08-10-2016 |

Kimler Özel Eğitimci Olsun?

Türkiye’de özel eğitim konusunun temel sorunu yeterlilik ve yetkinliği olan eğitimci ve diğer destek hizmetlerini sağlayan yetişmiş personel yetersizliğidir. Çünkü özel eğitim bölümü olan üniversitelerin sayıları ile bu alanlarda mezun olan öğrencilerin sayıları, özel eğitime gereksinim duyan öğrencilerle oranlandığında inanılmaz bir boşluk ortaya çıkmaktadır.

Öncelikle özel eğitim durumunu sayılarla özetlemeye çalışalım. Toplam 9 üniversitede özel eğitim verilmekte ve şu ana kadar zihin engelli sınıf öğretmenliği bölümlerinden toplam 1926 kişi mezun olmuştur. Bunların bir kısmı akademik kariyer yapmakta, bir kısmı devlet okullarında çalışmakta bir kısmı kendi özel eğitimi kurumunu açmış, bir kısmı da özel, özel eğitim kurumlarında çalışmaktadır. Ayrıca görme engelliler öğretmenliğiyle ilgili mezun veren tek bir üniversite vardır (Gazi Ün.).

Türkiye’deki özel eğitim açığı nasıl kapanabilir? Özel eğitim bölümü olan üniversitelerden medet ummak boş bir beklentidir; çünkü yeni bölümler açılsa bile açık onlarca yıl kapanamayacaktır. Şu an özel eğitimciler dışında çocuk gelişimi, PDR, okul öncesi eğitimi, Psikoloji ve sınıf öğretmenliği bölümlerinden mezun olanlar çalışmaktadır.  Bunların lisans programlarına baktığımızda özel eğitimle pek fazla bağlantıları olmadığını görüyoruz. Sadece çocuk gelişimi bölümlerinde (ör. Gazi Ün.) özel eğitimle ilgili ortalama 10 ders verilmektedir. Şimdi sırayla bu bölümlerde verilen özel eğitim derslerini görelim:

Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik

1. Özel Eğitime Giriş

Kurumunuza ait program, modül sınırlamalarını siz değil, otomasyonunuz takip etsin.

2. Uyumsuz Çocukların Eğitimi

3. İşitme ve Konuşma Özür.(Seçmeli)

4. Geri ve Üs. Zek. Çoc.Eğ. (Seçmeli)

Psikoloji

1. Zeka Geriliği Psikolojisi (Seçmeli)

Okul Öncesi Öğretmenliği

1. Özel Eğitim

2. Eğitimde Kaynaştırma

Sınıf Öğretmenliği

1. Özel Eğitim

2. İlköğretimde Kaynaştırma

Bu bölümlerden mezun olanların özel eğitime ne kadar uzak oldukları sanırım açıkça görülüyor. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve bu insanların aldıkları birkaç özel eğitim dersiyle, özel eğitimde ne kadar verimli olabileceğini düşünün. Ayrıca bu bölümlerde bu dersleri veren öğretim görevlilerinin bu derslerdeki yeterlilikleri ne düzeydedir? Özel eğitim bölümünde öğretim üyesinin bulunmadığı birçok üniversite varken bu bölümlerde özel eğitim derslerini kim veriyor? Sadece aldıkları birkaç dersle özel gereksinimli bireylerle bireysel eğitim alabilirler mi? Özel eğitimi teori ve pratiğiyle bilen birisi olarak “HAYIR” diyorum. (Bireysel çabasıyla araştıran, kendini geliştiren ve özel eğitime adaptasyonunu tamamlayan bir hayli kişi vardır. Yanlış anlaşılmasın, burada tartıştığım nokta psikolojik yardım değil, doğrudan eğitim çalışmalarıdır.)

Şu da gerçektir ki, özel eğitim alanında herhangi bir bölümü bitirmek her şeyi biliyor olmak veya her şeyi çözümleyebilmek demek değildir. Bu bütün meslekler için geçerlidir. Önemli olan bireyin eğitim aldığı meslekle kişiliğinin ve yetilerinin bütünleşmesidir. BEP yapamayan nice özel eğitimci gördüm. Görme engelliler sınıf öğretmenliğini bitirip de Braille alfabesini okuyamayan öğretmenler var.

Bireysellleştirilmş Eğitim Proğramını(BEP) kolayca hazırlayın.

Öyleyse çözüm ne olmalı ve bu boşluk nasıl kapatılmalı? Aslında bu devlet meselesi diyip işin içinden çıkamayız. Bir zamanlar bütün üniversite mezunlarını sınıf öğretmeni olarak atayan zamanın yöneticileri bir anda sınıf öğretmeni açığını az da olsa kapatmaya çalıştılar. Yaptıkları elbette doğru değildi. Ancak öyle uygun gördüler ve kimse bir şey yapamadı.

Bana göre özel eğitim alanındaki, boşluk kısa vadede şöyle doldurulabilir: Yukarıdaki bölüm mezunlarına ortalama 6 aylık standart (özel/resmi) kurslarla eğitim verdikten sonra çalışmalarına onay verilmeli ve gerekirse, diğer alan mezunlarından da istekliler alınmalıdır. Bugün usta öğretici/yardımcı eğitimci olarak çalışan kız meslek lisesi çocuk gelişimi bölümü mezunları da benzer bir kursa katıldıktan sonra yardımcı eğitimci olabilmelidirler. (Şişli’de MEB onaylı 270 saatlik staj uygulamalı özel eğitim kursu veren “Akademi Dadı” bu bağlamda iyi bir model teşkil ediyor.)

Uzun vadede ise, yurt dışına yeterli sayıda master ve doktora öğrencisi gönderilmeli ve üniversitelerde lisans programları çoğaltılmalı. Yardımcı eğitimci yetiştiren ön lisans programları açılmalı. Ayrıca özel eğitimci olmayan lisans mezunları için özel eğitim yüksek lisans programları açılmalı ve bunu bitirenlere özel eğitimde çalışma olanağı verilmelidir. Birkaç yıl önce Anadolu üniversitesinde, farklı lisansları bitirenlere tezsiz yüksek lisans programı başlatıldı ve kısmen uzaktan eğitim statüsündeydi. Ancak şu gerçek ki, bu uygulama hizmetten ziyade ticarete daha yakındı; çünkü yüksek miktarda, ancak sonradan bunu sınırlandırdılar. İş imkânı olmayan onca bölümü olan üniversite neden özel eğitim için bunu ücretsiz yapmıyor veya yaygınlaştırmıyor.

Öğrencilere verilen dersleri MEBBİS'e otomatik aktarın.

Zihin, işitme ve görme engelliler alanında var olan eğitimci açığının yanında dil ve konuşma terapisti, fizyoterapist ve iş-uğraşı terapistlerine de ciddi anlamda gereksinim duyulmaktadır. Ne yazık ki bu alanlarda da ciddi bir açık söz konusudur. Dil ve konuşma terapistliği için Amerika ve Avrupa ülkelerinde genellikle lisans eğitimi yeterli görülmektedir. Ülkemizde bu alanda henüz lisans eğitimi veren üniversite yok, sadece Anadolu üniversitesinde 2000 yılından itibaren yüksek lisans eğitimi verilmeye başlanmıştır. Bu süre içinde sadece 37 kişi mezun olmuştur. Bu hızla gidilirse, ülkedeki dil ve konuşma sorunu olan bireyler hesaplandığında 100 yıl sonra bile alandaki açık kapanmayacaktır. 

MEB geçtiğimiz yıllarda 160 saatlik Hizmetiçi eğitim kursu alan binlerce sınıf öğretmenini özel eğitim alanına aktardı. Bu doğru bir uygulamamıydı? Bence çok doğru, ancak verilen eğitim çok yetersiz ve düzensizdi. Bu uygulamaya çok sayıda tepki gösterildi. Özellikle birçok özel eğitimci ayağa kalktı ve olayı mahkemeye taşıyanların olduğu söylenilmektedir. Mesleki şovenizme saplanan özel eğitimcilere kalırsa, yüz binlerce engelli birey eğitim-öğretim hakkından mahrum olacaklardır. Bu hiçmetiçi eğitim seminerlerin kapsamı ve amacı bana göre doğru ama süre ve uygulama son derece amacın dışına çıkmaktadır. Çoğu zaman göstermelik bir yoklama yapılıyor ve günlük 10 saat yerine 3-4 saat ders yapılıyor. Eğitimciler arasında belirgin bir koordinasyon bulunmamakta ve kursun sonunda formalite gereği bir sınav yapılmaktadır. Buradaki temel sorun, kurslarda görevli olan sorumluların sorumluluklarını yerine getirememelerinden kaynaklanmaktadır. İkinci önemli bir sorun bu kurslara emekliliği yaklaşmış öğretmenlerin katılmasıdır. Emekli öğretmelerin özel eğitimde çalışıp çalışmamaları başlı başına bir tartışma konusudur; ancak şunu söyleyebilirim ki; belli bir yaş sınırı konulmalı ve emekli sınıf öğretmenleri sadece ve sadece hafif düzeyde özel gereksinimli bireylerle çalışmalıdır. Yoğun problem davranışları olan otistik ve ağır düzeyde zihinsel engelli çocuklarla çalışmalarında iyi performans göstereceklerini sanmıyorum.

Kurumunuza ait program, modül sınırlamalarını siz değil, otomasyonunuz takip etsin.

Diğer bir konu ise, kaynaştırma eğitimine devam eden öğrencilerin kaynaştırmada ne düzeyde yararlandıklarıdır. Bu soruya iç açıcı bir yanıt vermek olası değildir. Çünkü kaynaştırma öğrencileri, normal akranlarıyla bütünleşmek yerine, onların arasında kaybolmaktadır. Kaynaştırma eğitimi doğru yapıldığında büyük yarar sağlamakta ve çocuğa, birçok eksiğini doğal bir yolla kapatma olanağı oluşmaktadır. Şu anki koşullarda bu eğitim bazı engelli birey için yarardan çok zarar veriyor denilebilir. Çünkü bazı öğretmenler, çocuğu eğitim sürecine sokmak yerine sınıfın en arka sıralarında tek başına oturtur ve ders süresince konuşmasını ve rahat hareket etmesini yasaklamaktadırlar. Buradaki en önemli eksiklik öğretmenlerin kaynaştırma öğrencileriyle nasıl bir çalışma yapacaklarını bilememelerinden kaynaklanmaktadır. Bakanlığın bu yöndeki planı, yakın bir zamanda bütün öğretmenlere 180 saatlik hizmetiçi eğitim kursu düzenlemektir. Dilerim ki, bu kurslar da bir öncekilerine benzemez ve gereken eğitim doğru bir biçimde öğretmenlere sunulur. Böylece bundan sonraki kaynaştırma eğitimleri bütünleştirmeyi doğursun. Şu anki koşullarda en yararlı kaynaştırma yarı zamanlı olanıdır (konuyla ilgili geniş yazımı önümüzdeki hafta yayınlayacağım.)

Son günlerde gündeme gelen diğer bir konu ise, kısa süreli kurslarla beden eğitimi öğretmenlerinin fizyoterapist, Türkçe öğretmenlerinin ise dil ve konuşma terapisti olmaları yönündedir. Bu konuda bir şey söylemek istemiyorum; çünkü konu beni aşıyor, bu alanlar arasında ne tür benzerlikler veya yakınlıklar olduğunu doğrusu bilmiyorum.

Son olarak şunu söyleyebilirim ki, YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı ve sivil toplum örgütleri işbirliği içinde çalışırlara bu yönündeki sorunlar daha kısa sürede çözülecektir.

Öğrenci ve Veli bilgilerinin kolayca takip edin.

Şimdi özel eğitimdeki bu devasa açık nasıl kapatılabilir veya nasıl kapatılmalıdır? Biraz da sizin önerilerinizi dinleyelim…

Yorumlar (19)

[ Üyelere Özel ] 19-05-2009 00:21:32

Özel eğitimci olmayan birinin özel eğitim hakkında bu kadar çok yorum yapması gerçekten çok komik. zaten bu alandaki en büyük problem önüne gelen herkesin kendinde bu alanda çalışma hakkı görmesi, bu alan hakkında yorum yapması ve başkalarının cümlelerini kullanarak kitap yazması. lisans ve yüksek lisans Anadolu Üniversitesi mezunuyum. 7 yıldır da bu bu alanda çalışıyorum ve diyorum ki en kötü özel eğitimci en iyi farklı meslek grubundaki eğitimciden daha iyi çalışıyor. herkesin emeğine saygım var. ama bu iş ciddi bir bilgi birikimi ve staj süresi gerektiriyor. iki "aferin" bir "hayır" la iş bitmiyor. çevrenizde bu işi ticarete dökmüş kişiler varsa onlarla çalışmayı reddedip gerekli yerlere şikayet edebilirsiniz. bu konuda sizi engelleyen kimse yok. çatı arıyorsanız özel eğitimin ve özel eğitimcilerin haklarını sonuna kadar koruyan ve her türlü girişimde bulunan bir derneğimiz de var. ve bir uzman olarak diyorum ki 6 aylık program istediği kadar verimli olsun ordan özel eğitimci çıkmaz. bu kurslar tamamen ticaret amaçlıdır ve gerekli dava da derneğimiz tarafından açılmış durumdadır. herkesin haddini bildiği bir ortam profesyonelliğe daha çok yakışacaktır. evet az mezun var. yapılan işin niteliğini düşürmemek adına da öyle kalmalı. ve hala bir dernekle bağlantı kurmamış olan özel eğitimciler. lütfen mesleğinize sahip çıkmanın daha geçerli yollarını bir an önce bulun ve bu insanlara sözü bırakmayın.

