Peki, mesleki eğitimini nerede tamamlıyor? Mastır ve doktorada...

…

Nitelik eskiden lise düzeyinde idi, şimdi ileri ülkelerde üniversite düzeyine yükseldi. Üniversite eğitimi de bir merhale ilerledi. Lisans üstüne tırmandı. Bu nedenle ABD'de üniversiteyi farklı bir dalda görüp, lisans sonrası eğitimle çok farklı bir mesleği edinmek olası.

Üniversitede işletme okuyup, lisans üstü eğitimde mühendis olabilmeniz de bu yüzden. Bugünkü formel eğitim muhteva değiştirirken, sanayi dönemi anlayışı da adım adım kaybolma yönünde.

Mehmet Altan'ın ifadeleri, eğitim alanında günümüzdeki trendleri yansıtıyor. Ancak konu bir başka açıdan değerlendirildiğinde, bütün bunlardan, uzmanlık kavramının, popüler anlamda, 'piyasa şartları gereği' yeterli görülen bilgi ve tecrübe seviyesine sahip olmakla tanımlandığı söylenebilir. Halbuki bu tanım, gerçek manada bir uzmanlıktan epey uzak.

Evet, bir lise diplomasına sahip olmak, eskiden 'iş bulma' adına yeterli olabiliyordu. Ancak buradan hareketle o zamanki lise mezunlarının (kişisel bir gayret göstermedikten sonra) lise seviyesindeki bilgilerle herhangi bir uzmanlığa sahip olabileceklerini düşünmek elbette zor. İşin bu kısmına herkes katılsa da, aynı şeyin günümüzde yüksek lisans ve sonrasında verilen bilgilerle yetinen bir insan için de geçerli olduğunu kimse görmek istemiyor.

Bütün bunlar, uzmanlık kavramını popüler ve operasyonel düzeyde algılıyor olmamızdan kaynaklanıyor.

Eğitim konusunda günümüzdeki standart, lisans seviyesinden lisans üstüne çıkmış. İyi, güzel... Peki toplumun geneline hakim olan anlayış çerçevesinde, (kim olduğuna bakılmaksızın) lise mezunlarının küçümsenmesi, buna karşılık, yüksek öğrenim görüp dolgun maaşla işe başlayanların eğitimli ve başarılı sayılması 'bilgiye' değil, 'paraya' ve 'itibara' ehemmiyet veren bir kültürü ima etmiyor mu?

Şimdi bazılarına alakasız gelecek ama, üniversitenin birine dört sene gitti (ya da bir mastır yaptı) diye iş bulmaya doğal hakkı olduğunu zannedenlere  sormak lazım: 'Einstein olmak istediniz de mi olamadınız?'

Kaynak:http://www.derinsular.com/arsiv/2006/06/egitim_ve_uzmanlik.php

Yorumlar (1)

[ Üyelere Özel ] 27-10-2006 14:59:36

Bu ülkede yaşayan herkesin iş bulmayı doğal hakkı olduğunu zannetmesi kadar son derece anlaşılır bir düşüncedir. İş bulmak, evine ekmek götürmek ilk bakışta bireysel bir mesele gibi görünsede aslında yönetenlerin bir yönetim ve planlama meselesidir. yıllardır kalkınma planları hazırlanırken hangi meslek elemanından nekadar ihtiyaç olacağının planlaması yapılmalıdır. Uzmanlığın sadece eğitim ve diploma ile olmadığı ayrı bir gerçek olsada herkesin iş ve aş bulma zorunluluğu ve bu olayda hükümet edenlerin planlama yapma zorunluluğunu gözden kaçırmayalım.

Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen