20 Kasım Tarihli Genelgenin Yürürlüğe Girişi 1 Ay Ertelendi - Özel Aydos Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi - Kurumsal Haberler

20 Kasım Tarihli Genelgenin Yürürlüğe Girişi 1 Ay Ertelendi - Özel Aydos Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi - Kurumsal Haberler
Özel Aydos Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Ücretsiz İş İlanı
Özel eğitim ve sağlığın ortak paydası olan Rehabilitasyon.com adresinin sektöre özel iş veren ile iş arayan arasında ne kadar iyi bir köprü olduğunu görebilmeniz için çok kısa süreliğini ÜCRETSİZ bir İş İlanı verebilirsiniz.

EÇOP'ta MEBBİS Yıl Sonu Değerlendirme İşlemlerini (RAM Evrakları Gönderim) Hızlıca Yapın!

Eleman mı Arıyorsunuz?

Kurumunuzda çalışacak personele mi ihtiyacınız var?

Artık bunları dert etmeyin! Hemen bir iş ilanı ver, gelen başvuruları incele, birkaç görüşme yap ve uzmanla çalışmaya başla. Hepsi bu...

İş mi Arıyorsunuz?

Mezun oldunuz, iş mi arıyorsunuz?

Artık bunları dert etmeyin! Hemen özgeçmişini doldur ve "İş Arıyorum" ilanı ver, kurumlar seni arasın. Hepsi bu...


29-11-2007 |

20 Kasım Tarihli Genelgenin Yürürlüğe Girişi 1 Ay Ertelendi

20 Kasım Tarihli Genelgenin Yürürlüğe Girişi 1 Ay Ertelendi... DETAYLI BİLGİ İÇİN

http://ookgm.meb.gov.tr/genelgeler/291107-60490.pdf

ADRESİNİ TIKLAYINIZ...

Karşılaştırma için link

Yorumlar (35)

[ Üyelere Özel ] 03-12-2007 00:46:40

engellı cocuklarımızın kaynastırma ve ozel alt sınıfa devam edenlerın merkezlerden yavas yavas uzaklastırılması bu alanda yıllardır verdıgımız egıtım surecının havaya ucup karısmasından baska bırsey degıldır.bu konuyla ılgılı kucuk bır anektodumu paylasmak ıstıyorum taktır sızlerin:cocuklarımızın egıtımcılerı ıle tanısmak calısmalarımızla ılgılı bılgılendırmek amacıyla gıttıgımız okulların bırınde(...kı bızlerın cocuklar hakkında onları bılgılendırmeye gıtmemız onlara haylı sasırtıcı hatta gereksız gelmıstı) ozel alt sınıf ogretmenıne snıfındakı ozur gruplarını dagılımını sordugumuzda aldıgımız yanıt su oldu; (sokaktakı osman aganın caresızlıgı ve cahıllıgıyle )'' Ne bılıyım ben...Hepsı bı garıpler,bı tuhaflar...bısey yapamıyorlar,oyle ıste...'' Taktır sızlerın.Kısa bır surede alınmıs sertıfıkaların onları ozel egıtımcı yapmadıgı ortada.(meslegını severek bılerek yapan degerlı sınıf ogretmenı arkadaslarımı tenzıh ederım.)Bu cocuklarımız ıcın merkezlerın onemını tekrar degerlendırmesı gerekır Sayın Bakanın ve Bakanlıgın.Saygılarımla

[ Üyelere Özel ] 02-12-2007 23:45:10

BENİM KIZIM 5 YIL KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ ALDI VE ONU OKULDA BIRAKIP EVE GİDEMEDİĞİM İÇİN BENDE KIZIMLA BİRLİKTE OKULDA BEKLEDİM.SAĞOLSUN ÖĞRETMENİ VE ARKADAŞLARI KIZIMI ÇOK SEVDİLER VE KABULLENDİLER.FAKAT KIZIM OKULDA AKADEMİK ANLAMDA BİR FAYDA GÖREMEDİ ÇÜNKÜ HERŞEYDEN MUAF TUTULUYORDU.60 KİŞİLİK BİR SINIFTA ZATEN BENDE BİRŞEYLER ÖĞRENMESİNİ BEKLEMİYORDUM SINIF ÖĞRETMENİ MENTAL RETARDASYONUN NE OLDUĞUNU VE ONA NASIL DAVRANMASI GERKETİĞİNİ BİLMİYORDU ÇOĞU KEZ ÖĞRETMENİNİ BEN YÖNLENDİRİYORDUM.BU KONUDA ONU SUÇLAMIYORUM SAKIN YANLIŞ ANLAŞILMASIN SADECE SÖYLEMEK İSTEDİĞİM BU ÇOCUKLAR O KALABALIK SINIFLARDA VE BU KONUDA EĞİTİ OLMAYAN ÖĞRETMENLERDEN HİÇ BİRŞEY ÖĞRENEMİYORLAR.ŞU AN OKUMAYI HECELEYEREKTE OLSA SÖKTÜ AMA BUNU ÖZEL EĞİTİM KURUMUNDA BAŞARDI YANİ ANLIYACAĞINIZ BU ÇOCUKLARIN MUTLAKA BİREYSEL TERAPİYE İHTİYAÇLARI VAR.ÇÖZÜM BU KURUMLARI KAPATMAK DEĞİL DEVLET BU KONUDA KOLAY YOLU SEÇİYOR OLMASI GEREKEN DENETİMLERİNİ SIKLAŞTIRMAK ETİK ÇALIŞAN KURUMLARA DOKUNUPTA KURUNUN YANINDA YAŞIDA YAKMAYIN.

[ Üyelere Özel ] 02-12-2007 21:17:25

kaynaştırma öğrencilerinin devlet okullarında verileceği sınıfların mevcudunun 20 yi geçmemesi gerekiyor...böyle sınıfları olan kaç okul var....bu çocuklara kaynak odalarında kim ne ne zaman verebilecek...

[ Üyelere Özel ] 02-12-2007 20:33:47

Son yıllarda yapılan çalışmalar şunu göstermiştir: Özürlülüğün ve engelliliğin yaygınlaşmasında yoksulluğun doğrudan büyük bir etkisi vardır. Yoksulluk, özürlülüğün neden ve sonucundaki en büyük etkendir. Yoksullukla birlikte ailelerin sosyal ve kültürel düzeyleri de özürlülük ve engelliliği tetikleyen nedenlerdendir.
Benim bulunduğum ilçe İstanbul’un ilçeleri arasında Anadolu ‘dan en fazla göç alan ilçelerden biridir. Göçler taşradan merkeze doğru olduğunda göçle gelen ailelerin sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyleri genellikle çok düşük olur. Kültürel ve sosyo - ekonomik düzey bakımından alt seviyelerde olan ailelerin çocuklarında özürlülük ve engelliliğin kültürel ve sosyo – ekonomik düzey olarak üst seviyelerde olan ailelerin çocuklarına göre daha fazla olmasından yola çıkarsak ilçemizde özürlü birey sayısının tanı almış özürlü birey sayısından birkaç kat daha fazla olması gerektiğini görürüz. Özürlü bir çocuğa sahip olupta çocuklarının tedavilerini memleketlerinde yaptıramadıkları için ilçemize yerleşen birçok aileyi de bu oranların içine kattığımızda ilçemizde Başbakanlık Özürlüler İdaresi’nin yapmış olduğu araştırmalardaki özürlülerle ilgili Türkiye ortalamalarından daha fazla sayıda özürlü birey olabileceğini kolayca anlayabiliriz.
Ülkemizde yapılan çeşitli araştırma ve nüfus sayımlarında özürlü bireylerin sayıları 7 milyon civarındadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre gelişmiş ülkelerde toplam nüfusun % 10´u, gelişmekte olan ülkelerde ise % 12´si engelli bireylerden oluşmaktadır. Ülkemizde engelli bireylerin yaklaşık 3,5 milyonu eğitim öğretim çağındadır. Kuşkusuz ki birey olarak herkesin eğitim öğretim faaliyetlerinden faydalanma hakları vardır. Bu hak hem uluslar arası hukukça hem de ülkemizin iç hukuk hükümlerince güvence altına alınmıştır. Anayasa'mızda açık biçimde ifadesini bulan "Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz." hükmünü getiren 42. madde ve "Eğitimde fırsat ve imkân eşitliği" ilkesi özel eğitim hizmetlerinin özünü oluşturmaktadır. Anayasamızın 61. Maddesinde “Devlet, engellilerin korunması ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.” denmektedir.1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda belirtildiği üzere “Temel eğitim her Türk vatandaşının hakkıdır.” Aynı kanunun 8. Maddesinde “Özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirler alınır.” denilmektedir.
Başbakanlık Özürlüler İdaresinin verilerine baktığımızda ülkemiz nüfusunun %12.29’ unun özürlü olduğu, bunların % 2.58 ‘ini Ortopedik, görme engeli, işitme engeli, dil ve konuşma bozukluğu ile zihinsel engel gibi özür gruplarının oluşturduğu, süreğen hastalığa sahip olanların ise % 9.70’leri bulduğu görülmektedir. Bu verilerden yola çıkarak yaklaşık 600 bin ( Bu sayıya ilçemizde ikamet edipte seçimlerde oy kullanmak için kayıtlarını memlekette bırakan 200- 300 bin kişiyi dahil etmedim. ) nüfuslu ilçemizde en iyi şartlarda 15.480 tane Ortopedik, görme engeli, işitme engeli, dil ve konuşma bozukluğu ile zihinsel engel gibi özür gruplarından etkilenmiş bireyin, 58.200 tane de süreğen hastalıktan etkilenmiş bireyin bulunması gerektiğini görmekteyiz. Oysa şu anda ilçemiz bünyesinde özürlü olduğu tanılanmış yaklaşık 3.800 tane özürlünün olduğu bilinmektedir.
Şimdi de 20 kasım 2007 tarihli genelgenin bu açıklamalarla ilgisine gelelim :
Şu anda ülkemizde devletin vermiş olduğu özel eğitim ödeneğini kullanarak ücretsiz bir eğitim alan birey sayısı yaklaşık olarak 169 bin. Peki ülkemizde özel eğitime ihtiyacı olup da tanılanmayı bekleyen birey sayısı ne? Bence en az 3 buçuk milyon.
MEB 11.07.2007 de ‘ özürlü envanterinin çıkartılması ‘ konulu bir yazı yayımladı. Her il ve ilçede sınıf öğretmenleri sokak sokak , ev ev dolaşarak özürlü birey tespitinde bulundular. Hükümetimiz de buradan çıkan sonuçtan yola çıkarak sosyal devlet anlayışını gerçekleştirmeye özürlülerden başlamak istedi ve önce sosyal güvencesi olmayan özürlü bireylerin de özel eğitim giderlerini karşılamaya başladı. Ama burada 4 hata yaptı. 1. si tarama yapılırken ciddiye alınmadı. Ben o zamanlar bu taramayı yapan sınıf öğretmenlerinin bazılarının adrese gitmeyerek formları sınıflarındaki çocuklara verip çocuğun kendi mahallesindeki özürlüyü bulup doldurmasını sağlayarak bir tarama yaptığını gördüm. Burada milli eğitim bakanlığı şunu yapmış oldu : Bir özürlü taraması yaptı. Ama bunu çocuğa yaptırdı. 2. si ise tarama yapacak personelin yanlış seçilmesiydi. Tarama yapacak personel sınıf öğretmenlerinden oluşuyordu. Sınıf öğretmenleri bir kişinin özürlü olup olmadığını anlayabilecek bir düzeyde özel eğitim bilgisiyle yetiştirilmemişlerdir. 3. hata ise : Kapıya gelen bir memura evinde bir özürlünün olduğunu söylemeyecek ne kadar çok insanın olduğunun göz önünde bulundurulmayışıdır. 4. hata ise : Öğretmenler bu bilgileri toparlayıp il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine verdiler. Ama İLSİS e girmek için yeterince zaman verilmediği için de birçok il ve ilçe milli eğitim müdürlüğü bu bilgilerin hepsini İLSİS e giremedi.
Şimdi diyeceksiniz ki bunların 20 kasım 2007 deki genelgeyle ne alakası var. Bakın anlatayım : Devlet yapacağı bir yatırım varsa bununla ilgili bir ön çalışma yapar. Bunun sonuçlarına göre gelecekle ilgili planlar hazırlar. Bu ne kadar sürecek? Bana maliyeti ne? Bana ne kazandıracak? Benden ne götürecek? İlerleyen yıllarda bu maliyetleri olumsuz olarak neler etkileyebilir? Vs.. gibi. Bence özürlü bireylerin özel eğitim giderlerini artık devletimiz karşılayacak diyerek sosyal bir devlet olma yolunda çok güzel bir adım atan devletimiz bu konu üzerinde düşünmeden hareket etmiştir ya da sorumluların sorumsuzlukları yüzünden yanıltılmıştır. 2006 Haziran ayından sonra sosyal güvencesi olmayan ailelerin çocuklarının da özel eğitim giderlerinin devlet tarafından karşılanmasından sonra tanılanmış özürlü birey sayısı birkaç kat daha artmıştır. Her ne kadar bazı merkezler bunu kötüye kullanmış olsa da yine de en fazla çabayı özel eğitim merkezleri göstermiştir. Çünkü bu merkezler kapalı odalarda farkına varılmayı bekleyen özel eğitim gerektiren bireyleri tespit etmişler ve hak ettikleri eğitime kavuşturmuşlardır. Tanılanmış özürlü birey sayılarının artmasıyla birlikte devletin özürlü bireylere ayırmış olduğu para da tükenmiştir. İŞTE FİLM BURADA KOPTU…!
Düşündüğü miktarın birkaç katı birden parayı özürlü bireylerin eğitimi için ödemeye başlayan hükümet her geçen gün özürlü birey sayısının arttığını, şimdi 170 bin civarında olan sayının 3 buçuk milyona kadar çıkacağını göz önünde bulundurarak çeşitli tedbirler alma yoluna gitmiştir. Fakat bu tedbirleri alırken ( Tahminime göre maliye bakanlığının baskısı var. ) biraz acele etmiştir. Çünkü yönetmelik pek üzerinde düşünülmeden, çok farklı yorumlara açık, birilerinin dayatmasıyla hazırlanmış görünümü vermektedir. Öyle ki MEB önce bedensel engellilerin almış oldukları fizyoterapi eğitimini sağlık bakanlığına devretmeyi düşünmüştür. Hem de sağlık bakanlığında bunun hiçbir alt yapısının olup olmadığını düşünmeden ve ben yapayım ne olursa olsun mantığıyla. Bunun kanuna aykırılığı tespit edilip taslak halindeki genelgeden son anda da olsa çıkarılmıştır. Öte yandan geçen ay içerisinde her RAM ‘ dan bir görevli Kuşadası’nda bir toplantıya çağrılarak özürlü okul çocuklarının, bulundukları okulda eğitim almaları gerektiği, mümkün mertebe grup eğitimi vermemeleri, çocukları alt özel sınıf, özel eğitim okulu, iş eğitimi okulları gibi devlete bağlı okullara yönlendirmeleri gerektiği gibi konularda uyarılmıştır. Bu, hükümete şunu kazandırmıştır: Devletin eğitim masraflarını karşıladığı özürlü birey sayısının artış oranı azalmıştır. Grup eğitimiyle birlikte çocuk başına 388.8 ytl ödeyen devlet birçok çocuğun grup eğitim hakkını vermeyerek çocuk başına devlete 80 ytl gibi bir tasarruf sağlamıştır.
Genelge de ilköğretim okuluna giden çocuklar kaynaştırma eğitimi alıyorlarsa gittikleri rehabilitasyon merkezlerinden sadece 6 seans bireysel eğitim alabileceklerinden bahsedilmiş. Lakin bunu yaparken şu hiç hesaba katılmamış: Bir sınıfta 2 taneden fazla kaynaştırma öğrencisi olamaz. Benim bulunduğum ilçede sınıf mevcutları 45-50 civarındadır. Sınıf öğretmeni olan arkadaş diğerleriyle mi ilgilensin yoksa kaynaştırmalarla mı ilgilensin? Bence yapılan iş sadece kandırmacadan başka bir şey olmaz.
Yine bir başka madde de 2. bir özrü yoksa özel alt sınıfa, iş eğitimi okuluna, özel eğitim okuluna giden çocuklar rehabilitasyon merkezlerinden faydalanamayacaklar denilmiştir. 2. bir özrü olan çocuklar ise bu 2. özürlerine yönelik ayda 6 seans bireysel eğitimden faydalanabileceklerdir. Bu maddeyle özel eğitimin her çocuk biriciktir ilkesinden vazgeçilerek zaten birçoğunun probleminin grup içinde öğrenememek olduğu göz ardı edilmiştir. Öyle ki bu maddenin anlatmak istediklerini paylaşmış olduğum birçok özürlü çocuk ailesi bana gittikleri okuldan vazgeçsek rehabilitasyonda bireysel eğitim alıp alabilmenin yollarlını sordular. O zaman da ben onlara 23. madde de gittikleri okulu bırakıp rehabilitasyonda bireysel eğitim almaları halinde devletin rehabilitasyon merkezine ödeme yapmayacağını anlattım. Buradaki adaletsizlik nasıl ki gitmek istediği kurumu seçme konusunda 10. madde ile veliye verildiyse yine aynı veliye güvenilerek çocuğunu rehabilitasyona ya da okula gönderme konusunda da bırakılarak önlenebilirdi.
Yine bir hata da 6. madde de yapılmıştır. İyi bir eğitimci bilir ki normal zihin düzeyindeki bir çocuğun bile dikkat süresi en fazla 20-25 dakikadır. Her ne kadar uygulamada birliği sağlamak için alınmış tedbir olsa da yanlış olduğunu düşünüyorum. Özürlü bir çocuğun dikkati hiçbir zaman 45 dakika olamaz ve 45 dakika ders yaptığımızda da az biraz aklı başında bir çocuksa gelecek derse bir yolunu bulup gelmez. Bu yüzden derslerin 40 dakika olmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Belki öğretmen 15 dakika ders, 10 dakika oyun, tekrar 15 dakika ders yaparak dersi tamamlayabilir.
13. madde üzerinde biraz daha çalışılırsa beğeni kazanacak ve uygulamada RAM lara kolaylık bakımından ve aileler açısından faydalı olabilecek bir madde.
14. maddenin uygulaması eğer iptal edilmeseydi eğitimde fırsat eşitliği ilkesinden sapılmış olacaktı. İyi ki iptal edildi. Bakım başka bir şey eğitim bambaşka bir şeydir.
MEB 2006 haziran ayından önce alınan raporların yenilenmesinin son tarihini 6 ay önceye alarak yine bir kısıtlamaya gitmiştir. Kuşadası’ndaki seminerde vermiş olduğu talimatları şu an eğitim alan çocuklara da uygulamak için rapor süreleri bitmeden yenilemek üzere yeniden RAM lara çağırmıştır. Eminim ki bu çocukların büyük bir kısmının raporları iptal edilecek, çocuklar özel eğitim okullarına yönlendirilecek, hiç bir şey olmasa da grup alamayacaklar.
Yine MEB bu genelgenin hükümleri 01.12.2007 tarihinde yürürlüğe girer maddesini iptal etme konusunda doğru bir karar verip genelgenin uygulamasını 29.11.2007 de yayımlamış olduğu bir yazıyla 01.01.2008 e ertelemiştir
EK-1 de dikkatimi çeken bir bölüm var ki eğer doğru yorumluyorsam 18 yaşından büyük bedensel engelliler artık rehabilitasyon merkezlerinden fizyoterapi alabilecekler. Lakin bunun için rehabilitasyon merkezleri 18.07.2007 tarih ve 287 sayılı 18 yaş üzeri programı rehabilitasyon programlarına ekletmeliler.
MEB in bu genelgeyle yaptığı en güzel şeylerden biri okul öncesi öğretmenlerinin girebilecekleri dersler konusunda bir çerçeve oluşturmasıdır. Okul öncesi öğretmenleri zihinsel engeli olmayan çocuklarda 7 yaşın altındakilerin derslerine girebileceklerdir.
Uzun süredir farklı bölgelerde uygulamada farklılıklar görülen fizyoterapist, psikolog, çocuk gelişimi uzmanı gibi branşlardan eğitimcilerin stajerlikleriyle ilgili konu bu genelgeyle uygulamada birlik sağlamıştır. Artık fizyoterapistler, psikologlar, çocuk gelişimi uzmanları öğretmen değil uzman öğretici olduklarından yeni mezun bile olsalar haftada 40 seans derse girebilirler. Lakin burada psikologla pdr ciyi birbirine karıştırmamak lazım. Pdr ci eğitim fakültesinden mezundur ve öğretmendir. Ama psikolog fen edebiyat fakültesi mezunudur ve öğretmen değildir. Yani pdr ci yeni mezunsa temel ve hazırlayıcı eğitimden sonra 20 seans derse girebilir, uygulamalı eğitimi bitirdikten sonra ( en az 1 yıl ) haftada 40 seans derse girebilir.
Bu genelge yerine bence şu yapılsa daha iyi olurdu : Çocuklar rehabilitasyon merkezlerine gittiklerinde haftada 3 seans ayda da 12 seans ders alsalar. Bunun karşılığında az da olsa rehabilitasyon merkezlerinin ödeneklerine bir zam yapılsa. Bireysel eğitim seansları artırılan çocukların rehabilitasyon merkezine mi yoksa okula mı gideceklerine aileleri karar verse. Devlet özel, özel eğitim okullarının bünyesinde bulunan rehabilitasyon merkezlerinin devamlılığına karışmasa. 5 yıl vergiden muaf olmak için özel, özel eğitim okulu açıp sahip olduğu 300 öğrencinin 5 tanesini okula geri kalanını rehabilitasyona kaydettiğinde okula kayıt edilmiş olan çocuklar için vergi alınmasa ama rehabilitasyona kaydedilenlerden alınmaya devam edilse. MEB kurumları kısıtlayıcı böyle genelgeler yayımlamak yerine denetimlerini sıkılaştırıp çürüklerle sağlamları birbirinden ayırıp özel okullar derneği başkanı olan arkadaşın birkaç kötü örneğe işaret ederek talihsiz bir şekilde sıranın rehabilitasyon merkezlerinden sonra özel, özel eğitim okullarına geleceğini hesaplamadan, en kısa zamanda özel, özel eğitim okullarının ödeneklerinin 2 katına çıkarılacağını düşünerek ,rehabilitasyon açmanın prosödürüyle özel, özel eğitim okulu açmanın prosödürünün pek de farklı olmadığını, rehabilitasyon merkezleri sahiplerinin isterlerse kurumlarını bağımsız bir binaya taşıyarak 1 ayda özel, özel okuluna dönüşebileceklerini hesaplamadan, tamamıyla hükümetle ilgili yağcılık kokan, dil bilgisi kurallarını katleden bir yazısını sırf düşmanımın düşmanı dostumdur mantığıyla kendi internet sayfasında yayımlamasa.
22 temmuz seçimlerinin seçim propagandalarında özürlülerle ilgili sosyal devlet anlayışıma hizmet ettiklerini düşündüğüm için oy vermiş olduğum partinin mensuplarının hastanelere ve diyaliz merkezlerine akıtılan parayı görmezden gelip özürlü ve engelli bireylerin aldıkları destek olan özel eğitim giderlerine göz dikmeleri beni soğuttu. Benim gibi birçok insansa seçimin hemen arkasından gelen böyle bir genelge için ‘ Evet, nasıl olsa AKP oylarımızı aldı. Gelecek seçime de daha çok var. Bize verdikleri sözleri tutmadılar.’ diye düşünmektedirler. Bir de sosyo-kültürel seviye olarak alt seviyelerde olanlarda özürlülük oranının daha fazla olduğunu, AKP nin oylarının büyük bir kısmının da bu ailelerden geldiğini hesaba katarsak AKP nin birçok özürlü çocuğun özel eğitimini engelleyecek böyle bir düzenlemeyi her ne kadar 01.01.2008 e kadar uygulama durduruldu dese de şu anki haliyle yürürlüğe koyabileceğini düşünmüyorum.

NOT: Bu genelgeyle özel eğitim okullarında okuyan işitme engellilerin almış oldukları destek eğitim iptal ediliyor.şimdi birlik olma zamanı arkadaşlar..BAŞBAKANLIK şikayet hattı 150 arayarak sesimizi duyuralım..SEVGİYLE KALIN

[ Üyelere Özel ] 01-12-2007 23:45:15

Özel eğitim okullarının amacı sadece aileleri rahatlatmaktan başka birşey değildir.Eğitim ancak rehabilitasyon merkezlerinde olur. Bunu Özel Eğitim Okulunda çocuğu olan velilere sorarsanınız alacağınız yanıtta budur.Çocuğu Öz.Eğt. Ok. gidipte çok özel ders alan veli tanıyorum.

[ Üyelere Özel ] 01-12-2007 22:19:29

aşağıda ki yazı h2 adlı siteden alınmıştır. sizce tecridin yani izole okulların savunulduğu bu genelgeyi savunanlar, bu sorunları sizin okullarınızmı halleder yoksa destek eğitim veren ama izole etmeyen özel eğitim kurumlarımı..eğitimde hangisi doğrudur? hangisi hala beceremediğimiz toplumsal kültüre katkı sağlar. kaynaştırmada belki hala sorunlar çözülmemiş ama bu örneklerle baş etmenin yolu bireyleri izole etmekten mi geçer?
h2 den....BAKALIM NE DİYOR MAHALLELİ
-
- Bir anne ev kiralamak istiyor, ev sahibinden aldığı yanıt: "Sana evi kiralamam, çünkü çocuğun sakat. Komşular rahatsız olur"
- Çocuğunu okula yazdırmak isteyen bir anneye okul müdürü buyuruyor: "Ne işi var bu çocuğun okulda hanım. Götür evde ömrünü tamamlasın, uğraşmana değmez"
- Anaokulu öğretmenine bir grup veli toplanıp ültimatom veriyor: "Ya o çocuk gider okuldan (tekerlekli sandalye kullanan yavrucağı kastediyorlar) ya biz gideriz"
- Ayağında sakatlığı olan ilkokul öğrencisi çocuk, öğretmenin tahtaya yazdığı kompozisyon ödevi konusunu defterine not ediyor: "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur"
- Ortaokulu ve liseyi birlikte okuduğu samimi arkadaşının annesi, çocuğuna öğüt veriyor: "Oğlum, şimdiye kadar yaşın küçüktü, söylemiyorduk, ama şimdi sen büyüdün; bırak artık bu arkadaşını, o engelli, seninle aynı şartlarda değil, bu yüzden çevrendeki insanlar da senden soğumaya başlar"
- Birbirini seven ve benzer sakatlıkları bulunan iki kişi evlenmek istiyor; görece daha az sakatlığı olan kişinin ailesi: "Yok, bizim kızımızın sakatlığı daha az, bizim size verecek kızımız yok"
- Sakatlığı olan kadınla uzun süredir flört eden adam: "Seni seviyorum, sakatlığın da benim için hiç önemli değil, ama seninle dışarı çıkmaya utanıyorum"
- Sakatlığı olan kişilerin otomobilleri için ayrılan özel park alanına park eden kişiyi, "lütfen aracınızı buraya park etmeyin" diyerek uyaran kişiye cevap veriyor hazret: "Sana ne! Allah belanı vermiş zaten, git bir de benden bulma"
- Sakat damgası bulunan plakaya sahip otomobille seyahat etmek zorunda bırakılan kişiyi trafikte sıkıştırıp, bağırıyor insan müsveddesi: "Ne işin var kardeşim sakat halinle dışarıda! Yürüü! Git evinde otur."
BANA MI SORDUN OKULA GELİRKEN?
- Mükemmel derecede dudak okuyan işitme engelli bir üniversite öğrencisinin derste hocasına, "Hocam, konuşurken başınızı biraz dik tutar mısınız, o zaman daha kolay anlayabilirim" ricasında bulunması üzerine hocanın cevabı: "Bana ne! Bana mı sordun okula gelirken"
- Kamu binasının önüne gelip, merdivenleri aşamayınca işini halledemeyen kişiye verilen yanıt: "Bana ne kardeşim tekerlekli sandalye kullanıyorsan, işlemi yapmak için yukarı çıkmalısın"
- İşitme engelli çocuğu daha iyi eğitim alsın diye didinen ailelere, Milli Eğitim Bakanlığının en üst bürokratlarından biri buyuruyor: "Ne diye uğraşıyorsunuz, Allah onları öyle yaratmış, Allah'ın veremediğini siz mi vereceksiniz, 124 Murat ile Mercedes'i yarıştırmak istiyorsunuz; bu çocukları neden lise giriş sınavlarına sokmak istediğinizi anlayamıyorum"
- Konservatuar eğitimi almak isteyen kişiye okul müdürü: "Benim okulumda sakat öğrenci olamaz."
DİLENCİ MUAMELESİ
- Bastonuyla yolda yürüyen birinin yanına küçük bir çocuk yanaşıyor: "Al amca, bu parayı babam gönderdi". Alışveriş etmek için mağazaya girmek isteyen tekerlekli sandalye kullanan kişiye içerden çıkan görevli: "Al şu gömlekleri, giyersin".

- Üniversite eğitimini tamamlamış, mesleği için önemli sertifikalara sahip ve 3 yıl da iş deneyimi olan –sakatlığı olan- biri, kariyerine daha iyi bir yerde devam etmek için iş başvurusunda bulunuyor. Aldığı yanıt: "Size ancak santralde istihdam edebiliriz"

- Telefonda iş görüşmesi yapıyor, cv gönderiyor, her şey mükemmel; bir gün sonra işe başlamak niyetiyle işyerine gidiyor, ve sakatlığı gören işveren: "Biz o kadro için biraz önce başkasını aldık". Kapıdan çıkıp sesini değiştirerek aynı yeri aynı iş için arıyor, gelen cevap: "Buyurun görüşelim"

- Neden herkesle aynı işi yapmama ve aynı eğitimi almama rağmen maaşım herkesten düşük, diyen çalışana verilen cevap: "Çünkü sakatsın"
Örnekler çoğaltılabilir...
Kısacası, evde oturun diyor mahalleli, sizin için çizdiğimiz kaderiniz bu! Sinik ve yitik şekilde, önünüze konulanlarla yaşamak zorundasınız. Sessiz, uysal, boynu bükük, minnettar ve sınırlarını bilen "şeyler" olduğunuz sürece, şuracıkta durabilirsiniz.
MAHALLELİ NE İSTİYOR?
Peki, mahallelinin bu insanlarla ne alıp veremediği var? 'Kadın' diyoruz, 'namus' diyorlar; 'cinsel özgürlük' diyoruz, 'günah' diyorlar; 'inanç özgürlüğü' diyoruz, 'Müslüman mahallesi' diyorlar; 'başörtüsü' diyoruz, 'kamusal alan' diyorlar... Ya 'sakat' deyince! Ona ne bahane buluyorlar?
Cevap basit aslında: Farklısınız. Farklısınız ve bizden/çoğunluktan değilsiniz. Bundan dolayı da güçsüzsünüz. Hey hak! İşte fırsat! Üzerinizde iktidar kurabilirim.

H2


[ Üyelere Özel ] 01-12-2007 13:13:40

aslında genelgenin yayınlanmasının çok etkili olacağını düşünmüyorum zaten özel alt sınıfa devan eden çocukların öğretmenlerinin geneli gerçek özel eğitimci değil bir aylık kısa bir sürede sertifika almış ve malesef bir çoğunun faydası tartışılır. rehabilitosyon merkezlerinin % 70 inin de faydalı olduğunu düşünmüyorum ÇÜNKÜ MALESEF BİRÇOĞU SADECE VE SADECE PARA İÇİN BU İŞİ YAPIYORLAR YANİ HERŞEYDE OLDUĞU GİBİ ÖZEL EĞİTİMDE FECİ HALDE İSTİSMAR EDİLİYOR

[ Üyelere Özel ] 01-12-2007 10:27:56

sevinç hanım yazınızın sonuna " DURMAK YOK YOLA DEVAM " yazmayı unutmuşsunuz...

[ Üyelere Özel ] 01-12-2007 00:53:39

Çok İlginçtirki genelge rehabilitasyonlara okullaşma için zaman tanısaydı herkes genelgenin çok adil olduğunu düşünecekti!.... Ama bir yıldır okullaşma ile ilgili MEB'in yaptığı uyarılar dikkate alınmadı... Halen SHÇEK e bağlı rehabilitasyonlar var; aralık ayı gelmesine rağmen:)...
Bu ne rahatlık!!!.. Hiç kimse şu standartlar yönergesindeki Özel, Özel Destek Eğitim Kursu nedir? Özel Eğitim Okulları bölümünde adı geçen destek eğitim birimi nedir? ne işe yarar? neden rehabilitasyonların standartlar yönergesinde böyle bir birim yoktur ?.. Bunun bize ne faydası; yada zararı olur? demedide ,şimdi birçok insan şikayet ediyor? Arkadaşlar 2002 yılından bu güne kadar kullanılan standartlar yönergesi değişmemiştir aynıdır... Değişmemiştir; Yani MEB bu kararları çok daha önce almıştır ve alt yapısını çok ,daha önce hazırlamıştır ; bu tüm resmi yönergelerde vardır.
Tüm toplantılarda okullaşma önerilmiştir... Şimdi çok tepkiliyiz! Neden? Acaba o yürüyüşlerde velilerimizi yürütmeye hakkımız varmı? Velilerimiz biz okul olmadığımız için yürüdüklerinin farkındalarmı???? Yoksa gerçekten eğitim hakkının ellerinden alındığınımı zannediyorlar? ??yazık velilerimize... Genelgeye tepki gösterenler okul ruhsatı almış olsalardı ve tüm velilerine devletin desteğiyle hem okul hemde rehabilitasyon hizmeti sunabilselerdi, ne olurdu verdikleri eğitimin kalitesi?.. O zaman haftada 1-2 seans ders verebildiğimiz çocukların tüm gün bizlerde olabildiğini düşünün.!.. Gerçekten iyi eğitim kadrolarına sahip olanlar harikalar yaratırdı...
Arkadaşlar çoğumuz kısa birsüre önecesine kadar rahabilitasyon merkeziydik... Bu genelgeden hepimiz etkileniyoruz... Yalnız dürüst olamalıyız ki sektörümüz almış başını gitmiştir... Devletin Özel Eğitim OKulunun Müdürleri bile ya yakınları adına kurum açmıştır , yada birçoğu bazı kurumlarda Danışmanlık adı altında rant sağlamıştır... Bu genelge tüm bunlarıda engellemektedir... Velilerimizi kışkırtmak yerine; şayet zorunlu eğitim çağındaki öğrencilerinizden vazgeçmek istemiyorsak şartlarımızı düzeltmeliyiz ...
Bazı kurum sahiplerinin iddaa ettiği gibi okulaşmak çokda kolay değil ve bazı sıkıntılarıda beraber getiriyor...Tam teşekküllü bir okul en az 50 oda ve en az 50 personel gerektiriyor... Bu ciddi bir yatırım ve emek istiyor... Yani bu genelge okullara rant sağladı diyen arkadaşlar haksızlık yapıyorlar...Okullar şayet standartlarını yüksek tutarlarsa ciddi bir sermaye ve emek isteyen özel eğitim kurumlarıdır.. Ve okullar öğretmenlere aylık 120 saate imza attırırlar... Hep rehabilitasyon merkezlerinden daha zor şartlarda çalışırlar , daha sıkı denetlenirler, ruhsatlarını bakanlıktan alırlar, daha çok eleman çalıştırırlar, daha çok kira öderler...
Bunlar önemli değil tabiki..
Önemli olan bizler iyiysek ve dürüstsek bu yönetmelik yanlış değil ...
Bazı çıkarlarımıza ters düşmüş olabilir ama iddia edildiği gibi engellinin eğitim hakkı asla elinden alınmamıştır....

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 23:41:32

Bence özürlü çocuklarımızın tedavisi ve eğitimi için ortak bir çalışma yürütülmesi gerekmektedir. pediatrik nörolog,fizyoterapist,özel eğitim uzmanı,psikolog veya pdr,çocuk gelişimi öğr.,ortopedisti,tabiki velisi ve hatta hemşiresine varıncaya kadar hepsi zincirin birer parçasıdır. fiziksel engeli olup zihinsel raporu verilmeyen bir özürlü çocuğumuzun bile sağlam çocuğumuza göre mutlaka zihinsel geriliği vardır. dolayısıyla özel eğitim okullarında veya kurslarında tedavi ve eğitim verilmesi gerekir. hastanelerimizde yapılan fiziksel tedavinin ne derece yeterli olduğunu söylememe gerek yok. 6 ayda bir 15 seans fizik tedaviyle hiçbir özürlü çocuğumuza fayda sağlayamayız. tam tersi fizyoterapistinin ayda 6 seans ftr vermesi bile yeterli olmaz ki her zaman velisinin evde de fizik tedavisini günde 2 saat yaptırmalıdır.... Bu açıdan devletimizden sağduyu bekliyoruz.... saygılar...

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 23:38:33

arkadaşlar okul öncesi öğretmenleri ile ilgili bi madde var ve ben bunu hala anlamlandırmış değilim.sözüm ona genelgede mecburi personel görünüyor fakat bi maddede farklı bi ibare kullanılmış.okul öncesi öğretmenlerine bi zararı varmıdır bu maddenin?bilgilendirmeleriniz için şimdiden teşekkürler..

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 21:37:43

siz okullarımızdaki öğrenci sayısından habersizsiniz galiba..Rehabilitasyon merkezlerinden grupların sayısı en fazla 10 ama devlet okullarında en az 35 hatta 45 .Kaynaştırma değil kaynatma oluyor bu çocuklar.Okuldaki öğretmenlerin zaten özel eğitim ile ilgili bilgileri yok.BEP nasıl hazırlanır bilmiyorlar.Davranış bozukluğu olan çocuk rehabilitasyonda sadece bireysel eğitime geldiği zaman zaten öğretmenle birebir olduğu için davranış problemi sık görünmüyor ,asıl sorun kalabalık ortamda belli oluyor ve özel eğitim öğretmeni çocuğun o yönünü görerek ona göre tedbir alıp ,yönlendirme yapıp eğitimini veriyor.
Biz genelgeyi ve getirilerini bıraktık birbirimize düşmeye başladık.Hatta Özel okulu olan Dernek Başkanı kendince Milli Eğitim Bakanı ile görüşme yapıyor, rehabilitasyon merkezleri için pahalı eğitim diyor ve özel öğretim kurumları da yazısını genelge ve yönetmeliklerin yayınlandığı duyurular bölümünde adsız olarak yayınlıyor.Kendisi de iyi birşey yapmış gibi heryerde yazısını yayınlıyor.Bizim de Derneğimiz uyuyor.Bu genelgenin çıkacağını biliyorlardı.Ama hiçbirşey yapamadılar.TAAA Antalya'dan Hanımefendi geliyor Bakanla görüşüyor hatta ve hatta genelgeyi de 1 ay erteletebiliyor BRAVO DOĞRUSU!!!!

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 19:57:03

Birçok öğrencinin ve öğretmenin kaderinin belirlendiği böyle bir genelgeyi çıkarmadan önce iki değil ikiyüz kere düşünmek gerekirdi. Bir kısım insanların çıkarlarını gözeterek çıkarılmış bu genelge yanlış zamanda ve yanlış insanları hedef alarak çıkarılmıştır. engelli bireylerin eğitim haklarını neredeyse ellerinden alrak toplumdan dışlamış birşekilde özel eğitim okullarına yönlendirmek hangi mantığa sığar ki bunu savunuyorsunuz. yıllarca kaynaştırmanın ne kadar etkili oldu konusun da ahkam kesen özel eğitimciler nasıl olurda kendi çıkarları söz konusu olunca çocukların eğitim alma topluma entegre olma hakklarını hiçe sayan bu genelgeyi haklı sayarlar anlamıyor ve bu insanlar adına üzülüyorum.

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 18:41:58

okullarla rehabilitasyonların karşı karşıya gelmesi yönünde bir hava,ne okulların,ne rehabilitasyonların,ne devletin,ne de çocuklarımızın yararına değildir...eminim ki özel eğitimin 4 tarafı da 2 saatliğine aynı çatı altında buluşsa,herbiri mağduriyetini rahatça dile getirip 1er önerisini masaya koysa aklın ve hukukun yolunda birleşeceklerdir...benim okulum da var,rehabilitasyonum da.14 yıldır seanslara şahsen girerim...bu alanın zor zamanları çok oldu,her zorluktan sonra geriye kalanlar vicdanının sesine kulak verenler oldu...başkalarını suçlayıp birşeyleri halledeceğini sanan arkadaşlara inat,bu sitelerin de izlendiği düşüncesiyle hazır oturduğumuz yerden,genelgeden bir şekilde etkilenmiş olanlar,bir çok sorun yerine en az bir çözüm önerisi getirsinler...naçizane önerim,zamanında shçek na bağlı rehabilitasyonlara ,meb e geçişleri için tanınan süre gibi bir hakkın,rehabilitasyonlara da okullaşmaları için tanınması olup,sözkonusu genelgenin de bu tarihte yürürlüğe girmesidir...özel eğitimin 4 tarafına da selam olsun...psk zehra sabak

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 18:18:32

Anlayamıyorum..anlayan varsa bana anlatsın.Özel eğitim kurumları genel müdürlüğü sayın Sevinç Eraslan'ın genel müdürlüğü olmuş.Bu sitede,yerel ve ulusal basında,görsel medyada bir milyonu aşkın yorum yapıldı.kimse kusura bakmasın artık ben sakin de olamıyorum.bu bakanlık neyin peşinde?kendi yardakçılarının yaptığı yorumları (bir 'ombudsman' havasında) neden kendi sitesinde yayınlıyor? ülkenin en ciddi kurumlarından biri olması gereken M.E.B., kendi yaptığı usülsüz,hayali,ayrımcı,tutarsız bir sözde genelgeye, kendi 'çok açık' menfaatleri için sahip çıkmaya çalışan bir dernek başkanının 'pazar keyfi yazısını' hangi hakla sitesinde yayınlıyor? yapılan milyon tane yorumu neden yayınlamıyor? bu nasıl bir ciddiyet ?bu nasıl bir adalet ?
bunun adı olsa olsa 'soytarılık'tır. az da olsa varolan saygımı yitirdiler, yitiriyorlar.
madem bu genelgeleri çok büyük titizlikle hazırladınız,ülke menfaatleri ve engellilerin yararlarını gözettiniz; neden 2 gün sonra geri adım atıyorsunuz. neden kendinizi savunma gereği duyup 'neyin peşinde olduğu belli olan' insanların yazılarını sitenizde yayınlıyorsunuz?
ilk cevabınızı pazartesi günü 'sizin pek umurunuzda olmayan, bizim ürettiğimiz ve sahte raporlar düzenleme yoluyla yuvalarından çıkardığımız' engellilerin gününde alacaksınız.
ikinci cevabı size yüce türk adaleti verecek. ama en önemli cevabı aslında size vicdanınız vermeli, eğer varsa...

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 17:17:16

aslında yazılması gereken çok şey var.rehabilitasyonların s.h.ç.e.k milli eğitime gecmesinin tek olumlu tarafı ödemelerin düzgün olması.Başka olumlu yönü yok.birde işlerin çıkmaza girmesini sebebi peynir ekmek gibi rehabilitasyon açılması.Bence buna bir sınırlama getirilmeden kanunların genelgelerin düzenlenmesi ve oluşturulması çok yanlış.

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 17:04:25

BAKANLIK 1 YIL ÖNCE BU YÜKÜN ALTINA GİRERKEN NASIL BİR BİLANÇO İLE KARŞILACAĞINI BİLMİYOR MUYDU ACABA. ÇOK KABA YÜZDE HESABI İLE BİLE BU ÜLKEDE ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN BİREY SAYISI BİLİNEBİLİR KARŞILAŞILABİLECEK SORUNLAR DA TAHMİN EDİLEBİLİRDİ. SANKİ YOLSUZLUKLAR SHÇEK DÖNEMİNDE YOK MUYDU. HERŞEY DÖRT DÖRTLÜK MÜ GİDİYORDU. O ZAMANIN SHÇEK'E BAĞLI KURUMLARI ŞİMDİ MİLLİ EĞİTİME BAĞLILAR VE YİNE AYNI DOLAPLARI ÇEVİRİYORLAR. ZAMANINDA DOLAP ÇEVİREN İNSANLAR O BİRİKİMLERLE ŞİMDİ HIZLA OKULLAŞIYORLAR. İŞİN KÖTÜSÜ AYNI ŞEYLERİ GENE YAPACAKLAR.
BEN SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ, BİRİLERİNİN ÖDENEĞİNİ KESMEKTE DEĞİL SAĞLAM BİR DENETLEME MEKANIZMASININ OLUŞTURULMASINDA GÖRÜYORUM. ÇÜNKÜ BU CAMİADA İŞİNİ TEMİZ YAPAN BU İŞİN HAKKINI VEREN ÇOK GÜZEL KURUMLAR DA VAR.

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 17:03:32

ilk bu haberi duyduğumda şaşırmıştım ama biraz düşününce hak vermedim diyimem doğrusu. çünkü özel eğitim merkezleri eğitim adı altında işi tamamen ticarte dönüştürmüşler , engelli öğrencilerin eğitim gereksinimlerini düşünmeden yalnızca alabilecekleri paranın peşinde koşar olmuşlardır.
bir de bunların üzerine merkezlerde alan bilgisi olmayan kişilerin çalıştırılması tuzu biberi olmuştur bu uygulamanın.bu genelgeyle bunlara son verileceğini ve daha kaliteli eğitim verileceği kanısındayım.

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 16:54:02

Değerli arkadaşlar,
Genelge çıktığından beri yazıları okuyorum. Şimdi burada tartışmamız bir çok şeyi ortaya koyuyor. Sevinç hanım ve diğer okul sahipleri durumu hep kendi lehlerinde düşündükleri için genelgeye olumlu bakıyorlar ve destekliyorlar. Onların yazdıklarından anladığım kadarıyla özürlü çocukları ve özürlü ailelerinin lehinde olduğunu ve olması gerekenin de bu olduğunu savunuyorlar. Ama asıl düşüncelerinin bu olduğuna inanmıyorum. Tek düşüncelerinin daha az öğrenci ile daha çok para kazanmak olduğu kanaatindeyim. Genelge çıktıktan sonra bir okul sahibi veya yöneticisi büyük bir iş başardıklarını ve sırada ücretlerin düzenlenmesi aşamasının olduğunu ve anladığım kadarıyla da gerekli yerlerle yaptıkları görüşmelerde bunun teminatını aldıklarını belirtmişti. Az bir yollarının kaldığından bahsediyordu. Şimdi şunu söyleyeyim. Hangi özel okul gerçekten okul gibi çalışıyor. Hepsi rehabilitasyon şeklinde çalışıyor, sadece göstermelik bir grup çocuğu okul eğitimi alıyor şeklinde gösteriyor. Şimdi size kaba bir hesap yapayım. Bugün devletin ödediği ücret öğrenci başına en fazla 388,8 YTL'dir. Şimdi şuna değinmek istiyorum. Bir özel eğitim okulu rehabilitasyon gibi çalıştığı için merkezlerden farkı yok. Yayınlanan bu genelgeyle asıl amaçları aslında ortadadır. Daha sonra devletten özürlüler için ödenen aylık ücretin arttırılmasını isteyecekler. Nitekim bu da istedikleri gibi olacak. Ücretler arttırılınca ne olacak özel okullar daha az öğrenci alarak (haftada 5 gün olsa dahi) daha fazla para alacaklar. Fiyatlar arttırılınca rehabilitasyon merkezi gibi çalışan bir kurumun 300 öğrenci karşılığında alacağı parayı özel okullar belki 200 öğrenci belki de 100 öğrenci karşılığında alacaklar. Bu ne demektir daha az öğrenci ile daha çok para kazanmaktır. Özel okullar da bu sayede öğrenci sayısı az olacağından daha az sorunla uğraşacaklardır. 100 öğrenci demek 100 sorun dermektir onlar için ama daha fazla öğrenci almak zorunda kalsalar daha fazla problemle uğraşacaklardır. Asıl bundan kaçıyorlar öğrenci sayısı ve sorunlar az olsun ama kazanılan para arttırılsın amaç bu. Sonra da genelge çıkınca daha iyi oldu özürlü ve ailelerin faydasına oldu deyip amaçlarını gizlemeye çalışıyorlar. ASIL RANT SAĞLAMA BUDUR. Sonra da çıkıp başkalarının özürlü çocukları ve ailelerini istismar ettiklerini söyleyip rant peşinde koştuklarını söylüyorlar. Rant peşinde koşan ve çocukları istismar edenler ortada. Söyledikleri gibi gerçekten özürlü çocukları ve ailelerini düşündüklerini sanmıyorum. Özürlü çocukları ve ailelerini düşünseler çocukların bu genelgeyle eğitim hakkından mahrum edileceğini bir çok çocuğun eğitimden faydalanamayacağını ve ailelerin tekrar çocuklarını evlerinde saklayacaklarını tahmin etmeleri gerekir, genelgenin tamamen özürlülerin aleyhinde olduğunu görüp genelgeyi savunmazlardı. Eğer özürlü çocukları, ailelerini ve bu çocuklara verecekleri eğitimi gerçekten düşünüyorlarsa okullarında gerçekten bu işin uzmanı olan özel eğitim öğretmenlerini çalıştırsınlar sertifika almış emekli sınıf öğretmenlerini değil. Sevinç hanımın okulunun web sitesini ziyaret ettim ve şunu gördüm çalışan personelinin arasında özel eğitim mezunu bir öğretmen göremedim. Sertifikalı sınıf öğretmenleri var. Sevinç hanım ve diğer okul sahibi arkadaşlar madem özürlülerin eğitimini düşünüyorsunuz okullarınıza özel eğitim mezunu özel eğitim uzmanları alın. Neden almıyorsunuz? Ben söyleyeyim çünkü özel eğitim mezunu özel eğitimci alırsanız aylık masraflarınız daha da artacaktır. Bu da her şeyi ortaya koyuyor. lütfen bir de çıkıp genelgenin iyi ve faydalı olduğunu savunmayın. Hiçbir alt yapısı oluşmadan böyle bir genelgenin yayınlanması hiçbir zaman özürlü çocukların ve ailelerin faydasına olmaz. Sadece birkaç kişinin amaçlarına hizmet eder.

