18-09-2018 |

Kişilik Tanımları Yoluyla Beş Faktör Kişilik Kuramı Tarihi

Anahtar kelimeler: kişilik, beş faktör kişilik kuramı, tarih, taksonomi

Kişilik Tanımları Yoluyla Beş Faktör Kişilik Kuramı Tarihi

 

Sıla Dinç

Ege Üniversitesi, İzmir

Ocak 2018

Öz

Kişilik Antik Yunan’dan beri tanımlanmaya çalışılmaktadır. Bu süreç; vücut sıvılarının kişiliği etkilediği fikrinden 1900’lerin sonunda ortaya atılan en bilimsel ve uygulanabilir fikre kadar birçok farklı görüşü barındırır. Bu süreçteki çalışmalardan en kabul göreni olarak ele alabileceğimiz “Beş Faktör” kuramı deneye dayalı araştırmalar sonucu ulaşılan kişilik boyutlarıyla ilgilenir. Kişiliği tanımlama çabasında en son olarak ulaşılan nokta olarak bu kuram, kişiliğin merkezi ve çevresel bileşenlerinden söz eder.

Anahtar kelimeler: kişilik, beş faktör kişilik kuramı, tarih, taksonomi

Giriş

Kişilik tanımı, birbirinden farklı birçok teorik perspektifle şekil alagelmiştir. Bu bakış açıları kendilerine ait araştırma ve uygulama tarzlarına, sınıflama ve yorumlama tekniklerine  sahiptir. Bunların hepsi kişilik özelliklerinin tanımlanmasına katkı sağlamıştır. Buna karşın, kişilik özelliklerinin sayısı, ve bunları ölçmek için dizayn edilmiş ölçekler tarih süresince sonu gelmeyecekmiş gibi sayıca artmıştır (Goldberg, 1971).  John ve Srivastava’nın dediği gibi (1999) tarihte aynı isme sahip ölçekler bazen aynı kavramları ölçmüyordu, veya farklı isme sahip ölçekler neredeyse aynı kavram üzerine çalışıyordu. Bu sebepten, araştırmacılar anlaşmazlıklara düşüyordu veya birbirleriyle iletişime geçmeleri zorlaşıyordu; bu da bilimsel sonucun önünü kapatan bir bariyer gibi anlamlı bir ortak noktaya ulaşmayı engelliyordu. Tüm bunların sonucunda betimsel bir model ihtiyacı ortaya çıktı. Bu model, sayısız spesifik modeli anlaşılması kolay bir şekilde özetlemeliydi. Kişilik psikolojisinde taksonomi, araştırmacıların birbirlerinden ayrı olarak yüzlerce özel niteliğin üzerine çalışmalarındansa, kişilik özelliklerinin belirlenmiş ve özelleşmiş alanları üzerine çalışmalarını sağlar (John & Srivastava, 1999). Ayrıca, bu genel betimsel model veya taksonomi bilimsel sonuçlar üzerinden iletişimi de kolaylaştırır.

Öğrenci ve Veli bilgilerinin kolayca takip edin.

Kişiliği açıklamak adına literatürde birçok farklı görüş bulunmakla birlikte, bireysel farklılıklara odaklanan ve bunu davranış örüntüleriyle ortaya koyan “özellik yaklaşımı” (feature approach) ön plandadır. Birçok araştırmacı bu betimsel model ekseninde çalışmalar yapmıştır. Birçok araştırmacı kişilik psikolojisinin taksonomisini bulmak için çabalamıştır, böylece psikoloji literatürünün bu taksonomiye dair çokça bulguyla dolu olduğunu söyleyebiliriz. Tüm bu çalışmaların sonucunda, araştırmacılar arasında bir fikir birliğine ulaşılabilmiştir, gelinen son adımda karar kılınan bu modeli “Beş Faktör Kişilik Kuramı” adıyla biliyoruz. Bu betimsel model farklı çalışmaların sonuçlarıyla türetilmiştir, böylece diyebiliriz ki bu model kişiliğin boyutlarına tek bir perspektiften yaklaşmaz. “Beş Faktör” kişilik boyutları kişilik psikolojisinin farklı yönlerini ortak bir yapıda sunabilir. Bu kuram “nitelik yaklaşımı”na (attribute approach) dayanır; yani kuram, kişilerin kendilerini veya başkalarını tanımlamak için kullandıkları sıfatların ölçümüyle bağlantılıdır (Doğan, 2013). Beş Faktör kuramının nasıl oluştuğunu anlayabilmek için tarih süresince kişiliği tanımlama ve sınıflandırma üzerine yapılan çalışmaları incelememiz gerekir. Bu süreçte Hipokrat ile başlayıp McCrae ve Costa’ya kadar ilerleyeceğiz.

