Zihinsel Özürlü Çocukların Genel Özellikleri
Zihinsel Özürlü Çocukların Genel Özellikleri : Zihinsel özürlü çocukların gelişimi hangi zeka düzeyinde olursa olsunlar normal çocuklardan farklıdır. Ancak gelişim ihtiyaçları onlarınkinden değişik değildir. Bu çocuklarında yemeğe, içmeye, sevilmeye, başarmaya ,kabul edilmeye ve toplumun bir üyesi gibi yaşamaya gereksinimleri vardır. Bu gibi kişilerin sosyal çevrede yaşamlarını sürdürmeleri için gereken kişilik olgunluğuna erişmeleri sözü edilen ihtiyaçlarının karşılanmasıyla mümkündür. Zihinsel özürlülerin özelliklerini çok iyi olarak bilirsek onların sosyal yaşamdaki ihtiyaçlarına daha çok yardımcı olabiliriz düşüncesiyle hareket ederek, zihinsel özürlülerin özelliklerini inceleyelim. Bu özellikleri 6 kısımda inceleyebiliriz.
1- Zihinsel özürlü çocukların bedensel ve devimsel özellikleri
2- Zihinsel özürlü çocukların zihinsel özellikleri
3- Zihinsel özürlü çocukların sosyal özellikleri
4- Zihinsel özürlü çocukların kişilik özellikleri
5- Zihinsel özürlü çocukların iş ve çalışma özellikleri
6- Zihinsel özürlü çocukların geldikleri ailelerin özellikleri
1- Zihinsel Özürlü Çocukların Bedensel ve Devimsel Özellikleri : Zihinsel özürlü çocukların büyük bir kısmında kendilerine özgü bedeni özellikler pek çok görülmez. Yapılan araştırmalar zihin özürlü çocukların %13'i ile 25'inin normallerden farklı bazı bedeni özellikleri sahip olduğu saptanmıştır. Bunları şöyle inceleyebiliriz ;
a- Bazı zihinsel özürlülerde görülen az troid salgısı nedeni ile bedeni gelişimleri tamamen duraklamış olabilir.
b- Mongoloid tip dediğimiz zihinsel özürlüler kısa boylu, çekik gözlü, ayak ve elleri etli, parmakları kısa, kalın, veya kısa boyunlu, kulakları ve dili ufaktır. El, ayakları ve tabanları etli ve düz olup izleri belirgin derecede farklıdır.
c- Zihinsel özürlü çocuklarda diş deformasyonları daha fazladır. Diş düzeninde belirgin anormallikler vardır. Sık sık diş çürümeleri görülür.
d- Bazı zihinsel özürlülerde bedeni gelişim daha ağır bir seyir takip eder. Akranlarından daha zayıf ve kuvvetsizdirler. Bunda zihinsel özre neden olan sosyo-ekonomik faktörlerin etkisi fazladır.
e- Akranlarına oranla daha sık hasta olurlar. Kendilerini korumayı normaller gibi bilemezler. Buna uygun olmayan çevresel ve ekonomik şartlarda eklenince daha sık hasta olmalar, vs bir çok sağlık problemi görülmesi doğal bir sonuç olarak görülebilir.
f- Görme ve işitme gibi ek bedeni özürlere daha sık rastlanır. Bu özürler zihinsel özürlülüğe sebep olan nedenlerin görme ve işitme merkezlerinde de etkili olması sonucu meydana gelen özürlerdir.
g- Zihinsel özürlü çocuklar psiko-devimsel alanlarda belirli derecede gerilik gösterirler. Büyük ve küçük adalelerini kullanmada beceriksizlik gösterirler. El-göz işbirliğini geç ve güç sağlarlar. Ritimlere uymada zorlukları fazladır. Ritmik hareketlere alıştırmak çok fazla tekrar ve olumlu teşvik etmeyi gerektirir.
h-Basit hareketlerde gerilik, kompleks hareketlerde belirli gerilik yanında yürüme, hareket etme, oturma, durma ve benzeri fiziki hareketlerde zorluk çekerler.
2- Zihinsel Özürlü Çocukların Zihinsel Gelinim Özellikleri : Zihinsel özürlü çocuklar zihin gelişim ve fonksiyonlarında belirli bir şekilde yaşıtlarından geridirler. Bu gerilik Eğitilebilir Zihinsel özürlüler grubunda normallere kıyasla 2/4 ile 3/4 oranında değişiklik gösterir. Ancak zeka bölümü 50'nin altına düştükçe bu oranda değişir, Zihinsel özürlü çocukların zihin gelişimleri ve fonsiyonları yavaş ve geç gelişir. Bunların zihni gelişim ve fonksiyonel özelliklerini aşağıda ki hususlarda görmek mümkündür.
Zihinsel özürlü çocuklar akranlarına göre :
1- Akademik kavramları geç ve güç öğrenirler. Fazla sabır ve tekrar gerektirir. Belli bir seviyeden sonra hiç öğrenemezler, en çok sıkıntı çektikleri çalışmalar akademik faaliyetlerdir, çabucak paniğe kapılırlar, bu çalışmalara karşı ilgileri çok geç ve sinirli olarak gelişir. Çünkü en az yetenekli ve başarısız oldukları alandır,
2- Dikkat süreleri kısa ve dağınıktır. Devamlı izleme, teşvik ve değişiklik isterler.
3- İlgileri kısa sürelidir. Daldan dala sıçrar. Ders birbirini tamamlayan ilginç etkinlikleri daldan dala dizisi olmadıkça ilgilerini çekmez, ilgilenmezler. Çok ilginç buldukları çalışmalardan dahi kısa bir süre sonra bıkarlar. Bu süre yaş, sınıf, zeka ve eğitim seviyesine göre değişir.
4- Soyut terim, tanım ve kavramları çok geç ve güç anlar ve kavrarlar. Buna tamamen yabancılık duyanlar çoktur. Somut şeyleri daha kolay ve iyi kavrarlar. Kavramların somutlaştırılması anlamalarını kolaylaştırır.
5- Zaman kavramı çok geç ve güç gelişir. Saat, gün, hafta,ay ve yılı tanıtmak, kavratmak ileri sınıflarda mümkün olabilir.
6- Konuşmaya geç başlarlar. Konuşma gelişimleri zeka gerilik dereceleri ile oranlı olarak yavaş gelişir. Konuşma özürleri fazladır. Özel ve bireysel ilgi ile konuşma gelişimi ve düzeltilmesine ihtiyaç gösterirler. Konuşmanın gecikmesi zeka özrünün tek sebebi değildir. Konuşma gelişimi bir çok organların gelişmesine ve bir çok unsurları içine alan uygun ortamın sağlanmasına bağlıdır.
7- Genelleme yapamazlar. Bu çocuklar kazandıkları bilgileri ilişkilerine göre grup lama ve genelleme yapmadan belirli şekilde geridirler.
8- Kazandıkları bilgileri transfer etmede çok güçlük çekerler. Bazı kompleks durumlarda bunu hiç başaramazlar. Kazandıkları bilgi ve becerileri ancak öğrendikleri durumlara, öğrendikleri şekilde uygulayabilirler.
9- Yeni durumlara uymada zorluk çekerler. Yeni durumlardan kaçmayı tercih ederler Bu çocuklar sınırlı yeteneğe sahip olduklarından yeni bir duruma uymaları geç ve güç olur.Her yeni etkinlik karşısında bir gerginlik, direnme ve kaçma eğilimi gösterirler. Teşvik edildiği ve anlayışlı karşılandığında yetenekleri seviyesinde, uyum sağlamayı başarırlar.
10- Kolayca yorulurlar, ufak tefek engeller karşısında yılgınlık gösterirler, sebatsızdırlar. Zihinsel özürlü çocukların en belirgin özelliklerinden biri de çabucak yorulmaları ve faaliyeti bırakmalarıdır. Onları yapamadıkları, daha ilk adımda başarısızlığa uğradıkları işlere başlatmak ve devamını sağlamak çok zor olur. Bunun için her etkinliği çocuğun başaracağı noktadan başlatılması onun ilk teşebbüsünün başarılı olması için çok önemlidir.
11- Kendilerinden küçükler ile ilişki kurmayı ve oynamayı tercih ederler.
12- Gördükleri duydukları şeyleri çabuk unuturlar. Bellekleri zayıftır. Bu çocuklar hangi yol ve duyu organı ile alırlarsa alsınlar, verilen uyarınları bilgileri kısa zamanda unuturlar. Uyaranların iz bırakması fazla tekrarı gerektirir. Aynı şeyi değişik yer, zaman, durum ve şekilde yeteri kadar tekrar etmelidir.
