16-09-2010 |

Disleksi (Özel Öğrenme Güçlüğü)

DİSLEKSİ(ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ)

Disleksi (Tarihçe)

Disleksi, en sık rastlanan öğrenme bozukluklarından biridir. Disleksi ile ilgili ilk bulgular, 1896 yılında bir İngiliz doktor olan W.Pringle Morgan tarafından elde edildi ve British Medical Journal’da yayınlandı. Morgan makalesinde 14 yaşında olan Percy adındaki erkek çocuğunun her zaman akıllı ve zeki bir tutum içinde olduğunu, yaşıtlarıyla kıyaslandığında oyunlarda hızlı olduğunu ve arkadaşlarından geride kalan hiçbir yönü olmadığını, ancak okuyamadığını belirtiyordu. Bu dönemlerde disleksinin görme sistemiyle ilgili olduğu düşünülüyordu. Çünkü, disleksinin en belirgin özelliklerinden biri harflerin ve kelimelerin karıştırılması ve tersten algılanmasıydı. Bu bakış açısından yola çıkan bir düşünceyle disleksiyle baş etmek için göz eğitimleri yaptırılıyordu. Daha sonra yapılan çalışmalar ise disleksinin görmeyle ilgili bir bozukluk olmayıp dil sistemiyle ilgili bir bozukluk olduğunu ortaya koydu. Bugün göz eğitiminin disleksiyle yaşamayı kolaylaştırmadığı da artık kesinlikle kabul gören bir gerçek. Bugünkü bilgilerin ışığında, disleksi, fonem adı verilen dil birimlerinin birbirinden farklılıklarının ayırt edilmesi sırasında ortaya çıkan bir bozukluk.

Disleksi Nedir?

Disleksi dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren bir öğrenme bozukluğudur.

  Özel bir öğrenme güçlüğüdür. Kalıtsaldır. Nörolojik kökenlidir. Bu nörolojik farklılık kişinin farklı düşünme ve öğrenmesine neden olur. Disleksi, farklı ama birbiriyle ilintili bir grup faktörün bireyin hayatını bir ömür boyu etkilemesidir. Fonolojik, görsel ve işitsel işlemleme süreçlerinde yaşanan yetersizlikdir.Bu güçlük kendini akıcı ve doğru okuma ve yazma becerilerinde gösterir. Sadece okuma-yazma hataları da değildir. Başarı grafiği son derece tutarsızdır.. Bazı teknikler, metotlar öğretilebilir ama bazı problemleri hayat boyu devam edecektir.

Disleksi zihin geriliği değildir.Genellikle normal ve normal üstü zeka düzeylerindeki çocuklarda görülmektedir.Fakat bazen hastalık fark edilmeyebilir. Disleksiler zeka düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yeteneklere de sahip olabilirler. Buna önemli kanıt disleksili olduğu bilinen bilim adamları ve sanatçılardır: İzafiyet teorisini ortaya çıkaran büyük bilgin Albert Einstein, kalipso müziğinin kralı Harry Belafonte, büyük mimar, heykeltraş ve Mona Lisa’yı resim dünyasına armağan eden ressam Leonardo da Vinci, İrlandalı yazar Yeats, başta “Düşünen adam”olmak üzere pek çok önemli eserin sahibi heykeltraş Rodin, sinema oyuncusu Tom Crouse, şarkıcı ve sinema oyuncusu Cher disleksili ünlüler arasındadır.

 

ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

Öğrenme bozukluğunun son yıllarda en çok kabul gören tanımı 1988 yılında ABD Ulusal Öğrenme Bozukluğu Birleşik Komitesi (NJCLD) tarafından yapılmıştır. Bu tanıma göre, "Öğrenme bozukluğu genel bir terimdir ve dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren heterojen bir bozukluk grubudur". Bu bozuklukların bireyin yapısıyla ilgili olduğu ve merkezi sinir sistemindeki işleyiş bozukluğuna bağlı olduğu varsayılıyor. Ayrıca kendini idare etme, sosyal algılama ve sosyal etkileşim sorunları da birlikte görülebilir. Bu tanım, sorunun yaşla birlikte düzelmediğini ve öğrenme bozuklukları ile öğrenme sorunlarının farklı olduğunu vurgulamaktadır. Öğrenme bozukluğu, genel kapsamlı bir terim; çünkü, çok sayıda sorunu içeriyor. Örneğin, okuma sorunları için disleksi (dyslexia), yazı sorunları için disgrafi (disgraphia), matematik sorunları için diskalkuli (dyscalculia) terimleri kullanılıyor ve öğrenme bozukluğu bu sorunların tümünü içeriyor.

Yazılı ya da sözlü dili anlamak yada kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinin birinde ya da birkaçında ortaya çıkan ve dinleme, konuşma, okuma, yazma, heceleme, dikkat yoğunlaştırma yada matematiksel işlemleri yapmada yetersizlik nedeniyle, bireyin eğitim performansının ya da sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumudur.(Kırcaali İftar,2000)

   Özel öğrenme güçlüğü; bir çocuğun zekası normal yada normalin üstünde olmasına rağmen dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma-yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir. Özel öğrenme güçlüğünün, başka bir psikiyatrik veya organik nedene bağlı olmaması önemlidir.

