Bazı Eğitim Sorularınıza Cevaplar.... Dikkat !!! Babalar ve Anneler Eve Geç Gelmeniz Çocuklarınızda Güven Eksikliğine Yol Açıyor...Ödev Yapmıyor! Diye ŞikâYet Eden Anne Babaların Da Bitirmesi Gereken Ödevler Var!!!
Bazı Eğitim sorularınıza Cevaplar.... Dikkat !!! Babalar ve Anneler eve geç gelmeniz çocuklarınızda güven eksikliğine yol açıyor...Ödev yapmıyor! diye şikâyet eden anne babaların da bitirmesi gereken ödevler var!!!
Babalar ve Anneler eve geç gelmeniz çocuklarınızda güven eksikliğine yol açıyor...
Özellikle babalar çocuklarıyla kısa da olsa verimli zaman geçirebilmeli. Sıklıkla işten eve geç gelen babalarla çocukları arasındaki duygu paylaşımı ihtiyacı yeterince karşılanamadığı için çocuklarda stres ve kaygı artıyor. Bu da özgüven eksikliğine sebep oluyor.
Gün geçtikçe zorlaşan hayat şartları ve ihtiyaçların değişmesi sebebiyle günümüzde çalışan annelerin sayısı giderek artmaktaysa da halen evin maddi ihtiyaçları babalar tarafından karşılanmaktadır. Ev geçindirmekte zorlanan erkekler ise genellikle yaptıkları ek işlerle geçimlerini temin etmeye çalışıyorlar ya da kendi işinde çalışanlar işlerinin hacmini genişletiyor. Bu da beraberinde uzun saatler boyunca çalışmayı getiriyor. Sabah erkenden işe gidip gece geç saatlerde evine gelen bir eş, ailenin maddi ihtiyaçlarını karşılamak için çırpınırken çoğu zaman onların manevi ihtiyaçlarına yetişememenin sıkıntısını yaşıyor. Birlikte sofraya oturamamak, çocuklarla ve eşle sohbet edememek gün boyu yaşananları paylaşamamak aile üyelerinin psikolojik doyuma ulaşmalarını engelliyor. Evdeki gergin hava ile birlikte artan kaygı, çocuktaki özgüven kazanımını olumsuz şekilde etkiliyor.
Çocuğun babaya olan ihtiyacı anne karnından itibaren başlar. Annenin hamilelik döneminde eşinden destek görmesi çok önemlidir. Annenin rahatlığı çocuğa da yansır ve anne karnında bile babanın sesini duyması çocuğa güven verir. Çocuklar cinslerle ilgili davranış ve rolleri anne kadar babanın da varlığıyla edinir. Kız ve erkek çocuklar için babalarıyla birlikte olmak aynı düzeyde önemlidir. Babanın eve geldiğinde çocuğa gününün nasıl geçtiğini sorması, onun anlattıklarını dikkatle dinlemesi, gün içinde yaptığı resimleri vs. ilgiyle incelemesi ve beğenisini göstermesi önemlidir.
Yine sağlıklı bir şekilde gelişmesi için yaşına göre sevip okşaması kendi başından geçen ilginç şeylerden kısaca da olsa bahsetmesi çocuğun yaşına göre haftada en az birkaç gün bir süre oyun oynaması yeterli duygu paylaşımının yapılmadığı uzun süreli beraberliklerden çok daha değerlidir.
Zaman zaman hafta sonları birlikte geziye gitmek, faydalı eserleri birlikte okuyup, izlemek, dinlemek, kültürel faaliyetlere katılmak futbol, basketbol vs. oynarken çocukları izlemek veya onlara bazı günler katılmak fazla zaman almayacağı gibi onları sanıldığından çok daha fazla mutlu edecek hem de babanın kendi yorgunluğunu atmasını sağlayacaktır. Bunun için babanın çocukları ile beraber olmaya önem vermesi ve bundan hoşlanması önemlidir.
Ödev yapmıyor! diye şikâyet eden anne babaların da bitirmesi gereken ödevler var!
