125 Bin Dersliğe İhtiyaç Var!
Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, ''Yaşanan ekonomik krizin etkileri de düşünülerek, en azından okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocuklara süt ve gıda olanağının sağlanması gerekir'' dedi.
Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, sendika genel merkezinde, ''2009-2010 eğitim-öğretim yılı başında eğitimin durumu'' konulu basın toplantısı düzenledi.
İlköğretimin zorunlu olmasına karşın Milli Eğitim Bakanlığı istatistiklerine göre ilköğretimde okullaşma oranının erkeklerde yüzde 96.99, kızlarda yüzde 95.97 olduğunu kaydeden Kılıç, ilköğretim çağ nüfusunun yaklaşık yüzde 5'inin eğitim hakkından yararlanamadığını belirtti. İlköğretime kaydı yapılan çocukların bir kısmının 8 yılı tamamlamadan okuldan ayrıldığını ifade eden Kılıç, araştırmalarla 1999-2005 yılları arasında toplam 436 bin 614 çocuğun ilköğretim diploması alamadan ''hayata atıldığının'' belirlendiğini söyledi.
Kılıç, Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre 6 yaş ve üstü Türkiye nüfusunu oluşturan 64 milyon 241 bin 226 kişiden 4 milyon 930 bin 12'sinin halen okuma yazma bilmediğini ifade etti.
İLKÖĞRETİMDE 125 BİN DERSLİĞE İHTİYAÇ VAR
Ortaöğretimde de çağ nüfusunun yüzde 42'sinin ortaöğretime devam etmediğini belirten Kılıç, okul öncesi eğitimin ise ülke genelinde yaygınlaşamadığını kaydetti.
Türkiye'deki öğrencilerin yüzde 75'inin ilköğretimde öğrenim gördüğüne işaret eden Kılıç, ilköğretimde öğrencilerin 24 kişilik sınıflarda tekli eğitim görebilmeleri için 125 bin 853 dersliğe ihtiyaç bulunduğunu bildirdi. Kılıç, ''Rakamlara baktığımızda ilköğretimde derslik başına 34 öğrenci düşüyormuş gibi görünmektedir. Ancak gerçekler tamamen farklıdır. İkili eğitim sorunu hala çözülememiştir ve özellikle metropol ve şehirlerdeki ilköğretim okullarında derslik başına 40-45 öğrenci düşen okullar bulunduğu bilinmektedir'' dedi.
Ortaöğretimde de 8 bin 675 okul, 109 bin 42 derslik ve 3 milyon 837 bin 164 öğrenci bulunduğunu anlatan Kılıç, ortaöğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısının ortalama 35 olarak hesaplandığını ancak büyükşehirlerde ve özellikle yoksul ailelerin yaşadığı semtlerde sınıf mevcutlarının bu rakamların çok üstünde olduğunu kaydetti.
DERSHANELER OKULLARIN YERİNİ ALIYOR
Dershanelere de değinen Kılıç, dershane sayısının son 5 yılda iki kat arttığını ifade ederek, ''yıllardır eğitim sisteminin kanayan yarasının dershane sisteminin daha da büyümesi olduğu'' görüşünü dile getirdi.
2002 yılında 2 bin 122 olan dershane sayısının 2008 yılında 4 bin 31'e yükseldiğini, dershanelerin öğrenci sayısının sürekli arttığını anlatan Kılıç, ''Eğitimin niteliği düştükçe özel ders ve dershane sistemi büyümüştür'' dedi.
ENGELLİLER İLE TARIM İŞÇİSİ ÇOCUKLAR
Engelliler ile tarım işinde çalışan çocukların eğitim sorununa da değinen Kılıç, tarım işçiliği nedeniyle öğrencilerin okullara yaklaşık 1 ay geç başladıklarını ve ders yılı tamamlanmadan 1 veya 1,5 ay önce de ayrıldıklarını vurguladı. Kılıç, eğitim çağındaki çocukların mevsimlik işçi olarak çalıştırılmasının önlenmesini istedi.
Türkiye'de kayıtlı 8 milyon 341 bin engellinin yüzde 36'sının okuma-yazma bilmediğini söyleyen Kılıç, özel eğitim okullarının ve kurumlarının yetersiz olduğunu kaydetti.
OECD'nin hazırladığı rapora göre öğretmenlerin en fazla çalıştığı ülkelerin Türkiye ve Macaristan olduğuna işaret eden Kılıç, Türkiye'de öğretmenlerin fazla çalışmasına karşın maaşlarının düşük olduğunu belirtti. Kılıç, Türkiye'de sınıfların kalabalık olduğuna değinerek, ''Türkiye'de öğretmenler hem daha çok çalışıyor, hem daha fazla öğrencinin sorumluluğunu alıyor ve daha az kazanıyor. Sonuç olarak çok yoruluyor'' dedi.
Sorunlara çözüm önerilerini dile getiren Kılıç, bütçeden eğitime ve eğitim yatırımlarına daha fazla ödenek ayrılmasını istedi.
İkili eğitimden tekli eğitime geçilmesi gerektiğini kaydeden Kılıç, kalabalık sınıfların öğretmenleri de olumsuz etkilediğini, eğitimin kalitesinin düştüğünü ifade etti.
Sağlıklı beslenmenin eğitimin tüm aşamalarında önemli olduğunu dile getiren Kılıç, ''Ancak özellikle anaokulu ve ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin diğerlerine göre daha dikkatli ve sağlıklı beslenmeleri gerekmektedir. Yaşanan ekonomik krizin etkileri de düşünülerek en azından okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocuklara süt ve gıda olanağının sağlanması gerekir'' diye konuştu.
Eğitim ödeneğinin de yılda iki kez tüm eğitim çalışanlarına verilmesini talep eden Kılıç, ''Milli Eğitim Bakanı'nı, eğitim sendikalarıyla toplu iş sözleşmesi yapmaya çağırıyoruz'' dedi.
Kılıç, bir soru üzerine sendika olarak ana dilde eğitim verilmesi görüşünde olduklarını da belirterek, bu konuda somut adımlar atılmasını beklediklerini söyledi.
Kaynak: http://abbasguclu.com.tr
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.