Kardeşlerimi Kokusundan Tanırım

Bosnalı baterist Halid Hajdukoviç, dünyada aynı enstrümanı çalan birkaç görme engelli müzisyenden biri. 7'si kız, 7'si erkek 14 kardeşe sahip. Kendisiyle birlikte 7 kardeşi de görme engelli olan Halid'in ağabeyi ise Bosna savaşında şehid edilmiş.
Kardeşlerimi kokusundan tanırım
Halid, Boşnak İlahi Grubu Bedem'in bateristi. Sadece bir Boşnak olması bile, bana göre onu sizinle tanıştırmam için yeterli bir sebep ama Halid'i tanıştırmak için daha bir çok nedenim var. İsterseniz hemen ilkini söyleyeyim. Halid, dünyada sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen görme engelli bateristlerden biri. Bu yeterli olmadıysa devam edeyim, Halid, hiç göremediği ağabeyini Bosna Savaşı'nda yitiren bir genç Boşnak. Bu da mı yetmedi? Peki, o zaman Halid'in 14 kardeşinden 7'sinin kız, 7'sinin erkek olduğunu, bu kardeşlerden yine 7 tanesinin görme engelli olduğunu söylesem? Bir Boşnak, bir müzisyen, bir görme engelli olarak Halid'e dair o kadar çok söylenecek söz var ki… Size aktarabileceklerim ise, bir Ramazan akşamında, Feshane'de dar bir vakitte konuşabildiklerimden ibaret. Şimdilik bunlarla yetinin, bir gün, Bosna'da Halid'in misafiri olunca daha genişçe anlatırız.
KATIKSIZ BİR BOŞNAK
Konuşurken Halid'in gözlerinde gördüğüm şey, nice feri sönmüş, baktığını sanan ama göremeyen gözlerden daha canlı bir ışıltı… 'Başçarşıda dolaşırkan bir Türkle karşılaşan bir Boşnak'ın gözlerinde ne görürseniz, onun aynısından var' demem yeterli sanırım. Bu ışıltının sebebi ise Halid'in 'Türkiye'ye dair duyduğun ilk ses neydi' soruma verdiği cevapta gizli: "Herkes Boşnakları seviyorum diyor. Geldiğimizden beri kulaklarımda bu yankılanıyor" Halid ile önce müzisyenliğini, sonra ailesini ve savaşı konuştuk. O da tüm sempatikliğiyle, bazen bazen uzaklara doğru takılıp kalan bir bakışla, bazen de kahkahalar eşliğinde anlattı. Halid, 1988 Viseco'da Saraybosna yakında küçük bir kasabada doğmuş. 1997 yılından, yani 9 yaşından bu yana okumak için gittiği Saraybosna'da bir yurtta kalıyor. İlkokuldan sonra Güzel Sanatlar Lisesi'ne devam etmiş.
MÜZİK BANA KENDİ GELDİ
Söz müziğe geldikçe, Halid daha bir keyifleniyor. Çünkü müzik onun herşeyi.. Notalarla nasıl tanıştığını sorunca espriyi patlatıyor: "O bana kendiliğinden geldi. Beşinci sınıfta iken kendi kendime klavye çalmaya başladım. Her hangi bir ders almadım. O zaman başladı bendeki müzik aşkı. Müzik lisesine geldiğim zaman bateriye geçmek zorunda kaldım çünkü klavye çalabilmek için notaları okumak gerekiyordu ve ben okuyamıyordum."
Güzel Sanatlar Lisesi'ni iyi bir dereceyle bitiren Halid'in hedefinde şimdi akademi var. Peki bir görme engelli o zilleri, davulları nasıl çalabilir, insan merak etmeden duramıyor. Halid sırrını şöyle anlatıyor: "Bateri için nota gerekmiyor. Dolayısıyla davulların üzerine bir ışığın vurması yeterli oluyor. Işık vurunca, ben biraz daha beyazlık görebiliyorum. Neyin nerede olduğunu hissedebilmem yeterli." Halid gündüzleri yüzde 10 görebildiğini, güneş battıktan sonra ise hiç bir şey göremediğini anlatıyor. Gece yapılan konserlerde Halid için özel ışıklandırma yapılıyor. Kendisi gibi görme engelli müzisyenlerden örnek aldığı kimse olup olmadığını sorduğum Halid, Görme engelli baterist olarak kimseyi bilmediğini ama Andrea Bocalli ile Stewi Bonder'i tanıdığını söylüyor. Halid'e Beathoven'in da duymadığını hatırlatıyorum. "Evet, Allah vergisi" diyor. Halid'in müziğe dair Türkiye'den tanıdığı iki isim ise Mustafa Sandal ile Tarkan.