13- Yakın şeylere ilgi duyarlar. Uzak gelecekle ilgilenmezler. Zihinsel özürlüler başarılı oldukları etkinliklerin hemen sununda etkili şekilde madden veya manen ödüllendirilirse bu olumlu bir pekiştireç olabilir.
14- Algıları, kavramları ve tepkileri basittir. Eşya, olay ve durumları tam kapsayan ayrıntılı algı ve kavramları yoktur. Bu öğrenme hatırda tutma ve hatırlama yetenek seviyeleri ile ilgilidir. Bu çocuklara verilecek algı ve kavramların, ayrıntılı olması gerekmez. En önemli özelliklerini kapsayan basite dönüştürülmüş algılar ve kavramlar kazandırmaya çalışmalıdır.
15- Duygu ve düşüncelerini açık ve bağımsız olarak ifade edemezler. Bu çocuklar yavaş konuşma gelişimi, zayıf bellek, yeni durumlara uyma ve basit algı ve kavramlara sahip olduklarından duygu ve düşüncelerini açıkça anlatamazlar. Bunlar her fırsatta kendilerini sözle ifade etme olanakları olumlu pekiştireçlerle teşvik edilmeli, potansiyelin fonksiyonel hale getirilmesi için çeşitli fırsatlar yaratılmalıdır. Bu suretle kendilerini sözlü olarak anlatmak için kendilerine güven kazandırılabilir. Sık sık tenkitler kendine güveni yıkacağından bu konuda çok dikkatli olmak gerekir.
3- Zihinsel Özürlü Çocukların Sosyal Gelişim Özellikleri :
Zihinsel Özürlü Çocuklar,
1- Kendilerinden yaşça küçük olanlarla ilişki kurarlar.
2- Yakın çevresindekilerle kolay dostluk kuramazlar. Kurdukları dostlukları uzun süre devam ettiremezler. Kurdukları dostluklar yakın yararlar sağlamaya dayalıdır. Kolayca küser ve dostlukları bozarlar. Yalnızlığı tercih etme eğilimindedirler.
3- Sosyal ilişkilerinde grupta daima başkalarına tabi olma eğilimindedirler. Sorumluluk almaktan çekinirler. Nadiren kendi seviyelerinde ki kişilerden oluşan gruplarda lider olmaya talip bulurlar. Liderlik çatışmalarına bu gruplarda rastlanmaz.
4- Oyun ve toplum kurallarına uymakta zorluk çekerler. Kuralları güç oyunlara ve sosyal faaliyetlere katılmazlar. Kuralları bu çocukların anlayacağı ve uyacağı seviyede basitleştirmeli ve bu tip faaliyetlere başarılı etkin katılımları sağlanmalıdır.
5- Genellikle fiziki görünüşlerinde, giyim ve kuşamlarında acayiplikler gösterirler.
6- Nezaket ve görgü kurallarına uymada zorluk çekerler. Kuralları basitleştirmek, çocuğa çeşitli durumlarda bol sosyal yaşantılar vermek suretiyle azami gelişim sağlanabilir.
7- Sosyal bakımdan birçok uyumsuz halleri vardır. Sosyal durumlara kendi kendilerine uymada zorluk çekerler. Uyum sağlayacak uygun çözüm yolları bulamazlar. Anlayış, bol bol sosyal yaşantılar sağlamak uyumu zor durumların geri zekalıya göre basitleştirilmesi uyumu arttırıcı tedbirler olabilir.
8- Sosyal faaliyetlere karşı ilgileri azdır. Çok az sayıda sosyal faaliyetlere katılırlar. Sosyal ilişkilerde bencildirler. Davranışlarında her şeyin kendilerine ait olmasını isterler. Kendilerine ait olan şeyleri başkalarıyla paylaşmaya yanaşmazlar.
10- Sosyal ilişkilerinde kendilerini grupta kabul ettirecek becerileri azdır. Birçoklarında hiç denecek kadar yoktur.
4- Zihinsel Özürlü Çocukların Kişilik Özellikleri:
Zihinsel özürlü çocukların kişilik özelliklerini aşağıda belirtilen hususlarda görmek mümkündür. Zihinsel özürlü çocuklar,
1- Kendilerine güvenemezler, genellikle başkalarına dayanmayı tercih ederler. Bağımsız hareket etmekten çekinirler.
2- Sebatsızdırlar. Kolaylıkla cesaretleri kırılır.
