30 Yılını Engelli Çocuklarla Geçirdi

Kendisini iki evladı gibi zihinsel sorunları olanların eğitimine adayan Gülsen Keserman, yatılı merkez ve okulunu yeniden açmak istiyor
Zihinsel engelli iki çocuk annesi Gülsen Keserman, çocuklarının gelişiminde karşılaştığı sıkıntılardan yola çıkarak kurduğu vakıf bünyesinde engelli çocukların eğitim görmesini sağlıyor. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ndeki eğitimini yarıda bırakarak 1964 yılında Arif Keserman ile hayatını birleştiren Gülsen Keserman'ın yaşamı, 22 yaşında dünyaya getirdiği kızı Senar'ın (43) zihinsel engelli olduğunu öğrenmesiyle tamamen değişti.
Kızının engelli olduğunu öğrendiği gün, ablasından "sağlıklı çocuklarını alıp evi terk etmesini" istediği konuşmayı hayatı boyunca unutamayacağını anlatan Keserman, "Delirmiş gibiydim. 3 sene kapı dışına çıkmadım. Bu çocuk neden emeklemiyor diye onunla birlikte emeklemeye çalıştım. Kızım 3 yaşına bastığında engelini kabullendim" dedi. İkinci çocuğuna doktorların ısrarı ve sağlıklı olacağı konusundaki telkinleri üzerine hamile kaldığını ifade eden Keserman, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Doğumdan sonra küçük kızım Esra'nın (38) da zihinsel engelli olduğunu öğrendiğimde tamamen çöktüm. Doktorlara, 'Madem normal olmayacaktı, neden beni zorladınız? Şimdi siz bakabilecek misiniz?' diye sorduğumu hatırlıyorum. İlk bebeğimin doğum sırasında oksijensiz kaldığı için engelli olduğunu söylemişlerdi. İkinci çocuğumuzun yüzde 100 normal olacağı yönünde telkinlerde bulundular. Yoksa ikinci çocuğa hamile kalmazdım. O dönemde yaşadığım üzüntü ve stres nedeniyle kısmi felç geçirdim. Hastanede kaldığım dönemde, bir daha hastanelik olmayacağım konusunda kendi kendime söz verdim. Eşimle toparlandıktan sonra çocuklarımızın eğitimi için neler yapabileceğimizi düşünmeye başladık."
EĞİTİM SORUNU
Keserman, 1970'li yıllarda Türkiye'de engelli çocukların eğitimi konusunda yeterli çalışma bulunmaması nedeniyle ebeveyn olarak büyük sıkıntılar
yaşadıklarını belirtti. Büyük kızı Senar'ın eğitimiyle bire bir ilgilenme imkanı bulduklarını ifade eden Keserman, o dönemde Türkiye'deki hizmetlerin yetersizliği nedeniyle küçük kızı Esra 2 yaşındayken İngiltere'ye gittiklerini söyledi.
Psikoloji eğitimi gören kız kardeşinin desteğiyle kızlarının 5 sene İngiltere'de eğitim gördüğünü anlatan Keserman, şöyle konuştu:
"Kız kardeşimin yardımlarıyla İzmir'de zihinsel engellilere yönelik eğitim kurumu oluşturmaya karar verdik. Bizim gibi engelli çocuğa sahip insanlarla 1979 senesinde Zihinsel Özürlüleri Koruma Derneği'ni kurduk. 1982'de de eğitim ve rehabilitasyon merkezini hayata geçirdik. O sırada ABD'de uygulanan 0-6 yaş arası normal çocukların yaptıklarını zihinsel engellilere de öğretebilmek için portaj eğitim sistemini merkezimizde kullanmaya başladık. Velilerin yatılı merkez istekleri üzerine, geniş kitlelere hitap edebilmek için vakıf oluşturmaya karar verdik. Çalışmalarımız sonucunda, başkanlığı tarafımca sürdürülen Zihinsel Özürlüleri Yetiştirme ve Koruma Vakfı kuruldu. 2007 yılına kadar vakıf bünyesinde
yatılı merkez ile ilköğretim okulu hizmet verdi. Okulu açınca parasal anlamda zor duruma düştük. Maddi sıkıntılar nedeniyle durdurma kararı aldık. En büyük
arzumuz, ekonomik durumumuz düzelince yatılı merkez ile okulu yeniden açabilmek. Tüm çabalarımız engelli çocukların geleceği için."
ANKARA SERÜVENİ
Çocuklarıyla birlikte sürdürdüğü hayat yolculuğunda en büyük desteği eşi Arif Keserman'dan gördüğünü vurgulayan Keserman, eşinin ısrarıyla üniversite
eğitimine devam ettiğini belirtti. 1974 yılında çıkan üniversite affından yararlandığını ifade eden Keserman, "Üniversite eğitimimi üçüncü sınıfta bırakmıştım. Ailem Ankara'daydı. Her hafta otobüsle Ankara'ya gittim. Bu süreçte eşim çok yardımcı oldu. 10 yıl aradan sonra adapte olamayacağımı düşünmüştüm ama 31 yaşımda fakülte birincisi olarak mezun oldum. 20 sene tarih öğretmenliği yaptıktan sonra emekli oldum" diye konuştu.
Kaynak: Yeniasır Gazetesi
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.