Mutluluk Engellenemez
Yolda yürüyorsunuz, yanınızda konuşamayan, dürtülerine göre hareket eden, ya da görülebilir bir engeli olan bir çocuğunuz var. Herkes size bakıyor, korkar, soru sorar ya da şaşkın bir ifadeyle, en iyi niyetlisi acıyarak, hep sahnedesiniz, çünkü çocuğunuz diğer çocuklardan farklı. Yıllarca, her gün, herkes her yerde neden böyle olduğunu, şunu bunu soruyor, durum hayatınıza damgayı vuruyor. Okula gidebilecek mi? Konuşabilecek mi? ya askerlik, ileride ne olacak , uykusuz her gece... buna çoğu zaman ekonomik problemler, aile içi çatışmalar ve sosyal bir geri çekilme de eşlik ediyor. Bu insanlar zor ve farklı deneyimler yaşıyorlar.Herkes içinde bulunduğu sosyal alana adapte olmaya çalışıyor, böylesi bir yükle bir yola çıkıyorlar, çocukları yükleri oluyor, zamanla çocukla vakit geçirdikçe, ortak bir yepyeni dil ve deneyim edindikçe, çocuklarını kabulleniyor, bu haliyle onunla yaşamaya başlıyorlar ve ilişkileri tamamen kendilerine özgü bir frekansta devam ediyor.
Hepimiz farklı donanımlarla hayata geliyor ve yapımızı çeşitlendiriyoruz. Dolayısıyla engellilik de bu anlamda özgünlüğün bir bölümünü oluşturuyor. Tanımaya, bir arada bulunmanın koşullarını yaratmaya çalışalım, iyilik yapmak adına değil, insanı ve kendimizi daha iyi anlamak, yaşama katkıda bulunmak adına. Hayatta başarının ölçüsü ne kadar mutlu olduğunuzdur. Hayatta başarı, güzellik, akıl, iş, sosyal statü ile ilgili değildir. Daha yeterli olmanız mutluluğu kolaylaştırabilir ama getirmez. Mutluysanız, bir canlı olarak iyi gidiyorsunuz demektir. Kendimizi kabul ederek, özelliklerimiz çerçevesinde yaşam içinde pozisyonumuzu alırız. Her canlı olasılıkları dahilinde mutlu ya da mutsuz olmayı seçebilir.
Hayat, her şeye rağmen çok güzel... Üzüntülerle, beklentilerle, engellerle dolu olsa da güzel... Tüm olumsuzlukların üzüntülerin yanında-arasında sevgiler var. Gülücükler, sevinçler, paylaşılanlar ve paylaşanlar var. Her şeyden önemlisi "O" var...
Demem o ki bazı duyular, duygular, yaşayışlar farklılaşıyor olabilir ama mutluluk engellenemiyor..
Yolda yürüyorsunuz, yanınızda konuşamayan, dürtülerine göre hareket eden, ya da görülebilir bir engeli olan bir çocuğunuz var. Herkes size bakıyor, korkar, soru sorar ya da şaşkın bir ifadeyle, en iyi niyetlisi acıyarak, hep sahnedesiniz, çünkü çocuğunuz diğer çocuklardan farklı. Yıllarca, her gün, herkes her yerde neden böyle olduğunu, şunu bunu soruyor, durum hayatınıza damgayı vuruyor. Okula gidebilecek mi? Konuşabilecek mi? ya askerlik, ileride ne olacak , uykusuz her gece... buna çoğu zaman ekonomik problemler, aile içi çatışmalar ve sosyal bir geri çekilme de eşlik ediyor. Bu insanlar zor ve farklı deneyimler yaşıyorlar.Herkes içinde bulunduğu sosyal alana adapte olmaya çalışıyor, böylesi bir yükle bir yola çıkıyorlar, çocukları yükleri oluyor, zamanla çocukla vakit geçirdikçe, ortak bir yepyeni dil ve deneyim edindikçe, çocuklarını kabulleniyor, bu haliyle onunla yaşamaya başlıyorlar ve ilişkileri tamamen kendilerine özgü bir frekansta devam ediyor. Hepimiz farklı donanımlarla hayata geliyor ve yapımızı çeşitlendiriyoruz. Dolayısıyla engellilik de bu anlamda özgünlüğün bir bölümünü oluşturuyor. Tanımaya, bir arada bulunmanın koşullarını yaratmaya çalışalım, iyilik yapmak adına değil, insanı ve kendimizi daha iyi anlamak, yaşama katkıda bulunmak adına. Hayatta başarının ölçüsü ne kadar mutlu olduğunuzdur. Hayatta başarı, güzellik, akıl, iş, sosyal statü ile ilgili değildir. Daha yeterli olmanız mutluluğu kolaylaştırabilir ama getirmez. Mutluysanız, bir canlı olarak iyi gidiyorsunuz demektir. Kendimizi kabul ederek, özelliklerimiz çerçevesinde yaşam içinde pozisyonumuzu alırız. Her canlı olasılıkları dahilinde mutlu ya da mutsuz olmayı seçebilir. Hayat, her şeye rağmen çok güzel... Üzüntülerle, beklentilerle, engellerle dolu olsa da güzel... Tüm olumsuzlukların üzüntülerin yanında-arasında sevgiler var. Gülücükler, sevinçler, paylaşılanlar ve paylaşanlar var. Her şeyden önemlisi "O" var... Demem o ki bazı duyular, duygular, yaşayışlar farklılaşıyor olabilir ama mutluluk engellenemiyor.. Yolda yürüyorsunuz, yanınızda konuşamayan, dürtülerine göre hareket eden, ya da görülebilir bir engeli olan bir çocuğunuz var. Herkes size bakıyor, korkar, soru sorar ya da şaşkın bir ifadeyle, en iyi niyetlisi acıyarak, hep sahnedesiniz, çünkü çocuğunuz diğer çocuklardan farklı. Yıllarca, her gün, herkes her yerde neden böyle olduğunu, şunu bunu soruyor, durum hayatınıza damgayı vuruyor. Okula gidebilecek mi? Konuşabilecek mi? ya askerlik, ileride ne olacak , uykusuz her gece... buna çoğu zaman ekonomik problemler, aile içi çatışmalar ve sosyal bir geri çekilme de eşlik ediyor. Bu insanlar zor ve farklı deneyimler yaşıyorlar.Herkes içinde bulunduğu sosyal alana adapte olmaya çalışıyor, böylesi bir yükle bir yola çıkıyorlar, çocukları yükleri oluyor, zamanla çocukla vakit geçirdikçe, ortak bir yepyeni dil ve deneyim edindikçe, çocuklarını kabulleniyor, bu haliyle onunla yaşamaya başlıyorlar ve ilişkileri tamamen kendilerine özgü bir frekansta devam ediyor. Hepimiz farklı donanımlarla hayata geliyor ve yapımızı çeşitlendiriyoruz. Dolayısıyla engellilik de bu anlamda özgünlüğün bir bölümünü oluşturuyor. Tanımaya, bir arada bulunmanın koşullarını yaratmaya çalışalım, iyilik yapmak adına değil, insanı ve kendimizi daha iyi anlamak, yaşama katkıda bulunmak adına. Hayatta başarının ölçüsü ne kadar mutlu olduğunuzdur. Hayatta başarı, güzellik, akıl, iş, sosyal statü ile ilgili değildir. Daha yeterli olmanız mutluluğu kolaylaştırabilir ama getirmez. Mutluysanız, bir canlı olarak iyi gidiyorsunuz demektir. Kendimizi kabul ederek, özelliklerimiz çerçevesinde yaşam içinde pozisyonumuzu alırız. Her canlı olasılıkları dahilinde mutlu ya da mutsuz olmayı seçebilir. Hayat, her şeye rağmen çok güzel... Üzüntülerle, beklentilerle, engellerle dolu olsa da güzel... Tüm olumsuzlukların üzüntülerin yanında-arasında sevgiler var. Gülücükler, sevinçler, paylaşılanlar ve paylaşanlar var. Her şeyden önemlisi "O" var... Demem o ki bazı duyular, duygular, yaşayışlar farklılaşıyor olabilir ama mutluluk engellenemiyor..
MAKBER.
Dosyalar
96 kurum iş ilanı var. Hemen başvuru yaparak özel eğitim ve sağlık sektöründe yerini al.
Özel Esenyurt Ardıçlı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Odyolog İş İlanı
Dün
İSTANBUL (Avrupa)
Özel Küçükyalı İdeal Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Özel Eğitim Öğretmeni İş İlanı
3 gün önce
İSTANBUL (Anadolu)
Özel Üçel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Fizyoterapist İş İlanı
3 gün önce
Bursa
Uzman Akademi Ozel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Fizyoterapist İş İlanı
Dün
İSTANBUL (Avrupa)
Özel Özguven Özel Eğtim ve Rehabilitasyon Merkezi
Özel Eğitim Öğretmeni İş İlanı
3 gün önce
Balıkesir
21 yıllık birikim ve tecrübeyi içeren EÇOP ile tüm işlemlerinizi hızlıca yapın!
iş arayan 623 kişi var. Hemen irtibata geçerek personel eksikliğinizi tamamlayın.
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.