[ Üyelere Özel ] 02-12-2008 15:11:44

Sinan beye katıldığım noktalar elebette var ancak ben şu konuda katılmıyorum.Eğitim yıl yada saatle ölçümlenmemeli.Kişi kendini geliştirmek ve yetersizlikten etkilenmiş bireylere en az kısıtlanmış ortamda en fazla beceriyi ve kavramı öğretmeyi hedefliyorsa ve kendini bu çizgide yürütüyorsa bunla ölçümlenmeli ve değerlendirilmeli.Nice arkadaşlar var ki usta öğretici diyoruz işini o kadar güzel yapıyor kiiii...Ama takmışız bi kere şu kadar saatte hizmetiçi eğitim alıp derslere katılmıyorlar ama sertifikaları var diyoruz .Hakeden ve haketmeyini ayırt etmek lazım bence.Ben bunun ayrımı nasıl yapılmalıdır bunu bulmalıyız.Ben de bir özel eğitimci ve gazi mezunu olarak fakültemin bu konuya destek vermesini talep ediyorummm...Siz sanıyormusunuz ki fakülte mezunu olan herkes işini en iyi yapıyor?Bunun için meslekte başarı ve gelişim envanteri geliştirmek ve uygulamak sonrada ödül koyarak motivasyonu artırmak gerekiyor.

[ Üyelere Özel ] 23-11-2008 23:13:19

Arkadaşlar, nereden mezun olursa olsun (eğitim fakültesi ya da fen-edebiyat fakültesi) ve branşı ne olursa olsun (özel eğitim öğretmeni ya da sınıf öğretmeni) birlikte çalıştığımız arkadaşlarla bir ekip ruhu oluşturursak, karşımızda geleceğini yücelteceğimiz bireye o derece faydalı oluruz. Aksi takdirde yanlış bulduğumuz uygulamalara biz de yanlış eklemiş oluruz ki, işte o anda önümüzde bulunan ve bizden rehber olmamız beklenen bireye çok zarar vermiş oluruz ki bunun sonucu felakettir. Bir doktor hata yaparak bir hastayı öldürür; biz öğretmenler ise bir hatamızla sadece o bireyi ve bireyin yaşama sevincini değil, onunla birlikte ailesini, gelecekte kuracağı yuvasını, hatta toplumun iyiye gidiş potansiyelini öldürebiliriz. Bütün meslektaşlarıma başarılı olmalarını diliyorum.

[ Üyelere Özel ] 07-04-2008 23:15:48

MERHABALAR EMİNİM BURAYA YORUMLARINI YAZANLAR HERHANGİ BİR ÖZEL EĞİTİM KURUMUNDA VE YA DEVLET BÜNYESİNDE ÇALIŞIYORDUR. DEVLET OKULLARINDA ÇALIŞANLAR SIRADAN EĞİTİMCİ ZİHNİYETİNİ BİR KENARA BIRAKIP İDEALİST ÖĞRETMEN TABLOSU MU ÇİZİYORLAR? BENCE HAYIR...
ÖZEL EĞİTİM KURUMLARINDA ÇALIŞANLAR GÖZLERİNİ PARA BÜRÜMÜŞ PATRONLARININ EMELLERİNE HİZMET ETMEKTEN BAŞKA EĞİTİMCİ KİŞİLİKLERİNİ Mİ ORTAYA ÇIKARIYORLAR? PATRONLARININ PARAYA DAYALI EĞİTİM POLİTİKALARINDAN BAŞKA ÖZ ÇALIŞMA MI GERÇEKLEŞTİRİYORLAR Kİ BUNLARI BİR TARAFA BIRAKIP ÖZEL EĞİTİMCİ Mİ SINIF ÖĞRETMENİ Mİ TARTIŞMASI YAPIYORUZ. BİZİ BİR ARADA TUTAN HAKLARIMIZI SAVUNAN BİR ÖRGÜTÜMÜZ BİLE YOKKEN HİZMETİÇİ EĞİTİM YALANLARIYLA KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM. KAÇIMIZ HİZMET İÇİ EĞİTİMDE ÖZEL EĞİTİM UYGULAMASINA BİR ÇİVİ ÇAKABİLDİK. ŞİMDİ SİZLER DİYECEKSİNİZ Kİ KLASİK OLARAK ''SEN YAPAMADIYSAN BİZE NE'' KİMSENİN YAPTIĞINA İNANMIYORUM BENDE 5 (BEŞ) YILDIR BU SEKTÖRDE(SEKTÖR DİYORUM ÇÜNKÜ ŞU AN PARA KAZANMA KAPISI OLARAK GÖRÜNMEKTEN BAŞKA BİŞEY DEĞİL BENCE)ÇALIŞIYORUM VE ÇOK İĞRENÇ TALEPLER VE UYGULAMALAR GÖRDÜM. BIRAKIN ARTIK ŞU KADAR ÖZEL EĞİTİMCİ VAR BU KADAR SINIF ÖĞRETMENİ VAR BU PSİKOLOG ŞU FİZYOTERAPİST DİYE AYRIM YAPMAYI DA BİRLEŞİP BİZLERE( ÖZEL EĞİTİMCİLER OLARAK) İHTİYACI OLAN O ÇARESİZ İNSANLARA ÇARE OLALIM BİR MUM DA BİZ YAKALIM Kİ ÖNLERİNİ GÖRMELERİ İÇİN AZ DA OLSA IŞIK TUTMUŞ OLALIM. SAYGILARIMLA MİNE BAŞ GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÖZEL EĞİTİM BÖLÜMÜ MEZUNUYUM HALEN BİR ÖZEL EĞİTİM KURUMUNDA ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ OLARAK ÇALIŞIYORUM.