Kişilik ve Beş Faktör Kişilik Kuramı: Tarihsel bakış

Kişilik psikolojisinin tarihi Hipokrat’a kadar uzanır. Hipokrat, tarihte bir kişilik modeli oluşturan ilk kişidir, onun modeli bir kişilik boyutu (persona) ve bunun dahilinde dört mizaç türüne dayanır: optimist (aktif), kolorik (asabi), soğukkanlı (huzurlu), melankolik (analitik). Hipokrat gibi Galen de kişilik üzerine çalışmış ve Hipokrat’ın görüşünü genişletmiştir. Galen her bir mizaca bir vücut sıvısı addetmiştir: kan, mukus, sarı ve siyah safra. Onun teorisi her bir vücut sıvısının bir davranış biçimiyle veya bozukluğuyla direkt bir bağlantısı olduğu üzerinedir ve bu görüş Orta Çağ’da büyük yankı uyandırmış ve popüler olmuştur. Bunun gibi, Franz Gall’ın “frenoloji” teorisi de kişilik özelliklerini ölçmeyi amaçlayan ilk atılımlardan bir tanesidir. 1700’lerde ortaya atılan frenoloji fikrine göre beynin farklı özellikleri (şekli, boyutu, vs.) ile kişilik arasında bir ilişki vardır. Kişilik çalışmaları arasında bilimsel olmayanlardan sayabileceğimiz bu çalışma şu anda ciddiye alınmamakla birlikte ilkler arasında olması sebebiyle sadece var oluşuyla dahi olsa bir öneme sahiptir.

Öğrenci ve Veli bilgilerinin kolayca takip edin.

Modern psikoloji yıllarına geldiğimizde, Wundt’un kişilik ve vücut arasındaki ayrımı daha net yaptığını görebiliriz. 1879’da kişiliğin oluşumunun yalnızca kan ve safra gibi vücut sıvılarının etkisiyle sınırlandırılamayacağını öne sürmüştür. Bu dönemde etkin olan görüş bir bireyin yalnızca bir mizaç tipine sahip olması değil, kişiliğin farklı düzeylerde minimum iki mizaç tipiyle oluşabileceğidir. Yine bu dönemde yer alan Phineas Gage vakası, kişilik yapısı ve beyin arasındaki bağlantıyı kanıtlayan ilk durumdur. 1848 yılında Gage çalışırken 6 kilogram ve 1,1 metre ebatlarındaki bir demir sol gözünün altından kafatasına girip aynı hızla 25 metre uzaklıktaki bir yere düşmüştür. Bu olaydan sonra yakınları ve çevresindekiler Gage’in kişiliğinde bariz değişiklikler olduğunu ifade etmişlerdir -öncesinde kibar bir insan olan Gage’in olaydan sonra küfürler yağdırması gibi. Algısında da problemler başlayan bu kişi, beynindeki hasardan sonra tahammülsüz ve ters birine dönüşmüştür. Gage’in davranış bozukluklarının sebebini anlamak için onun beyninin sanal bir hali oluşturulmuş ve sonuçlar bilimsel olarak sunulmuştur. Bu vaka örneği ve Wundt’un çalışmaları, kişilik tanımı çalışmalarını bilimsel olmayan noktadan şu anki duruma çeken değerli iki dönüm noktasıdır.