3- Bir amaca ulaşmak için kuvvetli hisler duymazlar. Ufak tefek engeller karşısında çözüm yolları aramazlar, yılgınlık gösterirler. Bir işi bitirmek, sonuca götürmek için enerjilerini teksif edemezler.
4- Geç ve güç dostluk kurarlar. Dostluk süreleri kısadır, gelip geçicidir.
5- Sorumluluk almaktan kaçınırlar. Başkalarına uymayı tercih ederler.
6- Birlikte bulundukları kimselerin duygu ve düşüncelerine ilgi ve saygı duymazlar. Başkaları onlar için önemli değildir.
7- Kendi kendilerine bir işe başlama arzusu göstermezler. Belli bir amaca yönelmeleri çok nadir görülür.
8- Duygu ve düşüncelerini ifade etmede birçok duygusal bozukluk gösterirler. Bazen kızarıp köpürmek, kırmak, dökmek, saçmak, bazen tam bir duyarsızlık şeklinde davranışlar gösterirler.
Bu kişilik özelliklerinin bir veya bir kaç tanesini zihinsel özürlü çocuklarda görmek mümkündür. Yalnız kişilik özelliklerindeki derece farklılıkları zeka gerilik derecesiyle oranlı olmayabilir. Kişilik gelişimdeki gerilik daha ziyade kişilik gelişimini etkileyen faktörlere bağlıdır. Bütün özelliklerdeki gelişim geriliğini zeka geriliğine bağlamak ve onunla açıklamaya çalışmak bizi hatalı yargılara götürebilir. Zihinsel özürlü çocukların uygun yönde gelişimlerinin sağlanması önce genel, sonra bireysel olarak bireye özgü özelliklerin bilinmesi ile mümkün olur. Özellikleri bilmek eğitimde ilk adımdır.
Zihinsel özürlülerin tipik özellikleri :
1- Geç ve güç öğrenirler.
2- Soyut şeyleri çok zorlukla öğrenirler.
3- Genelleme yapamazlar.
4- Bilgilerini benzer durumlara transfer edemezler.
5- Dikkatleri dağınık ve kısa sürelidir.
6- Kolayca yorulurlar ve sebatsızdırlar,
7- Yakın şeylerle ilgilidirler. Uzak geleceğe aldırış etmezler.
8- Algı ve tepkileri basittir.
9- Çabuk unuturlar.
10- Basit kelimeler ve kısa cümlelerle konuşurlar.
11- İlgileri daldan dala sıçrar.
12- Oyunlarda kendilerinden küçüklerle oynamayı tercih ederler.
13- Her işte bağımlı olmayı tercih ederler.
14- Arkadaşlık kurmada zorluk çekerler. Kurdukları dostluklar kısa ömürlüdür.
15- Kendilerine güvenleri çok azdır.
16- Sosyal maharetleri azdır. Kendilerini satacak becerilere sahip değildirler.
17- Kurallara uymakta zorlukları fazladır.
18- Sosyal faaliyetlere az katılırlar.
5- İş ve Çalışma Özellikleri : Genellikle zihinsel özürlü çocuklar bir iş yapmada aşağıda sıralanan özellikleri gösterirler. Bunlar;
1- Zihinsel özürlü Çocuklarda diğer akranları gibi kendilerini en iyi yapabilecekleri bir iş sahibi olma ihtiyacındadırlar. Bir işe sahip olma için can atarlar.
2- Zihinsel özürlü çocuklarda bir çok işleri yapabilir ve meslek sahibi olabilirler. Bazıları devamlı, bazıları aralıklı kontrol altında bulunmayı gerektirebilir.
3- Zihinsel özürlü çocuklar bir etkinliği, bir işi tümüyle öğrenmek ve onların basit kısımlara ayrılmasını isterler. Önce kısım kısım, sonra bütün olarak öğrenebilirler. Öğrenim hızları yavaştır.
4- Zihinsel özürlü çocuklar monoton işleri yapmaktan hoşlanırlar. Normaller gibi bıkmazlar. Kendilerine öğretilen işleri hiçbir hileye sapmadan aynen yaparlar.Monoton işlerde normallerden üstün başarı gösterirler.
