13-04-2010 |

Özel Özel Eğitim Okulları Birliği Derneği Basın Bülteni

Ülkemizde Özel Eğitim, yakın geçmişte çözüm yolları bulunmaya başlanan toplumsal bir problemdir. 2006 yılı öncesinde devletimiz sosyal güvencesi (SSK, Emekli sandığı ) olan engelli çocuklarımızın özel eğitim ve rehabilitasyon masraflarını karşılıyordu. Ancak toplumumuzun sosyo-ekonomik yapısı göz önünde bulundurulduğunda, bu uygulamanın kesinlikle gerekli olduğu ancak mevcut sıkıntının çok azına çözüm getirdiği ortadadır.

2006 yılında ise 59. hükümet engelli eğitiminde ciddi bir adım atmış ve sosyal devlet bilinci ile sosyal güvencesi olsun olmasın tüm engelli çocukların özel eğitim ve rehabilitasyon giderlerini karşılamaya başlamıştır. 2006 yılından sonra özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti alabilen engelli çocuk sayısı 205.000 e ulaşmıştır. Bununla birlikte devletimiz engelli çocuğun özür derecesini ve ailenin ekonomik durumunu da göz önünde bulundurarak evde bakım ücreti vermeye de başlamıştır. Devletimizin 2010 yılında engellilerin özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetine ayırdığı bütçe 950.000.000 TL dir. Sadece bu taraftan bakılsa dahi devletimizin konuya hassasiyeti ortadadır. Tüm engelli çocuklarımız ve aileleri adına 59. hükümet dönemiyle birlikte özel eğitim alanındaki iyileştirmeler ve hassasiyetten dolayı devlet büyüklerimize teşekkür ederiz. Bununla birlikte 2006 yılından bu yana özel eğitimin tam amacına ulaşabilmesi için sistemi oturması adına güncellemeler yapılmaya devam edilmektedir. MEBBİS, merkezden denetim sistemi ile yapılan ödemelerin gerçekten engelli çocuğa eğitim olarak ulaşmasının denetlenmesi, suistimalin önünü kesme adına başarılı bir yaptırımdır. Ancak özel eğitim hizmetinde hala önemli bir açık vardır. Özel eğitime muhtaç çocuklarımızdan örgün eğitim çağına gelmiş, ülke genelinde yaklaşık 90.000 örgün eğitim alması gereken Engelli çocuğumuzdan yaklaşık 60.000 ‘i yasal haklarından mahrum kalmaktadır. Sistem, örgün eğitim çağında olan yaklaşık 60.000 engelli çocuğumuzu bünyesine dâhil edememiştir. Milli Eğitim Bakanlığı 2008 – 2009 istatistiklerine göre Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı 267 resmi okulda, yaklaşık 30.000 engelli öğrenci bulunmaktadır. Bunun yanında özel sektör tarafından açılmış olan Özel Özel Eğitim okul sayısı 134, öğrenci sayısı ise yaklaşık 2300’dür. Ülke genelindeki özel özel eğitim okullarının yaklaşık kapasitesinin 17.500 olduğunu da düşünecek olursak, sıkıntılar sebebiyle özel özel eğitim okulları kapasiteleri doğrultusunda örgün eğitim hizmeti verememektedir. Ülke genelinde örgün eğitim alması gereken 90.000 civarında engelli çocuk olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurduğumuzda yaklaşık 60.000 engelli çocuğa nasıl ve nerde eğitim imkânı sağlandığını irdelemek gerekir. 2002 yılında Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan araştırmada Engellilere eğitim hizmetlerinden yararlanamama nedenleri sorulmuştur. Bu nedenler arasında en başta ‘ekonomik yetersizlik’,diğer sırada ‘başvurduğu halde kabul edilmeme’ gösterilmiştir. Bu çocuklarımız anayasal zorunluluk sebebiyle örgün eğitim alması gerekirken, resmi okulların yetersizliğinden ve Özel Özel eğitim Okullarının da desteklenmemesi nedeniyle ayda sadece 8 seans bireysel ve 4 seans grup eğitimi alabildikleri Rehabilitasyon merkezlerine devam etmek zorunda bırakılmaktadırlar. 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de “Özel eğitim gerektiren bireylere, her tür ve kademedeki eğitim ortamlarına devam ettiği eğitim programlarının amaçlarını gerçekleştirmek üzere özel eğitim desteği verilir. Bu amaçla bireysel ve grupla eğitim imkânları sağlanır’ denilmektedir. Bu düzenleme yalnızca ‘belli bir tür ve kademedeki eğitim ortamına’ erişmiş ve bir ‘eğitim programına devam eden’ engelli bireylere sağlanan bir desteği ifade etmektedir. Oysa zorunlu eğitim çağında olduğu halde eğitim hizmetine erişemeyen engelli bireylerin oranı çok yüksek olup, bunlar için herhangi bir destek söz konusu değildir. Dolayısıyla bir eğitim kurumuna devam edebilecek durumda olduğu halde, kendine uygun okul ve program olmayan zorunlu eğitim çağındaki engelli bir bireye ilişkin, özel eğitim desteği yeteri kadar fayda sağlamamaktadır. Hafif düzeyde Zihinsel Engelli çocuklarımız Devlet okullarında dâhil olabildikleri kaynaştırma eğitimine destek olma mantığıyla özel eğitim hizmeti veren Rehabilitasyon merkezlerinin, orta ve ağır düzeydeki engelli çocuklarımızın örgün eğitim almadan, alamadıkları örgün eğitime destek verebilmesi mümkün değildir. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda makul düzenlemeler yapmak devletin yükümlülükleri arasındadır. Özel Özel Eğitim Okullarının burada önemli bir açığı dolduracağı açıktır.