Birçok aile için ortak nokta çocukların ev ödevlerine karşı gösterdikleri dirençtir. Aileler suçu genelde çocukta bulur. Ama başarılı bir eğitim hayatı için anne-babaların da yapması gereken ev ödevleri olduğunu hiç düşündünüz mü?
Eğitim hayatının vazgeçilmez ögesi olan "ev ödevi" birçok öğrenci için kâbus niteliğinde olabiliyor. Okula ve derslere ısınamamış, sorumluluğunun farkında olamayan çocuklar ödevlerini aksatıp, ders çalışma tempolarını düşürebiliyor. Ancak buna karşılık anne ve babalar bu sorunu aşabilmek için pedagojiyle bağdaşmayan çeşitli yöntemlere başvurabiliyor. Ev ödevleri çocuklara öz disiplini, sorumluluk duygusunu, ders çalışma alışkanlığını kazandırmak ve öğrendiklerini pekiştirmek amacıyla veriliyor. Ev ödevleri, öğrenci ile anne ve babası arasında iletişime sebep olan bir metottur. Eve getirilen her ödev bir sürü soru, kargaşa ve olumsuz duyguyu da beraberinde getirebilir ve bunlar sizinle çocuğunuz arasında problem çıkmasına neden olabilir. Çocuklara, sınıfta eğitim ve öğretim adına öğretilenler kuramsal olarak kazanım sağlasa da evde bunların uygulamaya geçilmesi ve alışkanlık haline gelmesi adına anne ve babaya da görevler düşmektedir.
Anne-babalar düzenli aralıklarla öğretmenler ile görüşerek, ev ödevleri hakkındaki tutum ve beklentilerinin nasıl olması gerektiğini, çocuklarına ev ödevlerinde nasıl yardımcı olacaklarını öğrenmeli.
Çocuğunuzun ders çalışmasına veya ev ödevini yapmamasına sebep olabilecek olumsuz ortamların ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Çocuğunuzun rahat çalışabileceği bir odası ve odasında dikkatini dağıtmayacak bir ortamın sağlanması, çalışması için gerekli araç-gerecinin olması, odanın ısısının ve aydınlatmasının yeterli olması ödevlerini yapılmasını kolaylaştıracaktır. Çocuğunuzun ders çalışmasına ve ödev yapmasına engel olabilecek televizyon, internet, müzik, arkadaş grubu, telefon vb. etmenler çalışmaya ve ödevlerin yapmasına engel olabilir. Ama çocuğun sosyal gelişimi adına faydalı olsa da bunlara ayıracağı zaman çocukla birlikte planlanmalı ama tamamen ortadan kaldırılmamalı.
Eğer çocuğunuzun bir odası yoksa, evin bir yerinin ders çalışma köşesi olarak oluşturulması ve bu yerinin sabitleştirilmesi çocuğunuza sunulabilecek alternatif olarak değerlendirilebilir. Çocuğunuzla dersini çalışması ve ödevini yapması adına zamanının planlaması yapılmalı ve televizyon seyretmeye, internet, arkadaş gruplarıyla olmaya ve benzer sosyal faaliyetler de hazırlanan bu planlamanın içinde yer almalı. Anne ve babaların aşırı derecede denetleyici, baskıcı, sürekli uyarıcı ve cezalandırıcı oluşu çocukların ödevlerden hoşlanmamasına sebep olur. Yardım istediği anda çocuğunuzun yanında olduğunuzu hissettirmeniz ödev yapma ve ders çalışma ile ilgili oluşabilecek birçok problemleri ilk baştan çözecektir. Ayrıca çocuğun ödevini bitirince takdir edilmesi öz güven ve öz disiplininin gelişmesini sağlayacaktır.
Bu makaleleri çocuğunuza göre uygulamak ve modifiye etmek için biz uzmana mutlaka danışınız...
Çocuklar okula nasıl hazırlanmalı?