Özgül öğrenme güçlüklerinin tanısı, klinik görünümle ve yapılan testlerle belli olmaktadır. Ayırıcı tanısında; okullardaki normal olarak gelişen sapmalar, eğitim ve öğretimde fırsat eksikliği, çocuğa verilen yetersiz öğrenim durumu da göz önüne alınmalıdır. Ayrıca görme, işitme veya herhangi başka bir duyu bozukluğu olan çocuklarda zeka problemi olan çocuklarda, yaygın gelişimsel geriliği olan çocuklarda görülen o bozukluğa bağlı öğrenme güçlüğünden bu mevcut durum ayırt edilmelidir.

DİSLEKSİNİN NEDENLERİ

Genetik, kalıtsal etmenler (özgül öğrenme güçlüğü olan çocukların anne-babalarında da sıklıkla özgül öğrenme güçlüğü görülüyor.)Bu sorun beyindeki yapısal ve işlevsel farklılıklardan da kaynaklanabilir. Beynin her iki yanındaki işitsel olan normal kişilerde solda daha büyüktür, disleksiklerde ise her ikisi de eşit ya da sağdaki daha büyüktür. Ayrıca beyindeki dil ve görsel algı alanlarında daha az aktivasyon söz konusu olabilir.

DİSLEKSİLİ ÇOCUKLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

1-     Konuşmak istediği konunun sırasını hatırlamayabilirler.

2-     Yön duyguları yetersizdir. Kaybolurlar.

3-     Sağını solunu yada günleri , randevuları karıştırırlar.

4-     Yeni okula başladığında sınıfı bulmakta güçlük çekerler.

5-     Yönergeleri hatırlamakta güçlük çekerler.

6-     Yönergedeki sırayı hatırlamakta güçlük çekerler.

7-     Söylenenleri yanlış anlarlar.

8-     Çoğunlukla dinlemiyor, dikkat etmiyor gözükürler.

9-     Özel eşyalarını, örneğin silgisini, kalemini, anahtarını yanlış yerlere koyar yada kaybederler.

10- Ders seçerken, kayıt olurken problem yaşarlar.

11- Ders için yapmaları gereken şeyleri unutabilirler.

12- Kompleks bir ödevi yapmakta,dönüştürmekte zorlanırlar.

13- Zamanı etkin olarak kullanmada güçlük çekerler, geç kalırlar.

14- Zaman kavramını karıştırırlar (Bir aktivite ne kadar zaman alır? Ne zaman biter?)

15- Sosyal algılamada güçlük yaşarlar.

16- Sakar,hareketleri koordine etmekte güçlükle karşılaşırlar.

17- El ve göz koordinasyonunda problemler yaşarlar.Motor koordinasyonları zayıftır.

18- Organizasyon becerilerinde zorluk yaşarlar, özellikle ders organize olamazlar.Kendi çalışma programlarını oluşturamazlar.

19- Kelimelerin sözlük anlamında zorlanırlar.

20- Kelime bulmakta güçlük çekerler.

21- Kelimeyi hatırlamazlar, tarif ederler.

22- Kelimeleri karıştırırlar.

23- Okuduğu bir şeyden anlam çıkarabilmeleri için defalarca okumaları gerekir.

24- Okurken kelime atlar yada eklerler.

25- Yavaş okur ve okuduklarını hatırlamakta güçlük çeker.

26- Okuduğu bir yeri kaybederler ve tekrar baştan başlarlar.

27- Bildiği kelimeleri yanlış okurlar.

28- Bilmediği kelimeler nedeniyle okumaları daha da güçleşir.

29- Uzun okumalardan sıkılırlar.

30- Okumaları uzun süre alır.

31- Okumaktan hoşlanmazlar.

32- Sayfaya odaklanmakta güçlük çeker. Sayfayı algılama şekli, onların okumasını daha da güçleştirir.

33- Bazıları beyaz sayfa üzerindeki yazıyı okumakta güçlük çekerler

34- Yazı yazarken güçlük çekerler

35- Çok fazla yazım hatası yaparlar.

36- Kelimeleri duydukları gibi yazarlar.

37- Çok yavaş yazarlar

38- İmla kurallarını noktalama işaretlerini karıştırırlar

39- Önemli kelimeleri yada cümleleri unuturlar veya nasıl yazılacağını bilemezler.

40- Özellikle kağıt üzerinde fikirlerini ya da kavramları açıklamakta güçlük çekerler

41- Yazıları bozuk ve okunaksızdır.

42- b ile d,pile q harflerini yazarken ve okurken ve yazarken karıştırırlar.M,N,W gibi harfleri ters görürler.