Yıllardır, Özel Özel Eğitim Okullarının tanınmaması, gerekli düzenlemelerin yapılmamış olmasına rağmen ülke genelinde 134 Özel Özel Eğitim Okulu yaklaşık 2300 engelli öğrenciye eğitim hizmeti vermeye devam etmiştir. Ancak her geçen gün kurumları sıkıntıya sokan mevzuat ve personel sıkıntısı devletin görevini sırtlanan Özel Özel Eğitim Okullarını ciddi maddi sıkıntılara sokmuştur. Bizler, Engelli çocuklarımızın eğitim haklarına sahip olabilmeleri adına 2007 yılında çalışmalara başladık. 30.04.1992 tarihli ve 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun EK.3.Maddesinde tek madde değişikliği ile Özel Özel Eğitim Okullarının tanınması gerekliliğini ilgili mercilerle yaptığımız yazılı ve sözlü görüşmelerle dile getirdik. Birçok toplantıda sıkıntının çözüm yolu hakkında alt yapısı sağlam veriler sunduk. Maliye Bakanlığının devletin özel eğitime ayırdığı bütçesinin örgün eğitimi de gerekli uygulamalarla destekleyebileceği görüşünü aldık. Tüm bu mücadeleyi verirken okulların maddi sıkıntıları katlanarak devam etti. Bu süreçte birçok Özel Özel Eğitim Okulu kapanmak zorunda kaldı veya öğrencilerin eğitimine ara verdi. Kapanan okullarda eğitim alan çocuklarımız okulsuz kaldı. Sıkıntılara hala direnen Özel Özel Eğitim Okulları ve engelli çocukların aileleri haklı mücadelelerinde birlik oldu. Bu son 6 ayda birbirini devam eden onlarca bürokratlar ve siyasilerle görüşmeler, toplantılar yapılmış olup bütün toplantılarda çıkan karar örgün eğitimin kabul görmesi mutabakatı olmasına rağmen gerçekleşmemiş olmasıdır. En son 09.Mart.2010 tarihinde ülke genelinde örgün eğitim hakkından mahrum kalan 60.000 engelli çocuğu temsilen yaklaşık 300 aile meclisi ziyaret edip gelişmeleri siyasilerin ağzından dinlemek istedi. Saatler süren görüşme sonrasında siyasilerin ve ailelerin yaptığı görüşmede taraflar bu ortak sıkıntıda birleşmiş olmasına rağmen hala bir sonuç çıkmamıştır. Hala ayakta durmaya çalışan Özel Özel Eğitim Okulları daha ne kadar dayanabilecek, engelli çocuklarımız bu süre içerisinde ne yapacak kimse bilmiyor.

Sıkıntılar gündeme getirildiğinde yıllardır örgün eğitimin kabul görmeyişine sebep M.E.B. bürokratlarının açıklaması; Maliye Bakanlığının bürokratlarının karşı çıkıyor olması idi . Ancak yapılan tüm görüşmelerden sonra gayet açık bir şekilde görülüyor ki; Maliye Bakanlığı yaptığı bütçe hesaplamalarında özel eğitim okullarının zorunluluğunu desteklemektedir ve bütçeye hiçbir yük getirmediğinin de farkındalar. Tüm bu olumlu yaklaşıma rağmen neden hala örgün eğitimin kabul görmemiş olması sorgulandığında ise karşımıza maalesef ülkemizin de birçok sektörde yaşadığı sıkıntı kaynağı çıkmaktadır. Çıkar kaygısı maalesef ki özel eğitime muhtaç çocuklarımızı da sömürmektedir.

Ülke genelinde sayıları çok fazla olmayan ama buna rağmen sistemin açıklıklarını kullanarak çıkar kaygılarına kılıf bulan kirli zihniyet engelli çocukların eğitiminde de kendini göstermektedir. Bazı çıkar grupları mevcut sisteme değişiklik getirecek örgün eğitimin kabulünün kişisel çıkarlarını zedeleyeceği kaygısı ile bir şekilde engel olmayı başarabilmektedir. Bilinmektedir ki; örgün eğitimin kabul görmesi ülke genelinde yaklaşık 60.000 örgün eğitim alması zorunlu engelli öğrencinin birçoğunun sadece devletin okullarında kayıtlı gösterilip eğitime devam etmedikleri halde Rehabilitasyon Merkezinden destek eğitimine almalarının önünü kesecektir. Oysa bir engelli öğrencinin örgün eğitime devam etmesi ve rehabilitasyon merkezinden 2. bir özre sahipse destek eğitim alması gerekmektedir. Yani örgün eğitim yaşındaki çocukların ya devletin özel eğitim okuluna ya da Özel Özel Eğitim Okullarında alamadıkları örgün eğitimi ayda sadece 8 saat destek eğitimle telafi etmeye çalışması ciddi bir problemdir. Ne yazık ki sayıları her zaman az da olsa bütün alanlarda olduğu gibi kirli zihniyetin bu alanda da etkileyici ve yön belirleyici kişilerin olması sebebiyle bunca çocuk örgün eğitimden mahrum kalmaktadır. Ülkemizin ciddi sorunlarından biri olan ancak bir türlü gündem maddesi olamayan engelli çocukların eğitim ve vatandaşlık hakları konusunda, bu konudaki hassasiyetinize inandığımızdan, sorunun çözümü yolunda bizlere destek olacağınızı umuyoruz. Özel Eğitim Okulları Birliği Derneği

Kaynak: http://www.ozelegitimokullari.org/duyurular-/63-basinbulteni.html

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.