Çocuğun hayatı tanıması, kendi ayakları üzerinde durabilmesi, bir meslek sahibi olabilmesi için okul büyük önem taşıyor. Bu nedenle okul öncesinde çocuk, ailesi tarafından gireceği ortama hazırlanmalı, alıştırılmalıdır. Aileler bu kurumları kendi verdikleri eğitimin yanında onlara yardımcı olan bir yer olarak görmeli. “Benden bu kadar bu yaştan sonra eti de sizin kemiği de sizin!” dememeli. Çünkü böyle bir durumda çocuğun başarısız olması kaçınılmazdır. Bu nedenle öğrenci, okulu sadece bir sorgulama yeri ve sene sonunda alınan karne notları olarak algılar. Eğitime ve okula “Notumu alırım ailemin dilinden kurtulurum!” nazarıyla bakmak kalıcı başarı getirmiyor.
Bundan dolayı hangi seviyede olursa olsun her eğitim-öğretim dönemi başında öğrenci sanki ilk defa okula başlıyormuş gibi heyecan yaşamalı, alacağı notların değil, “bilgilerin” hayatı boyunca çok işe yarayacağını bilmeli. Bu bakış açısı kazanıldığında öğrencinin başarılı olması kaçınılmazdır. Çocuğun okula alışmasında, sorumluluğunu bilerek devam etmesinde ailenin destek olması çok önemlidir.
Uyum sürecine dikkat!
Özellikle ilköğretime yeni başlayan, 8. sınıftan sonra okul değiştiren ve ortaöğretimi bitirip bir üniversiteye başlayan öğrencilerin bir uyum süreci vardır. Bu uyum süreci eğer iyi geçmezse okul, öğrenci ve ailesi için çekilmez bir hâl alır. Milli Eğitim Bakanlığı bu nedenle bu öğretim yılında ilk defa bir uygulamaya imza attı. İlköğretime yeni başlayan çocuklara okulların kapıları bir hafta öncesinden açıldı. Bundaki amaç, öğrenci ve velileri okula hazırlamak ve uyum sürecini kolaylaştırmak. Burada sadece öğrencinin alışması değil velinin de çocuğunu emanet edeceği yerle ilgili bilgi sahibi olması ve okulu ikinci bir evi gibi görmesi hedefleniyordu. Çocuk bu yıllarda okulu ne kadar severse, eğitim hayatı boyunca öyle hisseder. ‘Bugün gitmek istemiyorsan okula gitme’ tarzı bir davranış doğru değil.
Ders çalışmak için en uygun vakit ne zamandır?
Ders çalışmak için en iyi vaktin ne olduğu, kişiden kişiye değişir. Fakat günün belirli vakitleri diğer saatlere göre daha verimlidir. Örneğin zihnin açık olduğu sabah vakitleri, öğlenin bir kısmı, akşamın belirli saatleri daha kolay öğrenilebilen zamanlardır. Yine yatmadan önce tekrar edilen bilgiler uyku esnasında unutma azaldığı için daha kalıcıdır. Her öğrencinin ders çalışma alışkanlığı farklı olduğu gibi zamanları da farklıdır. Ders çalışmayı şu zaman, bu zaman diye ertelemek doğru değildir. Önce belirli bir program yapılmalı ve ona uygun hareket edilmelidir. Bazı eksiklikler, aksaklıklar olsa da programın dışına kesinlikle çıkılmamalıdır.
Nasıl ders çalışılmalı?
Ders çalışmanın püf noktalarından en önemlisinin doğru ders çalışma alışkanlığını kazanabilmektir. Buna göre, doğru ders çalışma alışkanlığını kazanmak önce öğrencinin kendisini iyi tanımasına, öğretmeninin ve ailesinin de ona yardımcı olmasına bağlıdır. Öğrenci ders çalışmaya başlamadan önce dersi ne kadar iyi dinlediğini ve anlayıp anlamadığını düşünmelidir. Eğer olumsuz bir tutumu varsa sorununu araştırmalı çözüm yolları bulmalıdır. Ders çalışmasını, hedefleriyle doğru oranda artırmalıdır. Öğrencinin kendisine özgüveninin olması da ders çalışmasını kolaylaştıran bir diğer etkendir. Kişi ne kadar yapabileceğine inanırsa o kadar çok çalışacak ve başarılı olacaktır. Ders çalışma alışkanlığı öğrenciden öğrenciye farklılık gösterir her öğrenci kendisi için en verimli metodu deneyerek öğrenmelidir. Ders çalışma metotları sayısal derslerde farklı, sözellerde farklı olmalıdır.