EN BÜYÜK AŞKIM MÜZİK
Halid, ne kadar görme engelli de olsa, Bedem gibi Bosna'da oldukça popüler olan bir gurubun bateristi ve henüz 20 yaşında genç bir delikanlı. Gönül dünyasında neler olup olmadığını sorduğumda neşesi daha da artıyor. "Bir kız arkadaşım var ve ona aşığım diyor" Kız arkadaşı da kendisi gibi görme engelliymiş fakat o benden daha iyi görüyor" diyor Halid. "Evlenmeyi düşünüyoruz" derken ve gelecekle ilgili düşüncelerini aktarırken mütevekkil: "Bilmiyorum ama Allah'ın her şeyin hayırlısını vereceğine inanıyorum. Benim en büyük aşkım müzik. Zaten benim düşünceme göre sevdiğimiz işi yaptığımız sürece her şeyin devamı gelir. “
Halid'in başka görme engelli kardeşleri olduğunu, söyleşimiz sırasında yanımızda bulunan mihmandarından öğreniyorum. Bu yüzden de sözü ailesine bir an önce getirmek için “Çekinerek de olsa ailenden biraz bahsetsek” diyorum. Onun cevabı gülümsemek oluyor. Ardından da önce kardeş sayısını söylüyor: 14. "Peşinden ekliyor. “Şu anda yedi erkek yedi kız kardeşiz.. Kardeşlerimden yedi tanesi görüyor, yedisi görmüyor. Görmeyenlerin üçü kız, dördü erkek. Kardeşlerim de ben de doğduğumuz günden beri görmüyoruz. Hepimizin de problemi aynı. Her hangi bir tedavisi de yok. Hastalığımız ne daha da kötüye gidiyor ne de iyileşiyor. 15 kardeştik ama ağabeyim savaşta vefat etti." Ağabeyi Viseco şehrinde savaşırken şehit olmuş. Engeli nedeniyle hiç göremediği ağabeyine dair neredeyse hiçbir şey hatırlamıyor Halid. "Sadece öldüğünü konuşuyorlardı evde" diyor. Türkiye'de, Bosnayı, Boşnakları savaşla tanısak da, savaşla hatırlasak da, bir Boşnakla savaşı konuşmak kolay değil. Çünkü bir anda 1990'lı yıllara götürüyorsunuz karşınızdakini. Bu yüzden yine çekinceyle savaşı soruyorum Halid'e. O da cevap veriyor: "Savaş bir gürültüydü benim için. Görsel olarak hafızamda hiçbir şey yok.”
ÜÇ KIZ, DÖRT ERKEK KARDEŞ GÖRMÜYOR
"Evde nüfus bu kadar kalabalık olunca görme engelli bir insan diğer kardeşlerini nasıl tanıyabilir? Bu merakımı Halid gideriyor: "Sonuçta doğuştan beri birlikteyiz. Beraber oynadık, beraber okuduk. Her kardeşimin nasıl koktuğunu bilirim." Halid, isimlerini karıştırmadığını göstermek için de önce kızları, sonra erkekleri başlıyor saymaya: Meliha, Mediha, Nesiha, Ziyada, Mirsada, Dervişa, İvedina, Muşgorksi, Halid, Asmir, Yasmin, Nihad, Vedin, Vahid, ve Recep." Halid gibi görme engelli olan Vedin pedogog, Recep arkeolog, Yasmin asker. En büyük ablası Mediha'nın ise butiği varmış. Halid ile muhabbetimizi bitirip vedalaşırken, Bedem Grubu'nun solistleri bir ilahi mırıldanıyor. İnsanı 1995'lere götüren bir ilahi
“Ben yürürem yane yane, aşk boyadı beni kane..."
BEDEM SÖYLÜYOR SIRPLAR MÜSLÜMAN OLUYOR
Ramazan ayı İstanbul'un semalarına hoşsadalar bırakarak gitti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Ramazan etkinlikleri nedeniyle Amerika'dan, Endonezya'dan Mısır'dan Bosna'dan gelen misafir sanatçılar, sesleri, müzikleri ve becerileriyle gönüllerde güzel esintiler bıraktı. Bosnalı İlahi Grubu Bedem de bunlardan biriydi. 8 yıl önce kurulan ve bir çoğu İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden oluşan Bedem, Boşnakça, Türkçe ve Arapça söyledikleri ilahilerle büyük beğeni topladı. Kız ve erkek toplam 16 kişiden oluşan Bedem Grubu'nu dinleyen bir çok Sırp'ın İslam'ı merak ettiği, Müslüman olanların sayısının ise hiç de az olmadığı söyleniyor. Grup üyelerinin bir tek amacı var. Boşnak gençlerine Peygamber sevgisini aşılayıp, onları alkolden ve uyuşturucudan uzak tutabilmek.
Kaynak: http://yenisafak.com.tr/Pazar/?t=05.10.2008&c=29&i=143103
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.