Beş faktör kişilik kuramının var oluşunu anlamak için yalnızca bu kuramın inşasına etki eden araştırmaları ve çalışmaları değil, bu kavramı var eden araştırmacıların içlerinde bulundukları ortamda kabul edilmiş olan diğer kişilik fikirlerinin de anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada spesifik olarak beş faktör kuramı tarihi üzerinden ilerlemeden önce kişilik psikolojisi üstüne büyük etkileri olan Sigmund Freud, Carl Jung, Abraham Maslow ve Carl Rogers’ın kişilik oluşumu fikirleri ve öne sürdükleri tanımlara bakmanın faydalı olacağına inanıyorum.

Bireysellleştirilmş Eğitim Proğramını(BEP) kolayca hazırlayın.

Sigmund Freud’a göre kişiliği zihnin üç düzeyi oluşturur: id, ego, süperego. En basit ve öz tanımlarıyla, id en ilkel isteklerden oluşur ve kişinin ihtiyaçlarını karşılayıp hayatta kalması temel amacıdır; süperego, sosyal olarak var edilmiş etik yasaklamaları, vicdanı içerir. Ego ise bu ikisi arasında arabulucu işi görür. Freud’a göre bu üçünün farklı seviyeleri ve güçleri bireylerin kişiliğini var eder. Carl Jung’ın kişilik tanımı Freud’unkinden etkilenmekle birlikte başka bir yapıya sahiptir. Jung kişileri sınıflama yoluna gitmiş ve ya içedönük ya dışadönük olabileceklerini öne sürmüştür -Beş faktör kuramcılarının bundan etkilendiğini düşünebiliriz-. Dışadönüklük ve içedönüklük her bireyde bulunur ve biri daha ağır basar. Ayrıca Jung’a göre kişiliğin dört temel işlevi vardır: duyuş, hissetme, düşünme ve sezgi. Abraham Maslow’un kişilik tanımı Freud’unkini temel alır ancak yine farklı bir tanımdır. Maslow’a göre kişilik bireyin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenir. Maslow bu ihtiyaçları bir hiyerarşiye göre sıralar ve kişilerin amaçlarının bunları gerçekleştirmek olduğunu öne sürer (güvenlik ihtiyacı gibi). Carl Rogers, Maslow’a ihtiyaçları gerçekleştirme noktasında katılır fakat bu ihtiyaçlar ve kişilik arasındaki tek yönlü ilişkiyi reddeder. Rogers, insanların bu ihtiyaçları karşılamaya çalışırken kullandıkları birçok farklı yolun kişilik kaynaklı olduğuna inanıyordu. Rogers’ın bu fikri kişilik araştırmalarında bir değişime işarettir. Kişilik, tek bir öze sahip bir kavram değil, niteliklerin birleşimiyle var olan çoklu bir yapı olarak görülmeye başlamıştı.

Öğrenci, veli, verilen eğitimler, kesilen faturalara ait ayrıntılı istatistik çıkartın.

Beş faktör kişilik kuramı oluşumuna etki eden çalışmaların ilkine gelecek olursak, Sir Francis Galton sözlük hipotezi kavramı üzerine çalışan ilk kişidir (lexial hypothesis). Galton’a ilk diyoruz çünkü Galton tarihte kişiliği tanımlayıcı terimleri belirlemek için sözlükle birlikte çalışan ilk kişidir (Goldberg, 1993). Bu fikir, belirgin ve toplumsal açıdan anlamlı kişilik farklılıklarının konuşma ile işleniyor oluşuna dayanıyordu. Galton’un hipotezine göre, kişilik özelliklerinin detaylı bir şekilde sınıflandırılması kavramların/özelliklerin dilden örneklenmesiyle mümkün olabilirdi.

1936 yılında Gordon Allport ve H. S. Odbert bu hipotezi uygulamaya dökmüştür. Bu araştırmacılar o yıllardaki en detaylı iki İngilizce sözlükle birlikte çalışarak 17,953 farklı kişilik betimleyici kelime belirlemişlerdir. Sonrasında bu listedeki maddeleri azaltmış ve 4,504 gözlemlenebilir ve görece daha kalıcı sıfattan oluşan yeni bir liste var etmişlerdir.

