02-03-2007 |

Çocuğunuzu Kıyaslamada Mihenk Taşı Bir Başkası Olmamalı !

 -   Sen ağabeyine hiç benzemiyorsun!

-  Abisi kardeşinden daha zeki değil mi? Notlarından belli.

-   Baba, "anasına çekmiş ne olacak!"  Anne, "babasına benzemiş, adam olamaz ki!" şeklindeki kıyaslamalar  ve küçük düşürücü yaklaşımlar, gencin kendine karşı nefret ve suçluluk duygusu geliştirmesine sebep olabilmektedir.

Sadece çocuklar ve gençler değil; yetişkinlerde  başka hanımlarla  ya da başka baylarla kıyaslandıklarında     mutsuz olmaktadır.   Çünkü  Allah (cc) her insanı farklı kişilik özelliklerine, farklı yeteneklere, farklı zekâya, farklı bedene, farklı duygulara, düşüncelere sahip olarak yaratmıştır. Dolayısıyla çocuklarımızın önüne hedef koyarken veya değerlendirirken   kişisel  performanslarını  ve  farklılıklarını göz önüne almak gerekir.

   Yaklaşımımız nasıl olmalı ?

* Çocuğunuzla ilgili  değerlendirmelerinizde mihenk taşı bir başkası değil yine çocuğunuz olmalıdır. Değerlendireceğiniz konu ne ise çocuğunuzda önceki durumu ve son hali değerlendirilmelidir. Örnek olarak;  “geçen deneme sınavında … kadar puan aldın. Bu denemede … kadar. Tebrik ederim veya biraz daha gayret etmen gerekli”  gibi geribildirimler verilebilir. Çocuğunuzun durumunu bir başka öğrenciyle kıyaslamak amacınıza hizmet etmeyeceği gibi çocuğunuzda hasetlik, kıskançlık gibi duyguların anormal boyutlarda yaşanmasına sebep olur. 

* Çocuklarınızın yanlışlarıyla ilgili geribildirimlerde bulunacağınız zaman izleyeceğiniz yol; önce çocuğunuzun beğendiğiniz iyi ve güzel bir yönünü, sonra düzeltmesini istediğiniz davranışını, en sonunda ise hoşlandığınız başka bir yönünü söylemek şeklinde olursa  eleştiriniz daha ılımlı ve yapıcı olur.

*  Kıyaslama, genelde kendi beklentilerine cevap bulamayan bireyler tarafından yapılır. Çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerini göz önüne alarak gerçekçi beklentiler içinde olmak  bizi daha tatminkar yapar ve çocuğumuzla çatımsa riskini azaltır.

* İnsan fark edilmek, takdir edilmek ve onay görmek ister. Bunu,  işyerinde personel amirinden,  bayanlar eşlerinden, çocuklar ve gençler de ebeveynlerinden beklerler. Bir nevi bu bir ihtiyaçtır.  Kimi ebeveynler çocuklarının yapamadıklarını ve yanlışlarını ön plana çıkartarak, doğruyu göstermeye çalışmaktadır. Bu yaklaşım hem ebeveynlerde hem de çocuklarında hayal kırıklığı ve umutsuzluk oluşturabilir. Oysa ki  genci, olduğu gibi kabullenmek ve toplum içinde  küçük düşürücü yaklaşımlardan sakınmak, küçük dahi olsa onun olumlu davranışlarının ve başarılarının da farkına varmak ve  onları takdir etmek  kimlik oluşturma çabalarını destekler.  Yaklaşımlarımızda temel nokta;  ergene  aynen arkadaşlarımıza davrandığımız gibi davranmaktır. Arkadaşımıza "Neden ağabeyine benzemedin?" ya da "Saçını ablan gibi kestirseydin daha iyi olurdu" diyebilir misiniz?

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen