04-07-2009 |

Görme Engelli Vatandaşa Vergi Şoku (Özel)

Doğuştan görme engelli Süleyman Tamir Dinçgör`ün hayatı Bursa vergi dairesinden gelen bir mektupla altüst oldu. Hiç gitmediği Bursa`da kimlik bilgileri kullanılarak çeyiz mağazası açıldığını söyleyen görme engelli vatandaş, faizleriyle birlikte 5 bin 500 liralık vergi borcu tebliğ edilince büyük şok yaşadı. Vergi Müdürlüğü yetkililerinin `önce öde sonra itiraz et` isteğiyle çaresiz 13 sene öncesinin borcunu ödeyen Dinçgör, hukuk mücadelesi veriyor.

İETT sakat işçi kadrosundan emekli 53 yaşındaki Dinçgör`ün yaşadığı sorunlar ve hukuk mücadelesi posta kutusunda Ocak ayında Bursa Vergi Dairesi`nden gelen bir mektupla başladı. Doğuştan görme engelli olduğunu söyleyen Dinçgör, 2009 Ocak ayında Bursa Vergi Dairesi`nden bir kağıt geldiğini ve mektubu açan kardeşinin içindeki telefon numarasını ifade etti. Kardeşinin Bursa Vergi Dairesi`nden bir memurla konuştukta sonra borçtan haberdar olduklarını söyleyen Dinçgör, memurun kendilerini Bursa`ya davet ettiğini ifade etti. Dinçgör, `Bursa`da bana 5 bin 500 TL borcum olduğunu ve ödeme yapmazsak icra takibine başlayacaklarını söylediler. Ben de kendilerine bu borcun neyle ilgili olduğunu sorduğumda bana 1996-1997 yılları arasında faaliyet gösteren ve adıma kayıtlı bulunan bir çeyiz imalathanesinin o dönemden kalma 400 TL olan borcunun faizleriyle 5 bin 500 TL olduğunu söylediler. Oysa benim herhangi bir vergi dairesiyle hiçbir ilgimin olması mümkün değil. Ben İstanbul`da doğup İstanbul`da yaşayan bir kişiyim. Hayatımda hiç Bursa`ya bile gitmedim. Hayatımda vergi mükellefi olmadım ve esnaflık yapmadım. Kimliklerim bir şekilde kullanılarak adıma işyeri açılmış ve vergi mükellefi haline getirilmişim. Tüm bunlardan hiçbir şekilde haberim de yok. Vergi dairesinde görevli memurlar bize icra gelir diyerek tahakkuk eden parayı ödememiz konusunda baskı uyguladılar.` iddiasında bulundu.

Borcu ödemek için bankadan 36 ay vadeli kredi çektiklerini belirten Dinçgör, `Daha sonra avukata başvurduğumda avukatım bana sahibi olmadığım bir işletme için niçin vergi ödediğimi sordu. Ayrıca zaman aşımı nedeniyle zaten tahakkuk edilen borcu ödeme zorunluluğumun olmadığını da yine avukattan öğrendim, ama bu konuyla ilgili bilgim olmadığı için ve çok korktuğum için tüm imkansızlıklarıma rağmen paranın büyük bölümünü ödedim. Kullandığım kredi borcun tamamını bile ödemeye yetmedi. Vergi dairesi o işyerini kim açtıysa ondan vergiyi tahsil etsin. Vergi dairesi görevlileri benden haksız yere vergi tahsil etmişler, ben doğuştan bu yana görmeyen özel durumlu bir insanım ve bir işletmeyi de ancak yakınlarımın imzalarıyla kurabilirim, ancak böyle bir durum da söz konusu değil. Adıma açılan dükkan bir çeyiz imalat dükkanıymış, gözü gören insan çeyiz imalatı yapar, şoförlük yapar veya bir berber dükkanı açar ancak benim durumdaki bir insan bunları yapabilir mi? Bu kağıdın gelmesiyle birlikte hayatım altüst oldu, stres içinde yaşıyorum. Bu olayla ilgili parasal zarar dışında beden sağlığım da ciddi olarak zarar görmekte. Huzurum kalmadı, bir an önce adaletin yerine gelmesini istiyorum.` ifadelerini kullandı.

Süleyman Tamir Dinçgör`ün avukatı Turgay Özcan, müvekkiline parayı niye ödediğini sorduğunda, `Beni çok sıkıştırdılar bu nedenle ödedik.` cevabını aldığını söyledi. Maliye`ye paranın haksız olarak tahsil edildiğini ve kendilerine bu paranın iadesinin yapılması gerektiğine dair başvuruda bulunduklarını ancak yanıt alamadıklarını belirten Özcan, `Müvekkilimin özel durumunu dikkate aldığımız zaman bu şekilde bir işletme sahibi olması da zaten mümkün değil. Bu işletme Bursa`da kurulmuştur, oysa kendisi Bursa`ya hiç gitmemiştir. Ayrıca bu tür işletmelerin `görmeyen özel durumlu insanlar`ın da hangi şartlarda kurabilecekleri yasada net olarak bellidir. Süleyman görmeyen bir insan ve bu durumda kendisinin tek başına vergi mükellefi olması ve bir işyeri açması da mümkün değil.` şeklinde konuştu.

Vergi borucunun tahsilatında baskı yaptığını söylediği Vergi Dairesi memurlarını da eleştiren avukat Özcan, ` Eğer vergi dairesi Süleyman`ı çağırdığında bir rapor isteseydi özel durumundan dolayı bu rapor kendilerine verilirdi ve bu iş çözülürdü ama bu iş maalesef yapılmamış. Bu nedenle biz de sonuna kadar bu işin takipçisi olacağız. Eğer Türkiye`de sonuç alamazsak gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`ne kadar gitmeyi düşünüyoruz bu konuda. Tabii ki Süleyman Bey`in manevi zararlarının tazmin edilmesi çok zordur ama sonuçta bu iş bizim muvaffakiyetimizle bittiği zaman yani kanunların bunu haklı gördüğü şekliyle bittiği zaman da Süleyman ve ailesi müthiş bir huzur duyacaktır.` diye konuştu.

(CİHAN)

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmadı
Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.