1940’ta Raymond Cattell kendi çalışmaları doğrultusunda Allport ve Odbert’in listesine bazı terim eklemeleri yapmıştır. Bununla birlikte listedeki eş anlamlı sözcükleri bulup eleyerek listeyi 171 kelimeye indirmiştir. Cattell bir çalışmasında katılımcılardan tanıdıkları insanları bu sıfatlarla oylamalarını istemiş ve bu araştırmanın sonuçlarına bağlı olarak 35 büyük kişilik özelliğine ulaşmıştır. Çalışma arkadaşlarıyla birlikte bu kişilik özelliklerine dayanan bir kişilik ölçüm testi yaratmıştır. Tüm bunların sonucunda, araştırmacılar 16 temel kişilik faktöründe karar kılmış ve bu bulgu 16PF kişilik faktörü testinin (16PF Personality Factors Test) gelişimini sağlamıştır. Donald Fiske, Cattell tarafından geliştirilmiş kişilik faktörleri üzerine çalışmış ve beş adet faktöre dayanan yeni bir görüş öne atmıştır: "kendine güvenen ifade", "toplumsal uyum", "uygunluk", "duygusal kontrol" ve "sorgulayıcı akıl". Fiske’nin bu atılımı pek başarılı olmamakla birlikte, önündeki diğer araştırmalar için bir öncül olarak kişilik tarihindeki yerini alır.

Bireysellleştirilmş Eğitim Proğramını(BEP) kolayca hazırlayın.

Bundan başka, 1961’de Tupes ve Christal sekiz büyük gruptan topladıkları bilgiyle kişilik üzerine çalışmışlardır. Bu araştırmacılar, Cattell’in kişilik ölçeği temelinde, beş tekrarlayan faktör keşfetmişlerdir ve bu faktörleri "itaat", "kabul edilebilirlik", "güvenilirlik", "duygusal istikrar" ve "kültür" olarak nitelendirmişlerdir. Bu çalışma Warren Norman tarafından tekrar edilmiş ve bu çalışmayla birlikte beş başlıca faktörün büyük bir kişilik bilgisini barındıracak yeterlilikte olduğu görülmüştür. Bu fikrin önceki kişilik görüşünden tek farkı Norman’ın “güvenilirlik” faktörünü “vicdanlılık” olarak tekrar isimlendirmesi olmuştur.

Kişilik psikolojisinin gelişim süreci elbette sürekli olumlu katkılar ve ileriye dönük adımlarla süregelmemiştir. Norman’ın araştırmasından sonraki yıllarda değişen fikirler, kişilikle alakalı çalışmaların yayınlanmasının önünde engel oluşturmuştur. “Personality and Assessment” kitabında Walter Mischel kişiliği betimleyen testlerin davranışları yeteri düzeyde tahmin edemeyeceği görüşünü öne atmıştır. Mischel gibi sosyal psikologlar mizaç ve davranışların durağan olmadığını ve sürekli değişebileceklerini savunmuşlardır. Bu araştırmacılara göre kişilik testleriyle davranışı doğru tahmin etmek imkansıza yakındır.

1980’lere geldiğimizde, değişen methodlar bu görüşün de değişimi sağlamıştır. Araştırmacılar tek bir davranış örneğinden güvenirliği düşük saptamalar yapmaktansa, davranış desenlerini birçok ve farklı gözlem sonucunda tahmin edebileceklerini fark etmişlerdir. Bu dönemde, davranış ve kişilik arasındaki ilişkinin görünürlüğü önemli ölçüde artmış ve bir “kişilik” fenomeninin varlığı anlaşılmıştır. Bu yıllarda Tupes, Christal ve Norman tarafından gerçekleştirilmiş öncü çalışmalar bir şekilde göz önünde değildir veya unutulmuştur. Lewis Goldman kendi “lexical” çalışmasına başlamış ve beş faktörü yeniden keşfetmiştir. Böylece Goldman bu kişilik faktörlerini yeniden psikologların ve araştırmacıların dikkatine sunmuştur. Sonrasında Goldman, “Big Five” terimini bu faktörleri temsil etmesi için ilk kez kullanmıştır. Arkasından Saville, Holdsworth, Nyfield, Mabey ve Cramp; Mesleki Kişilik Envanterini (Occupational Personality Questionnaires-OPQ) dört versiyon şeklinde geliştirmiştir. Bunlardan biri, Pentagon modeli, beş faktörü ölçer ve Beş Faktör envanterinin ilk mesleki versiyonunu oluşturur. McAdams (2015) kendi çalışmasını kişiliğin üç seviyesiyle açıklar. İlk seviye kişilik özellikleriyle (agent), ikinci seviye rol yapma ile (actor), üçüncü seviye ise anlatılarla (author) ilgilidir. Bununla benzer bir sistem McCrae ve Costa (1996, 1999) tarafından kişilikte beş faktör teorisi (FFT) ismiyle öne sürülmüştür.