[ Üyelere Özel ] 28-01-2008 22:42:31

her zaman iyi bir öğrenci olmak zorundadır...

[ Üyelere Özel ] 18-01-2008 19:57:33

sinan beye katılıyorm şu konuda.bu iş 160 saatlik kursta öğrenilip baş edilecek kadar kolay değil.4 yıllık bir özel eğitimci olarak ve en kaliteli eğitim veren kurumlarda ve tecrübe denetiminde çalışan bir öğretmen olarak güzel gelişmeler sağlamış olsam da kendimi yeterli hissetmezken,bu kadar az ve yalın bilgi ile desteksiz.bu kadar alan dışı öğretmenin ne kadar başarı sağlayacağının zor olacağını düşünüyorum.ben birçoğunun davranış problemleri veya ağır birçok probleme karşı sistemli çalıştıklarını düşünmüyorum.hepsi için demiyorum.ancak şu varki bu açığın kapatabilmesi için açılan kursların içeriğinin geniş ve detaylı olması gerektiğini destekliyorum.çünkü biliyorumki özel eğitimci sayası gerçekten yetersiz.ben farklı kurumlarda çalışmış bir öğretmen olarak epey kurumda öğrencileri bir çoğunun çok ağır olmadığını çok fazla özdel eğitim yöntemleri kullanılmadığını gördüm.ki zaten bu gibi kurumlarda gelişim saglanmayan öğrenciler daha kaliteli eğitimin yerini buluyorlardır.

[ Üyelere Özel ] 17-01-2008 19:24:40

Görüşlerinize büyük ölçüde katılıyorum. Ancak Hizmetiçi Eğitim Kurslarının ciddiyetsizliği konusuna katılmıyorum. Bence bu kursların süresi biraz daha uzun tutulması verimliliği artıracaktır. Saygılarımla...

[ Üyelere Özel ] 13-01-2008 20:13:54

slm arkadaşlar.
Ben özürlüler hakkında çok fazla bir yorum yapamayacağım.
Bu konuda bilgili değilim
Siteniz gerçekten harika .
Birgün gazetede rehabilitasyon merkezine sekreter aranıyordu müracat ettim ve çağrılmadım ama sizleri internetten takip ediyorum.
Eğitimciler olarak gerçekten birçok konuda yorumlar dile getiriliyor.
Aslında bende farklı bir hizmette bulunmak isterim sizler için nasip olursa selamlar

[ Üyelere Özel ] 13-01-2008 13:35:14

kesinlikle katılıyorum. cunku baska turlu ozel eğitm acıgı kapatılamaz...

[ Üyelere Özel ] 01-01-2008 20:54:54

ben zaten bu durumu hiç anlayamadım bir kısım kendini beğenmiş çıkıp sanki magazin proğramına katılmış gibi brifing veriyor.diğer meslek elemanlarını eleştirme hakkını buluyor kendinde.bırakalım artık bu işleride tek başına hiç bir meslek elemanının buişi yapamayacağını kabul edelim.eğer amacımız bu çocuklara yardım etmekse hep beraber el ele verip en iyi şekilde eğitim verelim.ve şunu unutmayalım birlikten kuvvet doğar.çocuk gelişimi ve eğitimi öğretmeni.

