05-12-2014 |

Çocuk Gelinler

Çocuk gelin kavramını açıklamak için öncelikle ülkemizdeki Medeni Kanun maddelerinde evlenme yaşına ve olağanüstü durumlardaki evlenme yaşına  bakmak gerekmektedir. Bunun nedeni kanunun çocuk gelin olma yolunu açıp açmadığını değerlendirmek ve çocuk gelin olmaya karşı özel bir yaptırım içerip içermediğini görmektir. 2002 yılında revize edilen Türk Medeni Kanunu evlilik için kanuni asgari yaşı kadınlar için 17'ye çıkarılmış ve cinsiyet gözetilmeksizin evlenme yaşı 17 kabul edilmiştir. 2002 tarihli Medeni Kanunu ayrıca şöyle demektedir: "Hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir” (TMK, 2001, madde 124). Görüldüğü üzere Medeni Kanun'ca belirlenmiş evlenme yaşı uluslararası standartların altındadır ve bu yaş özellikle kız çocuklarını erken yaşta evlilik kapsamına almakta ve etkilemektedir.

            Bunun dışında Türkiye'de Türk Ceza Kanunu ve Çocuk Koruma Kanunu bu durumu etkileyebilmektedir. Örneğin Türk Ceza Kanunu'nda "15 yaşından küçük çocuklara karşı ister rızasıyla isterse cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel istismar suçu 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilebilecektir" maddesi geçmektedir. Buna dayanarak zorla evlendirilmiş 15 yaşından küçük kız çocuklarına yönelik cinsel girişimler suç olarak kabul edilmektedir. Ancak ülkemizde baktığımızda 15 yaş altı evliliklerin buna rağmen yaygın olduğu görülmektedir. Diğer bir kanun olan Çocuk Koruma Kanunu'na göre ise "Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişiyi tanımlamaktadır. Korunma gereksinimi olan çocuğu da: bedensel, zihinsel,ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal ve istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu şeklinde kabul ederek çocuğun korunması gerekliliğini ortaya koymaktadır (Bkz: http://mevzuat.meb.gov.tr/html/25876_0.html) Ülkemizde var olan mevcut yasaların ve kanunların farklı yorumlanması çocuk gelin olmanın yolunu açmakta ve bu evliliklerin yapılmasını kabul eden görüşlerin devamına neden olmaktadır.

Kurumunuza ait program, modül sınırlamalarını siz değil, otomasyonunuz takip etsin.

            Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 20 Kasım 1989 tarihinde imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde de ilk madde "Her birey on sekiz yaşına kadar çocuk olarak kabul edilir. Her çocuk vazgeçilmez haklara sahiptir." Türkiye, ÇHS'yi 14 Ekim 1990'da imzalamıştır ve sözleşme 27 Ocak 1995'te Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. (Bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87ocuk_Haklar%C4%B1_S%C3%B6zle%C5%9Fmesi) Görüldüğü üzere kanunlarda belirtilen çocuk olma yaş sınırı 18'dir ve denilebilir ki bu yaş erken evlilikler için de sınır olan yaştır. Erken evlilik ve çocuk gelin kavramı buna dayandırılarak fiziksel, fizyolojik ve psikolojik açıdan evliliğe hazır olmadan ve genellikle 18 yaş altında yapılan evlilikler olarak tanımlanabilir. Erken yaşta evlilik, çocuk evlilik, çocuk gelin kavramları birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Bu kavramlardan en yaygın olanı çocuk gelin kavramıdır. Birçok yazılmış makale, yapılmış araştırma çocuk gelin kavramını ön plana çıkarmaktadır. Bu durum erken yaşta evliliklerde erkeklerin olmadığı anlamına gelmemektedir. Ancak istatistiki verilere bakıldığında erkeklerin sadece %5'inin 19 yaşına gelmeden evlendiği, kızlarda ise bu oranın %35 ve 60 arası değiştiği gözlenmiştir. Bu nedenle erken yaşta evlilikle daha çok kız çocuklarının yüz yüze geldiği söylenebilir. Üstelik birçok çocuk yaşta evlilik resmi kurumlar aracılığı olmadan yapıldığından bu yüzdeliklerin üstünde bir rakam olduğu da unutulmamalıdır. 

Erken yaşta evliliklerin en önemli nedenlerinden biri hatta en önemlisi eğitimsizliktir. Eğitimsizlik dini inanışların yanlış algılanmasını, yoksulluğu, bilinçsizliği ve şiddeti de beraberinde getirmektedir. Kız çocukları Türkiye'nin bazı bölgelerinde değersiz olduğundan evde bir fazlalık olarak algılanmakta ve bir an önce evlendirilip evin yükünün hafifletilmesi olarak görülmektedir. Bu da kız çocuklarının erken yaşlarda evlendirilmesine neden olmaktadır. Eğitimini henüz tamamlayamamış kız çocuğu erkeğe göre dezavantajlı konumdadır. Erkek çocuk hem eğitimini tamamlayacak, hem iş bulacak hem de askere gidip geleceğinden evlilik yaşı kız çocuğuna göre daha ileriki dönemlere denk gelecektir. Özcebe ve Biçer'in aktardığı üzere; Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları 2008'e göre Türkiye'de 15-19 yaş grubunda evlenme, okur yazar olmayanlarda %7.2, ilköğretim birinci kademeden mezun olanlarda %7.6, ikinci kademeden mezun olanlarda %1, lise ve üzerinde ise %3.9'dur (2013: 89). 

Kurumunuza ait program, modül sınırlamalarını siz değil, otomasyonunuz takip etsin.

Ekonomik yoksunluklar erken yaşta evliliklerin bir diğer önemli nedenidir. Erken yaşta evliliklerin görüldüğü yerlere bakıldığında özellikle ekonomik durumu kötü olan aileler ön palana çıkmaktadır. Bu aileler yaşadıkları olumsuzluklardan ve çektikleri maddi sıkıntılardan kurtulmak için kız çocukları üzerinden evlilik yoluyla ilişkiler geliştirmektedir. Bu sayede hem kendi hanesinden "bir boğaz eksiltecek" hem de kızının sağladığı sosyal ağla kendini toplumda güvence altına alacaktır. Ülkemizde bazı kırsal bölgelerde özellikle "başlık parası" yoluyla ailelerin kız çocukları üzerinden gelir elde etmeleri kız çocuğunun bir meta olarak değerlendirilmesinin de yolunu açmaktadır. Boran ve arkadaşlarının aktardığı üzere; ülkemizde Aile Yapısı Araştırması'nda başlık parası verilme oranı 2006 verilerine göre %17.6 olarak bildirilmiştir (kentte %14, kırsal bölgelerde %24) (2013: 60). 

Türkiye'de çocuk gelinlerin önlenmesi için atılan ilk adım mevzuattaki evlenme yaşının değiştirilerek cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasıdır. Daha önceki Medeni Kanun'da evlilik için asgari yaş sınırı kadınlar için 15, erkekler için 17 iken yeni Medeni Kanun'da hem kadın hem erkekler için 17 olarak değiştirilmiştir. Bu sorunla ilgili ülkemizde atılan ikinci adım eğitim boyutuyla karşımıza çıkmaktadır. UNICEF ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2003-2010 yılları arasında gerçekleştirilen "Haydi Kızlar Okula" kampanyası ile birçok kız çocuğu eğitim yaşamına kazandırılmış ve ilkokula kayıtlarda kadın-erkek eşitliği iyileştirilmiştir. Buna rağmen buraya kayıt olan kız çocuklarının evlilik oranları ile ilgili bir araştırma henüz yapılmamıştır. 

Öğrenci ve Veli bilgilerinin kolayca takip edin.

Türkiye'de çocuk gelin sorununu önlemek amacıyla atılan diğer adım 2009 yılında TBMM Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu "Erken Evlilikleri Araştırma Alt Komisyonu" kurmuş, çocuk gelin sorununu soruşturmak amacıyla raporlar ortaya koymuştur. Son olarak ülkemizde gerçekleştirilen diğer girişimler STK'ların ve Çocuk Haklarının Savunucuları tarafından gerçekleştirilmiştir. Özellikle Uçan Süpürge tarafından birçok rapor, yazı ve makale yayınlanmış, çocuk gelinler ile ilgili 54 ilde bir proje yürütülmüş ve sonuçları yazılı olarak açıklanmış, kampanyalar düzenlenmiştir. 

Yorumlar (2)

[ Üyelere Özel ] 04-03-2015 01:32:00

toplumumuzun ataerkil yapısıda bu konuda yapılacakları önemli ölçüde zorlaştırmaktadır gelenekselllik ve modernlik Arasında kalmış bir toplum olarak çoçuk gelinler bu kısır döngüyü çıkılmaz hale getirmektedir

[ Üyelere Özel ] 13-12-2014 18:45:02

gerçekten güzel anlatım

Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Sosyolog

Ücretsiz İş İlanı
Özel eğitim ve sağlığın ortak paydası olan Rehabilitasyon.com adresinin sektöre özel iş veren ile iş arayan arasında ne kadar iyi bir köprü olduğunu görebilmeniz için çok kısa süreliğini ÜCRETSİZ bir İş İlanı verebilirsiniz.
İş Arayanlar

iş arayan 615 kişi var. Hemen irtibata geçerek personel eksikliğinizi tamamlayın.

Dün

Melike N. D.
Uzman Öğretici

2 gün önce

Aleyna K.
Psikolog (Klinik)

Dün

Zeliha T.
Uzman Öğretici

Dün

Mehmet M.
Uzman Öğretici

2 gün önce

Ebranur B.
Psikolog

21 yıllık birikim ve tecrübeyi içeren EÇOP ile tüm işlemlerinizi hızlıca yapın!