Arkadaşlar bu gün özel öğretim kurumları genel müdürlüğünün sayfasında Sevinç hanımın radikal gazetesinde yayınlanan yazısı aynen yayınlandı. Burada amaç genelgenin haklılığını ortaya koymak ve genelgeyi hazırlayanların doğru bir iş yaptığını savunmaktır. Peki özel eğitim kurumları genel müdürlüğü neden Özel Eğitim Kurumları Derneği Başkanı Mustafa Metin Taş’ın 25 kasım 2007 tarihli radikal gazetesinin haberini özel eğitim kurumları genel müdürlüğü internet sayfasında yayınlamadı?

arkadaşlar her şey ortada asıl rant peşinde koşanlar ve çocukları ve ailesini istismar edenler ortada

SAYGILARIMLA

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 16:18:42

http://www.tsd.org.tr/Faaliyetler/Basin-Bildirileri/engelli-ocuklarn-eitim-hakk-kstlanamaz.html

SORUMLULARIN SORUMSUZLUĞU ENGELLİ EĞİTİMİNİ ENGELLİYOR

Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü Boyraz’ın Milli Eğitim Bakanlığı’nın engelli eğitimiyle ilgili genelgesine ilişkin basın açıklaması:
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 20 Kasım 2007 tarihinde yayınlanan 2007/85 sayılı genelge ile daha önce engelli çocukların özel eğitimlerine verilen desteğin kaldırıldığı açıklanmıştır.
20 Kasım’da yayınlanan ve 1 Aralık’tan itibaren yürürlüğe girmesi öngörülen bu genelge haklı olarak şu soruları gündeme taşımıştır:
1- Bakanlığa bağlı okullar engellilere verilecek özel eğitimler için yeterli midir?
2- Eğer yeterli ise neden öğrenciler ve velileri özel eğitim kurumlarına yönlendirilmiş ve bunlar için ödenek çıkarılmıştır?
3- Okullar eğitim için yeterli değilse, 10 gün içinde bu okullar nasıl yeterli hale getirilecek, yeterli sayıda eğitmen nasıl sağlanacaktır?
4- Okullar alt yapı ve eğitimci olarak gerekli hazırlıklarını tamamlayıncaya kadar öğrencilerin eğitimleri nasıl sürdürülecektir?
5- Özel eğitime destek vermek için yapılan ödemelerin kötüye kullanıldığı iddiaları vardır, bunlar neden zamanında denetlenip önlenmemiştir?
6- Desteği kaldırmaya gerekçe olarak gösterilen kötüye kullanma olayları ne kadardır, sorumluları hakkında ne işlemler yapılmıştır?
Bu soruları çoğaltmak mümkündür. Bu genelge aslında yanlış bir mantığın iflasını kanıtlayan, iktidarın eğitim anlayışındaki yanlışlığı bir kez daha vurgulayan bir belgedir.
Eğitimi, sağlığı özelleştirmek suretiyle hizmetlerin nicelik ve nitelik olarak düşmesine neden olanlar, aynı zamanda yozlaşmanın, suiistimallerin, yolsuzlukların da kapısı araladıklarını itiraf etmek durumunda kalmışlardır.
Engellilerin eğitimi, özellikle zihinsel engellilerin eğitimi çok ciddi bir iştir. Dikkatle, bilgiyle, yeterli koşullarla, araç ve gereçlerle, yetişmiş kadrolarla yapılmak zorundadır.
Milli Eğitim Bakanlığı, devlet okullarında engellilerin eğitimi için gerekli yatırım ve kadrolaşmayı sağlamak yerine bu işi özel rehabilitasyon merkezlerine havale etmiştir.
Şimdi bu sistemin kötüye kullanıldığını ileri sürmek suretiyle hiçbir ciddi hazırlık yapmaksızın destek kesilmekte ve öğrencilerin durumu belirsiz hale getirilmektedir.
Yapılanın arkasında yatan mantık son derece basittir, iktidar mali sıkıntıya düşmüştür. Seçim harcamaları ve yatırımlarıyla kaynaklar tüketilmiş şimdi her kuruşun peşine düşer olmuşlardır. Ağırlıkla zihinsel ve işitsel engelli çocukların yararlandığı özel eğitim için ayrılan bütçe iktidarın gözüne takılmıştır. Tasarruf tedbiri adına çocukların eğitimlerinden, gelişiminden vazgeçilmektedir.
Bu olayın bir yüzüdür, diğer yüzü ise eğitimin tümüyle özelleştirilmesi, devletin eğitimden çekilmesi yönündeki ilan edilmemiş politikadır. Genelgenin hemen arkasından özel özel eğitim okulları birliği adına yayınlanan bildiri ve bizzat Milli Eğitim Bakanlığına yapılan teşekkür ziyareti genelgenin arkasından geleceklerin habercisidir.
Ankara’da yapılan görüşmelerde özel eğitim alan çocukların ailelerinden eğitim ve servis ücretleri için katkı payı alınması önerileri dile getirilmektedir. Genelgeye çok sevinen özel özel eğitim okulları birliği, Bakandan ayrıca okul ücretlerine de artış istemeyi ihmal etmemişlerdir. Görüldüğü gibi tabir-i caizse “koyun can derdinde kasap ise et derdinde”dir.
Amaç açıktır, devlet okullarında engellilerin özel eğitimleri için hiçbir hazırlık yoktur ve yapılmayacaktır. Bu çocuklarımızın eğitimi için tek olanak özel özel eğitim okulları ve özel okullar bırakılacaktır. Yani engelli aileleri çocuklarının eğitimlerini sürdürmek istiyorlarsa, parasını ceplerinden ödeyecek ve bu hizmeti alacaklardır. Eğitimin özelleştirilmesi süreci, özel desteğe gereksinim duyan engellilere kadar uzanmış bulunmaktadır. Paran kadar eğitim, engellilerin de eğitim hakkını elinden almaya başlamıştır.
Eğitim temel bir haktır. Özellikle zihinsel ve işitsel engellilerin eğitimi onların ve ailelerinin yaşamlarını iyileştirmeleri, toplum yaşamına daha iyi koşullarda katılabilmeleri açısından hayati niteliktedir.
Eğitimin bir kamu hizmeti olarak sürdürülmeli ve ücretsiz olarak ve gerektiğinde devlet tarafından desteklenerek verilmelidir.
Resmi ilköğretim okullarına devamında sakınca bulunmayan, engelli olmayan kendi yaşıtı çocuklarla içiçe öğrenen ve eğitilen engelli çocuklarımızın kaynaştırma (bütünleştirme) eğitimi kapsamında bir arada okumaları hepimizin ortak isteği ve umududur. Ancak resmi okulların alt yapılarının bu çocuklarımızın eğitimlerine uygun hale getirilmesi, fiziki koşullarının düzeltilmesi, kaynaştırma öğrencisinin sınıflara dağılımının eğitsel kurallara uygun bir biçimde yapılması gerekmektedir.
Ayrıca özel eğitim okullarının kapasitelerinin arttırılması, gerekli kadronun istihdam edilmesi gibi ayrıntılı bir programa sahip olunmadan Aralık ayının başında hiçbir özel eğitim okuluna kayıt yaptırma olanağına sahip olamayacak çocuklarımız ne olacaktır?
Devletin engellilerin tüm yaşantısını güvence altına almakla yükümlü olduğu unutulmamalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı engelli çocuklarımızın eğitimle elde edecekleri gündelik yaşantıyı sürdürebilme ve geliştirebilme olanaklarını “para” ile ölçmemelidir. Engelliler tüm toplumun sorumluluğundadır ve devletin görevi bu sorumluluğu toplum adına eksiksiz yerine getirmektir.
Bakanlığın ihtiyaç duyabileceği eğitimciler ise halen özel eğitim kurumlarında istihdam edilen ve genelgeyle işsiz kalma tehdidi altında bulunan eğitimcilerden sağlanmalıdır.

