25. Özürlüler Yüksek Kurulu

 Bakanı Nimet Çubukçu, ''Özürlülük alanında çağdaş yaklaşımlara uygun, kararlı adımlarla ilerliyoruz'' dedi. Çubukçu, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen 25. Özürlüler Yüksek Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, BM Engellilerin Hakları Sözleşmesi'nin 30 Mart 2007'de imzaya açıldığını hatırlatarak, Türkiye'nin, ''21. yüzyılın ilk insan hakları sözleşmesi'' unvanını taşıyan belgeyi ilk imzalayan ülkelerden biri olduğunu söyledi. Sözleşmenin, TBMM Genel Kurulu'nda, ''güzel bir tesadüfle'' 3 Aralık 2008 Dünya Özürlüler Günü'nde oy birliğiyle kabul edildiğini belirten Çubukçu, Türkiye'nin engelli politikalarının etkin hale gelmesi, engellilere tanınan hakların geliştirilmesi ve uygulanmasında uluslararası standartlara kavuşturulması açısından sözleşmenin önem taşıdığını ifade etti.

     BM Engellilerin Hakları Sözleşmesi'nin iç hukukun üzerinde bir sözleşme olduğunu bildiren Çubukçu, ''Engellilerin ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel yaşamdaki insan haklarının korunması ve geliştirilmesi kapsamında şekillenen sözleşme, engellilerin toplumsal yaşamda diğer bireylerle eşit koşullarda yer almasını teşvik etmesi ve özürlülerin sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmez bir grup olduğunu vurgulaması bakımından büyük önem taşımaktadır'' diye konuştu.

     Sözleşmenin onaylanmasıyla yeni bir sürece girildiğine işaret eden Çubukçu, engelli haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda hızlı bir ilerlemenin sağlanacağını dile getirdi.

     Özürlülük alanının, normatif olarak düzenlenmesinin önemine değinen Çubukçu, Özürlüler Yasası ve BM Engelli Hakları Sözleşmesi ile hukuki manada önemli kazanımlar sağlandığını anlattı. Hükümet olarak özürlülük alanında, ''yardım eksenli değil, hak temelli'' siyaset yürüttüklerini belirten Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü:

     ''Bu alanda oluşmuş bir dil ve kavram birliğine doğru gidiyoruz. Normatif düzenlemeleri 20-30 yıl önce gerçekleştiren ülkelerin seviyesine ulaşmak için koşar adımlarla gitmemiz gerekiyor. Hükümet olarak temel hedefimiz, özürlülerle ilgili tüm sorun alanlarının, temel insan hakları çerçevesinde, fırsat eşitliği sağlanarak, ayrımcı uygulamalara yer vermeksizin çözümlenmesi, özürlülerin üretken, istihdam edilen, saygıdeğer ve eşit haklara sahip birer birey olarak toplumsal yaşama tam katılımlarını sağlayan Türkiye'nin oluşturulması. Özürlülük alanında çağdaş yaklaşımlara uygun kararlı adımlarla ilerliyoruz.''

     Özürlülerin istihdam alanında var olmasının önemini de vurgulayan Çubukçu, bunun özürlü bireyin sosyal olarak hayatın içinde yer almasını sağlayacağını kaydetti.