Bireysellleştirilmş Eğitim Proğramını(BEP) kolayca hazırlayın.

Beş Faktör Kişilik Kuramı: Kişiliği tanımlamada son adım

McCrae ve Costa (1989) kişiliği interaktif, hissi, motivasyonel ve deneyimsel etkileşim yollarıyla tanımlamışlardır; bu tanımlar bireyin farklı durumlarda sergilediği davranış süreçlerine denk gelir. McCrae ve Costa’ya göre bir davranışı tahmin etmek, kişiliğin üç merkezi, üç çevresel bileşenini belirlemek ve ayırt etmekle mümkündür (McCrea et al, 2000).

Kişiliğin merkezi bileşenleri: temel eğilimler, karakteristik adaptasyon ve kendilik kavramından oluşur. İlk bileşen, temel eğilimler bileşeni, kişinin genel kapasitesini yansıtır ve doğrudan gözlenemeyen ancak dolaylı olarak tanımlanabilen bir bileşendir. Temel bileşenler beş temel kişilik özelliğini ve bunun yanında genel ve özel yetenekler, cinsel yönelim, dil öğreniminin altında yatan psikolojik süreçler gibi temel kavramları içerir. İkinci bileşen, karakteristik adaptasyon kişinin çevresinin etkisiyle sonradan edinilen bir kişilik yapısıdır. Alışkanlıklar, tutumlar gibi dışsal faktörlerden etkilenmesi olasıdır. Aslında karakteristik adaptasyonu örneklerle incelemek kavramı daha net algılamamızı sağlayacaktır; dil, okuma, yazma, matematik bilgisi gibi günlük yaşamdan örneklerin tamamı karakteristik adaptasyon bileşeni ile ilgilidir. Üçünci bileşen olan kendilik kavramı da bir açıdan karakteristik adaptasyondur. Kendilik; kişinin kendisiyle ilgili düşünceleri, görüşleri ve değerlendirmelerini kapsar. Bu değerlendirmeler kişinin gelişimine ilişkin çeşitli etkenlerden kişinin yaşamında bir amaç ve tutarlılık sağlayan “kimlik” duygusuna kadar uzanır. Kendiliği önemli bir karakteristik adaptasyon olarak görebiliriz, çünkü kişinin kendisiyle ilgili inanışı veya görüşü kişinin her durumdaki davranışını tabi olarak etkileyebilir. Örneğin, kişinin kendini zeki olarak görmesi zeka gerektiren durumlarda daha hırslı veya hevesli olmasını tetikleyebilir.

Öğrenciye verilen eğitim modüllerinin sınır kontrolü otomatik yapın.