Güncelleme tarihi: Cuma, 30 Kasım 2007

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 16:00:38

görüyorum ki bu genelge ile özel eğitim okul sahipleri şaha kalkmış, hükümet iyi yaptı, çok güzel oldu vs vs. şeklinde açıklamalar yapıyorlar.hepinizi kutluyor ve tebrik ediyorum. Ancak, bu genelgeyi kutlayan sevgili okul sahipleri "bana dokunmayan yılan bin yaşasın "anlayışı ile daha nereye kadar devam edeceksiniz ki ? Anlayışınız kıt herhalde hükümet hepimizi kötü görüyor. iyi olan kurumlar ayakta kalacak sözleri hikaye.madem o kadar iyisiniz geneliniz için söylüyorum şunları cevaplayın bakalım.
1-)şuan sizin rehabilitasyon merkezlerinden ne farkınız var?
2-)farkımız çok biz 120 saat ders veriyoruz diyeceksiniz. peki o zaman nasıl faturalandırma yapıyorsunuz ? ki okulların ödenekleri yıllardır yok.bunu açıklayın
3-)bu yaptığınızla yani okul olarak ruhsat alıp rehebilitasyon bölümüne kayıt yapıp faturayı rehabilitasyon şeklide kesip 5 yıl süre ile vergi kaçıran kim?
4-)veee en önemlisi eğitimin kalitesinin verilen eğitim süresinin çokluğu ile belirlenemiyeceği, önemli olanın eğitimin nitelğinin olduğunu bilmiyor musunuz?
benim pek değerli sayın okul sahibi eğitimci(!) kardeşlerim. saygılarımla...

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 15:01:28

Türkiye'de bu genelgenin yürürlüğe girmrsi için yeterli şartların oluşturulduğunu düşünmüyorum. öncelikle şartlar düzenltimeli daha sonra diğer işlemlere geçilmeli.Rhabilitasyon mrk. çoğu kapatılacak ancak bu kadar öğrenciyi kaldıracak eğitim ortamları devletin elinin altında yok.Bu da öğrencilerin maduriyeti anlamına geliyor.

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 14:47:12

20 KASIM GENELGESİ ÖZEL EGİTİM ALANINDA TARİHİ BİR KARARDIR.GENELGE SAYESİNDE ENGELLİ COCUKLARIMIZ HAKLARINA ESAS SİMDİ KAVUSMUSTUR. SAYIN MİLLİ EGİTİM BAKANIMIZ HÜSEYİN ÇELİK'E GENELGENIN HAZIRLANMASINDA EMEGI GECEN TÜM BAKANLIK PERSONELINE VE SÖZUNUN ARKASINDA DURAN SAYIN DERNEK BASKANIMIZ UZM.SEVİNÇ ERASLAN HANIMA TESEKKURLER EDIYOR SAYGILAR SUNUYORUZ..GENÇ ADAY ÖZEL EGİTİM OKULU VE İŞ EGİTİM MERKEZİ....

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 14:38:18

hatice hanıma kesinlikle katılıyorum, destek eğitim odası mı var ki?ayrıca bizim kaynaştırmadaki amacımızdan sapmış olmuyor muyuz çocuğu destek eğitim odasına alarak? çocukları sınıfların arka sıralarında dersten, sınıftan bir haber olduğuna kaç kez şahit olduk, bundan sonra da çok kez şahit olmak durumunda bırakılıyoruz maalesef...

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 13:05:46

Bence bu genelge çok erken yayınlandı.Önce meb ilköğretim okullarındaki kaynaştırma ve bağımlı oçem sınıflarını toparlasınlar.2 senedir bağımlı oçem sınıfına öğretmen bekliyoruz.Dersler boş geçiyor ve oğlum bağımlı oçeme kayıtlı diye rehabilitasyon merkezindeki eğitim hakkını elinden alıyorlar.Bunun yerine denetimlerini artırma yoluna gitsinler.Uzman öğretmen bulsunlar.Bizler sesimizi çıkarınca adres olarak YÖK ü gösteriyorlar.Öğretmen yetiştirmiyolarmış.Oraya gidin diyorlar.Çorba yapacağız diyorlar güzelde sadece su kaynatmakla çorba olmuyo....

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 11:41:02

Genelgede belirtilen kaynaştırma eğitimine devam eden bireylerin grup eğitiminin iptal edilmesi zaten gerekli bir düzenlemeydi. Çünki rehabilitasyon merkeziindeki programla okuldaki program birbirini desteklemiyordu.
Ancak Özel eğitim okuluna devam eden bireylerin Rehabilitasyon merkezine gitmesinin önünü kesmek yanlış bir karar. Çünkü doğuda bir çok ilde yeterli özel eğitim okulu yok. Dolayısıyla öğrenci Rehabilitasyon merkezine gidiyor ve merkez ücretini alamıyor. Ama batıdaki Rehabilitasyon merkezi alamayacak. Batıda kurulan rehabilitasyon merkezlerinin ne suçu var?

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 11:10:01

İ.Ö.Okullarının destek eğitim odasımı var Mustafa Bey Türkiye şartlarından bahsediyorsunuz değil mi?Sınıf öğretmenleri rehabilitasyon öğretmenleri ile görüşmek istiyor nasıl eğitim vereceğini bilmediği için.
Ayrıca kaynaştırma öğrencilerinin grup eğitimine daha çok ihtiyacı var ülkemiz şartlarında.Niye mi?Çünkü ülkemizde kaynaştırma öğrencileri sınıfın en arkasına tek başına atılan,ezilen çocuklar.

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 10:44:46

Arkadaşlar 20 Kasım tarihli genelge hakkında bir anket yayınladık. Anketler bölümnden sonuçları takip edebilir ve siteye giriş yaparak oy kullanabilirsiniz.
http://www.rehabilitasyon.com/index.php?act=polls

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 09:54:54

kaynaştırma öğrencilerinin bireysel eğitimleri ilköğretim okullarının destek eğitim odasında sınıf öğretmenleri tarafından verilebilir.kaynaştırma öğrencilerinin rehabilitasyon merkezlerine gitmesine gerek kalmaz. kaynaştırma öğrencilerine harcanacak paralar devletin eğitim imkanlarından yararlanamayan engellilerin eğitimi için kullanılabilir.

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 09:10:04

Özel Eğitim Okulları istediklerini aldı.Şimdi onlara buyurun okul olarak devam edin.Ama rehabilitasyondan elinizi çekin demenin zamanıdır.Okul Yöneticileri biz okuluz eğitim için varız rehabilitasyon merkezleri birşey veremiyor demiyorlarmıydı? Şimdi bu konu daha net çözülebilir.Okullar bünyesinde rehabilitasyonbirimi bulundurmasınlar.Çünkü okul adı altında rehabilitasyon yapıp yinede okuluz diye feryat ediyorlar.İkisi ayrılırsa ve çerçeveleri iyi çizilirse sanırım çok daha verimli bir alanda devam edilir.

[ Üyelere Özel ] 30-11-2007 02:08:43

Branşı olmayan ve emekli öğretmenlerin eğitim vermesi engellenmelidir.Sertifika verilecekse yeni mezunlara bu imkan sağlanmalıdır.
Aynen Katılıyorumm

[ Üyelere Özel ] 29-11-2007 19:39:33

rehabilitasyon bölümü çıkartılmalı denilmiş soruyorum türkiye şartlarında engellilere başka nerde rehabilitasyon hizmeti verilebilirmiş.böyle bi şey yakın zamanda mümkün olsaydı ki olamaz zaten yapılırdı.

[ Üyelere Özel ] 29-11-2007 19:02:38

1 ayda merkezlerimiz için iidir.ama yumuşamayıp kaldırmak için bu genelgeyi daha çok çalışmalıyız..hoşçakalın

[ Üyelere Özel ] 29-11-2007 18:15:33

meb bu düzenleme ile yaptığı bir hatadan çok geç olmadan geri dönmüş. iyi de olmuş.

[ Üyelere Özel ] 29-11-2007 18:09:07

Genelgenin 1 ayda olsa ertelenmesini doğru buluyorum.Ancak genelgenin tamamen geri çekilip daha kapsamlı ve işlerliği olan bir düzenleme yapılması şarttır.
Özel özel eğitim okulları ile rehabilitasyon merkezleri tamamen birbirinden ayrılmalıdır.
Özel özel eğitim okullarının rehabilitasyon bölümleri kapatılmalıdır.
Kaynaştırmaya devam eden öğrencilerin grup eğitimleri mutlaka geri verilmelidir.
Branşı olmayan ve emekli öğretmenlerin eğitim vermesi engellenmelidir.Sertifika verilecekse yeni mezunlara bu imkan sağlanmalıdır.
Daha yazılacak çok şey var ama önemlileri bunlar...

Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.