10-01-2008 |

Demansı Olan Kişilerin Davranışlarını Anlamak İçin Klavuz

Demanslı bir aile üyesinin bakımını üstlenmek, aileler ve bakım veren kişiler için büyük zorluklar yaratır. Demansı olan kişilerde ilerleyici beyin hasarı gelişir ve bu durum kişilerin hatırlama, çabuk düşünme, diğer insanlarla iletişim kurma veya

kendilerine bakma yetilerinin bozulmasına neden olur.

Ek olarak, demans duygu durum değişikliklerine ve hatta kişilik ve davranış değişikliklerine neden olabilir. Burada demanslı bir kişinin bakımıyla ilgilenirken karşılaşılabilecek iletişim güçlükleri ve davranış problemleri ile başa çıkma yolunda yardımcı olacak stratejiler sunulmaktadır.

Demanslı Bir Kişiyle İletişim Kurmak İçin On Öneri

Demanslı bir kişiyle nasıl iletişim kurulacağını bilerek dünyaya gelmiyoruz. Ancak bunu öğrenebiliriz. İletişim becerilerinizi geliştirmek, bakım verme sürecinin daha az stresle atlatılmasına yardımcı olacak ve sevdiğiniz kişiyle kuracağınız ilişkinin kalitesini artıracaktır. İletişim becerileri konusundaki yeterliliğiniz, bakım sırasında karşılaşabileceğiniz davranış problemleri ile başa çıkma becerinizi artıracaktır.

Etkileşimde pozitif bir duygu durum oluşturun. Vücut diliniz ve tutumunuz duygu ve düşüncelerinizi kelimelerden daha güçlü bir şekilde anlatmaktadır. Memnuniyet ve güven verici anlamda yakınınızla konuşarak pozitif bir duygu durum oluşturun. Mesajınızı iletmek ve duygularınızı göstermek için yüz ifadeleri ve ses tonunuzu kullanın ve karşınızdaki kişiye dokunun.

Karşınızdaki kişinin dikkatini çekin. Rahatsızlık verici uyaranları ve gürültüyü en aza indirin, radyo veya televizyonu kapatın, perdeleri çekin, kapıyı kapatın veya daha sessiz ortamlara gidin. Konuşmadan önce karşınızdakinin dikkatinin üzerinizde olduğundan emin olun; ona ismiyle hitap edin, kendinizi ve aranızdaki ilişkiyi isim vererek tanımlayın ve sözsel olmayan işaretler kullanın, konuya odaklanması için ona dokunun. Eğer oturuyorsa onun hizasında olun ve göz kontağı kurun.

Mesajınızı açık bir dille iletin. Basit kelime ve cümleler kurun. Yavaş, net ve güven verici bir şekilde konuşun. Sesinizi yükseltmekten ya da bağırmaktan kaçının; bunun yerine sesinizi alçaltın. Eğer ilk seferde anlamazsa mesaj ya da sorunuzu aynı kelimeleri kullanarak tekrar edin. Eğer hala anlamıyorsa birkaç dakika bekleyin ve sorunuzu başka bir şekilde sorun. Şurası, orada, onunla gibi zamir ya da kısaltmalar yerine kişilerin ve yerlerin isimlerini kullanın.

Basit, cevap verilebilir sorular sorun. Her seferinde bir tek soru sorun; cevapları evet ya da hayır olan sorular daha iyi olacaktır. Açık uçlu sorular sormaktan veya çok fazla seçenek sunmaktan kaçının. Örneğin "Ne giymek istersin?" yerine "Beyaz bluzunu mu yoksa mavi bluzunu mu giymek istersin?" şeklinde sorulabilir. Seçenekleri gösterin, mavi ve beyaz bluzları göstermek gibi. Görsel bilgi ve ipuçları sorunuzu netleştirmeye yardımcı olur ve verilecek yanıt için kılavuzluk edebilir.

Kulaklarınız, gözleriniz ve kalbinizle dinleyin. Yakınınızın cevabını beklerken sabırlı olun. Eğer cevap vermek için gayret gösteriyorsa ona kelime seçimi konusunda yardımcı olabilirsiniz. Sözsel olmayan işaretleri ve vücut dilini gözleyin ve buna uygun bir biçimde yanıt verin. Her zaman kelimelerin altında yatan mana ve duyguları anlamaya çalışın.

Atılması gereken çok sayıda adım varsa aralarda mola verin. Bu bir çok konuyla daha kolay baş edebilme olanağı sağlar. Yakınınızı yapabileceği şeyler konusunda yüreklendirebilir, onu unutma eğiliminde olduğu adımlar konusunda nazikçe uyarabilir ve tek başına artık başaramayacağı işlerde ona yardımcı olabilirsiniz. Yemek tabağının nereye konulması gerektiğini gösteren küçük işaretler gibi yardımcı yollar kullanmanız çok yararlı olabilir.

İşler sarpa sarmaya başlarsa dikkati dağıtın ve yeniden yönlendirin. Yakınınız üzüldüğü zaman konuyu veya bulunduğunuz ortamı değiştirmeye çalışın. Örneğin yardım teklif edin veya yürüyüşe çıkmayı önerin. Onu başka bir konuya yönlendirmeden önce kişiyle duygusal düzeyde iletişime geçmek önemlidir. "Üzgün olduğunu görüyorum, canının sıkılmasına çok üzüldüm. Hadi gel beraber bir şeyler yiyelim."

Şefkatle ve güven verici bir tarzda yaklaşın. Demanslı hastalar genellikle kafası karışık, kaygılı ve kendisinden emin olmayan bir ruh hali içindedirler. Dahası gerçekten kafaları karışabilir ve aslında daha önce hiç gerçekleşmemiş olayları hatırladıklarını sanabilirler. Bunların yanlış olduğu konusunda onları ikna etmekten kaçının. Ortaya koydukları duygulara odaklanın (gerçek olan) ve sözel ve fiziksel olarak destek ve güven verir tarzda yaklaşın. Bazen kişinin elini tutmak, ona dokunmak, sarılmak ve onu övmek kişinin karşılık vermesine olanak tanır.

Eski güzel günleri hatırlayın. Geçmişi hatırlamak sakinleştirici bir aktivitedir. Demansı olan kişilerin çoğu 45 dakika önce olanları hatırlamayabilir ancak 45 yıl önce yaşadıklarını hafızalarından kolayca geri çağırabilirler. Bu nedenle, kişilere yemekte ne yedikleri gibi kısa dönem hafızalarına dayanan sorular sormaktan kaçının. Bunun yerine kişinin uzak geçmişiyle ilgili genel sorular sorun. Bu tarz bilginin hafızada saklanmış olma ihtimali daha yüsektir.

Mizah gücünüzü koruyun. Mümkün oldukça mizah gücünüzü kullanın. Demanslı kişiler sosyal becerilerini koruma eğilimindedir ve genellikle birlikte gülmekten büyük keyif duyarlar.

http://www.artusta.com/hastayakini/yakinimh/yh_alz_s1.html

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Diğer