McCrae ve Costa merkezi bileşenler kadar periferik bileşenlerin de öneminden bahseder. Bu kuram çerçevesinde kişiliğin periferik bileşenlerini biyolojik temeller, nesnel yaşam öyküsü ve dış etkenler başlıklarında değerlendiriyoruz. Beş faktör kuramına göre, kişilik özelliklerinde neden sonuç etkisine sahip tek bileşen biyolojidir. Genler, hormonlar ve beyin yapısı biyolojik mekanizmalar içinde olarak belirtilir. Merkezi bileşenlerden olan temel eğilimlerin dışsal alana bir etkisi yoktur. Fakat biyolojik temel kişiliğin oluşumunda temel bir rolü olan karakteristik adaptasyon üzerinde önemli bir etki alanına sahiptir. İkinci bileşen olan nesnel yaşam öyküsü; kişinin hayatı ile ilgili yaptığı, düşündüğü, hissettiği her şeyi kapsar. Nesnel yaşam öyküsü kişinin hayatıyla ilgili öznel çıkarımlarını değil nesnel olarak var olanı ele alır. Bunun yanında, kişinin içinde bulunduğu sosyal ve fiziksel durumlar da kişiliğe direkt etki eder. Çevrenin taleplerine önümüze sürdüğü fırsatlara olan tepkiler dış faktörlerle ilgilidir. Verdiğimiz yanıtlar, karakteristik adaptasyonların bir fonksiyonu ve çevresel etkenlerle etkileşimidir. Örneğin, bir üniversite öğrencisi arkadaşları tarafından bir tiyatro oyununa davet ediliyor (dış faktörler), kişi bunu reddedebilir (nesnel yaşam öyküsü) çünkü tiyatroyu sevmiyor olabilir (karakteristik adaptasyon). Bu öğrenci yeni deneyimlere açık olmamak ve yalnızlığı sevmek gibi temel merkezi eğilimlere sahip olabilir. Tüm bunlar birleşerek bu öğrencinin tiyatroya gitmemesine ve tiyatroyla ilgili olan negatif görüşünü sürdürmesine neden olur.

Beş faktör kişilik kuramını kişilik psikolojisi tarihinde önemli bir yere koyan birçok farklı özelliği vardır. Kişilik yapılarını çok çeşitli çerçevelerle bütünleştirmek, farklı oryantasyonları olan araştırmacılar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak bunlardan birkaçıdır. Beş faktör kuramı, kişilik özellikleri ve davranışları arasındaki ilişkilerin sistematik bir şekilde incelenmesini sağlar. Ayrıca bu kuram, kişiliğin beş faktörüne dayalı genel bir tanımlamayı mümkün kılmaktadır.

Öğrenciye verilen eğitim modüllerinin sınır kontrolü otomatik yapın.

Beş faktör yapısı kişiliği en geniş biçimde sunan beş adet kişilik faktörüne dayalı hiyerarşik bir modeldir. Her çift kutuplu faktör (dışadönüklük vs. içedönüklük) birçok spesifik kişilik yönünü özetler (sosyallik), bu kavram da özgül bir başka grup kavrama açılır (konuşkanlık). Beş faktör kişilik yapısı temelde kişiliğe dair bireysel farklılıkların çoğunun deneysel olarak türetilen beş geniş alana (faktöre) ayrılabileceğini öne sürer. (Gosling & Rentfrow & Swann Jr., 2003)

Her bir boyut iki zıt yönü ifade eder. Bu boyutların her biri 6’şar alt boyuttan oluşur. Sonuç olarak, kişiliğin 30 adet alt boyutu üzerine çalışılır. Bu sistemi şu tanımlamalarla özetleyebiliriz: Dışadönüklük vs. içedönüklük (etkinlik düzeyi, heyecan arama, olumlu duygular, sıcaklık, atılganlık, toplu halde yaşama/etkinlikler), uyumluluk vs. antagonizm (doğruluk, güven, fedakarlık, alçak gönüllülük, kararlılık, uyum), sorumluluk vs. yön yoksunluğu (öz-disiplin, görev bilinci, yetenek, düzen, gayret sarf etme,  tedbirlilik), nörotisizm vs. duyusal denge (kaygı, benlik bilinci, depresyon, kırılganlık, dürtüsellik, düşmanlık), yeni deneyimlere açıklık vs. kapalılık (fantezi, estetik, hisler, fikirler, eylemler, değerler) (Doğan, 2013).

Sonuç

Kişilik psikolojisi için tarihin akışına bakacak olursak kişilik tanımının çok uzun zamandır tartışıldığı ve üzerinde çalışıldığını görebiliriz. Kişilik tanımlamasının tarihi Hipokrat ve Galen’le milattan önce 400’lere kadar dayanır. Bu tanımlama ve anlamlandırma çabası zaman zaman bilimdışı denebilecek kadar absürd, zaman zaman daha bilimsel fikirlerle, sözlük çalışmalarıyla, kişiliği tanımlayan yüzlerce kelimeden oluşan listelerle, bu listelerden çıkarılan kapsayıcı daha az sayıdaki kavramlarla günümüze kadar gelmiştir. Bu akışta her hareket elbette ileriye dönük ve katkı sağlayıcı değildir. Bilimsel olmayan görüşler, araştırmacıların kendi içlerinde anlaşmazlığa düşüşleri veya tamamen zıt fikirlere sahip olmaları bu sürecin gidişatını etkilemiştir. Fakat tüm bu çabaların sonunda diyebiliriz ki kişiliği tanımlayan ve üzerinde çalışma olanağı sağlayan en kapsayıcı ve kabul edilmiş görüş, beş faktör kuramı ve envanteri olarak günümüzde hala kullanılmaktadır.