[ Üyelere Özel ] 31-12-2007 15:52:40

bence burada belirtirken çocuk gelişimcileri unutmuşsunuz.çünki çocuk gelişimcilerde;

özel eğitim,
partage erken çocukluk dönemi tarama testleri,
işitme engelli eğitimi,
zihinsel engelliler sınıflama ve eğitim,
v.b. şu anda tam yazamıyorum ve pekçok bunun gibi konularda
ilk ıldan sonra ikinci sınıftan itibaren gelişisel sapması olan tüm çocuklar için derslerimiz vardır.

sevgi ve saygılarımla!.....

[ Üyelere Özel ] 29-12-2007 23:46:52

özel eğitimi "özel " yapan bireysel gelişim odaklı olmasıdır.Okul öncesi dönemde önemli oranda gelişim elde edilebildiğine göre okul öncesi öğretmenlerimiz ,çocuk gelişimcilerimizin alandaki önemini yadsımamalıyız.Bir ana okulunda onbeş dakika kalamayan okul öncesi çocuğun gelişimini bilmeyen dahası normal çocuğu bile tanıyamayan ceşitli meslek erbanın durumunu da görmezden gelmeyelim.Eğitim formasyonu açısından elbette "özel" eğitimciler ve pdr mezunları ile öğrtemen kökenliler ve çocuk gelişimciler alanda çalışabilir.Ne ki hiç eğitim formasyonu olmaksızın eğitim bilim (pedagoji ) temeli olmayan psikologların alanda çalışmaları için daha fazla donanım gerektiği de unutulmamalı.Yine de tüm bu özel sorunlar Rehabilitasyon merkezlerini işleten ticaret erbabını ve eleştiri ölçütleri oluşmamış çare arayan veliyi ilgilendirmiyor.Devletin verdiği ücretin karşılığını alabilecekleri rehabilitasyon merkezleri gittikçe azalıyor.İşini seven rehabilitasyon merkezlerinin para alması için tüm etik kuralları yok sayanlar "özel " eğitimci olmasın.Alanında çalışan mesleğinin uzmanıve işini seven ,birysel gelişime önem veren ölçebilen ,kişilik gelişterebilen pdr,psikoloji ,ve özel eğitimi mezunları ve çocuk gelişimcileri "özel eğitimci" olsun.Ama biliyoriz ki rehabilitasyon merkezlerinde en ucuza çalışmak yeterli bir tek ölçüttür, uzman olanı rehabilitasyon merkezleri niye çalıştırsın.

[ Üyelere Özel ] 29-12-2007 00:59:03

Üstündağ kardeşime katılıyorum asiller gelinceye kadar vekaletlerin olması kadar daha doğal bir şey olamaz diye düşünüyorum saygılarımla

[ Üyelere Özel ] 29-12-2007 00:40:56

Özel eğitimcilerin kendi mesleki haklarını savunmalarını sovenizm olarak değerlendirilmesine kesinlikle katılmıyorum.Bu, engelli çocuklarımızın eğitim almasını istememek değil.Kurslar mutlaka düzenlenmeli,Verilen konular genişletilmeli,yapılan uygulama örnekleri sunulmalı ve sınavlar ciddi yapılmalı.Daha ders verdiği çocuğun hangi engel grubuna dahil olduğunu bilemeyen öğretmenlerimiz var! Öğrencisinin özelliklerini bilmeden verilen eğitim yarar mı yoksa zarar mı sağlar?

[ Üyelere Özel ] 28-12-2007 22:32:09

Sizin şu an yaptığınız şövenizm değil de nedir? Çetin Bey, gerçek özel eğitimcilerin sayısını net olarak veriyor ve açığın boyutlarını da açıklıyor. Sizin dışınızda hiç kimse özel eğitimde çalışmasın, hepsini size bırakalım. Hepsine eğitim verebilecek misiniz? Sizin zihniyetinizle hareket edilirse yüzbinlerce çocuk eğitimden mahrum kalacaktır. Kaynaştırma öğrencilerinin olduğu her sınıfa bir özel eğitimci koysak harika olurdu, ama böyle bir lüksümüz yok...
Sınıf öğretmenleri niye özel eğitimi okumadılar, diye abes birşeyler yazmışsınız; Sanki her üniversitede Özel eğitim bölümü vardı da onlar okumadılar? Sınıf öğretmenleri hiç olmazsa 160 saat eğitim alıyorlar. Doğrudan çalışma izni olan diğer meslek elemanları hiçbir eğitim almadan bu işi yapıyorlar. Örneğin psikologlar hiç özel eğitim dersi almadıkları halde bu işi yapıyorlar. Çetin beyin önerisi günümüz koşullarında çok güzel ve mantığa da çok uygun. Özel eğitimci olmayanlar için, 6 aylık kursun zorunlu tutulmasını öneriyor. Ayrıca sektörde çalışan 40 bine yakın kişinin içinde gerçek özel eğitimci işsiz kalıyorsa, bu da onun mesleğindeki yetersizliğinden kalıyordur. Sanırım sizin de işsiz kalma gibi kaygılarınız var, galiba siz de kendi yeterliliğinizden kuşkulusunuz. Siz 4 sene eğitim aldınız, kim size çalışmayın diyor. Siz çalışarak, yüksek performans göstererek farkınızı diğer özel eğitimci olmayanlarla ortaya koymalısınız.
Çalışmanın adı devlette girince mi çalışma oluyor. Allah aşkına, bırakın şu devletçilik zihniyetini... Rehabilitasyon merkezi sahiplerinin de yaptığı şey devlet memurluğu değil mi? Genelgeye niye bu kadar karşı çıktıları bundan dolayı değil mi?
Onlar da sırtlarını devlete verip her ay düzenli olarak devletten aldıkları paralarla cukalarını doldurmuyorlar mı? Her şeyi devletten beklediğimiz sürece bir yere varamayız.
Çetin Bey boş sözler söylemiyor, araştırmış, sayısal verileri ortaya koymuş ve önerilerini sıralamıştır. Evet Sinan bey, size göre özel eğitimdeki açığı nasıl kapatabiliriz? Çözümünüz ne?

[ Üyelere Özel ] 28-12-2007 01:08:34

Önemli konular ve iyi ifade edilmiş.. Hani öneriler dediniz ya .Kaleme aldığınız bu makale birçok eğitimcinin ortak dili olmuş bence.Önerim özel eğitimde BRANŞLAŞMA dır.Bu inanılmaz geniş yelpazede sınıf öğretmenine de ,psikoloğa da,usta eğitici ve diğerlerine de ihtiyaç varken neden iyi bir yapılandırmaya temel atmıyoruz?Farkındaysak (ki farkındalıkla başlar tüm başarılar)Biz önce kendimizle yüzleşip tanışmadan acaba özel eğitimi tartışmalımıyız ya da?sevgili özel eğitim bölüm mezunu sinan bey,160 saati hizmetiçi eğitim semineri alan sınıf öğretmenleri tanıdınız mı reel yaşamda?ya da ceplerinden dişlerini sıka sıka arttırdıkları paraları gelişimlerine akıtan sınıf öğretmenleri gördünüz mü?Ben gördüm.Ve bölüm mezununu geçenleri de...Bu statü kargaşaları zamanımızı çalmamalı bizlerin.Bizler kolları sıvayıp en doğru uygulamalar için nefer olmayı hedefleyelim bence.Ellerine sağlık sevgili çetin.Saygılarımla

[ Üyelere Özel ] 27-12-2007 21:22:15

Ergin Bey,

Konuya gerçekten uzmanca bir yaklaşım sergilemişsiniz.Tebrik ederim
Ülkemizde milyonlarca engelli bulunmaktadır.Toplumun büyük bir bölümünü kapsıyor. Onlarında her birey gibi eğitim hakkı var. Özel eğitimciler alanında iyi yetişmiş uzmanlar. Bunu kabul ediyoruz.Ama sayısal olarak yetersizlik var. Şu an engelli çocuklarımızın büyük bir bölümü eğitimden yoksundur. Özel eğitimci sayısı yetmiyor. Ne yapılacak öyleyse ? Tabi ki Pedagojik formasyon almış eğitimcilere bu görev verilerek, tam olmasa da engelli çocuklarımızın eğitim almalarını sağlamak gerekir. En azından toplum içinde yaşama kurallarını , öğrenseler , günlük yaşam becerilerini geliştirseler, okuma yazma öğrenseler çok mu kötü olur?. Düşünün bir ilçede 200 engelli var 2 tane özel eğitimci var. 2 özel eğitimci hangisine eğitim verecek.Benden başkası eğitim veremez demek, bu çocuklarımıza bir şey kazandıracak mı? Yazık değil mi bu çocuklara? Ben lik duygusundan sıyrılmak gerekir. Forumlarda benim babam, senin babanı döver, anlayışı yerine eğitimde başarıyı artırmak için neler yapılması gerektiği tartışılsa daha iyi olmaz mı?

Kaynaştırma eğitiminde ise RAM larda çalışan arkadaşlarımız kaynaştırmaya gönderdiği öğrencinin takibini, rehberliğini ve bep hazırlamada gerekli yardımı yapamıyorlardı.Çünkü RAM larda yeterli özel eğitimci yoktu.. Son yıllarda kaynaştırma takibi başlatılmıştır.Bep geliştirme birimleri oluşturulmaya başlanmıştır.
Sorunlara farklı bir bakış açısı getirdiğiniz için teşekkürler.

[ Üyelere Özel ] 27-12-2007 14:13:45

Çetin Bey çok güzel ve yol gösterici bir yazı teşekkürler. Eminim Bakanlıktan biri bu siteye girip paylaşılan tartışılan konuları okuyup düzenleme yapılsa bir çok sorun gideril miş olurdu.
Bence nitelikli personel yetiştirilmesi de tek başına yeterli değil. Doğru yerde kullanılmasıda bir o kadar önemli. Şahsen ben İşitme Engelliler Öğretmeniyim ve Rehberlik Araştırma Merkezinde çalışıyorum. Ve de kendi branşımdan çok zihin engelli bireylerle uğraşmak zorunda kalıyorum.
Devlet bizi buralarda harcarken sınıf öretmenlerini okullarda görevlendiriyor.2005-2006 atamalarında sadece 5 tane işitme engelliler öğrenmeni ataması yapıldı halbuki o zaman sınıf öğretmenlerinin doldurduğu ihtiyaç dışında sadece kayseri de 8 tane daha işitme engelliler öğrenmeni açığı vardı. saygılar

[ Üyelere Özel ] 27-12-2007 11:30:56

çetin bey yazınızda bir noktaya katılmıyorum 'mesleki sovenizm yapan özel eğitimciler' demişsiniz. bu kabullenilemez bir itham. eğer sınıf öğretmenleri bu işi yapacaklarsa neden özel eğitim okumadılar biz neden 4 sene bu alanda eğitim aldık bu iş 60 ya da 160 saatlik eğitimle olacakasa biz neden okuduk bizde sınıf öğretmeni olsaydık o zaman. açık nasıl kapanacak diyosunuz açık kapatmak için görme işitme engelliler öğretmenleri boşta gezerken yada sen zihinsel engellilerde (devlette) çalışamazsın derken sınıf öğretmenlerini atayarak mı kapanacak.bu mu sovenizm. bu iş sadece okuma yazma öğretmekle olmuyor maalesef... teşekkürler

Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Özel Eğitim Öğretmeni

İş mi Arıyorsunuz?

Başka bir şehire taşınmayı düşünüyor, iş mi arıyorsunuz?

Artık bunları dert etmeyin! Hemen özgeçmişini doldur ve "İş Arıyorum" ilanı ver, kurumlar seni arasın. Hepsi bu...

Yenilenen EÇOP'u Denediniz mi?
Engelli Çocuklar Otomasyon Programı (EÇOP) yenilendi, Demo indirip anında, MEBBİS'den bilgilerinizi yükleyerek hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.
ÜCRETSİZ demoyu hemen indirin ve yükleyin.
  • SINIRSIZ Kullanıcı ve Öğrenci
  • Veritabanı sunucu hizmeti
  • Uzak sunucuya otomatik yedekleme
  • E-fatura entegrasyonu
  • Web tabanlı (mobil uyumlu) veya Masaüstü kullanımı
  • MEBBİS otomatik veri alma ve aktarımı
  • Tüm formların otomatik hazırlanması
  • Yılsonu değerlerlendirme işlemlerinin tek tuşla yapılması
  • Faturaların otomatik üretilmesi ve hatasız MEBBİS'e aktarılması
  • Online teknik destek imkanı
  • Pratik ders yazılabilmesi
Ücretsiz İş İlanı
Özel eğitim ve sağlığın ortak paydası olan Rehabilitasyon.com adresinin sektöre özel iş veren ile iş arayan arasında ne kadar iyi bir köprü olduğunu görebilmeniz için çok kısa süreliğini ÜCRETSİZ bir İş İlanı verebilirsiniz.
İş Arayanlar

iş arayan 620 kişi var. Hemen irtibata geçerek personel eksikliğinizi tamamlayın.

Bugün

Zehra Y.
Sosyal Hizmet Uzmanı

Bugün

Çağatay Y.
Psikolog

Dün

Afra Z. C.
Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen

Dün

Ayşenur D.
Psikolog

2 gün önce

Betül Ö.
Fizyoterapist