5- Zihinsel özürlü çocuklar işlerine daha bağlıdır. İşe tam zamanında gelir ve tam zamanında iş yerinden ayrılırlar. İş ve iş yerinde uyulması gereken kurallara harfiyen uyarlar. İyi eğitilmişse iş emniyeti kurallarına son derece saygılıdırlar. Zorlasanız dahi kuralları bozmazlar.
6- Zihinsel özürlü çocuklar mesleki alanda daha iyi eğitilirler. İşin gereklerine göre sabırla özelliklerine saygılı olarak eğitebilirsek işine ve mesleğine karşı çok sadakatle çalışırlar. İyi iş ve çalışma alışkanlıkları kazanırlar.
7- Zihinsel özürlü çocuklar genellikle sakin ve işverenin, kontrol edenin istikrarlı isteklerine uygun davranışlar gösterirler. Onları memnun etmek için özel çaba harcarlar.
8- Zihinsel özürlü çocuklar başarılı oldukları işlerinde gurur duyarlar. Daha başarılı olmak için gayret ederler.
9- Zihinsel özürlü çocuklar hemen hemen her zaman işveren ve usta öğreticisiyle beraberdir. Ondan gelen telkin ve tavsiyeleri aynen uygulamaya hazırdır. Onun için sıkıntılardan, ani çıkan problemlerin çözümünde birinin yanında olmasına ihtiyaç duyarlar. Zihinsel özürlü çocuklar bedenen çalışarak bir şey yapmadan, bir eser meydana getirmeden çok hoşlanırlar.
10- Zihinsel özürlü çocuklar daha yavaş düşünürler, kavrarlar. İşte sözel açıklamalar onlar için anlamsızdır. İşi uygulayarak göstermek, uygulatarak öğretilmesini gerektirir. Aynı şeyin alışkanlık haline gelinceye kadar aralıklı olarak tekrarı gerekir.
11- İşe başlatılmaları çok zaman alır ve sabır ister.
12- Diğerlerinin kısa zamanda yakaladığı ve anlatılmadan kendiliklerinden kavradıkları şeyleri bu çocuklara basit yollarla anlatmak gerekir.
13- Zihinsel özürlü çocuklara karışık açıklama yapılırsa veya bir anda birkaç husus açıklanırsa bu çocuklar zihin karışıklığına uğrar ve faaliyet gösteremezler. Her husus ayrı ayrı açıklanmalı ve istenilen şey somut olarak gösterilmelidir.
14- Zihinsel özürlü çocuklar başarısızlığa düştüğü durumlarda kendilerine güvenlerini kolaylıkla kaybederler. Etkinliklerin seçilmesi ve alıştırmaların yapılmasında çok uyanık olmak, çocuğun hangi işte, hangi seviyede başarılı olacağını önceden kestirmek gerekir.
6- Zihinsel Özürlü Çocukların Geldikleri Ailelerin Özellikleri :
1- Bu çocukların genellikle fakir ve çok fakir ailelerden geldikleri söylenebilir.
2- Ailede çocuk sayısı genellikle fazladır. Sırası ile 6-5-4-3 ve 2 çocuk vardır. Bu durum çocuğun yeterli bakım ve ilgi görmesini sınırlamaktadır.
3- Ailede anne ve baba gündüz çalışmaktadır. Evde çocukla meşgul olan kimse yoktur. Çocuk ana ve babanın sıcak sevgi, ilgi ve bakımından yoksundur.
4- Anne babanın eğitim seviyesi çokluk sırasına göre aşağıda ki durumlardadır.
a-Hiç eğitim görmemiş ana babalar.
b-Çok az eğitim görmüş aileler.
c-İlk veya orta okul eğitimi görmüş ana-babalar,
d-Nadiren yüksek öğretim görmüş ana-babalar.
5- Anne baba arasında sık sık geçimsizlikler görülür. Bu ailelerde genellikle çocuklar istenmeyen varlıklardır.
6- Genellikle anne ve baba yaşlıdır. Annenin doğum yaptığı zaman yaşı 40'ın üzerindedir. Çok genç doğum yapan annelerin çocuklarından da zihinsel özürlü olanlara rastlanmaktadır. 17 yaştan küçük ve 37 yaştan büyük annelerin doğumları riskli doğumlar olarak nitelenmektedir. Yaş 17'den aşağı 37'den yukarı çıktıkça zihinsel özürlü doğumların sayısı da artmaktadır. Özellikle mongoloid çocukların annelerinin yaşı 45'in üzerindedir.