Öğrenciye verilen eğitim modüllerinin sınır kontrolü otomatik yapın.

 

Doğan, T. (2013) The five factor personality traits and subjective well-being. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 14 (1) 2013, 56-64.

Fiske, D.W. (1949). Consistency of the factorial structures of personality. Social Psychology, 44, 329-344.

Goldberg, L. R. (1971). A historical survey of personality scales and inventories.

Goldberg, L. R. (1993). The structure of phenotypic personality traits. American Psychologist 48(1):26-34.

Gosling, S.D., Rentfrow, P.J, Swann, Jr. W.B. (2003) A very brief measure of the Big-Five personality domain. Journal of Research in Personality Vol.37, 504--528.

John, O. P., & Srivastava, S. (1999). The Big-Five trait taxonomy: History, mesurement, and theoretical perspectives. Handbook of personality: Theory and research (Vol. 2, pp. 102--138). New York: Guilford Press.

McAdams D. P. (2015). The Art and Science of Personality Development. The Guilford Press A Division of Guilford Publications, Inc.

McCrae, R. R., & Costa, P. T., Jr. (1996). Toward a new generation of personality theories: Theoretical contexts for the five-factor model. In J. S. Wiggins (Ed.), The five-factor model of personality: Theoretical perspectives. New York: Guilford.

McCrae, R. R., & Costa, P. T., Jr. (1999). A Five-Factor Theory of personality. Guilford Press.

McCrae, R.R., Costa, P.T., Ostendorf, F., Angleitner A., Hrebickova, M., Avia, M.D., Sanz, J., Sanchez-Bernardos, M.L., Kusdil, M.E., Woodfield, R., Saunders, P.R., Smith, P.B. (2000). Nature over nurture: temperament, personality, and life span development. J Pers Soc Psychol. 78(1).

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Psikolog

İş Arayanlar

iş arayan 613 kişi var. Hemen irtibata geçerek personel eksikliğinizi tamamlayın.

Dün

Melike N. D.
Uzman Öğretici

Dün

Ömer T.
Psikolog (Klinik)

Dün

Kahraman A.
Sosyolog

Dün

Merve N. Ş.
Uzman Öğretici

Bugün

Murat Ç.
Psikolog

Yenilenen EÇOP'u Denediniz mi?
Engelli Çocuklar Otomasyon Programı (EÇOP) yenilendi, Demo indirip anında, MEBBİS'den bilgilerinizi yükleyerek hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.
ÜCRETSİZ demoyu hemen indirin ve yükleyin.
  • SINIRSIZ Kullanıcı ve Öğrenci
  • Veritabanı sunucu hizmeti
  • Uzak sunucuya otomatik yedekleme
  • E-fatura entegrasyonu
  • Web tabanlı (mobil uyumlu) veya Masaüstü kullanımı
  • MEBBİS otomatik veri alma ve aktarımı
  • Tüm formların otomatik hazırlanması
  • Yılsonu değerlerlendirme işlemlerinin tek tuşla yapılması
  • Faturaların otomatik üretilmesi ve hatasız MEBBİS'e aktarılması
  • Online teknik destek imkanı
  • Pratik ders yazılabilmesi
Ücretsiz İş İlanı
Özel eğitim ve sağlığın ortak paydası olan Rehabilitasyon.com adresinin sektöre özel iş veren ile iş arayan arasında ne kadar iyi bir köprü olduğunu görebilmeniz için çok kısa süreliğini ÜCRETSİZ bir İş İlanı verebilirsiniz.
Kullanıcı Görüşleri...