Çalışma ortamı nasıl olmalı?
Bireyin başarılı olmasında çalışma ortamının etkisi büyüktür. Ortam kişiyi çalışmaya itecek psikolojik ve fiziksel nitelikler taşımalı. Çalışma ortamı aydınlık ve yeterli ısıya sahip olmalıdır.
Odanın tertipli ve düzenli olması, ders çalışma planının görülebilecek bir yerde asılı bulunması gerekir.
Ortamın havalandırılması bireyin zevkle çalışmasını sağlayacaktır.
Masa başında ders çalışmaya başlama, öğrenciyi daha kısa sürede motive eder. Çalışma masası odanın en güzel yerine konmalıdır.
Oturulan sandalye de çalışmaya uygun olmalıdır.
Çalışma odasına asılan afiş ve posterlerin öğrenciyi çalışmadan alıkoyan nitelikte olmaması gerekir.
Öğrenci, kendisini çalışmaya yöneltecek sloganlar üretebilir.
Rahatlatıcı pratik tavsiyeler
Bir bardak su için ve çalışma masanızda bir bardak su bulundurun.
Ara sıra ayağa kalkarak gerilin, bir iki dakika basit bedensel hareketler yapın.
Bir sonraki çalışmanızı zihninizde canlandırın.
Dinlenme süresini sizi rahatlatacak bir müzik dinleyerek geçirin.
Gözlerinizi rahatlatacak göz egzersizleri yapın.
Nefes egzersizlerini yapmayı ihmal etmeyin.
İşaret ve başparmağınızla alnınıza masaj yapın, hayalinizde en sevdiğiniz yerde olduğunuzu düşünün.
Aileler çocuklarına nasıl destek olmalıdır?
Eğitimin vazgeçilmez taşlarından olan aileler, hayat boyu çocukların yanında nasıl oluyorsa eğitim boyunca da yanlarında olmalıdır. “Ben ilkokul mezunuyum, ben lise mezunuyum, bizim zamanımızda böyle dersler yoktu.” gibi laflarla öğrencinin yanında yer almamak çok yanlıştır. Öğrenciler, aileleri bir tehdit unsuru değil bir destekçi olarak görmelidir. Aksi halde öğrenci yalana başvurabilir. Okul hayatı hep sınavlarla doludur. Sınavlar öğrenilen bilgilerin öğrenilme derecesini ölçer. Bu değerler bize öğrenilen bilgiler hakkında fikir verir. Burada bir sıkıntı varsa öğrencinin çalışma alışkanlıkları gözden geçirilmelidir.
Ergenlik döneminde nasıl davranılmalı?
Ergenlik sürecinin bazı aileler için sancılı bir dönemdir. Bu dönemde gençler kendileri ve gelecekleri ile ilgili kaygılar yaşarken bir taraftan da otoriteyi temsil eden kişilerle sorunlar yaşayabilir.Aileler öncelikle şunu bilmeliler ki bu dönemde ergenlere zorla yaptırılmaya çalışılacak şeyler genellikle olumsuz sonuçlanacaktır. Buna eğitimle ilgili kararlarda dâhildir. Örneğin ders seçimi, alan belirleme, meslek seçimi, ders çalışma gibi konularda sık sık sorunlar yaşanır ve aileler genellikle bu sorunlar karşısında çaresizlik yaşarlar. Aileler çocuklarına anlatmak istediklerini mümkünse gencin sevdiği ve kendisine model olarak gördüğü kişilerin yardımıyla aktarmalıdır.
Başarısızlıklara karşı tepki nasıl olmalı?
Başarısızlık bir sonuçtur. Bu sonucun ortaya çıkmasına sebep olan nedenler vardır. Bu nedenleri araştırmadan verilecek tepkiler muhtemelen başarısızlığı artıracak veya devamlı hale getirecektir. Aileler okulla ilgili başarısızlıklarda tepkisel davranmak yerine önce bunun nedenlerini araştırmalı;
Öğrencinin kendine güveni ile ilgili sorunları mı var?
