İşte Engelli Sporuna Ve Sporcusuna Verilen Önem!...
KALBİ KIRIK VE ÖFKELİ BİR BABADAN...
Geçenlerde bir mektup geldi. İşitme engelli sporcu bir çocuğun babasından...
Hayal kırıklığına uğramış, canı fena halde sıkılmış, kalbi çok kırılmış öfkeli bir babadan. Sözü fazla uzatmadan, biraz kısaltarak Ertan Yaşar imzalı mektuba yer vermek istiyorum.
Önce mektubu okuyalım.
Sonra uzun uzun düşünelim:
Konu engelliler olunca hem devlet hem kamuoyu olarak neden çuvallıyoruz; neden cafcaflı lafların ve vitrin gösterişçiliğinin ötesine geçemiyoruz?
“Türkiye’de işitme engelli sporculardan sorumlu Badminton Federasyonu var. Spordan sorumlu bir bakanlık var. İl spor müdürlükleri var.
Ama bir işitme engelli babası olarak anladım ki aslında sadece “Engelliler haftası” geldiğinde kürsülere çıkıp bol bol vaatlerde bulunan takım elbiseli insanlar var.
Türkiye İşitme Engelliler Badminton Şampiyonası, seçim ve ‘paramız yok’ bahaneleriyle ağustos ayına kaydırıldı ve yapıldı.
Ama gelin bakın nasıl yapıldı!
Eskişehir Porsuk spor salonunda, tam bir yıl boyunca heyecanla bugünü bekleyen engelli sporcular ve ailelerinin dışında, zaten bir buçuk gün süren Türkiye Şampiyonası’nda gönderilen birkaç hakemin dışında Allah rızası için bir tek yetkili ve idari sorumlu yoktu.
Toplam 100’e yakın sporcu ve görevliye yemek olarak kantindeki küçük tost makinesinde yapılan tostlar ve ayranlar verildi. Çocukların birçoğu aç olarak, bir kısmı ise yemeklerini yarıda bırakarak müsabakalarını yaptılar. Hatta aynı gün 7 saat içerisinde 8 müsabaka yaptırılan 13-14 yaşlarında yavrularımız vardı.
Belli ki herkes işini sadece görev olduğu için yapıyor ve bir an önce bitirilmesine bakıyordu. Neden?
Cevabı basit; çünkü ödenek yok, çünkü bu çocuklar engelli!
İl Spor Müdürü bir ara görünüyor, herkes heyecanla “hah bir yetkili maçlarımızı izlemeye geldi” diyor, ama hayır o sporcularla fotoğraf çektirip gitmişti.
Neden? Çünkü bu çocuklar engelli.
Keşke bütün yanlışlar bunlardan ibaret olsaydı da hiçbirini şikâyet olarak yazmasaydım. Nasılsa turnuva sonunda bu yavrularımıza bir yetkili gelip Türkiye Şampiyonası’na katıldıkları için her birine birer mansiyon ödülü ve kazananlara madalyalarını takacak ve çocuklarımız ve biz aileler onurlanacaktık.
Heyhat! Haddimize mi düşmüş!
Ey Eskişehir’in İl Spor Müdürü, ey yerel basın, ey ulusal basın neredesiniz?
Bir mağazanın açılışına gelen mankeni haber yapmak için yarışan medyacılar neredesiniz?
Hiçbiri yok, neden mi?
Sıkı durun, anlatıyorum.
Turnuvanın bittiği 26 Ağustos saat 13.00’te herkes madalya törenini beklerken salonun ortasındaki kürsü kaldırılıyor. Tüm sporcular ve hakemler belli bir nizam içerisinde salon ortasında beklerken Türkiye İşitme Engelliler Badminton Federasyonu’nun bir yetkilisi olduğunu öğrendiğimiz zat şöyle diyor: ‘Öncelikle sizlerden özür diliyoruz. Madalyalarınızı şimdi veremeyeceğiz.10-15 güne kadar herkes madalyasını almış olacak.’
Gördünüz mü İl Spor Müdürü neden gelmiyor?
Çünkü ortada bu gençlere verilecek madalya yok. Neden? Çünkü bu çocuklar engelli!
Gördünüz mü medya neden yok?
Çünkü madalyaları takacak protokol yok. Bu çocukların fotoğrafını çeksen ne olur, görüntüsünü alsan ne olur.
İşin en garip taraflarından biri de şu: Böyle bir Türkiye Şampiyonası yapıldığından ne Eskişehir halkının haberi var ne de Türk halkının..
Neden biliyor musunuz? Bu çocuklar engelli de ondan! En-gel-li.”
Kaba toplum!
Son zamanlarda sokakta, çarşıda pazarda iyice dikkatimi çekmeye başladı.Yaşlılar selamsız sabahsız bir hal içinde.Geçmiş günlerin selam alıp veren güler yüzlü ve sosyal yaşlıları çekip gitmiş sanki.
Huysuzluk mu, huzursuzluk mu; korku mu nedeni, bilmem. Şehirli yaşlılarda (özellikle vurguluyorum, çünkü kasabada, kırda durum çok farklı) büyüyen bir kabalık
var. Belki evde kendini yalnız, kıyıya köşeye itilmiş hissetmenin sokağa yansıyan yüzüdür bu.
Fakat toplumun bütün kesimleriyle hızla kabalaştığı da bir gerçek
Yeni Şafak Gazetesi’nin hafta sonu ekinde Kandıra plajı cankurtaranlarıyla röportaj vardı. Şöyle şikâyet ediyordu cankurtaranlar: Bu yaz 500’den fazla insanın canını kurtardık. Sadece 5 kişi bunun için bize teşekkür etti.
Haşmet babaoğlu
31.08.2007
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.