7- Anne gebeliği sırasında sağlık muayenesi ve kontrolü olmamaktadır. Doğumu bir hastanede yapılmamaktadır. Gebeliği sırasında kontrol altında bulunan anneler %50 fazla normal doğum yapma şansına sahiptirler.
Özürlü bir çocuk, ailede büyük bir hayal kırıklığı olarak algılanmakta ve yoğun bir kaygı ve endişe kaynağı oluşturmaktadır. Bu kaygı ve endişe düzeyi özrün veya hastalığın derecesine, aile bireylerinin psikolojik olgunluklarına, maddi kaynaklarına ve çevrenin ne derece destek olduğuna bağlı olarak değişmektedir. Kaygı ve endişenin düzeyi aileden aileye değişmekle birlikte bir ölçüde, ailenin böyle bir duruma hazır olup olmamasına ve bu durumla başa çıkabilmesi için harcadığı çabalara bağlı olmaktadır. Yapılan bir araştırmada özürlü bir çocuğa sahip ailelerin yaşadıkları kaygı ve endişe duygularının çok yönlü olduğu ve çocuğun özrünün kesin olarak teşhis edilmesinden sonra kabule doğru geliştiğini göstermektedir.
Anne babanın özürlü çocuklarıyla ilişkileri incelendiğinde , annelerinde bulunduğu zamanlarda babaların çocuklarının fiziksel, sosyal ve duygusal ihtiyaçlarıyla daha az ilgilendiği sonucuna varılmaktadır. Annelerin kaygı ve endişelerinin düzeyi özürlü çocukların yaşı ilerledikçe artmaktadır. Daha büyük yaşta çocuğa sahip anneler, daha küçük yaşta özürlü çocuğa sahip annelere oranla daha fazla kaygılı ve endişeli bulunmuştur. Yapılan araştırmalara göre, çocuğun yaşı ilerledikçe ailenin özellikle aile ilişkilerine ve geleceğe ilişkin kaygı ve endişeleri yoğunlukla yaşadıklarını göstermiştir.
Çocuğun zeka geriliğine kendilerinin neden olduğunu düşünen ve yoğun suçluluk duyguları ile dolu ana-babanın izleyeceği iki hatalı yol vardır. Birincisi, "Bu çocuğu ben böyle yaptım, o halde her şeyini yerine getirmeliyim" düşüncesiyle çocuklarını aşırı kollamaları ve böylelikle çocuğun gerçek kapasitesine ulaşmasını engellemeleridir. İkincisi ise: Bunun tersi bir düşüncedir. Çocuğunun zeka özrüne kendinin neden olduğu fikri kabul edilmesi çok zor bir duygudur. Böylece "Ben çocuğumu geri zekalı yapmadım.O halde benim çocuğum geri zekalı değil. Normal çocukların yapması gereken her şeyi yapabilir." şeklindeki bir mantıktan hareketle, çocuklarından çok aşırı beklentileri olabilir, Bunun sonucunda da, hiçbir zaman kazanamayacağı bir yarışa sokulan çocukta, içe çekilme, yeteneğinin de altında davranma, saldırganlık gibi olumsuz davranışlar gözlenebilir.
Pek çok ana-baba suçluluk ve yetersizlik duygularını bir uzmanla paylaşmanın çok rahatlatıcı olduğunu söylemektedir. Ancak ilk anlarda gözlenen bu rahatlamayı ileriki yıllarda bir bıkkınlık ve çaresizlik izleyebilmektedir. Özellikle ülkemizde bu tür çocuklara yardım iletecek kuruluşların yok denecek kadar az olması, çocukların tüm günlerini evde geçirme zorunluluğu, ailelerin çocuklarına nasıl yaklaşacaklarını bilmemeleri ve ekonomik güçlükler bu sorunun giderek büyümesine yol açmaktadır.
Zeka özürlü çocuğu olan aileler, çoğu kez çocuklarıyla olduğu kadar çevreyle de uğraşmak zorunda kalır. Çevreden gelen, "Bu çocuğu evden uzaklaştırmalısınız, diğer çocuklar onun yaptıklarını yapıp anormal olabilir" şeklinde ki önerilerde ailenin içinde bulunduğu çatışmayı arttırıcı bir yaklaşım olabilmektedir. Dost ve akrabaların sürekli olarak sordukları çocuğa ilişkin soruları yanıtlamak aile için zor bir deneyim olabilmektedir.
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.