Okulla veya aile ile ilgili kaygı ve korku yaşamakta mı?
Öğretmeni ile ilişkilerinde sorunlar var mı?
Bedeni veya zihni bozukluklar olabilir mi?
Dikkat veya motivasyon eksikliği gibi durumlar olabilir mi? gibi nedenlerin varlığı sorgulanmalı, gerekirse öğretmenden veya bir eğitim uzmanından destek istenmelidir.
Öğrenme güçlükleri nasıl aşılabilir?
Öğrenme güçlüğü, çocuğun herhangi bir nörolojik bozukluğa bağlı olmaksızın okul becerilerindeki bozukluktur. Bazı çocukların dikkat süreleri azdır, dikkatleri dağınıktır. Düşünce, duygu ve davranışlarını yeterli derecede denetleyemezler, düşünmeden harekete geçebilir. Sabırsız, tez canlı, fevri, heyecanlı olabilirler. Zekâları yaşıtlarından daha ileride ya da daha geride değildir. Ancak kapasitelerinin altında akademik başarı gösterirler. Motivasyonları çok düşüktür. Ders çalışmak onlar için çoğu kez işkenceye dönüşür. Bazılarında el becerileri, yaşıtlarına göre daha az gelişmiştir. Örneğin yazıları bozuk, sakarlıkları daha çoktur. Bazılarında karşı gelme, davranış sorunları ve dikkat eksikliği veya hiperaktivite bozukluğu görülebilir.
Belirtiler ne zaman ortaya çıkar?
1- Çoğunlukla okula başlamasıyla ortaya çıkar.
2- İlkokulun ilk senesinde öğrenme sorunları ile dikkati çekerler.
3- Öğretmen çocukta zekâ geriliği olduğundan şüphelenebilir, ancak bu bozukluğun zekâ ile hiçbir ilgisi yoktur.
Öğrenme güçlüğüne karşı ne yapılabilir?
Aile ve öğretmen eğer öğrenci okula başladıktan sonra aşağıdakilerden birkaçı ile ilgili uzun süreli zorluk yaşarsa derhal bir uzmana başvurmalıdır;
Alfabeyi öğrenmede zorluk.
Ses ve heceleri birleştirmede zorluk.
Yazılanları kopyalamada zorluk.
Yeni kelimeleri öğrenmede zorluk.
Anlatılan bir hikâyeyi tekrarlamada zorluk.
Sayı saymada zorluk.
Yeni öğrenilmiş bilgilerin hatırlanmasında zorluk.
Dikkatini toplamada zorluk.
Bir işten diğerine geçmede zorluk.
Yönerge ve kuralları takipte zorluk.
Yönünü bulmada zorluk.
Çocuk, okula niçin gittiğini bilmeli
Çocuğu okula motive etmek için ailenin çocuğa, okulun amacını anlatması gerekir. “Neden okula gidiyor, okulda gördüğü derslerin amacı nedir, niçin eğitim gereklidir, eğitimin kişiye ne gibi faydaları vardır?” sorularının cevaplarını çocuğun yaşına, ilgisine, isteğine, eğilimine göre cevaplaması gerekir.
Okul, hayatın antrenman sahasıdır. Nasıl futbolcular antrenman sahasında değişik hareketler yaparlar, teknik-taktik bilgiler alırlar; sonra da sahaya çıkıp bunları uygularlarsa öğrenci de hayatta, okulda aldığı eğitim sayesinde yol almaya çalışır.
Derslerin anlamını kavramalı
Bazı öğrenciler okulda gördükleri bir kısım derslerin hiç işe yaramadığından yakınabilir. Futbolcular antrenmanlarda mekik, şınav çekerler. Ancak maç sırasında futbolcular bu hareketleri kullanmazlar. Gole giden bir futbolcu yere yatıp şınav-mekik çekmez. Ama futbolcunun sahada diri kalması, enerjisini uzun süre muhafaza etmesi bu hareketler sayesinde olmaktadır. Yani antrenmanda yapılan bazı hareketler aslında maç içinde aynen kullanılmaz ama o hareketlerin futbolcuya kazandırdığı donanım ve kazanımlar maç içinde çok işe yarar. İşte okuldaki bazı dersler de hayatta aynıyla işimize yaramayabilir; ancak her ders öğrenciye bir donanım kazandırır.
Kabiliyetler nasıl geliştirilebilir?
Öğrencinin, analiz-sentez yapabilmesini, zekâsının, düşünce yeteneğinin, problem çözme kabiliyetinin gelişmesini sağlayıcı teknikler vardır. Bütün bunlar da hayatta daha iyi noktalara gelebilmek, şu kâinat kitabını daha doğru okuyabilmek, hayatta üzerimize düşen sorumlulukları daha etkili şekilde yerine getirmek için çok gereklidir. Çocuğu okula motive etme konusunda sizler de değişik yöntemler geliştirebilirsiniz.
Motive etmeliyiz
Öğrencinin başarılı bir sezon geçirmesi için motivasyonun sağlanmış olması gerekir. Bu süreçte öğrenciye ve öğretmene bazı görevler düştüğü gibi bu konuda velinin de bazı sorumlulukları vardır. Uzun bir aradan sonra okula dönecek olan öğrencilerin okula ve derslere motive edilmesinde öğrencinin yaşına ve kişiliğine göre değişik etkinlikler yapmak gerekir. Öğrenciyi okula iyi motive edebilmek için onun sosyal, duygusal ve akademik zekâsını, ilgi ve yeteneklerini göz önünde bulundurmalı, onu iyi tanımalıyız.
Okul gereçleri hazır mı?
Her eğitim gününde yapılması gerekenlerden biri, araç gereç teminidir. Öğrenci bu süreçte aktif rol almalıdır. Elbiseyi giyecek, kitapları okuyacak, kalemleri kullanacak olan öğrencidir. Aile burada mümkün olduğunca öğrencinin meşru ve makul isteklerini dikkate almalı, bu tür okul araç gereçlerinin temin edilmesi konusunda öğrenciyle birlikte hareket etmeli; öğrenciyi bu sürecin aktörü haline getirmelidir. Bu, aynı zamanda öğrencinin yeni sezona daha kolay intibak sağlamasına da yardımcı olacaktır. Öğrencinin gündemi, okul haline gelecektir.
Onlar bize emanet
Ebeveynler olarak kendimizi gözden geçirmeliyiz. Çocuklarımızın bize verilen emanetler olduğunu hatırlamalıyız. Onlara eşyalarımız gibi bakmamalıyız. Onların üzerimizdeki haklarını düşünmeliyiz. Onların, mutluluğunu kazanan insanlar arasında yer alması için yapmamız gerekenleri planlamalıyız. Bunu da her şeyden önemli görmeliyiz. Çünkü onlar bizim ümit tomurcuklarımızdır. Onlar solarsa hayatımız, geleceğimiz solabilir. Bu bağlamda üzerimize düşen sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirmeliyiz.
Çocuklara iyi örnek miyiz?
Çocuklarımız bizim kopyalarımızdır. Onlar en fazla bizlerle vakit geçiriyorlar. Anne ve babaları olarak bizleri örnek alıyorlar. Sözlerimiz, davranışlarımız onları etkiliyor. Bizim yanımızda konuşmayı ve hayatı öğreniyorlar. İnsanlarla bizim gibi iletişim kuruyorlar. Bizim yaptıklarımızı yapıyorlar. Bu bağlamda çocuklarımıza her bakımdan en iyi örnekler olmalıyız. Onları nasıl görmek istiyorsak kendimiz de öyle yaşamalıyız. Yeni bir döneme girdiğimiz şu günlerde aileler olarak kendi konumumuzu yeniden gözden geçirmeli; bu gerçekler ışığında kendimize çekidüzen vermeliyiz.
www.ozelpedagog.com
[ Üyelere Özel ] 10-04-2020 00:52:31
Bravo