43- 6 ile 9 sayılarını ters algılama

44- Harfleri ve sayıları öğrenemezler(adının harflerini bile öğrenmekte güçlük yaşarlar)

45- Heceleri tanıyamazlar,hecelemekte zorlanırlar

46- Hecelerin yerlerini değiştirirek yada atlayarak okurlar(Çok’u koç gibi,ev’i ve gibi)

47- Tek heceli kelimeleri okuyamazlar

48- Sesli okumaktan kaçınırlar ses tonlarını ayarlayamazlar

49- Telefon numarası, ev adresi, tarihleri hatırlayamazlar

50- Harfleri ve görüntüleri ters algılayabilirler(Ayna Görüntüsü)

DİSLEKSİLERİN DİĞER ÖZELLİKLERİ

1-     Panik

2-     Stres

3-     Kızgınlık

4-     Anksiyete

5-     Özgüven yetersizliği

6-     Yorgun ve bitkin olma

7-     Kendine değer vermeme

NELER YAPILMALI

Öğrenme bozukluğuyla ilgili sorunların görülme sıklığı % 8-10 arasındadır. 20-30 kişilik bir sınıfta 2-3 çocukta öğrenme bozukluğu sorunlarının olduğu düşünülebilir. Bu oran oldukça düşündürücüdür, çünkü bu kadar çocuk, bugünkü eğitim sistemine göre, gözden çıkarılmış görülmektedir. Bu çocuklar bazen yok olup gitmekte, bazen de okulda başarısız, yaramaz, aşırı hareketli ve dikkatsiz olarak adlandırılan özellikleri nedeniyle uzmanlara götürülmektedir. Uzmanlara götürülenler biraz daha şanslı, ama onlara gereken özel eğitim merkezleri henüz Türkiye’de bulunmuyor. Gelişmiş ülkelerde öğrenme bozukluğunun daha okulöncesi dönemde belirlenebilmesine yönelik çalışmalar yürütülürken, Türkiye’de pek çok kimsenin öğrenme bozukluğunun bir sorun olduğunu anlamaya yetecek ölçüde bile bilgisi yoktur. Sorun genellikle okula başlandığında,2. sınıfta  fark edilmektedir.Sorunun eğitimciler ve anne babalar tarafından yeterince tanınmaması nedeniyle çocuklar bazen okuma yazma becerisini ilkokul birinci sınıf düzeyinde bile kazanamadan ilkokul beşinci sınıfa kadar ilerleyebilmektedir. Fark edildiği durumlarda da çocuğun okuldan alınması yada özel eğitim sınıfına verilmesi gibi yaklaşımlar da olabilmektedir. Ayrıca, bu çocuklara % 6,6 kadar düşük oranda doğru tanı konulduğu gereksiz ilaç kullanımı ve yanlış yönlendirmelerin de yapıldığı belirlenmiştir.

Özgül öğrenme güçlüğünün erken tanılanması(Okul öncesi dönemde)vakit kaybedilmeden uygun EĞİTİM PROGRAMLARININ uygulanması tek tedavi yöntemidir.Bu eğitim okulda verilen genel eğitimden farklıdır. Çocuk normal bir okulda eğitimine devam ederken bireysel yada grup halinde özel bir eğitime alınır.                 

Eğitimleri; işitsel, kinestetik algılarının geliştirilmesini, dikkat, bellek ve ardışıklık yeteneklerinin artırılmasını, motor koordinasyon becerilerinin geliştirilmesini içermektedir. Ayrıca dinleme, konuşma, okuma-yazma (dil) becerilerinin geliştirilmesi, kavram ve düşünme süreçlerinin geliştirilmesinin desteklenmesi de bu süreç içinde yer almaktadır.

Ülkemizde bu sorunun eğitimini uygulayabilen kişilerin sayısı çok azdır.

Eğitim süreci; dokunma ve kinestetik algının geliştirilmesini, bu algılara ait ayrımlaştırma, bellek, ardışıklık yeteneklerinin artırılmasını ve motor koordinasyon becerilerinin geliştirilmesini içermektedir. Ayrıca fonetik (ses bilgisi) farkındalığının artırılması, dil, konuşma, okuma-yazma becerilerinin geliştirilmesi, kavram ve dil süreçlerinin gelişiminin desteklenmesi bu süreç eğitimi içinde yer almalı, algıları destekleyici yada iyileştirici bu çalışmalar akademik beceriler birlikte verilmelidir. Çocuğun duyusal-motor fonksiyonunda gecikme söz konusuysa;Bu akademik materyalin verilmesinin geciktirilmesini gerektirmez.Akademik beceriler birbirini pekiştirecek ve zenginleştirebilecek biçimde verilmelidir.                                                                             

Özgül öğrenme güçlüğünü ortadan kaldıracak bir ilaç tedavisi yoktur ancak bu sorunun yanı sıra dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, depresyon, kaygı bozukluğu yada başka psikiyatrik bozukluklar eşlik ediyorsa, bunların ilaçla tedavisi düşünülmelidir.

REYHAN FIRATOĞLU

ZİHİN ENGELLİLER SINIF ÖĞRETMENİ

Shaywitz, S. "Dyslexia", Scientific American, Aralık 1996.
Science et Vie, Kasım 1996
Plain Talk About Children With Learning Disabilities, National Institute of

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmeni