09-12-2020 |

ÇOCUKLUK ÇAĞI PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARI

Bu gönderide, çocukluk çağında gözlemlenebilen psikolojik bozukluklara yer verilmektedir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB)

 

Özellikle ilkokul döneminde; derslere dikkatini verememe, aşırı hareketlilik, ders başarısızlığı, aile ve arkadaş ilişkilerinde bozulmalar şeklinde kendini gösterir.

Tedavi edilmeyen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ilerleyen gelişim dönemlerinde davranış bozuklukları, depresyon, alkol ve madde bağımlılığı gibi ek bozukluklara yol açabilmektedir.

SOSYAL KAYGI BOZUKLUĞU (SOSYAL ANKSİYETE / SOSYAL FOBİ)

 

Kişi; yeni alıştığı ortamlarda, topluluğa karşı sunum yaparken, sosyal ortamlara dahil olma durumlarında sürekli olarak eleştirilme, beğenilmeme ve rezil olma şeklinde endişeler yaşamaktadır.

Çocuk; bu endişeleri nedeniyle arkadaş edinmekte zorlanmakta, derslerde kendini gösterememekte ve bunlarla ilişkili olarak sosyal ve akademik alanda zorlanmaktadır.

Zaman içinde kişinin benlik saygısı düşebilir, depresyon ve diğer kaygı bozuklukları duruma eşlik edebilir.

Bozukluğun tedavisi psikoterapi ve gerekli görülen durumlarda ilaç tedavisi ile yapılabilmektedir.

DEPRESYON

Depresyon, çocukluk döneminde, yetişkinlik döneminden daha farklı belirtilerle ortaya çıkar.

Çocuklarda, keyifsizlik ve hayattan zevk alamama belirtilerinden çok, kolayca öfkelenme görülebilir. Buna ek olarak karın ağrısı, baş ağrısı gibi bedensel şikayetler çocukluk depresyonunda sıklıkla karşımıza çıkar. 

Aşırı aktivite (hiperaktivite) ve yoğun huzursuzluk hissi (ajitasyon) gözlemlenir.

Ergenlik döneminde depresyon; kendine zarar verme düşünceleri, okuldan kaçma, alkol ve madde kullanımı, saldırganlık gibi risk içeren davranışlar, aile ve arkadaş ilişkilerinde ciddi bozulmalar ve okul başarısının düşmesi gibi sorunlara yol açabilir.

Günümüzde antidepresanlar (yaygın olarak serotinin geri alım inhibitörleri), gerek etkinlikleri gerekse yan etkilerinin düşük olması nedeniyle depresyon tedavisinde çocuk ve ergenlerde sıklıkla kullanılmaktadır. Bununla birlikte bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik yönelimli psikoterapi ve aile danışmanlığı depresyonun tedavisinde tercih edilen uygulamalardır. 6 yaşın altındaki çocuklarda, depresyonun tedavisinde oyun terapisi ve aile danışmanlığı öncelikli olarak tercih edilmektedir.

ENÜREZİS VE ENKOPREZİS

 

4-5 yaşlarından sonra, idrar ve dışkı kaçırma davranışlarının devam etmesidir.

Tedavi edilmemeleri durumunda düşük benlik saygısı, depresyon, kaygı bozuklukları gibi problemlere yol açabilirler.

YEME BOZUKLUKLARI

 

Anoreksiya Nervoza ve Bulimiya Nervoza sıklıkla rastlanan yeme bozukluklarıdır.

Anoreksiya Nervoza; kişinin yaşına, gelişim dönemine ve boyuna göre beklenen vücut ağırlığının ciddi oranda altında bir kiloya sahip olması ve buna rağmen, kilo almaktan korkması ile karakterize bir yeme bozukluğudur. Kişi yeme miktarını kısıtlayabilir, aşırı egzersiz veya ilaç kullanımı gibi davranışlar geliştirebilir.

Bozukluğun tedavisinde psikoterapi ön plandadır, Gerekli durumlarda psikiyatrik ilaçlar da tedaviye dahil edilebilir. Ağır durumlarda hastaneye yatış gerekebilir.

Bulimiya Nervoza; kontrolsüzce yeme atakları sonrasında yaşanan pişmanlığı telafi edici davranışlar ile karakterize bir yeme bozukluğudur. Telafi edici davranışlar arasında kusma, ilaç (laksatifler ve diüretikler) kullanımı ve aşırı egzersiz yer alır. Aşırı zayıflık görülmez. Dürtüsel kişilik özellikleri ve riskli davranışlar, bu tabloya eşlik edebilir. Bozukluğun tedavisinde psikoterapiden yararlanılır.

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB)

 

Israrlı düşünceler, dürtüler, görüntüler (obsesyon) ve gerginliği azaltıcı davranışlar (kompulsiyon) ile karakterizedir.

Kirlenme obsesyonları ve temizleme kompulsiyonları sıkça görülmektedir. Ek olarak simetri, zarar görme, şüphecilik, dini veya cinsel içerikli obsesyonlar ve kompulsiyonlar da görülebilir.

Tedavide, bilişsel davranışçı terapi ve gerekli durumlarda ilaçlar kullanılır.

AYRILMA KAYGISI BOZUKLUĞU (AYRILMA ANKSİYETESİ)

 

Çocuk, gelişim dönemi ile uyumsuz şekilde, bakım vereninden (sıklıkla anneden) ayrı kalmaya karşı aşırı hassasiyet gösterir. 

Ayrı kalma durumlarında çocukta ruhsal ve fiziksel belirtiler (çarpıntı, el titremesi, karın ağrısı vb.) görülmektedir.

Bozukluk, sıklıkla çoukların ilkokula başlamalarından sonra kendini göstermekte ve çocuk okula gitmeye direnç gösterebilmektedir.

Gece tek başına yatamama, ebeveyni olmadan sosyalleşememe, özerklik içeren davranışlarda (yemek yeme, kıyafetlerini giyme ve çıkarma vb.) gelişim dönemine kıyasla daha az gelişmiş özellikler gösterme gibi belirtiler tabloya eşlik eder.

Bozukluk ailenin tutumlarından da kaynaklanabilmektedir. Özerkliklerine izin verilmeyen, aşırı korumacı tutumla yetiştirilen çocuklar (mizaçları da yatkınsa) risk altında olurlar.

Tedavi, bireysel psikoterapi ve aile danışmanlığını içerir. Gerekli durumlarda kaygı giderici ilaçlar da kullanılır.

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen